Libya: Trablus yönetimi Nijer’deki darbeyi kınadı

Libya Başkanlık Konseyi: Nijer Cumhurbaşkanı'nın devrilmesi ‘haince’ bir askeri darbedir

Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi arasında Afrika Birliği merkezinde gerçekleştirilen önceki bir görüşmeden (Libya Başkanlık Konseyi)
Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi arasında Afrika Birliği merkezinde gerçekleştirilen önceki bir görüşmeden (Libya Başkanlık Konseyi)
TT

Libya: Trablus yönetimi Nijer’deki darbeyi kınadı

Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi arasında Afrika Birliği merkezinde gerçekleştirilen önceki bir görüşmeden (Libya Başkanlık Konseyi)
Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum ile Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi arasında Afrika Birliği merkezinde gerçekleştirilen önceki bir görüşmeden (Libya Başkanlık Konseyi)

Libya'da Muhammed el-Menfi liderliğindeki Libya Başkanlık Konseyi tarafından temsil edilen yürütme organı ve Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum’a yönelik darbe girişimini reddederek durumun bölgenin istikrarına yansımaları konusunda uyarıda bulundu.

El-Menfi, ‘seçilmiş’ Cumhurbaşkanı Bazoum’un gözaltına alınmasını “askeri birliklerden biri tarafından, bölgesel güvenlik ve istikrarı tehdit eden, mevcut otoritede anayasaya aykırı bir değişikliğe yol açma niyetiyle, hukuka ve meşruiyete aykırı ‘hain’ bir askeri darbe” olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın Başkanlık Konseyi Medya Ofisi’nden aktardığı açıklamasında Menfi, Afrika Birliği (AfB) tüzüğünün bu tür “meşru otoriteyi devirmeyi veya anayasaya aykırı yollarla gasp etmeyi amaçlayan müdahaleleri” reddettiğini belirterek “aktörlerin uluslararası toplumda Nijer halkının aramızdaki temsilcileri olmasına izin verilmeyecek” dedi.

Başkanlık Konseyi, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nu (ECOWAS) Cumhurbaşkanı Bazoum ve ailesinin, Başbakan ve hükümet üyelerinin güvenliğini sağlayacak adımları atmaya çağırdı. Başkanlık Konseyi ayrıca Nijer’deki vatandaşlara “şiddete başvurmaktan ve silah kullanmaktan kaçınarak sivilleri, kamu ve özel mülkiyeti korumak için çalışma” çağrısında bulundu.

Aynı bağlamda Dibeybe, Nijer'de “bölgenin güvenlik ve istikrarını baltalayan, tüm komşu ülkeler ve tüm uluslararası toplum için endişe kaynağı” olarak nitelendirdiği askeri hareketlere “derhal son verilmesi” çağrısında bulundu.

Dibeybe, daha önce Twitter hesabı üzerinden paylaştığı bir gönderide, “AfB ilkelerine bağlılığını ve hükümetlerin anayasaya aykırı değişikliklerini reddetmesini” yineledi. Dibeybe bu bağlamda, “Nijer'de istikrarın geri getirilmesi ve demokratik kurumların birliğinin yeniden tesis edilmesi çağrılarında AfB ve (ECOWAS) ile sesimizi birleştiriyoruz” ifadesini kullandı.

Başkanlık Konseyi Yardımcısı Musa el-Koni de “Nijer'i istikrarsızlaştırma girişiminin kardeş ve komşu ülkeyi çatışmaya sürüklediğini” belirterek, böyle bir hareketin “tüm bölgenin istikrarını bozacağını” söyledi.

El-Koni, Twitter hesabı üzerinden attığı bir tweette, Nijer Cumhurbaşkanı'nın “etrafındaki insanların mozaiğini heybetiyle toplayarak, demokrasi için olağanüstü bir yol çizdiğini” ifade etti. “Bugün darbeye karşı başkaldırılarını, sandıktan çıkan zaferi selamlıyoruz. Biz ve tüm Afrika'nın yanlarında olduğunu teyit ediyoruz” diyen el-Koni “meşru yönetime karşı darbe” karşıtlarına atıfta bulundu.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.