Mısır mülteci sorunu için uluslararası toplumdan ne talep ediyor?

23 Temmuz 2023'te Roma'da düzenlenen Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na katılan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, İtalyan mevkidaşı Giorgia Meloni ile el sıkışıyor (Mısır Bakanlar Kurulu)
23 Temmuz 2023'te Roma'da düzenlenen Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na katılan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, İtalyan mevkidaşı Giorgia Meloni ile el sıkışıyor (Mısır Bakanlar Kurulu)
TT

Mısır mülteci sorunu için uluslararası toplumdan ne talep ediyor?

23 Temmuz 2023'te Roma'da düzenlenen Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na katılan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, İtalyan mevkidaşı Giorgia Meloni ile el sıkışıyor (Mısır Bakanlar Kurulu)
23 Temmuz 2023'te Roma'da düzenlenen Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na katılan Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, İtalyan mevkidaşı Giorgia Meloni ile el sıkışıyor (Mısır Bakanlar Kurulu)

Göç hususunda Mısır'ın taşıdığı yükün boyutuyla orantılı olmayan, uluslararası toplum tarafından sağlanan sınırlı desteğe dikkat çeken Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli, Roma'da düzenlenen Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na bir talepler listesi sundu. Ülkesinin 9 milyondan fazla göçmen ve mülteciye, nüfusun en az yüzde 8’ine ev sahipliği yaptığını doğruladı. 

Sudan'daki savaş bu dosyada Mısır'a daha fazla yük bindiriyor. Sudan'daki şiddetten kaçan toplam insan sayısının yaklaşık yüzde 40'ının karşılandığını belirten Medbuli, artan ekonomik zorluklara rağmen Mısır'ın gurbetçilere destek ve temel hizmetler sağlamaktan çekinmediğini vurguladı. Mısır Bakanlar Kurulu’ndan Pazar akşamı yapılan açıklamaya göre, eğitim ve sağlık alanında devletin sunduğu temel hizmetlerden tüm göçmenlerin Mısırlılarla eşit bir şekilde yararlandığını söyledi.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü Tuğgeneral Halid Okkaşe, Nisan ortasından bu yana Sudan'da başlayan çatışmaların ardından baskıları daha da artan Mısır dahil olmak üzere birçok ülke için en tehlikeli dosyanın mülteci meselesi olduğuna dikkat çekti. 

Uluslararası Kalkınma ve Göç Konferansı'na katılan Mısır heyetinde Kahire'nin Roma Büyükelçisi Bassam Radi ve Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı İhab Bedvi de yer aldı. Uluslararası etkinliğe bölge liderleri, Avrupa Birliği (AB) ve uluslararası finans kuruluşlarının temsilcileri geniş katılım gösterdi. Katılımcılar arasında Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid, Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Gazvani, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi yer aldı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Okkaşe, “Uluslararası toplum, Rus-Ukrayna savaşıyla çok meşgul. Neticede, yerinden edilmişlere ve mültecilere gerekli finansmanın sağlanması konusu, Mısır'ın Roma’daki konferans öncesi yaptığı konuşmada bu konuya odaklanmasına neden olan birçok zorlukla karşı karşıya” ifadelerini kullandı. 

Mısır'dan bir kaynak, geçiş ve hedef ülke olarak bahseden Medbuli ise yasadışı göç akışlarındaki artışın, karşılıklı fayda sağlayan sürdürülebilir ortaklıklarla muameleyi gerektiren en büyük yansımalardan birini temsil ettiğini söyledi. Aynı zamanda şu ifadelerde bulundu:

“Mısır devleti, ekonomik ve sosyal kalkınmayı teşvik ederek, genel olarak göç olgusunu ele alırken kapsamlı bir yaklaşım benimsemekte. Yasadışı göçün tehlikelerine ilişkin farkındalığı artıran, işgücü piyasası için eğitimli işgücü sağlamak ve düzenli göç için yollar oluşturan Mısır, aynı zamanda sınır kontrollerini artırarak göçmen kaçakçılığı ağları ve insan kaçakçılığı ile mücadele ediyor. Failleri sorumlu tutmak ve kurbanlarını korumak için ulusal bir yasa ve ulusal bir koordinasyon komitesi geliştiriyor. Neticede Eylül 2016'dan bu yana Mısır kıyılarından yasadışı göçmen taşıyan hiçbir tekne denize açılmadı. Ev sahibi toplulukların dayanıklılığını artırmak, hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verebilecek yeni finansman araçları geliştirmek, hizmet sunumunun sürdürülebilirliğini sağlamak için yüklerin ve sorumlulukların adil paylaşımı ilkesine saygı gösterilmesi çağrısında bulunuyoruz.”

Tuğgeneral Halid Okkaşe ise “Bu dosyanın, bilhassa gerekli tahsislerin sağlanmasıyla belirli zaman çizelgelerine göre daha ciddi yanıtlara ihtiyacı var. Sığınma ve yerinden edilme koşullarını tetikleyen krizlere etkilenen ülkelerde istenen istikrarı sağlamak için siyasi çözümler formüle ederek ve dayatarak radikal çözümler sağlamak için uluslararası toplumdan siyasi bir yaklaşıma ihtiyacımız var” vurgusunda bulundu. 

Mısır Bakanlar Kurulu’ndan yapılan açıklamaya göre Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütünün (IOM) yeni Genel Direktörü Amy Pope ile bir araya gelen Medbuli, göç dosyasıyla ilgilenmek için mekanizmalar geliştirmenin, yasadışı göçmenlik dosyasının kökenlerini ele almaya yardımcı olacak çalışma yaklaşımları geliştirmenin, böylece mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin üzerindeki yüklerin hafifletilmesine katkıda bulunmanın önemini vurguladı. 

Nüfus ve göç çalışmaları uzmanı Dr. Eymen Zehri ise Şarku’lAvsat’a verdiği demeçte, göç meselesiyle ilgilenmek için mekanizmalar geliştirmenin, yasadışı göçmenlik dosyasının kökenlerini ele almaya yardımcı olacak çalışma yaklaşımları geliştirmenin önemini vurguladı. Aynı zamanda, “Mısır'ın mültecilerin bakımında bir tür yük paylaşımına ihtiyacı var. Bu uluslararası işbirliği ile yapılır. Yük paylaşımı, Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakat'ta bulunan bir ilkedir. Mısır'daki mültecilerin BM’den aldığı destek, gerekli desteğin sadece yüzde 10 ila 15'ini oluşturuyor. Mısır'daki mültecileri misafir olarak nitelendirmek hem Mısır'ın hem de mültecilerin haklarının yitirilmesine yol açmakta. Siyasi düzeyde, konukların açıklamalarını memnuniyetle karşılıyoruz; operasyonel düzeyde ise uluslararası toplum onlara yeterli ve gerekli kaynakları sağlamada yer almalıdır. Mısır’ın aldığı destek sınırlıdır” vurgusunda bulundu. 

Mısır'ın talepleri ışığında Roma Konferansı'nın sonuçları konusunda iyimser olup olmadığı konusunda ise “Ne iyimser ne de kötümserim. Bekleyelim, uluslararası toplumun yükümlülüklerini yerine getirmesi için baskı yapalım” ifadelerini kullandı.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.