Suudi Arabistan’dan Yemen'in yeniden inşası için sınırsız destek

Yemen için yedi farklı alanda yüzlerce program uygulandı, milyarlarca riyal değerinde hibe verildi

Suudi Arabistan, Yemen’in ekonomik reformlarını desteklemeye yönelik atölyeler ve toplantılar düzenledi (SDRPY)
Suudi Arabistan, Yemen’in ekonomik reformlarını desteklemeye yönelik atölyeler ve toplantılar düzenledi (SDRPY)
TT

Suudi Arabistan’dan Yemen'in yeniden inşası için sınırsız destek

Suudi Arabistan, Yemen’in ekonomik reformlarını desteklemeye yönelik atölyeler ve toplantılar düzenledi (SDRPY)
Suudi Arabistan, Yemen’in ekonomik reformlarını desteklemeye yönelik atölyeler ve toplantılar düzenledi (SDRPY)

Suudi Arabistan, son yıllarda milyarlarca riyal değerinde hibe yapılan Suudi Arabistan Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı (SDRPY) aracılığıyla çeşitli alanlarda uygulanan kalkınma yardımları sayesinde Yemen ekonomisinin verimliliğinin artmasına ve para biriminin çökmesinin önlenmesine katkıda bulundu. Şarku’l Avsat’ın inceleme fırsatı bulduğu SDRPY’nin kısa bir süre önce yayınladığı rapora göre 2018 yılından bu yana SDRPY kapsamında hayati öneme sahip yedi alanda yüzlerce proje hayata geçirildi.

Söz konusu raporda, SDRPY’nin, Suudi Arabistan’ın sürdürülebilirlik ve Yemenlilerin hayat şartlarını iyileştirmeye, verilen hizmetlerin kalitesinin artmasına ve altyapının güçlendirilmesine katkıda bulunacak şekilde kalkınma ve ekonomik destek sağlama çabalarıyla uyumlu olarak hazırlandığı belirtildi. Rapora göre SDRPY aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma amaçları ile uyumlu olarak ve çeşitli yerel, bölgesel ve uluslararası aktörlerle iş birliği ve Yemen hükümeti, yerel makamlar ve sivil toplum kuruluşları ile koordinasyon içinde Yemen'deki kalkınma çabalarını birleştirecek şekilde tasarlandı.

SDRPY, geliştirme projelerini ve girişimlerini uygularken yenilenebilir enerji kullanımı, eğitimle gelecek nesiller için etkileri en üst düzeye çıkarmak amacıyla toplumsal değerleri geliştirme, doğal kaynakları koruma, yararlanan taraflarla etkili sosyal iletişim kurmada ve bütünleşmiş ve olumlu bir etkiye sahip kalkınma girişimleri oluşturmada önceki kalkınma deneyimlerinden faydalanma gibi sürdürülebilirlik kavramlarını da ön plana çıkarıyor.

Harcamaların artırılması ve ekonomik büyümenin teşvik edilmesi

Raporda, 2019-2022 yılları arasında, ekonomi ve kalkınma desteğinin ve Suudi Arabistan tarafından sağlanan reform paketinin Yemen’in ekonomik durumunun iyileştirilmesine katkıda bulunduğunu belirtti. Bu destek, harcamaların azaltılmasına ve hükümet bütçesi üzerindeki yükün hafifletilmesine katkıda bulunan ve bütçe açığını yüzde 38’den yüzde 23’e düşüren Suudi Arabistan’ın petrol türevlerinden oluşan hibesini de kapsıyor. Bunun yanında Yemen Merkez Bankası'na yatırılan mevduatla Yemen yerel para birimi riyalin dolar karşısında göreceli istikrar sağlamasını desteklemeye katkıda bulunuldu.

Suudi Arabistan son yıllarda Yemen'e milyarlarca dolar destek verdi (SDRPY)
Suudi Arabistan son yıllarda Yemen'e milyarlarca dolar destek verdi (SDRPY)

Suudi Arabistan’ın SDRPY aracılığıyla uyguladığı ve maliyeti bir milyar doları bulan 229 kalkınma projesi ve girişiminden oluşan bir paketi, Yemen hükümetiyle yapılan iş birliğiyle altyapı ve temel hizmetlerin iyileştirilmesine ve iş olanakları oluşturulmasına ve hükümet harcamalarının artmasına katkıda bulundu. Bu projeler, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım, su, tarım, balıkçılık gibi Yemen için hayati öneme sahip yedi farklı alanı barındırırken devlet kurumları ile Yemen’in 14 ilinde kalkınma programları hayata geçirildi.

Suudi Arabistan’ın Yemen’e verdiği destekte Yemen'in tüm illerinin elektrik ihtiyacını karşılamayı amaçlayan toplam 4,8 milyar dolar değerindeki petrol türevleri hibeleri de yer aldı. Bu hibeler, Yemen ekonomisini canlandırmayı ve hayati öneme sahip üretim ve hizmet sektörlerinin verimliliğini artırmayı amaçlıyor.

