Ayşe Musa, Sudan ‘fırsatçılarını’ eleştirdi

Sudan Egemenlik Konseyi üyeliği görevinden istifa eden Ayşe Musa, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamalarda, çözümün ‘acil durum hükümeti’ ile başlayacağını söyledi.

Sudan Egemenlik Konseyi üyeliği görevinden istifa eden Dr. Ayşe Musa'nın bir arşiv fotoğrafı (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi üyeliği görevinden istifa eden Dr. Ayşe Musa'nın bir arşiv fotoğrafı (Reuters)
TT

Ayşe Musa, Sudan ‘fırsatçılarını’ eleştirdi

Sudan Egemenlik Konseyi üyeliği görevinden istifa eden Dr. Ayşe Musa'nın bir arşiv fotoğrafı (Reuters)
Sudan Egemenlik Konseyi üyeliği görevinden istifa eden Dr. Ayşe Musa'nın bir arşiv fotoğrafı (Reuters)

Tüm gözler, Sudan ordusu temsilcileri ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında yeni bir müzakere turunun başlamasının beklendiği Cidde'ye yönelmişken, Sudan Egemenlik Konseyi'nden istifa eden Dr. Ayşe Musa, ülkedeki askeri teşkilatların birleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Musa, tarafları, şu ana kadar içerde ve dışarda savaşın yıkmış olduğu ne varsa hepsini yeniden inşa etmek için yeni bir yol haritası belirlemeye çağırdı.

Dr. Ayşe Musa, Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, “Sudan ahvaline hâkim olan ve hassas sürecin liderleri olduklarını iddia eden, ancak Sudan'ın zenginliğini elde etmek üzere aç gözlü ülkelerden veya yozlaşmış rejimlerden gelenlerin kişisel arzularına veya kendi şahsi emellerine hizmet etmek için fırsatçılığa bürünmüş kimselere” karşı sert bir saldırı başlattı.

İleri görüşlü kadrolar

Musa, “Biz, Ulusal Demokratik Dönüşüm ve Savaşın Durdurulması Mekanizması olarak, mevcut durumun ihtiyaç duyduğu en iyi şeyin yetkin, deneyimli ve ileri görüşlü bir kadro tarafından yönetilen acil durum hükümeti olduğuna inanıyoruz. Bu hükümet, geniş anayasal halk müzakeresi vizyonlarına dayanan bir yaklaşım benimseyecek” ifadelerini kullandı.

Musa sözlerini şöyle sürdürdü: “Böylece kalıtsal tahakküm ve yolsuzluk sıkıntısından arınmış, deneyimle rafine edilmiş parti üyelerinden oluşan parlamentoya dayalı demokratik sivil hükümet oluşturmak için şeffaf seçimler yapacak bir geçiş hükümetinin kurulmasına yol açılmış olur.”

Musa, “Sudan ordusunun, her türden silahlı birlikler ve milislerin siyaset sahnesinde yeri olduğunu düşünmüyorum. Zira bu sadece sivil toplumun rolüdür. Ordu tek ve bir olmalıdır. Ülkenin ve güvenliğinin koruyucusudur. Ordunun hükümetle siyasi ilişkisi, sırasıyla Adalet ve İçişleri Bakanları ve onların polis ve güvenlik teşkilatları aracılığıyla gerçekleşir” dedi.

“Meselenin karmaşıklığı beni istifa etmeye sevk etti”

Musa, sözlerine şöyle devam etti: “Bu öneri, benim Sudan Egemenlik Konseyi’ndeki görev süremin başında ve ülke bu felaketle karşılaşmadan önce biliniyordu. Öyle ki ben, silahlarını bırakan HDK mensuplarının serbest bırakılması, kanunlara tabi bir şekilde orduya katılıp haklarının verilmesi veya dönüp gitmeleri adına çağrıda bulundum. Sanırım bu olay, iki taraf arasındaki (sivil, askeri) ilişkinin kötüleştiği zamandı. Meselenin karmaşıklığı beni istifa etmeye sevk etti.”

