Ürdün’de 2’si birkaç gün önce hapishaneden kaçan 3 terörist öldürüldü

Ürdün güvenlik güçleri Amman sokaklarında (Asayiş Müdürlüğü resmi hesabı - Facebook)
Ürdün güvenlik güçleri Amman sokaklarında (Asayiş Müdürlüğü resmi hesabı - Facebook)
TT

Ürdün’de 2’si birkaç gün önce hapishaneden kaçan 3 terörist öldürüldü

Ürdün güvenlik güçleri Amman sokaklarında (Asayiş Müdürlüğü resmi hesabı - Facebook)
Ürdün güvenlik güçleri Amman sokaklarında (Asayiş Müdürlüğü resmi hesabı - Facebook)

Ürdün Kamu Güvenliği Müdürlüğü, ikisi birkaç gün önce hapishaneden kaçan üç ‘aranan teröristin’ öldürüldüğünü duyurdu.

Müdürlük tarafından yapılan açıklamada, söz konusu kişilerin, Aralık ayında akaryakıt fiyatlarının düşürülmesiyle ilgili ekonomik taleplerin tetiklediği olayların zirvesinde, Ma’an olayları olarak bilinen ayaklanmalar sırasında ortaya çıkan Hüseyniye terör hücresinin üyeleri olduğu ifade edildi.

15 Aralık’ta, Ma’an Polis Şefi Yardımcısı Tuğgeneral Abdurrezzak Dalabe, Hüseyniye kasabasında yetkililerin ‘isyan’ olarak adlandırdığı olaylar sırasında vurularak öldürüldü.

Hüseyniye terör hücresi, Dalabe’yi pusuya düşürerek öldürmeyi planlayan hücre olarak biliniyor.

Açıklamaya göre, Ürdün güvenlik güçleri, kaçakların Suudi Arabistan’ın güneydoğu sınır şeridinden yüzlerce metre uzakta, çok engebeli bir alanda olduğunu tespit etti.

Bu kişiler, araçlarını terk edip çölde kaybolmalarının ardından onları aramak için çalışmalar başladı. Üç zanlı güvenlik güçlerine otomatik silahlarla ateş açmalarının ardından çıkan çatışmada öldürüldü.

İki mahkumun, birkaç gün önce terör davalarında hüküm giymiş kişilerin bulunduğu Muvekker Hapishanesi’nden (başkentin 45 km doğusunda) firar etmesi, burasının güvenliği konusunda soru işaretleri oluşturdu.

Aralık ayında, Ürdün’ün güneyindeki Ma’an’ın Hüseyniye bölgesinde ‘tekfirci ideolojiye sahip olanlardan oluşan bir terör hücresinin’ ortaya çıkması, ülkede bu hareketin ve onun uyuyan hücrelerinin yeniden canlanacağına dair korkuları artırdı.

Bu korkular, Tuğgeneral Dalabe’nin öldürülmesiyle ilgili zanlıları tutuklamak için terör hücresine düzenlenen baskınla 3 üyenin öldürülmesinin ardından daha da güçlendi.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.