Fas, 7. Afrika Barış ve Güvenlik Konferansı’na ev sahipliği yapıyor: Eski Orta Afrika Cumhurbaşkanı, kadınların liderliğinin önemine vurgu yaptı

Orta Afrika Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Catherine Samba-Panza (Getty Images)
Orta Afrika Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Catherine Samba-Panza (Getty Images)
TT

Fas, 7. Afrika Barış ve Güvenlik Konferansı’na ev sahipliği yapıyor: Eski Orta Afrika Cumhurbaşkanı, kadınların liderliğinin önemine vurgu yaptı

Orta Afrika Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Catherine Samba-Panza (Getty Images)
Orta Afrika Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Catherine Samba-Panza (Getty Images)

Fas ev sahipliğinde düzenlenen 7. Afrika Barış ve Güvenlik Konferansı’ndan konuşan Orta Afrika Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Catherine Samba-Panza, Afrika’da kriz yönetimi ve çatışma sonrası yeniden yapılanmada kadın liderliğinin önemine dikkat çekti.

Yeni Güney Politika Merkezi tarafından 10 ve 11 Temmuz tarihlerinde düzenlenen, 7. Afrika Barış ve Güvenlik Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada Samba-Panza, kadınların siyasi yükümlülüğü güçlendirmedeki önemine dikkat çekti. Kadınların özellikle barış, istikrar ve ülkelerin kalkınması ile ilgili vizyonlar oluşturulurken siyaset sahnesindeki varlıklarının çok önemli olduğunu belirtti. Eski Cumhurbaşkanı, uluslararası toplum ve Afrika topluluğunun, kriz sonrası yeniden yapılanmada öncelikli görevleri belirlemek amacıyla benimsediği çatışma çözümü ve arabuluculuk biçimleri üzerinde düşünmesi için çağrıda bulundu.

Samba-Panza yeniden ortaya çıkmalarını önlemek için siyasi, idari ve ekonomik yönetişim sorunları gibi krizin etkenlerini belirlemenin önemini vurguladı. Bu bağlamda, ‘son isyanın arkasındaki ana nedenin bölgesel kalkınmadaki dengesizlik olduğunu’ hatırlattı.

Moderatörlüğünü Yeni Güney Politika Merkezi kıdemli araştırmacısı Monya Puket’in yaptığı bu açılış oturumunda Samba-Panza, mevcut baskılarla yüzleşmenin, özellikle eğitim ve sağlık sektörlerinde nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamayı gerektirdiğini sözlerine ekledi. Uluslararası toplumun ülkesini yeniden uluslararası gündeme getirmek için gösterdiği desteğe övgüde bulundu.

İlgili bir bağlamda, Afrika meseleleri uzmanları dün (Pazartesi) Rabat’ta, Yeni Güney Politika Merkezi tarafından düzenlenen 7. Afrika’da Barış ve Güvenlik Konferans’ında kıtanın güvenliğinin yeniden sağlanması gerektiği çağrısında bulundu.

‘Kolektif Güvenlik için Afrika Yaklaşımı’ konulu bir panelde, Afrika Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü proje yöneticisi ve kıdemli araştırmacı olan Dawit Johannes, Afrika’daki güvenlik sisteminin çeşitli boşluklarla lekelendiğini belirtti. Afrika barış ve güvenlik mimarisi kapsamında çerçevelenen Afrika toplu güvenliğinin, normatif ilkeleri içerme açısından yenilikçi olduğunu belirtti. Bu bağlamda, örneğin Afrika Birliği’ne insan hakları ihlalleriyle ilgili ciddi durumlar söz konusu olduğunda üye devletlere müdahale etme hakkı verildiğini belirtti.

Johannes diğer yandan, bu ilke ile Afrika barış ve güvenlik mimarisinin, üye devletlerin toprak bütünlüğüne saygı da dahil olmak üzere diğer temel ilkeleri arasında tam bir uyum olmadığına dikkat çekti. Afrika Birliği ile bölgesel ekonomik topluluklar arasındaki ilişkinin ‘açıkça tanımlanmadığını’ da sözlerine ekledi. Johannes, kıtanın politikalarının mevcut bağlama uyarlanması için gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Afrika Birliği Komisyonu Başkanı’nın Özel Temsilcisi Muhammed el-Emin Suveyf (eski Komorlar Dışişleri Bakanı), çetrefilli finansman sorunundan bahsederek, Afrika’nın özellikle Avrupa’dan gelen yabancı bağışçılara bağımlı olmaya devam etmesi halinde, kendi kendisinin efendisi olmayacağını belirtti. Kıtadaki güvensizlik durumlarının yönetilmesine yardımcı olmak amacıyla kurulan Barış Fonu’na birçok kısıtlama nedeniyle erişilememesine yönelik üzüntüsünü dile getirdi. Bu bağlamda, Afrika’nın kendine ait bir fonu olmasına rağmen başkalarına başvurmasını sorguladı.

