Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Şarku'l Avsat'a konuştu: Şam girişimlerimize yanıt vermiyor… Türkiye’nin İHA saldırıları askeri bir harekatla eşdeğerdir

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed Şarku'l Avsat'a konuştu: Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi ile ademi merkeziyetçiliğin biçimi ve Suriye ordusu konusunda anlaşmazlığımız bulunuyor.

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Şarku'l Avsat'a konuştu: Şam girişimlerimize yanıt vermiyor… Türkiye’nin İHA saldırıları askeri bir harekatla eşdeğerdir

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Suriye Demokratik Konseyi (SDK) Başkanı Kürt lider İlham Ahmed, Suriye hükümetinin Kürtler tarafından ileri sürülen girişimlere yanıt vermeyi reddettiğini, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) ise ‘kendileriyle bir araya gelmeyi’ bile reddettiğini söyledi. İlham Ahmed, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, muhalefetteki Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi ile aralarındaki anlaşmazlığın ‘ademi merkeziyetçiliğin biçimi ve Suriye ordusu’ ile ilgili olduğunu açıkladı.

Kürt lider İlham Ahmed’in konuşması, Ulusal Koordinasyon Komitesi ile SDK’nin, geçtiğimiz Haziran ayı sonunda iki tarafça açıklanan muhalefetteki Ulusal Cephe düzenlemelerini ve mekanizmalarını tamamlamak için maraton diyaloglara girmesinden sonra geldi. Suriye krizini çözmek için devlet yönetim sisteminin doğasını, siyasi ademi merkeziyetçiliği ve Suriye ordusunun şeklini belirleyecek bir yol haritası ortaya konulmasını savunan söz konusu cephe, kuruluş belgesinde tüm Suriye coğrafyasını kapsayan bir anayasaya göre çoğulcu demokratik bir sisteme geçiş projesini benimsemiştir.

İlham Ahmed'in Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan Kamışlı kentindeki ofisinde Şarku'l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı ise şöyle:

- Ulusal Cephe’nin oluşumuyla ilgili müzakereler hangi noktaya ulaştı?

Haziran’ın 25'inde beş ana ilkeden oluşan bir mutabakat belgesini açıklamıştık. Şu anda kurucu belgeyi ele almak için yürütme mekanizması görevi görecek bir bildiri hazırlıyoruz. Önümüzdeki günlerde ilk bildiriyi tamamlayan ikinci bir bildiri sunacağız. SDK olarak biz bu adımı önemsiyoruz. Çünkü biz Suriyeliler (ister Kürt, ister Arap, ister Süryani, ister Türkmen olsun) ulusal anlayış ve fikir birliğine varmak için Suriye sahnesinde yer alan tüm siyasi oluşumlar ve taraflarla diyaloğa inanıyoruz.

- Ana çekişme noktaları neler?

İlk İlkeler Bildirgesi'nde ‘yerelleşme’ sistemi üzerinde anlaştık. Bununla birlikte, ademi merkeziyetçilik biçimi, ülkenin idaresi ve ademi merkeziyetçi sistemin detayları, Ulusal Koordinasyon Komitesi veya diğer Suriyeli güçlerle nihai bir anlaşmaya varmak için daha fazla tartışma gerektiriyor. Bu, her koşulda tartışılabilecek doğal bir konudur. Ordu kurumunu da tartışıyoruz. Zira her tarafın farklı bir vizyonu var ve bu konuda tartışmalar devam ediyor. Beklemede kalan başka maddeler de var, ancak tüm Suriyelileri içinde barındıran bir devlet inşa etmek için anlaşmaya varmak adına bu tartışmalara katılmak gerekiyor.

FOTO: Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ve Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi logoları
Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ve Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi logoları

- Ulusal Koordinasyon Komitesi, Suriye Muhalefeti Müzakere Komitesi’nin bir üyesi ve iç muhalefetin kurucusu. Koordinasyon Komitesi’nin bu anlayışından ne bekliyorsunuz?