Rapora göre 2021-2022 yılları arasında petrol türevlerinden sağlanan toplam sübvansiyon miktarı, 422 milyon dolar değerindeydi. Yemen’in farklı illerinde bulunan 70'ten fazla benzin istasyonunda ihtiyaçlara göre yaklaşık 1 milyon 260 bin 850 ton petrol türevi dağıtımı yapıldı. Petrol türevleri hibesi için sağlanan toplam yakıt miktarının 511 bin 684 tonu dizel, 257 bin 955 tonu motorin olarak gerçekleşti.

Raporda petrol türevleri hibesinin, Yemen hükümetinin bütçesi üzerindeki yükün hafifletilmesine ve Yemen Merkez Bankası'nın uluslararası pazarlardan elektrik üretimi için petrol türevleri satın alınmasına tahsis edilen döviz rezervlerinin erimesinin önlenmesine katkıda bulunduğu vurgulandı. Bunun yanında akaryakıt satış fiyatlarını uluslararası elektrik üretim fiyatlarından dizel için yüzde 79, motorin için ise yüzde 94 oranında düşürdü ve 3 milyon 898 bin 608 varil dizel ve 1 milyon 928 bin 887 varil motorin tedarik edildi.

Üretilen toplam enerji miktarı 2 bin 828 GWh olarak gerçekleşirken bu sayede Yemen’in bazı illerinde elektrik temin edilen saatler artarken bu oran Aden’de yüzde 20'lere ulaştı. Dükkanlarda ve marketlerde çalışma saatlerinin artmasıyla ticari faaliyetlerde de artış gözlemlendi.

Suudi Arabistan'ın Sana Büyükelçisi ve SDRPY Direktörü Muhammed Al-i Cabir (SDRPY)
Suudi Arabistan'ın Sana Büyükelçisi ve SDRPY Direktörü Muhammed Al-i Cabir (SDRPY)

Bu hibeler aynı zamanda yaklaşık 16 bin iş olanağı oluşturulmasına ve gemilerin hareketi etmesiyle ulaştırma hizmetlerinde lojistik hareketliliğin canlanmasına katkıda bulundu. Yurtiçi taşıma alanında gemi sayısı 21'e, taşıyıcı sayısı ise 9 bin 928'e ulaştı. Ayrıca bu hibeler, elektrik abonesi sayısına yaklaşık 9 bin 377 yeni abonenin eklenmesinin önünü açarken hibelerden yararlananların sayısı ise 9 milyon 837 bin 44’e ulaştı.

Devlet kurumlarının kapasitelerin geliştirilmesi

Rapor, SDRPY tarafından uygulanan kapasite geliştirme programlarıyla ilgili olarak ise devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, toplumsal değerler ve bireyler düzeyinde istikrarı destekleyen ve kalkınma çalışmalarını barış çabalarıyla ilişkilendiren en önemli kalkınma girişimlerinden biri olduğunun altını çizdi. Teknik Yardım ve Kapasite Geliştirme Grubu (TA/CDG) 2022 yılında Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eş başkanlığında devlet kurumlarının kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik bir çalışma başlattı. Yemen hükümet kurumlarının ihtiyaçlarının belirlenmesini, kapasitelerini değerlendirmelerini, temel görevlerini yerine getirmelerini ve içinden geçtikleri farklı koşullara uyum sağlamalarını desteklemeyi amaçlayan çalışmanın toplantısı SDRPY’nin ev sahipliğinde, uluslararası sekiz kuruluş ve Yemen’den altı devlet kurumunun katılımıyla Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlendi.

Toplantıda, bağışçıların çabalarının bir araya getirilmesi konusu ele alınırken, görüş alışverişinde bulunuldu ve Yemen devlet kurumlarının kapasitelerini geliştirmede teknik yardımın en iyi şekilde sağlanmasına yönelik fikirler paylaşıldı. Böylece Yemen’in desteklenmesi konusunda uluslararası kurumlar arasındaki iş birliğinin ve koordinasyonun geliştirilmesi, aynı görevlerin üstlenilmesinden ziyade verilen desteğin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması hedeflendi.

SDRPY’nin raporunda, Yemen devlet kurumlarının kapasitelerini geliştirmeyi amaçlayan programlar aracılığıyla uzmanlığın aktarılmasına, Yemen’in kendi kendine yeterliliğinin  geliştirilmesine, daha iyi bir yaşam standardına kavuşmaları için Yemenli gençlerin desteklenmesine, çeşitli zorluklarla başa çıkılabilmesi için toplumsal dayanıklılığın ve istikrarın artırılmasına çeşitli alanlarda Yemen devlet kurumlarının etkinlik ve verimlilik düzeyinin yükseltilmesine ve geçim kaynaklarının iyileştirilmesine katkıda bulunulduğu belirtildi.

