Lübnanlı çocuklar, evde ve kreşte psikolojik rahatsızlıkların kurbanı oluyor

Çocukları korumada ailenin rolü çok önemli. Peki ya tehlike aileden geliyorsa?

Lübnan'daki çocukların çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalmasını simgeleyen bir çizim / Görsel: Independent Arabia
Lübnan'daki çocukların çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalmasını simgeleyen bir çizim / Görsel: Independent Arabia
TT

Lübnanlı çocuklar, evde ve kreşte psikolojik rahatsızlıkların kurbanı oluyor

Lübnan'daki çocukların çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalmasını simgeleyen bir çizim / Görsel: Independent Arabia
Lübnan'daki çocukların çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalmasını simgeleyen bir çizim / Görsel: Independent Arabia

Beşir Mustafa

Lübnan'da çocuklara yönelik ihlaller her geçen gün artıyor.

Lübnan iki haftadır Akkar'da 6 yaşındaki bir kızın tecavüze uğraması, Bekaa'da iki küçük kız çocuğunun seyahat ederken bir kamyonet şoförü tarafından cinsel saldırıya uğramaları ve Beyrut'un kuzeyindeki bir kreşte bir grup bebeğin istismar edilmesi gibi çocuklara yönelik çeşitli suçlara tanık oldu.

Akkar'da Lynn Talib adlı bir kız çocuğunun adli tıp raporuna göre cinsel saldırıya uğradıktan sonra hayatını kaybetmesi tüm şehri şoke etti.

Beyrut'ta 'Hubeyş Polis Karakolu' adıyla bilinen Ahlak Bürosu'nun, failin kimliğini ortaya çıkarmaya yönelik adli soruşturmaları sürüyor.

Suçun aile içinde işlenmiş olabileceği ve bu suçun işlenmesinde istikrarsız aile ortamının bir şekilde katkısının olduğu düşünülüyor.

Küçük kızın anne ve babası boşadıktan sonra annesi ile yaşadığı öğrenildi.

Olayın ardından anne ve baba birbirlerini ihmal ve çocuğun maruz kaldıklarından sorumlu olmakla suçlandılar.

Bunun yanında bu iğrenç eylemi işlemiş olabilecek yakın bir akrabaya da işaret ettiler. Karar adli makamlara bırakıldı.

Lübnan Çocukları Koruma Derneği (UPEL) Başkanı Amira Sukkar, suçla ilgili soruşturmaların sürdüğünü belirterek, çocuklara karşı çeşitli biçimlerde işlenen ve onları büyük tehlikelere maruz bırakan şiddet suçlarının artmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Sukkar, bir yandan failin eylemini gerçekleştirmek için çocuğa yakınlığından yararlanması nedeniyle aile içi suçların arttığına dikkati çekerken diğer yandan, uyuşturucu kullanımının artan etkisinin olduğunu ve sonra çocuklara karşı suçların kendilerine en yakın kişiler tarafından işlendiğini vurguladı.

Sukkar, bu durumun UPEL temsilcilerinin soruşturmalara takip etmeleri sonucu anlaşıldığını da sözlerine ekledi.

Sukkar, özellikle dağılmış ailelerin ve boşanmış ebeveynlerin böylesi bir tehdidi ortadan kaldırmak için güvenli bir yere yerleştirilene kadar çocuk yetiştiremeyecek durumda olduklarında çocukları korumak için resmi müdahalede bulunulması çağrısında bulundu.

UPEL temsilcilerinin Bekaa Vadisi'nde iki kız çocuğunun cinsel saldırıya uğradığı olayla ilgili soruşturmaları takip ettilerini belirten Sukkar, 'toplumsal güvenlik seviyesinin düşmesi ve caydırıcı olmayan cezalar nedeniyle ebeveynlerin gözlerini iyi açmaları gerektiğini' vurguladı.

Sukkar, 'özellikle bir çocuğun ya da reşit olmayan bir bireyin etkilendiği bir suçta faillere yönelik cezaların acilen sıkılaştırılması gerektiğinin' altını çizdi.

Kreş görevlisinden istismar

Ayrıca, kreşlerde de en az aile içinde olduğu kadar çocuğa karşı istismar suçları işleniyor.  

Lübnan halkı, 10 Temmuz pazartesi günü, bir kreş çalışanının bir grup bebeği istismar ettiğini gösteren bir videonun sızdırılması karşısında şaşkına döndü.

Güvenlik güçleri, saldırganı ve kreş sahibini tutuklamak ve soruşturma başlatmak için derhal harekete geçti.

Lübnan Dağı'ndaki olaylarla ilgili davalara bakan Baabda'daki tek yetkili hakim Cuveyl Ebu Haydar, Gardereve Çocuk Yuvası'nın mühürlenmesi kararı çıkardı.