Komisyon, uzun bir siyasi mücadele geçmişine sahip, tiranlığa karşı sağlam ilkelere bağlı, muhalefet partilerini ve şahsiyetleri içeren ve muhalefet konumu bilinen tanınmış bir siyasi ittifaktır. Umarız bu anlaşma bir dayanak noktası olur. Çünkü onlar muhalefet haritasının önemli bir parçası ve diğer muhalefet partileriyle ilişkileri var. Bu cephenin demokratik çözüme ve siyasi ademi merkeziyetçiliğe inanan tüm blok ve oluşumları kapsayacak şekilde gelişmesini umuyoruz.

- Diğer Suriyeli taraflarla diyaloglarınız var mı?

Sadece başkent Şam'da değil, tüm bloklarla, siyasi partilerle, muhalefetle diyaloglarımız sürüyor. Halk tabanına, şeyhlere, eşrafa, din adamlarına ve akil insanlara sesimizi duyurmayı önemsiyor ve yakında Suriye içinde ve dışında yapılabilecek bir muhalefet konferansı düzenlemek için çalışıyoruz.

- Kuzeydeki Türk operasyon alanları ve İdlib vilayetiyle diyalog kanalları var mı?

Evet, dolaylı diyaloglarımız var. Çünkü görüş ve fikir alışverişinde bulunmak gerekiyor. Türkiye ve PKK

- SMDK ile ABD'nin sizinle doğrudan diyalog kurma çabasından söz ediliyor. Bu doğru mu?

SMDK da dahil olmak üzere Suriye'deki tüm taraflarla, egemenlik kararlarına sahip olmaları koşuluyla, her zaman diyaloğa açık olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Ancak SMDK bir gönülsüzlük cephesine dönüştü. Bizimle oturmayı umursuyorlar ve Türk hükümetinin alacakları her kararı onaylamasını bekliyorlar.

FOTO: Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Haseke'deki Koordinasyon ve Askeri Harekat Merkezi’ndeki iç güvenlik personelinin mezuniyet töreni (SDG Twitter hesabı)
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Haseke'deki Koordinasyon ve Askeri Harekat Merkezi’ndeki iç güvenlik personelinin mezuniyet töreni (SDG Twitter hesabı)

- SMDK, sorunlu noktanın Türkiye'nin terör örgütü olarak nitelendirdiği PKK ile ilişkiniz olduğunu söylüyor. Bunula ilgili ne söylemek istersiniz?

PKK ile olan ilişkilerimize dair açık konuşacağım. Suriyeliler olarak kararlarımıza sahip çıkıyoruz ve politikalarımızı kendi halkımızın ve ait olduğumuz, topraklarında yaşadığımız bölgelerimizin insanlarının çıkarlarına göre belirliyoruz. Herhangi bir Suriye olayı veya durumu hakkında karar veren biziz. Kürt düzeyinde, genel olarak Kürt halkı düzeyinde ulusal ilkeleri olan Kürt partileri ve tarafları var. Irak topraklarındaki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesinde PKK ve Kürt partileri ve İran'da Kürt partileri ile bir bütün olarak Kürt halkının çıkarları çerçevesinde ve dört ülke içinde Kürt meselelerinin adil bir şekilde nasıl çözüleceği çerçevesinde ilişkilerimiz var.

- IKBY geçtiğimiz günlerde Suriye krizinin çözümü için siyasi bir açılım ortaya koydu. Siz Suriye hükümeti ile doğrudan görüşmelerde bulundunuz mu?

Hayır, hükümetle herhangi bir diyalog kurmadık. Zira onlar uluslararası ve bölgesel koşulların değiştiğini ve bunun mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak, her şeyin eski haline döneceğine inanıyorlar ve zaman kazanmanın peşindeler. Bu tür girişimleri Suriye'nin tamamını kapsayacak şekilde değerlendirmek ve yanıtlamak daha doğrudur.