Suudi Arabistan’ın Yemen'de uyguladığı kalkınma programları çevresel, ekonomik ve sosyal zorlukların hafifletilmesine katkıda bulundu (SDRPY)
Suudi Arabistan’ın Yemen'de uyguladığı kalkınma programları çevresel, ekonomik ve sosyal zorlukların hafifletilmesine katkıda bulundu (SDRPY)

Kurumsal kapasite geliştirme konusunda Yemen Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı, Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı, Enerji ve Elektrik Bakanlığı ve Elektrik Genel Kurumu çalışanlarına yönelik bir yıllık kapasite geliştirme programı uygulandı. Bunun yanında SDRPY, ulaşım sektörünün ve sağlık tesislerinin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılmasına katkı sağladı.

Çeşitli düzeylerde kapasite geliştirmeleri kaydedildi

SDRPY, Yemen’deki krizden etkilenen kesimler için geçim desteği programı, tarımsal kalkınmanın önündeki engelleri belirlemeye ve ele almaya yönelik atölye çalışmaları, kadınları ekonomik olarak güçlendirme programı ve Yemenli gençlerin geleceğini inşa etme projesi gibi teknik düzeyde kapasite geliştirmeye katkıda bulunan başka programların da hayata geçirildiğini belirtti.

Toplumsal değerlerin geliştirilmesi düzeyinde ise konut alanında çalışanların yeteneklerini artırmaya yönelik Aden’de mühendislerin proje yönetimi, uygun konut projesi kapsamında saha etütleri yapma, projeleri organize etme ve yönetme gibi konularda çalışanlara eğitim vermelerini öngören bir program hayata geçirildi.

Rapor, Yemen'deki yaşam kalitesini iyileştirmek için yenilenebilir enerji projesi de dahil olmak üzere tüm yönleriyle kapasite geliştirme programlarının etkili ve verimli olmasına katkıda bulunduğunu teyit etti. Rapora göre bunun için 18 saha mühendisine güneş enerjisi sistemleriyle ilgili eğitim verilmesi, güneş enerjisi sistemleri ile çalışan 12 su projesinde çalışan 24 kişinin kapasitelerinin geliştirilmesi ve güneş enerjisi ile tarımsal sulama projelerinde 16 mühendisin kapasitesinin geliştirilmesi programları uygulandı.

Aden ve çevresinde uygulanan Yemenli Gençlerin Geleceğinin İnşası projesi kapsamında kapasite geliştirme eğitiminden 687 genç erkek ve genç kadın yararlanırken, SDRPY, 60 kadın girişimcinin kapasitelerinin geliştirilmesine, 35 kadın girişimcinin ve hayati öneme sahip sektörlerde 1 bin 545 küçük üreticinin desteklenmesine katkıda bulundu. Bunun yanında 154 saha mühendisi, hayvancılık alanında 51 kılavuz, 10 veteriner hekim ve 73 ziraat mühendisi için eğitim atölyeleri gerçekleştirdi.

Suudi Arabistan’ın Yemen'e verdiği destek, gençlere yönelik tüm alanları kapsıyor (SDRPY)
Suudi Arabistan’ın Yemen'e verdiği destek, gençlere yönelik tüm alanları kapsıyor (SDRPY)

Rapora göre SDRPY, Yemen'deki sağlık ve konut alanlarında insan gücü kapasitesini geliştirmeye yardımcı oldu. Bunun için Aden'de konut sektöründe 40 mühendisin proje yönetme ve uygun konut projesi kapsamında saha araştırmaları yapma yetenekleri artırıldı. Marib’deki 3 hastanede tıbbi cihaz kullanımı ve bu cihazların periyodik bakımları konusunda 20 doktor ve hemşireye eğitim verildi. Elektrik tesisatı, soğutma ve iklimlendirme alanında ise Emeği Karşılığının Ödenmesi Girişimi’nden 200 kişi faydalandı.

Raporda SDRPY kapsamında küçük projelere de yer verildiği belirtilerek, el sanatları ve bilgisayar yönetimi alanında 162 kadın eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden yararlanırken Enerji ve Elektrik Bakanlığı çalışanlarından 45 mühendis ve teknisyen 13 eğitim programına katıldı. Ayrıca 17 doktor ve hemşire, diyaliz merkezlerinde ve faaliyet gösteren sağlık kurumlarında kapasitelerinin geliştirilmesinin yanı sıra etkinliklerinin ve verimliliklerinin artırılması programından faydalandılar.

Ayrıca Aden Havalimanı'nda görevli 15 itfaiye erine, Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı'ndaki 15 uzmana eğitim verildi. Cevf’deki Tarım ve Sulama Dairesi ve Sosyal İşler Dairesi'nden 45 çalışan için tarımsal kalkınmanın önündeki engellerin belirlenmesi ve ele alınması eğitimi verildi.

Kalkınmaya yönelik 229 proje ve girişim

Raporda SDRPY’nin Yemen genelinde 229 kalkınma projesi ve girişimi hayata geçirdiği belirtildi. Rapora göre bu proje ve girişimlerin 52'si eğitim, 38’i ulaşım, 34’ü sağlık, 32’si su, 29’u enerji, 18’i tarım ve balıkçılık, 12’si devlet binaları ve 14’ü kapasite geliştirme alanında uygulandı.