Sağlık Bakanı Firas Abyad ise Bakanlık yetkililerinin, kreşlere ziyaretlerde bulunduğunu belirterek, yaşananların aydınlatılması ve çocukların durumlarının öğrenilmesi için tıbbi muayene yapılması amacıyla ciddi bir soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Yargı açıkları

Bir yargı kaynağı, soruşturma hakimlerinin ve çocuk mahkemeleri hakimlerinin tarafları korumak için ellerinden geleni yaptıklarını ve bunun için hızla gerekli önemleri aldıklarını söyledi.

Kaynak, bir çocuğa yönelik cinsel istismar ya da şiddetten şüphelenildiğinde, çocuk mahkemesi hakiminin davayı devraldığını, bir adli tıp doktorunu görevlendirdiğini ve mağdura yardım etmesi için yetkili derneklere izin verdiğini açıkladı.

Cinsel içerikli suçlardaki artışa ve bu suçların bazen cezaya ehliyeti olan yaşın altındakiler tarafından işlendiğine işaret eden kaynak, “Örneğin, Bekaa Vadisi'nde yaklaşık iki ay önce yedi yaşından küçük bir çocuğun altı yaşındaki arkadaşını tuvalette taciz ettiği ihbar edilmiş. Böyle bir durumda reşit olmadığı için hakkında soruşturma açıklamaz ve suç duyurusunda bulunulamaz” şeklinde konuştu.

Hukuken ensest olarak adlandırılan ve cezayı ağırlaştırıcı sebep olarak görülen aile için cinsel istismar suçunun belirlenmesinde ön araştırmaların önemine dikkati çeken kaynak, “Fiilin mağdur ya da cezai sonuç üzerindeki etkisinin, yani edebe aykırı bir davranışla mı, kızlık bozmayla mı yoksa cinsel ilişkiyle mi karşı karşıyayız? bunun belirlenmesi de önemli” dedi.

Lübnan Ceza Kanunu, evlilik içi tecavüzü dışlayan 503'üncü maddenin yarattığı tartışmadan çok, tecavüz suçundan bahsediyor.

Maddeye göre karısından başka bir kimseyi şiddet veya tehdit yoluyla cinsel ilişkiye zorlayan kişi en az beş yıl ağır çalışma cezası ile cezalandırılır.

Eğer mağdur on beş yaşına gelmemişse ceza yedi yıldan az olamamak kaydıyla artırılır. Bedensel ya da psikolojik bir eksiklik yahut belli bir durum nedeniyle karşı koyamayan kimseyle ilişkiye girenlerin cezası daha da ağırdır.

506'ncı maddede ise üstsoy (baba veya büyükbaba) ya da vasisi olan birinin reşit olmayan biriyle cinsel ilişkiye girmesi durumunda ağır çalışma cezası verilmesinden bahsediliyor.

Yasa ayrıca, ebeveyn, vasi ve akrabalık bağları olanların yanı sıra, yetki sahibi olanların özel kategorilerinden de bahsediyor.

Madde metninde memur, din adamı, iş veren ya da işyerinde çalışan bir işçinin görevinden aldığı yetkiyi yahut kolaylıkları kötüye kullanma fiilini işlemesi halinde verilecek cezanın ağırlaştırılması öngörülüyor.

Mağdur, on beş yaşından küçükse fail yedi yıldan az olmamak üzere ağır çalışma cezasına çarptırılır.

Mağdurun on iki yaşından küçük olması halinde ceza süresinin dokuz yıldan az olmaması şart koşuluyor. Lübnan'da cezaevinde geçirilen bir yıl dokuz ay sürüyor. Bu yüzden faile verilecek ceza daha kısa sürede sona eriyor.

Ayrıca, cezaevi koşulları suçluların ıslahına katkıda bulunmadığından suçun toplum üzerindeki etkisi devam ediyor.

İnsan hakları avukatı Uteybe Merabi, yasal koruma mekanizmalarının çeşitli kanunlar (Ceza Kanunu, Cinsel Taciz Kanunu ve Aile İçi Şiddet Kanunu) arasında iç içe geçtiğine dikkati çekti.

Tecavüz suçunun cezasını Ceza Kanunu belirlerken taciz ve istismar suçunun kendi kanunu bulunduğunu belirten Merabi, kanunun cinsel taciz suçunda ispat yükünü mağdura bıraktığını ve bunun büyük bir açık olduğunu belirterek “Bu çok zor ve verilen cezalar yeterli değil, dolayısıyla failleri caydırmak için daha ağır cezalar verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Merabi, şunları söyledi:

Çocuklar savunmasız gruplardandır. Dolayısıyla caydırıcılık umuduyla her türlü şiddete, daha sert cezalara ve ağır mali para cezalarına karşı özel korumaya ihtiyaçları var.

 

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.