BM’den Tunus'a Afrikalı göçmen çağrısı

Afrikalı göçmenler, kendilerine yönelik artan saldırılar nedeniyle başka bir ülkeye sınır dışı edilmelerini talep etmek üzere Uluslararası Göçmenler Komisyonu'nun Tunus'taki merkezi önünde (EPA)
Afrikalı göçmenler, kendilerine yönelik artan saldırılar nedeniyle başka bir ülkeye sınır dışı edilmelerini talep etmek üzere Uluslararası Göçmenler Komisyonu'nun Tunus'taki merkezi önünde (EPA)
TT

BM’den Tunus'a Afrikalı göçmen çağrısı

Afrikalı göçmenler, kendilerine yönelik artan saldırılar nedeniyle başka bir ülkeye sınır dışı edilmelerini talep etmek üzere Uluslararası Göçmenler Komisyonu'nun Tunus'taki merkezi önünde (EPA)
Afrikalı göçmenler, kendilerine yönelik artan saldırılar nedeniyle başka bir ülkeye sınır dışı edilmelerini talep etmek üzere Uluslararası Göçmenler Komisyonu'nun Tunus'taki merkezi önünde (EPA)

Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen bağımsız uzmanlar salı günü, Tunus polisinin çok sayıda Afrikalı göçmeni götürüp çölde bıraktığına dair haberlerin ardından Tunus makamlarına Afrikalı göçmenlerin toplu olarak sınır dışı edilmesini durdurma çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre bağımsız uzmanlar Tunus hükümetine ülkedeki ırkçı nefret söylemine son verilmesi, Sahra altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenlerin şiddetten korunması, bildirilen şiddet olaylarının soruşturulması ve mağdurlar için adaletin sağlanması için derhal harekete geçmesi çağrısında bulundu. Açıklama Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, Afrika Kökenli İnsanlar Uzmanlar Paneli ve aralarında göçmenlerin insan hakları Raportörü Felipe González Morales'in de bulunduğu üç Özel Raportör tarafından imzalandı. Açıklamada, “Yetkilileri daha fazla sınır dışı edilmeyi derhal durdurmaya, Tunus-Libya sınırındaki tehlikeli bir bölgeye insani yardım ulaştırmaya devam etmeye ve hamile kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere çok sayıda insanın sınır dışı edildiği bu bölgeyi genişletmeye çağırıyoruz” denildi. Uzmanlar, uluslararası insan hakları hukukunda yer alan geri göndermeme ilkesinin, uyruk ya da göçmen statüsüne bakılmaksızın her türlü sınır dışı işlemi için geçerli olduğunu belirttiler. Sivil toplum örgütlerine göre, 3 Temmuz'da bir Tunus vatandaşının ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından yüzlerce Afrikalı göçmen Tunus'un ikinci büyük şehri ve yasadışı göçün ana başlangıç noktası olan Sfax'tan sınır dışı edildi ve ardından yetkililer onları Libya sınırına yakın uzak bölgelere nakletti. Arap İnsan Hakları Örgütü'nün Libya şubesi, Libya sınır muhafızlarına göre, Tunus polisinin onları terk etmesinin ardından yaklaşık 360'ının son günlerde kurtarıldığını bildirdi. BM uzmanları, “Ülkedeki ırkçı nefret söylemi ve Sfax'ta kolluk kuvvetleri de dahil olmak üzere göçmenlere yönelik şiddet olaylarına ilişkin haberlerden derin endişe duyuyoruz” dedi. Yetkililerle temas halinde olduklarını belirten uzmanlar, daha önce de Mart ayında Tunus hükümetiyle temasa geçerek, göçmenleri ilgilendiren diğer konuların yanı sıra, Afrikalı göçmenlerin toplu olarak sınır dışı edilmesi ve Tunuslu yetkililer tarafından dile getirilen ırkçı şiddet ve nefret söylemine ilişkin haberlerden duydukları endişeyi dile getirmişlerdi.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.