FOTO: SDG ve ABD güçleri arasındaki ortak tatbikatlardan bir kare (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)
SDG ve ABD güçleri arasındaki ortak tatbikatlardan bir kare (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)

- Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD yönetiminin Suriye hükümeti ile diyalog kurmanızı engellediğini söylüyor. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Suriye'deki taraflarla diyaloglarımızda karar mercii biziz. ABD’li diplomatlar ve sahadaki ABD güçleri, Şam'la diyaloğun gerekliliğine ilişkin siyasi girişimlerimiz de dahil olmak üzere diyaloglarımıza müdahale etmedi. Bu güçlerin DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyon güçleri çerçevesinde misyonları var ve Rus kuvvetleriyle resmi olarak muhatap oluyoruz. Suriye ordusu ile Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) fraksiyonları ile temas alanlarında yüksek askeri koordinasyon var. Biz bu ilişkiyi sürdürmek istiyoruz.

- Suriye konusundaki uluslararası müzakerelerin dondurulmasının ve 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmamasının sorumluluğunu kim taşıyor? Hükümet mi muhalefet mi?

Uluslararası yolun dışlamaya dayalı olduğu göz önüne alındığında, iki taraf tüm sorumluluğu üstlenir. Yani bu dışlanma devam ettiği müddetçe söz konusu süreç Suriye meselesinin çözümüne bir fayda sağlamamaktadır. Bütün bunlar siyasi sürecin donmasına ve Anayasa Komisyonu'nun çalışmasının sekteye uğramasına yol açtı. İktidardan ve muhalefetten istenen, Suriye Kürtlerini ulusal duruma yabancı bir yapı olarak ele almamalarıdır. Bizler ulusal durumun önemli bir parçasıyız ve bu ülkeye aitiz ve yüzlerce yıldır topraklarımızda yaşıyoruz.

Müzakere organının yapısı

- Siyasi süreci ilerletmek için ne gerekiyor?

Suriye Muhalefeti Müzakere Komitesi’ni reforme etmek, tüm Suriye güçlerini ve taraflarını siyasi sürece dahil etmek, Suriye'deki mevcut duruma uygun kararlar almak ve anayasa değişikliğini kabul etmeyen hükümete gerçekten sürece müdahil olması için baskı yapmak.

FOTO: SDG’nin önde gelen üyeleri, Tel Rıfat'ta bir Türk İHA’sının hedef aldığı araçta öldürüldü. (Twitter)
SDG’nin önde gelen üyeleri, Tel Rıfat'ta bir Türk İHA’sının hedef aldığı araçta öldürüldü. (Twitter)

- Bu, sahnenin karmaşık olduğu ve yakında bir atılım belirtisi olmadığı anlamına mı geliyor?

Görünen o ki, Suriye savaşına dahil olan tüm taraflar çatışmayı dondurmaya ve statükonun korunmasına öncelik veriyor.

- Arapların Suriye'ye yönelik açılımını memnuniyetle karşıladınız. Suriye krizinin çözümünde bir Arap rolü mü arıyorsunuz?

Arapların Suriye'ye açılmasına olumlu bakıyoruz, ancak bu belirli koşullar dahilinde mümkün olabilir. Geri dönüşsüz Arap normalleşmesi tüm Suriyelilerin çıkarına olmayacaktır. Çünkü ülkemizin on yıllardır mustarip olduğu temel sorunlardan biri bu ve anayasal çerçevede, uluslararası karar ve sözleşmelere uygun olarak çözülmesi gerekiyor.

Mültecilerin geri dönüşü konusu ise siyasi hayatta köklü bir değişime uğramadan, yürürlükteki yasa ve mevzuatlar değiştirilmeden gerçekleşmeyecek. Yeniden yapılanma sürecinin gerçekleşmesi için özgürlüklere uygun ortamın oluşturulması, muhalefete fikir beyan etme ve siyasi yaşama katılma olanağı tanınması ve Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerekiyor. Arap ülkelerinden istenen, tüm Suriyelilerin menfaati için ‘adım adım’ stratejisinin izlemesidir.

- Türkiye'nin yeni bir askeri harekât tehdidinden korkuyor musunuz?

Evet. Bu endişe ve korkular her zaman mevcut. Türkiye'nin İHA’larla hava saldırısı yöntemini benimsemesi ve askeri liderleri hedef alması askeri bir harekatla eşdeğerdir.



Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde Sudan, deniz sınırları ve paralı askerler başlıkları ele alındı

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’in dün gerçekleştirdiği görüşmede, ertelenen genel seçimler, paralı askerler, yabancı savaşçılar, ortak deniz sınırları ve Sudan’daki durum başlıca gündem maddeleri oldu.

gt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter’i kabul etti, 8 Aralık 2025. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Sisi, Hafter’i Kahire’de kabul etti. Libya Ulusal Eylem Grubu Başkanı ve siyasi analist Halid et-Tercuman, ziyaretin ülkenin son derece kritik bir dönemden geçtiği bir zamanda gerçekleşmesi nedeniyle özel önem taşıdığını belirtti.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Muhammed eş-Şenavi, Cumhurbaşkanı Sisi’nin görüşmede ‘Mısır’ın Libya’nın egemenliğine, istikrarına, birliğine ve toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini’ vurguladığını aktardı. Şenavi, Sisi’nin ‘LUO Genel Komutanlığı’nın bu süreçteki temel rolünü takdir ettiğini’ belirterek, ‘her türlü dış müdahaleye karşı durulması ve tüm yabancı güçler ile paralı askerlerin Libya’dan çıkarılması gerektiğini’ ifade ettiğini söyledi. Açıklamaya göre Sisi, Mısır’ın ‘özellikle eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hedefleyen girişimler başta olmak üzere, Libya krizinin çözümüne yönelik tüm inisiyatiflere desteğini’ yineledi.

Sisi ayrıca, iki ülke arasındaki köklü ve özel ilişkileri hatırlatarak, ‘Mısır’ın Libya ordusuna ve ulusal kurumlarına her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini’ vurguladı.

sdfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, her iki ülkenin çıkarları doğrultusunda ortak deniz sınırı konusunda anlaşmaya vardı. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Görüşmelere, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad, LUO Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter ve Genelkurmay Başkanı Halid Hafter de katıldı. Toplantıda iki ülke arasındaki deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin son gelişmeler ele alındı.

Şenavi, deniz sınırı dosyasında ‘iki taraf arasında uzlaşı sağlandığını ve iş birliğinin uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, her iki ülkenin çıkarlarını koruyacak şekilde sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını’ aktardı.

Sisi, Aralık 2022’de yayımladığı kararla ülkenin Akdeniz’deki batı deniz sınırlarını belirlemişti. Kararın metni ve sınır koordinatları Resmî Gazete’de yayımlanmış, ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’ne de bildirilmişti.

Libya, Mısır ve Yunanistan ile Türkiye arasında deniz yetki alanlarına ilişkin anlaşmazlık ise devam ediyor.

cdfgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi dün Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter'e eşlik etti. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır, bir bildiride, Libya’nın ‘bir dizi deniz yetki anlaşması ve uygulamasına’ kesin olarak karşı çıktığını duyurmuştu. Benzer şekilde Libya da BM’ye bir protesto notası göndererek, Yunanistan ile Mısır arasında 2020’de imzalanan deniz yetki sınırlandırma anlaşmasını ‘uluslararası hukuk ve deniz hukuku ile çeliştiği için hükümsüz ve geçersiz’ ilan etti.

Mısır, Ağustos 2020’de Yunanistan ile deniz yetki sınırlarının belirlenmesine ilişkin bir anlaşma imzalamış, tarafların yıllar süren görüşmeleri sonunda iki ülke arasındaki münhasır ekonomik bölgeyi belirleyen metin açıklanmıştı. Türkiye ise söz konusu anlaşmaya o dönemde itiraz etmişti.

Mareşal Halife Hafter, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesis edilmesinde Mısır’ın ve siyasi liderliğinin oynadığı ‘kilit rolü’ takdir ettiğini belirterek, krizin başlangıcından bu yana Libya halkına verilen sürekli desteğe dikkat çekti. Hafter, Mısır Cumhurbaşkanı ile Libya ve bölgesel gelişmeler konusunda koordinasyon ve görüş alışverişini sürdürme kararlılığını vurguladı.

