Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Şarku'l Avsat'a konuştu: Şam girişimlerimize yanıt vermiyor… Türkiye’nin İHA saldırıları askeri bir harekatla eşdeğerdir

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed Şarku'l Avsat'a konuştu: Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi ile ademi merkeziyetçiliğin biçimi ve Suriye ordusu konusunda anlaşmazlığımız bulunuyor.

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Şarku'l Avsat'a konuştu: Şam girişimlerimize yanıt vermiyor… Türkiye’nin İHA saldırıları askeri bir harekatla eşdeğerdir

Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Suriye Demokratik Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Suriye Demokratik Konseyi (SDK) Başkanı Kürt lider İlham Ahmed, Suriye hükümetinin Kürtler tarafından ileri sürülen girişimlere yanıt vermeyi reddettiğini, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’nun (SMDK) ise ‘kendileriyle bir araya gelmeyi’ bile reddettiğini söyledi. İlham Ahmed, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, muhalefetteki Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi ile aralarındaki anlaşmazlığın ‘ademi merkeziyetçiliğin biçimi ve Suriye ordusu’ ile ilgili olduğunu açıkladı.

Kürt lider İlham Ahmed’in konuşması, Ulusal Koordinasyon Komitesi ile SDK’nin, geçtiğimiz Haziran ayı sonunda iki tarafça açıklanan muhalefetteki Ulusal Cephe düzenlemelerini ve mekanizmalarını tamamlamak için maraton diyaloglara girmesinden sonra geldi. Suriye krizini çözmek için devlet yönetim sisteminin doğasını, siyasi ademi merkeziyetçiliği ve Suriye ordusunun şeklini belirleyecek bir yol haritası ortaya konulmasını savunan söz konusu cephe, kuruluş belgesinde tüm Suriye coğrafyasını kapsayan bir anayasaya göre çoğulcu demokratik bir sisteme geçiş projesini benimsemiştir.

İlham Ahmed'in Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan Kamışlı kentindeki ofisinde Şarku'l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajın tamamı ise şöyle:

- Ulusal Cephe’nin oluşumuyla ilgili müzakereler hangi noktaya ulaştı?

Haziran’ın 25'inde beş ana ilkeden oluşan bir mutabakat belgesini açıklamıştık. Şu anda kurucu belgeyi ele almak için yürütme mekanizması görevi görecek bir bildiri hazırlıyoruz. Önümüzdeki günlerde ilk bildiriyi tamamlayan ikinci bir bildiri sunacağız. SDK olarak biz bu adımı önemsiyoruz. Çünkü biz Suriyeliler (ister Kürt, ister Arap, ister Süryani, ister Türkmen olsun) ulusal anlayış ve fikir birliğine varmak için Suriye sahnesinde yer alan tüm siyasi oluşumlar ve taraflarla diyaloğa inanıyoruz.

- Ana çekişme noktaları neler?

İlk İlkeler Bildirgesi'nde ‘yerelleşme’ sistemi üzerinde anlaştık. Bununla birlikte, ademi merkeziyetçilik biçimi, ülkenin idaresi ve ademi merkeziyetçi sistemin detayları, Ulusal Koordinasyon Komitesi veya diğer Suriyeli güçlerle nihai bir anlaşmaya varmak için daha fazla tartışma gerektiriyor. Bu, her koşulda tartışılabilecek doğal bir konudur. Ordu kurumunu da tartışıyoruz. Zira her tarafın farklı bir vizyonu var ve bu konuda tartışmalar devam ediyor. Beklemede kalan başka maddeler de var, ancak tüm Suriyelileri içinde barındıran bir devlet inşa etmek için anlaşmaya varmak adına bu tartışmalara katılmak gerekiyor.

FOTO: Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ve Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi logoları
Suriye Demokratik Konseyi (SDK) ve Demokratik Değişim için Ulusal Koordinasyon Komitesi logoları

- Ulusal Koordinasyon Komitesi, Suriye Muhalefeti Müzakere Komitesi’nin bir üyesi ve iç muhalefetin kurucusu. Koordinasyon Komitesi’nin bu anlayışından ne bekliyorsunuz?

Komisyon, uzun bir siyasi mücadele geçmişine sahip, tiranlığa karşı sağlam ilkelere bağlı, muhalefet partilerini ve şahsiyetleri içeren ve muhalefet konumu bilinen tanınmış bir siyasi ittifaktır. Umarız bu anlaşma bir dayanak noktası olur. Çünkü onlar muhalefet haritasının önemli bir parçası ve diğer muhalefet partileriyle ilişkileri var. Bu cephenin demokratik çözüme ve siyasi ademi merkeziyetçiliğe inanan tüm blok ve oluşumları kapsayacak şekilde gelişmesini umuyoruz.