Rapora göre SDRPY, Yemen’deki ulaştırma sektöründe ise ulaşımın ve altyapının iyileştirilmesine, lojistik alanındaki fırsatların artmasına, insanların ve malların güvenli olarak taşınmasının sağlanmasına ve güvenliği ve sosyal uyumu artırmak için hizmet sektörlerine ve pazarlara erişebilirliğin desteklenmesine katkıda bulunan 38 kalkınma projesi ve girişimi hayata geçirdi.

SDRPY’nin ulaştırma sektörünü destekleyen projeler arasında iki sınır kapısının yeniden aktif hale gelmesi, 6'sı şehir içi olmak üzere 9 otoyol projesi, şehirler arası bağlantı yolu inşası, uluslararası karayollarına yönelik iki proje ve limanların etkinliklerini ve verimliliklerini artırmaya yönelik 4 proje yer aldı.

Suudi Arabistan, Yemen toplumuna hizmet edecek onlarca girişimi hayata geçirdi (SDRPY)
Suudi Arabistan, Yemen toplumuna hizmet edecek onlarca girişimi hayata geçirdi (SDRPY)

Söz konusu projelerin limanların ve havaalanlarının etkinliğinin ve verimliliğinin artırılmasına katkı sağladığı vurgulanan rapora göre bu bağlamda son olarak Aden’i dış dünyaya bağlayan Aden Uluslararası Havaalanı’nın yenilenmesi projesinin birinci ve ikinci fazlarının açılışı gerçekleştirildi. Bunun yanında yolculara ve havayolu şirketlerine verilen hizmetin kalitesinin artırması planlanan uçak pisti, seyrüsefer ve haberleşme sistemlerini yenileme çalışmalarının yapılacağı üçüncü fazın temellerinin atılması bekleniyor.

Rapora göre SDRPY, Yemen’in su sektörüne yönelik projeleriyle içilebilir su kaynaklarının sağlanmasına, ülkenin çeşitli illerinde su ihtiyaçlarının karşılanmasına ve buradaki su sistemlerinin verimliliğinin artırılmasına katkıda bulundu. SDRPY’nin bu sektördeki projeleri, Sokotra Adası’nın su ihtiyacının yüzde 50'sinin, Mahra ilinin el-Gayda ilçesinin su ihtiyacının yüzde 50'sinin ve Aden’in su ihtiyacının yüzde 10'unun karşılanmasına katkıda bulundu. Projeler, su kaynaklarının yönetilmesine, çeşitlendirilmesine, kentsel ve kırsal alanlarda su dağılımının verimliliğinin artırılmasına da yararlı oldu.

SDRPY’nin sağlık sektörüne verdiği destekle sağlık sektörünün kapasiteleri artırılırken 26 sağlık tesisi desteği, 52 bin 730 ilaç ve tıbbi alet, 43 bin 601 tıbbi cihaz ve ekipman desteği, 17 ambulans ile sağlık hizmetleri verimli ve etkin bir şekilde sunulmaya başlandı. SDRPY, sağlık sektörüne destek için son olarak yılda yaklaşık yarım milyon Yemenliye ücretsiz olarak hizmet veren Aden Kamu Hastanesi ve Kalp Sağlığı Merkezi'nin yenilenmesi projesini hayata geçirdi.

Hükümetin halka temel eğitim ve sağlık hizmetleri sunma ve emtia fiyatlarını istikrara kavuşturma yeteneğinin güçlendirilmesinin yanı sıra bu hizmetleri alanların yaşam standartlarının ve günlük hayatlarının iyileştirilmesine katkıda bulunan SDRPY, enerji sektöründe ise Suudi Arabistan’ın petrol türevleri hibesiyle 80 elektrik santralinin çalışmasını sağlarken enerji verimliliğinin artırılmasını ve operasyonel kapasitenin geliştirilmesini destekledi. SDRPY, temiz enerji kullanımını da teşvik etti.

Rapor, SDRPY’nin tarım ve balıkçılık sektörlerindeki kalkınma projelerinin ve girişimlerinin, değer zincirlerini destekleyen üretken kapasite ve verimliliğe sahip toplumsal değerlerin geliştirilmesine, gıda güvenliğinin sağlanmasına ve bunlardan yararlanan kesimlerin yaşam standartlarının iyileştirilmesine katkıda bulunduğunu belirtiyor. Rapora göre SDRPY, modern tarım teknolojilerinin ve sistemlerinin kullanımını teşvik ederken bu sistemlerin kullanımının üretim oranını ve kalitesini yükseltmek, sürdürülebilir gıda üretimini teşvik etmek ve çiftçilerin kendi kendilerine yetebilecekleri kapasiteye ulaşmalarına katkıda bulunacak şekilde artırılmasını da destekledi.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ve Suudi Arabistan Aden Büyükelçisi Muhammed Al-i Cabir, Aden'de yeni bir projenin açılışına katıldıkları sırada (SPA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi ve Suudi Arabistan Aden Büyükelçisi Muhammed Al-i Cabir, Aden'de yeni bir projenin açılışına katıldıkları sırada (SPA)

Raporda, SDRPY’nin devlet kurumlarının kapasitelerinin artırılmasına yönelik projeleri ve girişimleriyle ilgili olarak ise devlet kurumlarının güvenlik, istikrar, kentsel alanların iyileştirilmesi ve kentsel gelişime katkı sağlanması alanlarında verimli ve etkin bir şekilde hizmet verebilmelerini desteklediği belirtildi. Rapora göre SDRPY ayrıca devlet kadrolarının eğiterek ve özel sektörü kalifiye tedarikçi ve yüklenicilerle destekleyerek devlet kurumlarının yeteneklerini artırmada katkıda bulundu.