Siyasi analist Halid et-Tercuman, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, Hafter’in ziyaretinin ‘Libya krizine ilişkin tutumların ve bölgesel durumlara dair görüşlerin paylaşılması, özellikle de Sudan’daki gelişmeler ve Libya’ya doğru artan göç hareketi bağlamında önem taşıdığını’ söyledi. Et-Tercuman, Mısır’ın Libya’nın terörle mücadelesinde ‘gerçek bir destek’ sunduğunu, bugün ise Libya şehirlerinde yeniden imar çalışmalarını yürüten şirketleriyle ülkenin yeniden inşasına katkı verdiğini kaydetti. Mısır’ın bölgesel güvenliği önemsediğini belirten et-Tercuman, “Libya, Mısır’ın ulusal güvenliğinin doğal bir uzantısıdır; aynı şekilde Mısır da bizim güvenliğimizin doğal bir uzantısıdır” dedi.

Mısır ve Libya’yı çevreleyen bölgesel gelişmeler de Sisi ile Hafter arasındaki görüşmelerde gündeme geldi. Şenavi, toplantıda ortak ilgi alanındaki bölgesel dosyaların ve iki ülkenin karşı karşıya olduğu zorlukların, özellikle de Sudan’daki son gelişmelerin ele alındığını açıkladı.

Şenavi, iki tarafın ‘Sudan’ın istikrarını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için uluslararası ve bölgesel çabaların artırılmasının öneminde mutabık kaldığını’ aktararak, Sudan’daki istikrarın ‘Mısır ve Libya’nın ulusal güvenliğiyle doğrudan bağlantılı olduğuna’ vurgu yapıldığını belirtti.

Mısır’ın resmi tutumu, Libya’da güvenlik ve istikrarın yeniden tesisi için ‘her türlü dış müdahale ve dayatmadan uzak, Libyalı taraflar arasında siyasi bir çözümün’ tek yol olduğu yönünde. Bu yaklaşım, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin Kahire’de BM temsilcisi Hanna Tetteh ile yaptığı son görüşmede de dile getirildi.

Mısır, BM tarafından belirlenen ‘yol haritasının’ uygulanmasında ilerleme sağlanmasının önemine sürekli vurgu yapıyor. Bu çerçevenin başında, eş zamanlı başkanlık ve parlamento seçimlerini hazırlamakla görevli ‘yeni ve birleşik bir hükümetin’ kurulması yer alıyor. Kahire, siyasi sürecin güvenilirliği açısından ilan edilen takvime bağlı kalınmasının zorunlu olduğunu da hatırlatıyor.

Hafter’in iki oğlunun da son dönemde Mısır’a ziyaretler gerçekleştirdiği biliniyor. Genelkurmay Başkanı Halid Hafter, geçen hafta Kahire’de düzenlenen EDEX 2025 Savunma Sanayi Fuarı’na katıldı.


Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
TT

Kanal 12: Trump, Noel'den önce Sisi ve Netanyahu'yu bir araya getirerek Gazze planının ikinci aşamasına geçişi duyurmak istiyor

ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Beyaz Saray'da karşılarken (Arşiv - Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaklaşan ABD ziyareti kapsamında bazı ek görüşmeler yapılması bekleniyor. Netanyahu'nun 29 Aralık'ta ABD Başkanı Donald Trump ile Florida'daki tatil beldesinde bir araya gelmesi ve bazı üst düzey toplantılara katılması planlanıyor. İsrail televizyonu Kanal 12’nin haberine göre bu ziyaret, ABD yönetiminin Gazze Şeridi için bir barış planında ilerleme kaydetme çabalarının bir parçası.

Pazartesi günü yayınlanan habere göre Beyaz Saray, İsrail'in Gazze ile ilgili Kahire ile stratejik bir anlaşmayı onaylamasını sağlamak için Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'yi Florida'daki toplantıya davet etmeye çalışıyor.

Netanyahu'nun Florida'da sekiz gün kalması ve Trump ile iki görüşme gerçekleştirmesi planlanıyor. Ayrıca ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşmeler yapacak.

Kanal 12, ABD'li yetkililerin Tel Aviv'e, Trump'ın Noel'den önce Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta sivil yönetim prototipini de içeren Gazze'deki barış planının ikinci aşamasına geçişi duyurmayı hedeflediğini bildirdiklerini aktardı.

