Fas’dan Güney Yarım Küre’de ortak çıkar mesajı

Rabat’ta Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin üçüncü bakanlar toplantısının açılışı yapıldı

Rabat’ta yapılan Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin üçüncü bakanlar toplantısının açılış oturumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
Rabat’ta yapılan Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin üçüncü bakanlar toplantısının açılış oturumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Fas’dan Güney Yarım Küre’de ortak çıkar mesajı

Rabat’ta yapılan Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin üçüncü bakanlar toplantısının açılış oturumundan bir kare (Şarku’l Avsat)
Rabat’ta yapılan Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin üçüncü bakanlar toplantısının açılış oturumundan bir kare (Şarku’l Avsat)

Fas Dışişleri, Afrika İşbirliği ve Yurtdışında İkamet Eden Faslılar Bakanı Nasır Burita başkent Rabat’ta yaptığı açıklamada, Fas’ın milli çıkarlarının Afrika’nın ortak çıkarlarından uzak olmadığını söyledi. Afrika’nın çıkarlarının da Atlantik Okyanusu’nun ortak çıkarlarıyla asla çatışmadığına ve bu çıkarların “Güney Yarım Küre için gerçek bir vizyonun somutlaştırılmasına izin veren temeller olduğuna” dikkat çekti.

Atlantik Afrika Devletleri Süreci’nin (AASP) üçüncü bakanlar toplantısının açılışında Burita, Fas’ın Atlantik Okyanusu’nu “bir kimlik, bir fırsat ve derinlemesine düşünme ve öngörü için bir alan” haline getirdiğini belirterek “Atlantik Okyanusu her zaman kim olduğumuzla yakından ilişkili olmuştur. Aynı zamanda paylaştığımız şeyleri ve ait olduğumuz alanı da yapılandırmaktadır” dedi. Bu çerçevede “Atlantik Okyanusu’nun Fas için ne kadar önemli olduğuna” dikkat çekti.

Burita, ortak sorunları çözme doğrultusunda mavi ekonomi, enerji ve diğer alanlarda iş birliğini geliştirmek üzere bu bölgedeki birçok fırsatın değerlendirilmesine izin veren etkin bir mekanizma oluşturmak için bir değişiklik yapmanın önemini vurguladı ve “büyük girişimlere sahip bir Afrika kıtası” çağrısında bulundu. Bu hususta Burita “Afrika’yı büyük başarıların alanı haline getirmeyi arzuluyoruz” dedi. Rabat toplantısında kabul edilmek üzere bir eylem programı sunulacağına işaret eden Burita, “Bu eylem programı, Afrika-Atlantik bölgesinde istikrar ve ortak refahı sağlamayı amaçlayan esnek ve dayanışmacı bir ortaklık kurmaya yönelik ortak arzumuzu pekiştiriyor” dedi.

defe
Burita, AASP üçüncü bakanlar toplantısının açılış oturumunda konuşurken (Şarku’l Avsat)

Bu bağlamda Bakan Burita, bu programın hedefleri aracılığıyla bu ortaklığın üç ayağını yansıtması gerektiğini açıklayarak bunları politik ve güvenlik diyaloğu, mavi ekonomi, deniz bağlantısı ve enerji alanlarında iş birliğini artırma ve deniz çevresinin korunması şeklinde özetledi. Ayrıca karşılıklı iş birliğini geliştirmenin, ortak öneme sahip konulara ilişkin vizyon ve eylemlerin birbiriyle uyumunu kolaylaştırmanın ve uluslararası organlarda istişareleri kolaylaştırıp tutumları ortak bir paydada birleştirmenin yanı sıra uluslararası ortaklarla iş birliği çabalarını güçlendirmenin önemine dikkat çekti.

Bu fırsatı değerlendirerek bu girişimin web sitesinin açıldığını duyuran Faslı Bakan şu ifadeleri kullandı:

“Bu dijital platform, vizyonumuzun netliğini artırmamıza izin verecek ve sadece girişim üyeleri ile ortaklar arasında bilgi aktarma aracı olarak değil, aynı zamanda yeni ortaklık arayışları için bir araç olarak hizmet edecek.”

dfdfe
AASP üçüncü bakanlar toplantısının çalışmalarından bir kare (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat’ın Fas resmi haber ajansı MAP’tan aktardığı habere göre Burita, toplantının çalışmalarının Rabat 2 Bildirgesi’nin ilanı ile taçlandırılacağını ve bu bildirgenin amacının, Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan ülkelerin ortak beklentilerinin uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi ve bu topluluğun 2022 yılında önceden belirlenen ortak vizyonunun hayata geçirilmesi için Daimi Sekreterliği üç konuyla ilgili grupların çalışma planlarını oluşturmaya başlamaya davet etmek olduğunu söyledi. Ayrıca “Hem Afrika’ya hem de Atlantik Okyanusu’na ait olmak, ikisi arasında bir seçim yapmamız veya birbiriyle kesişen zorluklarla karşı karşıya kalmamız gerektiği anlamına gelmez. Bilakis, bu ikili coğrafi ve jeopolitik bağlılık, zenginliğe sahip olmamıza ve kıtalar arasında bir köprü görevi görmemize yardımcı oluyor” dedi. Bakan, bu ortaklığın Atlantik Okyanusu ve diğer bölgelerdeki girişimlere ve ortaklara da açılması gerektiğine dikkat çekti.

Burita “Eğer yeni ortaklar arayışı şüphesiz yolumuzdaki bir sonraki adım ise, girişimimizin ilerlemesi, ana gücünü, özellikle ilgili tüm ulusal paydaşları dahil etmek suretiyle bu girişime hak ettiği konumu sağlama yeteneğimizden almaktadır” dedi.



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.