Musa, “Savaş halini sona erdirmeyi amaçlayan girişimleri bir araya getirmek için sivil gruplar tarafından öne sürülen bazı fikirlerin başarısı ve ülkenin geleceği için öne sürülen bu gruplar içindeki çeşitlilik kabul edilmeli ve durumlarla başa çıkmada incelik esas alınmalıdır. Söylediklerim problemler değildir. Çatışma bölgelerinden başlayarak şehir merkezlerine ve ardından ülkenin başkentine kadar Sudan'ın her yerinde bu bakış açısı hâkim olmalıdır” anlayışı üzerinde durdu.

Adil hesaplaşma

Musa, “savaş sonrası yeniden yapılanma için ince düşünülmüş bir plan hazırlanması, bu yıkıcı savaşa neden olan, katkıda bulunan ve yürütenler için adil ve caydırıcı bir şekilde yargılanma sağlanması, başta çocuklar, kadınlar ve yaşlılar olmak üzere savaşla alakası olmayan milyonlarca şehit ve kurbanın kısasının alınmasının zorunluluğunu” vurguladı.

Sudan Egemenlik Konseyi'nin istifa eden kadın üyesi Musa, “Herhangi bir ülkenin ve özellikle de Sudan devletinin yönetiminde bir kadının bulunması gerektiğini” vurguladı. Musa, “Sudan'da (halifelik) sömürgecilikten sonra, kadının bir insan olarak, hakları ve ödevleri olan bir vatandaş olarak haklarını silmeye başladı. Gelenek ve göreneklerden değil, vatandaşlıktan, eğitim, sağlık, annelik ve iş hayatından bahsediyorum. Liderlik ve karar verme pozisyonlarındaki kadınların güvence altına alınması, toplumsal dengeyi ayakta tutan ve kamusal yaşamı geliştiren bir unsurdur” ifadelerini kullandı.



Nevvaf Selam, devlet otoritesini Lübnan geneline yayma ve hiç kimseyi dışlamama sözü verdi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan adayı Nevvaf Selam ile bir araya geldi. (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan adayı Nevvaf Selam ile bir araya geldi. (Reuters)
TT

Nevvaf Selam, devlet otoritesini Lübnan geneline yayma ve hiç kimseyi dışlamama sözü verdi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan adayı Nevvaf Selam ile bir araya geldi. (Reuters)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün Meclis Başkanı Nebih Berri ve Başbakan adayı Nevvaf Selam ile bir araya geldi. (Reuters)

Lübnan'da, Hizbullah ve Meclis Başkanı Nebih Berri liderliğindeki Emel Hareketi'nin muhalefeti karşısında Nevvaf Selam'ın yeni hükümeti kurmakla görevlendirilmesinin yansımalarını ele almak üzere temaslar yoğunlaştı. Selam, partiler üstü bir hükümet kurmak üzere bugün (Çarşamba) ve yarın (Perşembe) parlamentodaki bloklarla istişarelere başlamadan önce yaptığı ilk konuşmada devletin otoritesini tüm ülke topraklarına yayma sözü verdi.

Şarku’l Avsat, özellikle Şii ekibin Selam'ın bugün yapacağı istişareleri boykot etme niyetinde olduğuna dair bilgilerin yayılmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Joseph Avn tarafından olayların yeni hükümeti boykot etmeye doğru tırmanmasını önleme çabalarının yürütüldüğünü öğrendi. Haberlerde Şii ikilinin rahatsızlıklarının bir ifadesi olarak istişarelerin ilk gününe katılmayabileceği belirtiliyordu. Meclis Başkanı Nebih Berri Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Durum çok olumsuz değil” dedi ve ne gibi adımlar atacağını belirtmekten kaçındı.

Hükümeti kurmakla görevlendirildikten sonra yaptığı ilk konuşmada herkese açık bir ses tonuyla konuşan Selam, herkese elini uzattığını söyleyerek, Hizbullah'a açık bir gönderme yaptı. Selam, “Ben dışlayanlardan değil birlikten yanayım; anlayış ve ortaklıktan yanayım. Kurtarma, reform ve yeniden inşa görevine birlikte başlamak için ellerimi herkese uzatıyorum” ifadelerini kullandı.