SDRPY’nin desteğinden tam donanımlı 31 okulun inşasının da aralarında bulunduğu 52 kalkınma projesi ve girişimi hayata geçirildiği eğitim sektörü de nasibini aldı. SDRPY, bu alanda 548 bin 852 adet ders kitabı, 12 bin 978 adet okul araç-gereci ve 26 okul otobüsü temin etti. Bu destek sayesinde farklı yaş gruplarındaki erkek ve kız öğrencilerin ve engellilerin eğitime erişimine katkı sağlandı.

Rapora göre SDRPY tarafından 11 ilde uygulanan diğer kalkınma programları arasında kadın-erkek fırsat eşitliği sağlanırken SDRPY, ekonomik güçlenmeye katkıda bulundu. Kalkınma programları sayesinde çevresel, ekonomik ve sosyal zorluklar karşısında sabırlı olmaya, kadınları ekonomik olarak güçlendirme, geçim kaynaklarını desteklemeye, günlük hayatı iyileştirmeye ve kadınların, gençlerin ve toplumun çeşitli kesimlerinin kapasitelerinin geliştirilmesine katkı sağlandı.

Verimli ekonomi ve istikrarlı kalkınma

Rapor, Suudi Arabistan’ın Yemen’e verdiği desteğin, ekonomik verimliliğin ve ekonomik durumun iyileşmesine ve özellikle Yemen’in yerel para birimi riyalin güçlendirilmesine bir miktar katkıda bulunduğuna işaret etti. Rapora göre gıda ürünlerinin fiyatlarında göreceli bir istikrarın sağlanmasına, satın alma gücündeki bozulmanın dizginlenmesine ve ekonominin iyileştirilmesine yapılan bu katkıyla Yemenlilerin hayat şartlarına olumlu olarak yansıdı.

SDRPY raporunda, Suudi Arabistan'ın Yemen'de kalkınmayı destekleyerek mevcut krizin aileler ve toplumun çeşitli kesimleri üzerindeki etkisini hafifletmeye, halkın kapasitelerini desteklemeye, çeşitli yerel, bölgesel ve uluslararası aktörlerle iş birliği ve Yemen hükümeti, yerel makamlar ve sivil toplum kuruluşları ile koordinasyon içinde birleştirilen yardım çabaları çerçevesinde idari ve üretim alanlarında verimliliklerini artırmaya çalıştığının altını çizdi.

Rapora göre SDRPY proje ve girişimlerinde ülkelerin kalkınması konusunda daha önce edinilen deneyimlerden ve uluslararası ve yerel uygulamalardan yararlandı. Bu da geliştirme programının istikrarlı bir şekilde hayata geçirilmesine ve bu deneyimleri geliştirmede bir mihenk taşı haline getirilmesine yardımcı oldu.



İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
TT

İsrail'in çağrı cihazlarını patlatmasının üzerinden bir yıl geçti… Lübnanlılar iyileşme yolculuklarına devam ediyor

Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarından biri olan 27 yaşındaki Zeyneb Mustarah... Beyrut, 15 Eylül 2025 (Reuters)

Zeyneb Mustarah, Beyrut'ta bir etkinlik planlama şirketi işletiyordu. Ancak geçen yıl İsrail'in Lübnan'da bubi tuzaklı çağrı cihazlarını patlatması sonucu yüzünden ve sağ elinden yaralandı. Zeyneb, eli ve gözlerinin sağlığına kavuşması için çok sayıda ameliyat geçirdi.

17 Eylül 2024'te, Hizbullah'ın üyeleri tarafından taşınan binlerce çağrı cihazı aynı anda patladı, bir gün sonra da diğer kablosuz cihazlar (telsizler) patladı.

Patlamalarda 39 kişi öldü ve 3 bin 400'den fazla kişi yaralandı. Yaralananlar arasında patlama anında cihazların yakınında bulunan ve İran destekli örgütün mensubu olmayan çocuklar ve siviller de vardı.

Şu anda 27 yaşında olan Zeyneb de yaralananlar arasındaydı.

Zeyneb, Reuters'a verdiği demeçte, evden çalışırken akrabalarından birine ait çağrı cihazının mesaj almış gibi bip sesi çıkardığını, ardından dokunmadan patladığını söyledi. Bilincini kaybetmemiş olsa da yüzünde ve elinde ağır yaralanmalar meydana geldi.

Şok edici bir saldırı

Zeyneb geçtiğimiz yıl 14 ameliyat geçirdi ve önünde halen yedi estetik ameliyatı var. Zeyneb, sağ el parmaklarını ve görme yetisinin yüzde 90'ını kaybetti.

