Fas Başsavcısı’ndan vatandaşların soruşturmalara olan güvenini artırma çağrısı

Operasyon mekanizmalarını ve yöntemlerini güncelleme çağrısında bulundu.

Başsavcı Hasan ed-Daki soruşturmalara yönelik bir eğitim panelinde konuştu. (Şarku’l Avsat)
Başsavcı Hasan ed-Daki soruşturmalara yönelik bir eğitim panelinde konuştu. (Şarku’l Avsat)
TT

Fas Başsavcısı’ndan vatandaşların soruşturmalara olan güvenini artırma çağrısı

Başsavcı Hasan ed-Daki soruşturmalara yönelik bir eğitim panelinde konuştu. (Şarku’l Avsat)
Başsavcı Hasan ed-Daki soruşturmalara yönelik bir eğitim panelinde konuştu. (Şarku’l Avsat)

Fas Başsavcısı Hasan ed-Daki, adli soruşturmaların kalitesinin yükseltilmesinin, işleyişinin mekanizma ve yöntemlerinin modernleştirilmesinin önemine dikkat çekti. Bu mekanizmayı yürütmekle görevlendirilenlerin yetkinleştirilmelerinin, ceza davasının tarafları da dahil olmak üzere toplum üyelerinin soruşturmalara olan güvenini artırarak pekiştirilmedikçe Fas'ta ceza adaletinin ilerlemesine katkıda bulunamayacağını söyledi.

Daki, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu, ancak yargı kurumlarının cesaret, dürüstlük ve mesleki etik değerlerini benimsemesi durumunda başarılabilir.”

Daki dün Fas’ın kuzeyinde yer alan Tanca şehrinde, savcılıklardaki yargı görevlileri, soruşturma hakimleri ve adli kolluk görevlilerinin yararına ‘Ceza adaleti ve ceza adaletinin verimliliğini sağlamanın gereklilikleri ile mesleki değerleri ve etiği geliştirmenin gereklilikleri arasındaki iyileştirme mekanizmaları’ başlığı altında düzenlenen panelde açılış konuşması yaptı. Daki dürüstlük ve onur ilkelerini benimsemenin, manevi değerlerin geri kalanını tesis etmenin, davacıların güvenini artırmanın, adaletten memnun olmalarını sağlamanın adil yargılanma koşullarının yerine getirilmesini garanti altına alan ana girişler arasında olduğunu belirtti.

Artık şeffaflığı ve bütünlüğü artıran mekanizmalardan biri haline gelen dijitalleşmenin rolüne de dikkat çeken Daki, çeşitli ceza adalet kurumları ve bunlarla ilgili olanlar arasındaki bilgi alışverişinin geliştirilmesi ve hizmetlerin hızla dijitalleştirilmesi için yenilikçi çözümler bulmak amacıyla kolektif düşünme çağrısında bulundu.

rgt
Hasan ed-Daki. (Şarku’l Avsat)

Başsavcı Daki, ceza soruşturmasının ceza adaletini olumlu ya da olumsuz etkileyen yasal mekanizmalar arasında yer aldığını ve adil ceza yargılamasının başlıca girişlerinden biri olduğunu vurguladı. Bunun, cezai soruşturmayı yürüten kişiye objektiflik ve tarafsızlık kazandırdığını, şüphelilere tanınan, suçlandıkları suçtan haberdar edilme, susma hakkı, hukuki yardım ve savunma desteği alma hakkı, teorik gözaltında (tutuklama) tutukluluk süresine saygı gösterilmesi gibi tüm yasal güvenceleri dikkate almasını gerektiren yükümlülükler yüklediğini ve sürenin uzatılmasına yönelik kontrollerin yanı sıra, ev ve yer arama kurallarına uyulması ve geçersiz sayılmaması için ceza soruşturmasında kanunun gerektirdiği formalitelere uyma hassasiyeti getirdiğini belirtti.

Diğer yandan teknolojik ve teknik ilerleme nedeniyle yeni suç işleme yöntemlerinin benimsendiğini, yeni suç biçimlerinin ortaya çıktığını ve dünyanın bunlarla karşı karşıya kaldığını ifade eden Daki, bu yüzden soruşturmalarda görevli kişilerin, bilimsel ve dijital delil, teknik uzmanlık ve olay mahallindeki izleri korumak için numune alma konularında becerilerini ve yeteneklerini geliştirmelerinin zorunlu hale geldiğini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Fas yargısının bu çerçevede evlilik içi sadakatsizlik suçunda olduğu gibi, yasanın belirli formalitelerle sınırladığı bazı suçları ispatlamak için verdiği kararların birçoğunda bilimsel kanıtlara bağlı hale geldiğine dikkat çeken Daki, bunun nedeninin, yasanın ya suçüstü yapılarak ya da itirafla evlilikte sadakatsizliğin kanıtlanması gerektiğinden kaynaklandığını savundu. Bu yüzden kamera kayıtlarının kanıt olarak kabul edilmesine izin verildiğini belirtti. Daki, ayrıca teşhir suçları gibi diğer suçların ispat aracı olarak da genetik uzmanlığa başvurulduğunu sözlerine ekledi.



İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze'de sağlık görevlilerinin öldürülmesinde ‘mesleki hatalar ve emir ihlalleri’ olduğunu kabul etti

İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisi ve kurtarma görevlisinin öldürüldüğü olayı “tam olarak rapor etmediğini” kabul etti ve olaydan sorumlu subayın görevden alındığını duyurdu.

Ordu tarafından yayınlanan soruşturma özetinde şöyle denildi: “Yapılan incelemede çeşitli mesleki hatalar, emir ihlalleri ve olayın tam olarak rapor edilmediği tespit edilmiştir.” “Golani Keşif Taburu komutan yardımcısı, saha komutanı olarak sorumluluğu ve olay sonrası değerlendirme oturumu sırasında eksik ve yanlış bir rapor sunması nedeniyle görevinden alınacaktır.”

On beş Filistinli öldürüldü, bunlardan altısının daha sonra Hamas ‘teröristleri’ olduğu tespit edildi” dedi ve ekledi: “İsrail ordusu olaya karışmayan sivillere verilen zarardan dolayı üzüntü duymaktadır.

İsrail başlangıçta sağlık görevlilerinin araçlarının askerler tarafından ateş altına alındıklarında acil durum işaretleri taşımadıklarını iddia etmiş, ancak daha sonra bu iddiasını geri çekmiştir. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bir sağlık görevlisinin cep telefonundan elde edilen video, İsrail'in ateş açılmasına ilişkin ilk açıklamasıyla çelişti.

Askeri soruşturma, tabur komutan yardımcısının “gece görüş mesafesinin düşük olması nedeniyle” ambulansların Hamas militanlarına ait olduğunu düşündüğü sonucuna vardı. Olaydan elde edilen görüntülerde ambulansların ışıklarının yanıp söndüğü görülüyor.

15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı 23 Mart'ta vurularak öldürüldü ve BM ve Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu sığ bir mezara gömüldü.