Dibeybe hükümeti Tahran'la kanal açarak neyi hedefliyor?

Politikacılar, Menguş'un İran ziyaretini ‘ittifak kurma’ girişimi olarak değerlendirdi.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Dibeybe hükümeti Tahran'la kanal açarak neyi hedefliyor?

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Libyalı mevkidaşı Necla Menguş'u Tahran'da kabul etti. (İran Dışişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Dışişleri Bakanı Necla Menguş'un İran'ın başkenti Tahran'a yaptığı resmi ziyaret, geçtiğimiz hafta yerel ve bölgesel medyanın ana gündemlerindendi. Söz konusu ziyaret, üst düzey bir Libya delegasyonunun yaklaşık 17 yıl aradan sonra İran’a yaptığı ilk diplomatik ziyaretti.

Menguş'un İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın daveti üzerine Tahran’a yaptığı ziyaret, Dibeybe hükümetinin bundan elde edebileceği fayda hakkında bazı soruları gündeme getirdi. Belki de görüşme Lübnan'da tutuklu bulunan Hannibal Kaddafi'nin dosyasının görüşülmesini amaçlıyordu.

Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Rabia Ebu Ras, Dibeybe hükümetinin “bölge ve bilge dışında birçok taraf ve güçle ittifaklar kurmaya çalıştığını ve Libya içindeki siyasi konumunu ve gücünü daha uzun süre elinde tutma kabiliyetini güçlendirmek amacıyla yeni bölgesel politikalarda aktif bir taraf olmayı hedeflediğini” söyledi.

Rabia Ebu Ras Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamalarda, bu ziyaretin arkasında Dibeybe hükümeti için ‘potansiyel kazanımlar’ olduğuna işaret ederken, bazılarının Türkiye'nin bu ziyaret için arabulucu rol oynadığı fikrini dışladı. Ebu Ras, söz konusu ziyaretin Menguş'un geçtiğimiz mayıs ayında Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Suudi Arabistan'ı kapsayan Körfez gezisi sırasında planlanmış olabileceğini ifade etti.

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi araştırmacılarından Mısırlı Dr. Muhammed Naci Abbas, Manguş'un ziyaretinin gerçekten de Dibeybe hükümetinin ‘dış ilişkilerinin marjını genişletmesine’ olanak sağlayabileceği tezine katılıyor. Abbas ziyaretin, İran'ın Kuzey Afrika ülkelerine açılma isteğinin ve Tahran ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişiminin üzerine geldiğini söyledi.

Abbas, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yönetimi, selefi Hasan Ruhani'ye yöneltilen Kuzey Afrika ve Arap bölgesini dikkate almamak ve yalnızca Batı’ya güvenmekle ilgili suçlamaları ele almak istiyor” dedi.

İran uzmanı olan Mısırlı araştırmacı, ziyaretin iki ülke arasındaki çeşitli alanlarda ortaklıklar, ekonomik ilişkiler veya İran'ın Libya'daki siyasi krizin çözümünde herhangi bir rol oynaması gibi amaçlarla gerçekleştiğini reddederek şunları söyledi: “Libya siyasi arenasında nüfuz sahibi olanlar, Washington, Kahire, Ankara ve Libya'nın geri kalan komşu ülkeleri gibi, burada açık bir varlığa sahip olanlardır. Dolayısıyla Tahran'ın tüm bunların üzerine geçmesi düşünülemez.”

Mısırlı araştırmacı değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Evet, İran medyası Abdullahiyan'ın Menguş ile yaptığı görüşmelerde ülkesinin Libya'daki yeniden yapılanma çabalarına katılma arzusuna ilişkin ifadesine atıfta bulundu. Ancak bu, İran'a uygulanan ekonomik yaptırımlara ek olarak, Libya siyasi sahnesinin devam eden karmaşıklığı göz önüne alındığında (dışlanmasa da) büyük ölçüde erken.”