Zeyneb, “Görme yetim sadece yüzde 10 olduğu için artık iç mimarlık okuyamam. Allah izin verirse, gelecek yıl kendime uygun üniversite bölümlerine bakacağız, böylece okula devam edebileceğim. Ama kesinlikle oturup hiçbir şey yapmadan durmayacağım” ifadelerini kullandı.

Çağrı cihazları ve telsizlerin patlaması, İsrail ile Hizbullah arasında yıkıcı bir savaşı tetikledi ve bu da Lübnan'ın geniş alanlarının tahrip olmasına yol açtı.

Patlamalardan iki ay sonra, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sözcüsü, başbakanın saldırıya yeşil ışık yaktığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre İsrail, Hizbullah tarafından satın alınan binlerce çağrı cihazının içine, küçük ama yüksek patlayıcılı fünyeler sakladı.

Bu cihazlar, Hizbullah mensupları tarafından taşınıyordu.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, patlamaları ‘şok edici’ olarak nitelendirerek, siviller üzerindeki etkisinin ‘kabul edilemez’ olduğunu vurguladı.

Volker Türk, cihazları kimin taşıdığını veya nerede bulunduğunu kesin olarak bilmeden binlerce kişiyi aynı anda hedef almanın, ‘uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiğini’ bildirdi.

Yaralanan sağlık çalışanları

Hizbullah'ın er-Resulu’l A'zam Hastanesi'nin mühendislik ve tıbbi ekipman müdürü 34 yaşındaki Muhammed Nasıruddin, çağrı cihazları patladığı sırada kendi cihazını cebinde taşıyordu. Nasıruddin, bu cihazı, hastanede gerekli olan bakım işlerine erişimi kolaylaştırmak için kullandığını söyledi.

17 Eylül'de, oğlunun okulunun ilk günü olduğu için eşiyle telefonda konuştu. Birkaç dakika sonra, taşıdığı çağrı cihazı patladı.

Patlama sonucu sol gözünü ve sol el parmaklarını kaybetti, kafatasına şarapnel parçaları saplandı. İki hafta komada kaldı. Nasıruddin halen yüz ameliyatları geçiriyor.

Uyandığında, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail'in düzenlediği saldırılarda öldürüldüğünü öğrendi. Bu olay, Hizbullah ve destekçileri için bir dönüm noktası oldu.

Ancak Nasıruddin, oğlu onu bu halde görene kadar tek bir damla gözyaşı dökmedi.

O şöyle dedi: “Gözümü ve parmaklarımı kaybettim ama ağlamadım... Hissettiğim tek üzüntü, oğlumun babasının durumunun böyle olmasını nasıl kabullenebildiğiydi.”

Lübnan Meclisi Milletvekili ve göz cerrahı Elias Jradi, çağrı cihazı patlamalarının kurbanlarına onlarca ameliyat yaptı ve bazı vakaların ömür boyu tedavi gerektireceğini söyledi.

Reuters'a konuşan Jradi şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bu yıl birkaç ameliyat daha geçirmeli. Çoğu ömür boyu takip gerektiriyor… Tedavinin belirli bir noktada sona ereceğini sanmıyorum; devam edecek. Her vaka insani bir vakaydı, özellikle de size ‘Bize ne oldu?’ diye soran çocuklar veya kadınlarla karşı karşıya kaldığımızda... Onlara cevap veremiyorsunuz.”


Suveyda'da güvenliği yeniden tesis etmeyi amaçlayan “yol haritası”

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
TT

Suveyda'da güvenliği yeniden tesis etmeyi amaçlayan “yol haritası”

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın dün Şam’da bir araya gelerek Suveyda ilinde sükunetin yeniden sağlanması için bir anlaşma imzaladıktan sonra hatıra fotoğrafı çektirdiler (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani dün, hükümetinin ülkenin güneyindeki Dürzi nüfusun çoğunlukta olduğu Suveyda ilinde meydana gelen kanlı şiddet olaylarının etkilerini gidermek ve bölgede güvenliği yeniden tesis etmek için bir ‘yol haritası’ hazırladığını duyurdu.

Şeybani dün Şam'da Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile düzenlediği ortak basın toplantısında, planın Ürdün ve ABD tarafından desteklenen pratik adımlara dayandığını açıkladı. Şeybani’nin açıklamasına göre bu adımların başında ‘Birleşmiş Milletler (BM) soruşturma ve inceleme sistemi ile tam koordinasyon içinde, sivillere ve onların mülklerine saldırıda bulunanların tümünün hesap vermesi’ geliyor.

Şeybani, planın ‘ABD’nin Suriye hükümeti ile istişare halinde, Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü teyit ederken hem Suriye'nin hem de İsrail'in meşru güvenlik endişelerini ele alan, Suriye’nin güneyi ile ilgili İsrail ile güvenlik anlaşmaları yapılması için çalışması gerektiğini’ öngördüğünü belirtti.