- Diğer Suriyeli taraflarla diyaloglarınız var mı?

Sadece başkent Şam'da değil, tüm bloklarla, siyasi partilerle, muhalefetle diyaloglarımız sürüyor. Halk tabanına, şeyhlere, eşrafa, din adamlarına ve akil insanlara sesimizi duyurmayı önemsiyor ve yakında Suriye içinde ve dışında yapılabilecek bir muhalefet konferansı düzenlemek için çalışıyoruz.

- Kuzeydeki Türk operasyon alanları ve İdlib vilayetiyle diyalog kanalları var mı?

Evet, dolaylı diyaloglarımız var. Çünkü görüş ve fikir alışverişinde bulunmak gerekiyor. Türkiye ve PKK

- SMDK ile ABD'nin sizinle doğrudan diyalog kurma çabasından söz ediliyor. Bu doğru mu?

SMDK da dahil olmak üzere Suriye'deki tüm taraflarla, egemenlik kararlarına sahip olmaları koşuluyla, her zaman diyaloğa açık olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Ancak SMDK bir gönülsüzlük cephesine dönüştü. Bizimle oturmayı umursuyorlar ve Türk hükümetinin alacakları her kararı onaylamasını bekliyorlar.

FOTO: Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Haseke'deki Koordinasyon ve Askeri Harekat Merkezi’ndeki iç güvenlik personelinin mezuniyet töreni (SDG Twitter hesabı)
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Haseke'deki Koordinasyon ve Askeri Harekat Merkezi’ndeki iç güvenlik personelinin mezuniyet töreni (SDG Twitter hesabı)

- SMDK, sorunlu noktanın Türkiye'nin terör örgütü olarak nitelendirdiği PKK ile ilişkiniz olduğunu söylüyor. Bunula ilgili ne söylemek istersiniz?

PKK ile olan ilişkilerimize dair açık konuşacağım. Suriyeliler olarak kararlarımıza sahip çıkıyoruz ve politikalarımızı kendi halkımızın ve ait olduğumuz, topraklarında yaşadığımız bölgelerimizin insanlarının çıkarlarına göre belirliyoruz. Herhangi bir Suriye olayı veya durumu hakkında karar veren biziz. Kürt düzeyinde, genel olarak Kürt halkı düzeyinde ulusal ilkeleri olan Kürt partileri ve tarafları var. Irak topraklarındaki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesinde PKK ve Kürt partileri ve İran'da Kürt partileri ile bir bütün olarak Kürt halkının çıkarları çerçevesinde ve dört ülke içinde Kürt meselelerinin adil bir şekilde nasıl çözüleceği çerçevesinde ilişkilerimiz var.

- IKBY geçtiğimiz günlerde Suriye krizinin çözümü için siyasi bir açılım ortaya koydu. Siz Suriye hükümeti ile doğrudan görüşmelerde bulundunuz mu?

Hayır, hükümetle herhangi bir diyalog kurmadık. Zira onlar uluslararası ve bölgesel koşulların değiştiğini ve bunun mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak, her şeyin eski haline döneceğine inanıyorlar ve zaman kazanmanın peşindeler. Bu tür girişimleri Suriye'nin tamamını kapsayacak şekilde değerlendirmek ve yanıtlamak daha doğrudur.

FOTO: SDG ve ABD güçleri arasındaki ortak tatbikatlardan bir kare (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)
SDG ve ABD güçleri arasındaki ortak tatbikatlardan bir kare (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)

- Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD yönetiminin Suriye hükümeti ile diyalog kurmanızı engellediğini söylüyor. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Suriye'deki taraflarla diyaloglarımızda karar mercii biziz. ABD’li diplomatlar ve sahadaki ABD güçleri, Şam'la diyaloğun gerekliliğine ilişkin siyasi girişimlerimiz de dahil olmak üzere diyaloglarımıza müdahale etmedi. Bu güçlerin DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyon güçleri çerçevesinde misyonları var ve Rus kuvvetleriyle resmi olarak muhatap oluyoruz. Suriye ordusu ile Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) fraksiyonları ile temas alanlarında yüksek askeri koordinasyon var. Biz bu ilişkiyi sürdürmek istiyoruz.

- Suriye konusundaki uluslararası müzakerelerin dondurulmasının ve 2254 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmamasının sorumluluğunu kim taşıyor? Hükümet mi muhalefet mi?

Uluslararası yolun dışlamaya dayalı olduğu göz önüne alındığında, iki taraf tüm sorumluluğu üstlenir. Yani bu dışlanma devam ettiği müddetçe söz konusu süreç Suriye meselesinin çözümüne bir fayda sağlamamaktadır. Bütün bunlar siyasi sürecin donmasına ve Anayasa Komisyonu'nun çalışmasının sekteye uğramasına yol açtı. İktidardan ve muhalefetten istenen, Suriye Kürtlerini ulusal duruma yabancı bir yapı olarak ele almamalarıdır. Bizler ulusal durumun önemli bir parçasıyız ve bu ülkeye aitiz ve yüzlerce yıldır topraklarımızda yaşıyoruz.