Kuzey Illinois Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde profesör olan Ebu Bekir Bah, kötü yönetişim, etnik ayrımcılık ve marjinalleştirme faktörlerinin Afrika ülkelerinde iç istikrarsızlığa katkıda bulunduğuna dikkat çekti. Teröre karşı küresel savaşın, Afrika kıtasında sadece yönetişim meselesiyle ilgili olmayan yeni bir çatışma türünün ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkat çekti. Afrika’da kolektif güvenlik kavramının, kıtanın güvenliğini dünyanın geri kalanının kaderi ile ilişkilendirmeyi içerdiğini belirtti.

Organizatörler tarafından yapılan açıklamada, her yıl toplanan bu konferans için seçilen tarihin ‘Afrika’da Çatışma Sonrası Yeniden İnşa’ temasına sahip olduğu, bu bağlamda mevcut zorlukların üstesinden gelmek için güçlü yönlere, geçmişe ve yeteneklere odaklanarak Afrika’da barış ve güvenlikle ilgili gelişmeleri analiz etmeyi amaçladığı belirtilmişti. 



ABD, İsrail'in Lübnan'ı işgaline karşı çıkıyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerdeki yıkım (AP)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerdeki yıkım (AP)
TT

ABD, İsrail'in Lübnan'ı işgaline karşı çıkıyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerdeki yıkım (AP)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırının gerçekleştiği yerdeki yıkım (AP)

ABD'li bir yetkili dün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, ABD'nin Lübnan'daki krizi kontrol altına almak için ‘somut fikirler’ sunduğunu bildirdi ve Washington'un Hizbullah'ı hedef alan bir İsrail kara harekâtına karşı olduğunu yineledi.

Dünya liderleri Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu için New York'a akın ederken isminin açıklanmaması kaydıyla konuşan üst düzey ABD'li yetkili, “Bu hafta müttefiklerimiz ve ortaklarımızla görüşerek ileriye dönük bir yol bulmaya çalışacağımız somut fikirlerimiz var” dedi.

Yetkili, ABD'nin her şeyden önce ‘çatışmaların daha da tırmanmasını önleyecek bir çıkış yolu’ aradığını belirtti. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre yetkili, ABD'nin önerilerinin ‘tansiyonu düşüreceğini ve sınırın her iki tarafındaki toplulukların yakın gelecekte güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlayacak diplomatik bir sürece geçileceğini’ umduğunu söyledi.

Yetkili somut fikirler hakkında ayrıntılı bilgi vermek istemedi, ancak Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve diğer üst düzey ABD'li yetkililerin bu fikirleri BM Genel Kurulu oturumları sırasında tartışacaklarını belirtti.

ABD'li yetkili, Hamas’ın İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş operasyonundan yaklaşık bir yıl sonra İsrail ordusu Hizbullah bağlantılı bölgelere baskınlar düzenlemeye devam ederken ABD'nin İsrail'in Lübnan'a yönelik bir kara harekâtına karşı olduğunu yineledi.

Yetkili, “İsrail'in hazırlıklarını ciddiye almanın herkes için önemli olduğunu düşünüyorum. Lübnan'a yönelik bir kara harekâtının bölgedeki gerilimin azaltılmasına ve tırmanan şiddet sarmalının durdurulmasına katkıda bulunacağına inanmadığımız açık” ifadelerini kullandı.

Pazartesi sabahından bu yana İsrail'in güney ve doğu Lübnan'a düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısı 492'ye, yaralıların sayısı ise bin 600'e yükseldi. Hizbullah ile İsrail arasında yaklaşık bir yıl önce Gazze Şeridi'ndeki savaşa paralel olarak başlayan çatışmadan bu yana görülmemiş bir günlük bilanço ortaya çıktı.