ABD-Suriye ilişkileri: İnişler, çıkışlar ve iç içe geçmiş jeopolitik çıkarlar

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, BM Genel Kurulu’na hitap etmek üzere ABD’ye gidecek (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Şara, BM Genel Kurulu’na hitap etmek üzere ABD’ye gidecek (AFP)
TT

ABD-Suriye ilişkileri: İnişler, çıkışlar ve iç içe geçmiş jeopolitik çıkarlar

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, BM Genel Kurulu’na hitap etmek üzere ABD’ye gidecek (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Şara, BM Genel Kurulu’na hitap etmek üzere ABD’ye gidecek (AFP)

Tarık Ali

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın önümüzdeki günlerde ABD’yi ziyaret ederek Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na hitap etmesi bekleniyor. Şara, 1967 yılında Salah Cedid liderliğindeki hareket tarafından desteklenen koalisyon başkanı Nureddin el-Attasi'nin yaptığı son konuşmadan bu yana, yaklaşık 60 yıldır ABD’de ve özellikle de BM’de konuşma yapan ilk Suriye Cumhurbaşkanı olacak. Attasi, Hafız Esed ve Baasçı askeri cunta tarafından 1966 yılında ‘Şubat Hareketi’ olarak bilinen, selefi Emin el-Hafız'a karşı kanlı bir darbenin ardından iktidara gelmişti.

hyu76ı
Attasi, uzun süre iktidarda kalamadı (Wikipedia)

Attasi, Suriye'de uzun süre iktidarda kalamadı. Baba Esed, konumunu sağlamlaştırır sağlamlaştırmaz, aynı süreci tekrarladı ve devrimci yoldaşlarının ve siyasi projesinin geri kalan üyelerini, başta Cumhurbaşkanı Attasi ve seçkin komutan General Salah Cedid, Subay İşleri Ofisi Direktörü ve Baas Partisi Bölge Sekreteri olmak üzere herkesi iktidardan indirdi. Onları 16 Kasım 1970'te ‘Düzeltici Hareket’ adı verilen darbe ile Mezze Askeri Hapishanesi’ne gönderdi. Esed daha sonra Ahmed Hasan el-Hatib’i iktidara getirdi ve ne askeri ne siyasi geçmişi olmasına rağmen üç ay boyunca cumhurbaşkanlığı görevini ona emanet etti. Ardından herhangi rakibinin olmadığı bir referandum düzenledi. Esed, 1971 yılında yapılan referandumda oyların yüzde 99'undan fazlasını alarak cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.

ABD’yi hiç ziyaret etmeyen başkan

Baba Esed 2000 yılının haziran ayında öldüğünde, 30 yıl boyunca iktidarda kalmasına rağmen ABD’ye hiç ayak basmadan görevini bırakan devlet başkanı olarak tanımlandı. Çünkü üst düzey başkanlar ve yetkililer, çözülmemiş sorunları çözmek için Şam'a seyahat etmişlerdi. Babasının izinden giden (Suriye’nin devrik Devlet Başkanı) Beşşar Esed de görevde olduğu süre içinde hiçbir zaman ABD topraklarına ayak basmadı.

Suriye’de 1963 yılının Mart ayında gerçekleşen askeri darbenin ve 1970 yılındaki ‘Düzeltme Hareketi’ adlı darbenin babası, Marksizmin meyvelerini toplamak umuduyla, erken dönem siyasi idolü (Sovyetler Birliği’nin ilk devlet başkanı) Vladimir Lenin’den ve onun 1917 yılında gerçekleştirdiği Bolşevik Devrimi'nden sürekli ilham almaya çalıştı. Bazen başarılı olsa da (Arjantinli Marksist devrimci) Ernesto Che Guevara (merhum Küba Devlet Başkanı) Fidel Castro ve (merhum Venezuela Devlet Başkanı) Hugo Chávez ile karşılaştırılabilir bir örnek olmaya ve Araplar için merhum Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır'ın halefi olarak konumlanmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Burada başarısızlığın nedenleri sayısız denecek kadar çok. Fransız filozof Jean-Jacques Rousseau'nun fikirlerine ve devrimci Napolyon’un düşüncesine dayanan bir sosyal sözleşmeden ilham almaya çalıştığında bile, (Fransız Devrimi sırasında zulmün sembolü haline gelen bir Fransız kalesi) Bastille'ın duvarlarını yıkmak yerine Sednaya Hapishanesi'nin duvarlarını inşa etmeye başladı.

vfd
Hafız Esed’in 1971 yılında Suriye'de iktidara gelişinden sonra Suriye-ABD ilişkileri karmaşık, çetrefilli ve çifte standartların hakim olduğu bir döneme girdi (Independent Arabia)

Tüm bu sebeplerden dolayı, ABD topraklarına hiç ayak basmadan ölmeyi arzularken, Kasiyun Dağı'nın eteklerindeki sarayından bölgedeki ipleri elinde tutuyordu. Bu durum, oğlu Beşşar’ın politikalarının aksine, açık bir gerçekti. Başlangıçta Beşşar’ın devlet başkanı olması planlanmamıştı. Ağabeyi Basil 1994 yılında Şam Uluslararası Havaalanı yolunda ani bir trafik kazasında ölmeseydi, belki de o koltuğa hiç oturamayacaktı.