Müzakere organının yapısı

- Siyasi süreci ilerletmek için ne gerekiyor?

Suriye Muhalefeti Müzakere Komitesi’ni reforme etmek, tüm Suriye güçlerini ve taraflarını siyasi sürece dahil etmek, Suriye'deki mevcut duruma uygun kararlar almak ve anayasa değişikliğini kabul etmeyen hükümete gerçekten sürece müdahil olması için baskı yapmak.

FOTO: SDG’nin önde gelen üyeleri, Tel Rıfat'ta bir Türk İHA’sının hedef aldığı araçta öldürüldü. (Twitter)
SDG’nin önde gelen üyeleri, Tel Rıfat'ta bir Türk İHA’sının hedef aldığı araçta öldürüldü. (Twitter)

- Bu, sahnenin karmaşık olduğu ve yakında bir atılım belirtisi olmadığı anlamına mı geliyor?

Görünen o ki, Suriye savaşına dahil olan tüm taraflar çatışmayı dondurmaya ve statükonun korunmasına öncelik veriyor.

- Arapların Suriye'ye yönelik açılımını memnuniyetle karşıladınız. Suriye krizinin çözümünde bir Arap rolü mü arıyorsunuz?

Arapların Suriye'ye açılmasına olumlu bakıyoruz, ancak bu belirli koşullar dahilinde mümkün olabilir. Geri dönüşsüz Arap normalleşmesi tüm Suriyelilerin çıkarına olmayacaktır. Çünkü ülkemizin on yıllardır mustarip olduğu temel sorunlardan biri bu ve anayasal çerçevede, uluslararası karar ve sözleşmelere uygun olarak çözülmesi gerekiyor.

Mültecilerin geri dönüşü konusu ise siyasi hayatta köklü bir değişime uğramadan, yürürlükteki yasa ve mevzuatlar değiştirilmeden gerçekleşmeyecek. Yeniden yapılanma sürecinin gerçekleşmesi için özgürlüklere uygun ortamın oluşturulması, muhalefete fikir beyan etme ve siyasi yaşama katılma olanağı tanınması ve Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılması gerekiyor. Arap ülkelerinden istenen, tüm Suriyelilerin menfaati için ‘adım adım’ stratejisinin izlemesidir.

- Türkiye'nin yeni bir askeri harekât tehdidinden korkuyor musunuz?

Evet. Bu endişe ve korkular her zaman mevcut. Türkiye'nin İHA’larla hava saldırısı yöntemini benimsemesi ve askeri liderleri hedef alması askeri bir harekatla eşdeğerdir.



Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

TT

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'da savaş mağdurları için yeni bir kamp: Tavile

Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur'da bulunan Tavile kasabası, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki son çatışmaların ardından el-Faşir şehri, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından bombardımandan kaçan binlerce yerinden edilmiş insanın akın etmesiyle savaş mağdurları için yeni bir kampa dönüştü.

Yerinden edilmiş kişilerin işleriyle ilgilenen yerel bir gönüllü kuruluş olan Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi'ne göre Tavile bölgesi, yerinden edilmiş kişilerin açıkta, son derece kötü koşullarda, yiyecek, içme suyu ve hatta battaniye olmadan kalabalık bir şekilde bulunmaları nedeniyle ciddi bir baskı altında.

Şarku’l Avsat’a konuşan Komite Sözcüsü Âdem Rical şu ifadeleri kullandı: “Şu anda acil müdahalelere ihtiyaç duyulması nedeniyle bölgede olağanüstü hâl ilan etme sürecindeyiz. En büyük zorluk, temel hizmetlerin ve yaşam için gerekli malzemelerin eksikliği ve binlerce kişi şu anda açıkta olduğu için çadır gibi barınma malzemelerinin sağlanmasıdır. El-Faşir ile Zemzem ve Ebu Faruk kamplarını bu zor koşullarda terk edebilen siviller, sadece giydikleri kıyafetlerle, bazıları hayvanların çektiği ilkel arabalarla ve her şeye muhtaç bir şekilde, kendilerine yardım etmek için sınırlı bir yerel gönüllü müdahalenin ortasında kaldılar.”