Libyalı siyasi analist İzzeddin Akil ise Menguş'un Tahran'a yaptığı ziyaretin amacının “ABD önerilerini İran tarafına iletmek” ve Tahran'ın 2015 yılından bu yana tutukluluğunun devam etmesinde ısrar eden bazı Lübnanlı güçler üzerindeki güçlü etkisi nedeniyle, Hannibal Kaddafi meselesini görüşmek” olduğuna inanıyor.

Akil, “Dibeybe'nin Hannibal'i gerçekten Libya'ya geri getirebilmesinin siyasi rakipleri (TM ve Devlet Yüksek Konseyi) karşısında konumunu güçlendirmenin yanı sıra, seçim tarihi geldiğinde cumhurbaşkanlığı yarışında eski rejim destekçilerinin ve ona bağlı olanların oylarını garanti edeceğini" söyledi.

Akil, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, “Tahran, krizlerini gidermek ve Arap bölgesindeki herkese açılmak istiyor. Bu ziyaret, amaçlarının bir kısmını gerçekleştirdi. İran, diplomatik tecrübesiyle ziyareti geliştirmekten ve iki ülke arasında gelecekteki ilişkileri çeşitli yollarla pekiştirmekten çekinmeyecektir” şeklinde konuştu.

Libyalı yazar Abdullah el-Kebir, ziyaretin Hannibal Kaddafi davasıyla ilgili olabileceğini belirterek,  Dibeybe'nin eski rejimin destekçilerini yanına çekmede herhangi bir olumlu ilerlemeden fayda sağlayacağı görüşüne destek verdi.

El-Kebir, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ziyaretle ilgili birçok soruyu, (iki ülke arasındaki Kaddafi dönemindeki güçlü ilişkiye kıyasla) iki ülke arasındaki ilişkilerin uzun vadeli kopmasına bağladı. El-Kebir, “İran önemli bir bölge ülkesi. Onunla yeni bir sayfa ve Trablus ile Tahran arasındaki kapalı kapıları yeniden açmak faydalı olabilir. Şiilik korkuları ise Sünni Maliki düşünce okulunun bazı mensupları tarafından abartılıyor” değerlendirmesinde bulundu.



Filistin davasını destekleyecek Arap Birliği-İİT-AfB mekanizması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
TT

Filistin davasını destekleyecek Arap Birliği-İİT-AfB mekanizması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

Arap Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Afrika Birliği (AfB) dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi çerçevesinde Filistin davasını desteklemek üzere üçlü bir mekanizma imzaladı.

Bu adım, Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde düzenlenen zirvede özellikle AfB'nin Filistin davasına yönelik kararlı tutumu nedeniyle övgüyle karşılandı.

Şarku’l Avsat'ın edindiği bilgiye göre mekanizma, örgütlerin genel sekreterlikleri aracılığıyla işleyecek ve ilgililer her örgütün özel kararlarını takip etmek, uluslararası forumlardaki pozisyonları birleştirmek ve koordine etmek, üç tarafın pozisyonuna güç vermek için periyodik olarak bir araya gelecek.

Ayrıca üç örgütün yakın zamanda ortak koordinasyon toplantıları düzenleyeceği ve bu toplantılarda daha fazla detayın belirlenip üzerinde mutabık kalınacağı da ifade edildi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan söz konusu iş birliğini överek, bunun öneminin, çok sayıda üye devlete sahip bu üç örgütün, daha önce olduğu gibi devletleri arasında koordinasyon ve ikili görüşmeler yerine artık uluslararası forumlarda tek ses olarak konuşacak olmasından kaynaklandığını belirtti.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Arap Birliği-AfB ve Arap birliği-İİT iş birliğinin temelde mevcut olduğunu belirterek, “Ancak bu örgütler arasında bu konuda ilk kez bir iş birliği anlaşması imzalanıyor” dedi.

Zirvenin ardından düzenlenen basın toplantısında Ebu Gayt, üçlü anlaşmanın bu örgütler arasındaki iş birliğini genişleteceğini belirterek, “Üç örgütün üst düzey yetkilileri bu fikrin nasıl hayata geçirileceğini, koordinasyon mekanizmasını, vizyonların birleştirilmesini ve stratejinin başlatılmasını görüşmek üzere bir araya gelecekler” şeklinde konuştu.