Axios haber sitesi pazar günü, ABD’li ve İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın iki yıldan fazla bir süre önce Gazze'de savaşın patlak vermesinden bu yana hiçbir temas kurmayan Sisi ve Netanyahu arasında bir zirveye aracılık etmeye çalıştığını bildirdi.

Ancak ABD'li yetkililer, Netanyahu'nun önce İsrail ile Mısır arasında stratejik bir doğalgaz anlaşmasını kabul etmesi ve Sisi'yi bir görüşmeye ikna edecek diğer adımları atması gerektiğini belirtiyor.

Axios, ABD'nin Lübnan ve Suriye dahil olmak üzere Arap ülkelerine teknoloji ve enerji gibi alanlarda ekonomik teşvikler sunarak İsrail ile ilişkiler kurmalarını sağlamayı amaçlayan benzer girişimleri değerlendirdiğini doğruladı.

ABD'li yetkililer, Gazze'deki ateşkesi istikrara kavuşturma ve barış sürecini ilerletme çabalarıyla paralel olarak bunu başarmayı umuyor.

Axios, ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in Netanyahu’ya İsrail’in ‘barış sürecinde ekonomik diplomasiye ve özel sektörün katılımına’ ihtiyacı olduğunu söylediğini aktardı.

Netanyahu, daha önce ekim ayında Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde düzenlenen ve Trump’ın desteğiyle koordine edilen Gazze’de Barış Zirvesi’ne katılmamıştı.


Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
TT

Şara, güçlü Suriye vaadini yineledi

Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)
Cumhurbaşkanı Şara, Beşşar Esed rejiminin düşüşünün yıldönümünü kutlamak için dün Şam'daki Emevi Meydanı'nda toplanan Suriyelileri selamlıyor (AP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin herhangi bir mezhebe karşı ihlallerin tekrarlanmaması için çalışacağını belirtirken geçiş dönemi adaletinin sağlanması konusundaki kararlılığını bir kez daha vurguladı.

Şam'daki Konferans Sarayı'nda Esed rejiminin düşüşünün birinci yıldönümü kutlamaları sırasında yaptığı konuşmada Şara, bir yıl önce Şam'a geldiğinde giydiği yeşil askeri üniformasıyla kalabalığın karşısına çıktı.

Despotizm ve zulüm dönemiyle tarihi bir kopuşu ve adalet, iyilik, vatandaşlık ve bir arada yaşama temelli yeni bir şafağı ilan eden Şara, halkın bilgi ve hesap verme hakkı ile ardından hesaplaşma veya uzlaşma hakkının devletin istikrarının temeli olduğunu ve ihlallerin tekrarlanmayacağının garantisi olduğunu vurguladı.

Çok sayıda destekçisinin önünde yaptığı konuşmada Şara, ‘güçlü bir Suriye’ inşa etmek ve ‘halkının fedakarlıklarına layık’ bir gelecek için Suriyelilerin ortak çabasının önemini vurguladı. Şara, Suriye halkına karşı suç işleyen ve yasaları ihlal edenlerin hesap vermesi, mağdurların haklarının korunması, adaletin sağlanması ve halkın bilgi, hesap verebilirlik ve şeffaflık haklarının korunması için geçiş dönemi adaleti ilkesine bağlı kalmaya devam ettiğinin altını bir kez daha çizdi.

Öte yandan ABD Kongresi uzun süren tartışmaların ardından Suriye’ye uygulanan Caesar (Sezar) Yasası yaptırımlarını kalıcı olarak kaldırma kararı aldı. Böylece, beş yılı aşkın bir süredir Esed rejimine uygulanan ağır yaptırımların yükü altında ezilen ülke için geçmişin sayfaları kapatıldı ve umut dolu yeni bir sayfa açıldı.

ABD Temsilciler Meclisi İçtüzük Komisyonu, gelecek yıl için nihai savunma bütçe tasarısının metnini yayınladı. Tasarıda, yaptırımları bağlayıcı koşullar olmadan veya yeniden uygulanması için koşullar eklemeden kaldıran bir hüküm yer alıyordu.

Bazı muhalif temsilcilerin yaptırımları koşulsuz olarak kaldırmaya ikna etmek için aylarca süren yoğun siyasi çabaların ardından yaptırımlar kaldırıldı.