Yerinden edilmeye giden yolda yaşanan trajediler

Rical, yerinden edilmiş kişilerin, yerlerinden edilmelerine giden yolda acı ve korkunç koşullar yaşadıklarını ve ‘HDK’ye bağlı bazı silahlı adamlar tarafından çeşitli ihlallere, cinayetlere ve hırsızlıklara maruz kaldıklarını’ bildirdiklerini söyledi. Rical, “İfadelerinde bize aşırı açlık ve susuzluk nedeniyle çok sayıda ölüm yaşandığını ve bazı çocukların yerinden edilme yolculuğu sırasında ebeveynlerini kaybettiğini anlattılar” dedi.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi’nin verilerine göre Tavile, nisan ayı başında el-Faşir ve çevresindeki kamplarda yeniden başlayan şiddetli çatışmalardan bu yana 281 binden fazla yerinden edilmiş kişiyi kabul etti. Bölgede yaşayanlarla birlikte toplam sayı bir milyondan fazla kişiye ulaştı.

Tavile, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'in yaklaşık 65 kilometre batısında yer alıyor. El-Faşir ülkenin batısında Sudan ordusu tarafından kontrol edilen son büyük şehir ve bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatılmıştı.

Komite Sözcüsü Âdem Rical, “Tavile’de güvenlik durumu istikrarlı, ancak insani ihtiyaçlar yerel halkın, ulusal insani yardım kuruluşlarının ve buradaki yetkililerin kapasitesinin ötesinde” dedi.

Rical, yerel toplum liderlerinin yerinden edilenlere yardım sağlamak için girişimler başlattığını, ancak sayılarının çok fazla olması ve giderek artması nedeniyle ihtiyaçları yeterince karşılayamadıklarını söyledi.

frgtyu
HDK'nin 15 Nisan'da Kuzey Darfur'daki yerinden edilmiş kişiler için kurulan Zemzem Kampı’na düzenlediği saldırının ardından binlerce kişi bölgeden ayrılmak zorunda kaldı. (Reuters)

Rical, Tavile'nin el-Faşir ve çevresindeki kamplardan yerinden edilmiş insanları kabul eden bir nokta haline geldiğini ve önemli bir kısmının Cebel Marra'daki Fanga, Golo ve Nertiti'deki diğer komşu bölgelere kaçmaya devam ettiğini söyledi. Yerel halk ve ulusal kuruluşların yanı sıra gönüllü acil servisler, yerinden edilenlere yardım etmek için mısır unu, bakliyat, içme suyu ve battaniye sağlıyor. Ancak bu yardım, el-Faşir ile Zemzem ve Ebu Şuk kamplarından çok sayıda kişinin ihtiyaçlarını karşılama konusunda sınırlı kalıyor.

El-Faşir acı çekiyor

Şarku’l Avsat'a konuşan çeşitli kaynaklara göre, Zemzem Kampı sakinlerinin yaklaşık yüzde 70'i, yüzlerce sivilin öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan HDK'nin son saldırısının ardından Tavile bölgesine ve eyaletteki diğer bölgelere göç etti. Kaynaklar, el-Faşir'de, Zemzem ve Ebu Şuk kamplarında kalanların gıda, içme suyu ve ilaç sıkıntısı nedeniyle çok kötü insani koşullarla karşı karşıya olduklarını söyledi. Aynı kaynaklar, Sudan ordusu ve müttefik silahlı mücadele hareketlerinin ortak gücünün, el-Faşir'den ayrılmalarını engellemek için ailelerin önüne engeller koymaya devam ettiğini, askeri operasyonların ve karşılıklı topçu atışlarının artmasına ve şehir üzerindeki uzun süreli kuşatma nedeniyle yiyecek ve içme suyu elde etmenin zorluğuna rağmen onları tehdit altında kalmaya zorladığını belirtti.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi bu hafta başında, Sudan ordusunun askeri istihbaratının Ebu Şuk Kampı’ndaki onlarca gönüllü lider ve aktivisti HDK ile iş birliği yaptıkları suçlamasıyla tutukladığını açıkladı.

Şarku’l Avsat tarafından elde edilen bilgilere göre Çad ile olan Adre Sınır Kapısı, Tavile'de yeni yerinden edilmiş insanlara insani yardım ulaştırılması için açıldı. Çeşitli kaynaklara göre, son birkaç gün içinde gıda maddeleri, ilaçlar ve barınma malzemeleri yüklü birçok tır bölgeye geldi, ancak çok sayıda yerinden edilmiş insan nedeniyle bu yardımlar yetersiz kalıyor.

Mülteciler ve Ülke İçinde Yerinden Edilmiş Kişiler Genel Koordinasyon Komitesi, Tavile bölgesinde acil durum ilan etmek üzere olduğunu bildirerek, uluslararası ve yerel kuruluşları Kuzey Darfur'dan gelen binlerce yerinden edilmiş kişinin hayatını kurtarmak için acilen harekete geçmeye çağırdı.