İsrailli araştırmacı İran tarafından takas için mi kaçırıldı?

Irak'ta kaçırılan İsrail-Rusya çifte vatandaşı araştırmacı Elizabeth Tsurkov (Hükümet Basın Ofisi)
Irak'ta kaçırılan İsrail-Rusya çifte vatandaşı araştırmacı Elizabeth Tsurkov (Hükümet Basın Ofisi)
TT

İsrailli araştırmacı İran tarafından takas için mi kaçırıldı?

Irak'ta kaçırılan İsrail-Rusya çifte vatandaşı araştırmacı Elizabeth Tsurkov (Hükümet Basın Ofisi)
Irak'ta kaçırılan İsrail-Rusya çifte vatandaşı araştırmacı Elizabeth Tsurkov (Hükümet Basın Ofisi)

Iraklı yetkililer İsrailli Rus araştırmacı Elizabeth Tsurkov'un Irak'ta kaçırılmasıyla ilgili soruşturma başlattıklarını açıklasa da olay gizemini koruyor. Zirâ yetkililer soruşturma dosyasında herhangi bir yeni gelişmeden bahsetmezken, kaynaklar ise bazı silahlı Şii gruplara Tsurkov'un akıbetini öğrenmek için baskı yapıldığını belirtiyor.

Haşdi Şabi kaynakları, Ulusal Güvenlik ve parlamento üyelerinin öne sürdüğüne göre, Tsurkov'un Bağdat'ta kaçırılması ile Tel Aviv'deki İranlı bir tutuklunun serbest bırakılması yönünde yürütülen, ancak durdurulan müzakereleri yeniden canlandırması için İsrail'e baskı yapılması amaçlanıyor.

Silahlı gruplara yakın bir güvenlik kaynağı, Tsurkov'un Tahran’ın talebi üzerine Irak'ta Ketaib Hizbullah ile birlikte olduğunu söylerken diğer kaynaklar ise Tsurkov'un İran'a aktarıldığını öne sürüyor. Kaynaklar, şuan İran ile İsrail arasında yerel olmayan arabuluculuk ile müzakerelerin sürdüğünü belirtiyor. Nitekim iki tarafın da müzakereleri kolaylaştırmak için Arap olmayan bir bölge ülkesi seçtiği biliniyor.

Bazıları, geçtiğimiz Haziran ayında Güney Kıbrıs'ta İsraillilere yönelik saldırılar düzenlemekle suçlanarak İran’da İsrail tarafından kaçırılan Yusuf Şahbazi’nin serbest bırakılması karşılığında Rusya'nın müdahalesiyle Tsurkov'un önümüzdeki günlerde serbest bırakılmasıyla sonuçlanabilecek görüşmelerin yapıldığını belirtiyor. Yerel gözlemciler de Şahbazi ile Tsurkov davaları arasında bir bağlantı olabileceğini düşünüyor.

sd
Irak'ta kaybolan İsrailli Rus akademisyen Elizabeth Tsurkov'un 26 Mayıs 2017'de İstanbul'da fotoğrafını çeken Suriyeli gazeteci Ahmed Muhammed'in ulaştırdığı fotoğraf (AFP)

Irak'ı birden fazla kez ziyaret eden Tsurkov, Irak ve Suriye'deki silahlı grupları inceleme ilgisi nedeniyle askeri kanadı bulunan taraflarla bir araya gelmişti. Sosyal medyada Sadr Hareketi üyeleri ve diğer akımlarla yaptığı görüşmenin fotoğraflarını yayınlamış, Şii şehirlerini ziyaret etmişti. Görüşmelerinde ‘direniş’ destekçileri ile ilgileniyor gibi görünüyordu. Sadr destekçisi unsurlarla bir araya gelen Tsurkov, Sadr destekçileri tarafından Bağdat'ın Sadr semtinde kılınan Cuma namazlarından birine katıldı. Bunun üzerine Sadr hareketi karşıtları, hareketin kaçırılma olayına karışma olasılıklarına dair bazı söylentilerde bulundu.

Şarku’l Avsat’a konuşan, ancak ismini vermek istemeyen bir Sadr Hareketi üyesi, eleştirilere verdiği yanıtta şöyle söyledi:

Dikkatleri dağıtmakta iyiler, ancak Irak'ta herkes bu tür operasyonlarda hangi tarafın uzman olduğunu bilir. Tsurkov’un bazı Sadr destekçileri ile görüştüğü, onlarla Cuma namazına katıldığı biliniyor. Ancak, hareketin üst düzey liderleriyle değil, sıradan unsurları ile tanıştı. Bu insanlar onun sadece harekete ve liderine biraz sempati gösteren bir Rus yabancı araştırmacı olduğunu biliyorlar. Kendisi resmi ve aleni bir şekilde Irak’a girdi. Bu noktada Mayıs 2022'de İsrail ile normalleşmeyi suç sayan yasayı Parlamento'dan geçirmekte ısrar eden tarafın Sadr Hareketi olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Adam kaçırma eylemini kim gerçekleştirdiyse bunu dışarıdan emirlere göre yaptığı açık.

sawde
Irak güvenlik güçleri mensupları (Reuters)

Hükümet Sözcüsü Basim el-Avadi ise son açıklamalarında “Irak hükümeti resmi soruşturmalarını tamamlayıp sonuca ulaşana kadar bu konuda resmi bir açıklama mevcut değil” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı kaynakları ise İsrailli bir kişinin ülkeye girişine izin verildiğini reddetti. Zirâ yürürlükteki yasalar İsraillilerin ülkeye girişini engelliyor. Tsurkov’un Irak’a Rus vatandaşı olarak girdiği düşünülüyor.

İsrail Başbakanı Netanyahu, Kataib Hizbullah’ı yaklaşık dört ay önce Irak'taki adam kaçırma olaylarının arkasında olmakla suçlamıştı. Kataib Hizbullah yetkilisi Ebu Ali el-Askeri, Perşembe günü yaptığı açıklamada, kaçırılan kadını esir olarak nitelendirdi. Twitter hesabında gönderi paylaşan Askari, “Siyonist varlığın Başbakanı’nın Irak'ta bir İsrail güvenlik unsurunun olduğunu kabul etmesi çok tehlikeli bir göstergedir. Dikkatli ve kararlı bir şekilde ele alınmalıdır.

Ketaib Hizbullah; kamu yararına hizmet niyetiyle Irak'taki Siyonist tutsak veya mahkumların akıbetini, bu suç çetesinin niyetini, kendileriyle muhatap olmayı suç sayan bir ülkede hareketlerini kolaylaştıranların kimler olduğunu öğrenmek için iki kat çaba gösterecek” açıklamalarında bulundu.

Koordinasyon Çerçevesi’nden bir yetkili ise Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Meseleye gerçekten yakın değillerse Tsurkov’a neden tutsak dediklerini bilmiyorum” vurgusunda bulundu. Tsurkov’un serbest bırakılması için İran makamları ile İsrail arasında gizli görüşmelerin yapıldığı söyleniyor. Irak makamlarının Tsurkov’un kaçırılma koşulları hakkında kesin bir sonuca varamadığına, adam kaçırmanın Ketaib Hizbullah gibi geniş nüfuza sahip silahlı bir grup tarafından gerçekleştirildiğine dair yerel tahminler mevcut. Nitekim 2015’te de kaçırılıp silahlı bir grup tarafından tutuklanan, en az bir yılın ardından fidye karşılığında serbest bırakılan Katarlı balıkçılar hususunda benzer bir olay yaşanmıştı.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.