Sudan’da çatışmalar devam ederken HDK, Darfur’da sivilleri öldürdüğü iddialarını reddetti

Sudan ordusu ile HDK arasında yaşanan çatışmalar başkent Hartum'u dumanlar altında bıraktı (AFP)
Sudan ordusu ile HDK arasında yaşanan çatışmalar başkent Hartum'u dumanlar altında bıraktı (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar devam ederken HDK, Darfur’da sivilleri öldürdüğü iddialarını reddetti

Sudan ordusu ile HDK arasında yaşanan çatışmalar başkent Hartum'u dumanlar altında bıraktı (AFP)
Sudan ordusu ile HDK arasında yaşanan çatışmalar başkent Hartum'u dumanlar altında bıraktı (AFP)

Sudan ordusu ile Darfur bölgesinde sivilleri öldürmekle ilgili suçlamaları aşiret çatışmalarına bağlayarak iddiaları reddeden Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalar devam ediyor. Sudan ordusu dün yaptığı açıklamada, HDK’yı Omdurman Hastanesini topçu atışlarıyla bombalamakla suçladı. Açıklamada, uluslararası insani hukuku ve tüm savaş normlarını ihlal etme yaklaşımını sürdüren isyancı milislerin Omdurman'daki askeri hastaneyi hedef aldığı belirtilerek, diyaliz merkezi, yoğun bakım ve ameliyathane ile çok sayıda yatan hasta bakım odasında büyük hasara yol açan saldırıda 3 hastanın yaralandığı kaydedildi.

AFP’ye konuşan Hartum sakinleri, “Savaş uçakları Nil’in doğusundaki el Cerifi Şark mahallesindeki HDK alanlarını bombaladı” diyerek HDK’nın uçaksavar silahları kullanarak karşılık verdiğini bildirdi.

Omdurman’daki görgü tanıkları, savaş uçaklarının şehrin batısını bombaladığına değinerek, şehir merkezindeki Tıbbi Kolordu Hastanesi ile Kumar Komutanları Koleji’ne yönelik topçu atışı olduğu aktarıldı.

Görgü tanıkları ayrıca HDK’ya ait insansız hava araçlarının Omdurman'daki bir tıbbi tesisi bombaladığını söyledi.

Ülkenin batısındaki görgü tanıkları, Güney Darfur eyaletinin başkenti Nyala'nın yaklaşık 80 kilometre kuzeybatısındaki Kass kentinde çeşitli türde silahlarla şiddetli çatışmaların yaşandığını bildirdi.

Tanıklar, HDK’nın Kass şehrinde 61. Tugay liderliği üzerinde tam kontrol sağladığını bildirdi.

15 Nisan’dan bu yana Abdulfetah el Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında devam eden çatışmadan en az 3 bin kişi hayatını kaybederken, 3 milyonu aşkın kişi ise yerinden edildi.

Çatışmaların başkent ve çevresi ile 48 milyonluk Sudan'ın dörtte birinin yaşadığı ülkenin batısındaki Darfur bölgesinde yoğunlaştığı görülüyor.

Darfur'da tüm köyler ve mahalleler yok edildi, siviller toplu mezarlara gömüldü ve yerel liderler etnik kökenleri nedeniyle Hızlı Destek Kuvvetleri ve müttefik Arap milisler tarafından öldürüldü.

Kabile çatışması

Hamideti güçleri dün Doğu Darfur eyaletinin başkenti El Daein şehrinde Merkez Yedek Polis askerlerinden bazılarını kendilerine katılmaya davet ederek, kendi saflarına katılan subay, astsubay ve askerin 270 olduğunu aktardı.

HDK dün, çeşitli etnik kökene mensup en az 28 kişinin infaz edildiği, onlarca sivilin öldürüldüğü ve yaralandığı yönündeki İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün (HRW) açıklamasını reddetti.

Olanları eski kabile çatışmalarına dayandıran HDK, buna taraf olmadıklarını açıkladı.

Yardım kuruluşlarından ve diğer uluslararası kuruluşlardan gelen çok sayıda raporda, cinsel şiddet de dahil olmak üzere birçok zulümden söz edilmesi Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin olası savaş suçları hakkında soruşturma başlattığını duyurmasına neden oldu.

Müzakerelerin yeniden başlatılması

Sudan ordusundan temsilciler, iki taraf arasındaki savaş dördüncü ayına girerken, HDK ile müzakereleri sürdürmek için dün Suudi Arabistan'ın Cidde kentine gitti.

Ordu ve HDK, genellikle ABD ve Suudi Arabistan'ın arabuluculuğuyla, iki tarafın aralarındaki ateşkese uymaması nedeniyle birçok ihlale tanık olan birkaç ateşkes anlaşması imzalamıştı. Afrika Birliği ve İGAD Doğu Afrika Kalkınma Teşkilatı da Sudan'daki krizin çözümü için arabuluculuk yapmaya çalışıyor.

Sudan Dışişleri Bakanlığı, daha önce Nairobi'yi Hızlı Destek Kuvvetlerinin yanında yer almakla suçlayarak, Dörtlü Komite'nin Kenya’nın başkanlık etmesine itiraz etti.

Sudan'daki Geçici Egemenlik Konseyi tarafından önceki gün yapılan açıklamaya göre, Burhan, Kenya Devlet Başkanı'ndan bir telefon aldı.

Açıklamada, Burhan'ın Kenya Devlet Başkanı’na Sudan hükümetinin Kenya'nın Dörtlü Komite toplantısına ilişkin çekinceleri ve yakın zamanda Addis Ababa'da yapılan zirvenin sonuçlarını reddetmesinin nedenlerini ilettiği kaydedildi.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.