Son konuşma

1967 haziranındaki yenilginin ardından Suriye Cumhurbaşkanının BM’de yaptığı son konuşmanın nadir bulunan bir kaydına Independent Arabia ulaştı. Attasi, BM Genel Kurulu’na hitap ettiği kısa konuşmasında şunları söylüyordu:

“İsrail, Arap vatanımızın yeni bölgelerine kolonyal bir işgal gerçekleştiriyor. Bu saldırganlığı kınamak ve etkilerini kısıtlamak ve ön koşul olmaksızın tamamen ortadan kaldırmak için bugün BM Genel Kurul tarafından temsil edilen küresel vicdana olan güvenimizi ifade etmek üzere buradayız. Tüm Arap ve barışsever halklar bu toplantıyı sabırsızlıkla bekliyorlar.”

Daha sonra bazı politikacılar ve büyükelçiler, Attasi’nin konuşmasının, on yıllardır ülkeyi domine eden aynı ‘Baasçıların mürekkebiyle’ yazılmış olduğu değerlendirmesinde bulundular.

Sovyetler Birliği

Leonid Brejnev, 1964 yılında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliği görevini üstlendi. Ta ki 1984 yılına kadar bu görevde kaldı. Suriye'nin en kötü saha, siyasi ve askeri koşullarını yaşadığı ve Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ile çatıştığı bir dönemde Hafız Esed'in güvenilir bir müttefiki ve ortağı idi. Esed, uluslararası, askeri ve bazen de mali ihtiyaçlarını karşılayan bu güçlü ittifaka bağlı kalmaya devam etti ve Doğu bloğuna açık bir eğilim gösterdi. İki taraf arasındaki ilişkinin gücü, karşılıklı ziyaretlerin sayısından ve Brejnev'in ulusal kurtuluş güçlerine verdiği destekten anlaşılabilir. Buna, ekonomik olarak desteklediği ve bir şekilde altyapısını geliştirdiği Suriye de dahildi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bu durum, Rus liderin Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkına uygun olarak Arap-İsrail çatışmasını çözme girişiminin de önünü açtı.

Bu yakın ortaklık, Mikhail Gorbaçov'un Sovyetler Birliği'nde iktidara gelmesine kadar devam etti. Bu dönemde, iç ve dış reform projeleri gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle Sovyetler Birliği'nin çöküşü yaşandı ve Sovyetler Birliği’nin müttefiki Suriye ve Hafız Esed rejimi ile iş birliği, glasnost (açıklık) ve perestroika (yeniden yapılandırma) politikaları altında asgari düzeye indirildi. Bu iki politika Sovyetler Birliği'nin çöküşüne yol açarak Suriye'nin Doğu bloğundaki stratejik projesine ciddi zarar verdi.

Karmaşıklık aşaması

Hafız Esed’in 1971 yılında Suriye'de iktidara gelişinden sonra Suriye-ABD ilişkileri karmaşık, çetrefilli ve çifte standartların hakim olduğu bir döneme girdi. İki ülkenin çıkarları, başta Doğu ve Batı blokları arasındaki Soğuk Savaş, Arap-İsrail çatışması, Lübnan iç savaşı, İran’daki İslam devrimi, birinci ve ikinci Körfez savaşları ve Müslüman Kardeşler meselesi olmak üzere birçok hassas konuda sık sık çatıştı. Diğer konular arasında 11 Eylül olayları, Suriye'nin Lübnan'daki varlığı, Irak'ın işgali ve 2011 Suriye devrimi sayılabilir.

Merhum ABD Başkanı Richard Nixon 1974 yılında, eşi Pat ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger ile birlikte 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan beri devam eden bir anlaşmazlığın ardından Şam'ı ziyaret etti. Ziyaretin amacı, iki ülke arasındaki stratejik ilişkileri canlandırmaktı. ABD, 1979'da Suriye'ye ‘terörü destekleyen ülke’ olarak nitelendirerek yeniden yaptırımlar uygulayana kadar her şey yolunda gidiyordu. ABD, Şam rejimine silah ve ileri teknoloji ekipman satışını yasakladı, finansal ve ticari kısıtlamalar getirdi.

Suriye, 1980'li yıllarda ABD’nin isteklerinin aksine, Irak'a karşı savaşta İran'ın yanında yer aldı. Ancak, 1990'larda Amerika'nın istekleri doğrultusunda, Irak'ın Kuveyt'i işgaline karşı Kuveyt'in yanında yer alarak konumunu düzeltmeye çalıştı. Suriye 1991 yılında dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'e karşı uluslararası koalisyona katılsa da bu durum Batı'nın tutumunu değiştirmedi.

Durum 1993 yılında Bill Clinton'ın ABD başkanı olmasına kadar bu şekilde devam etti. Clinton, başkanlık görevini 2001 yılına kadar sürdürdü. Bu dönemde Clinton, İsrail ile barış sürecini ilerletmeye çalıştı. Bu çabaları bazen başarılı olsa da o döneme ait kayıtlarda da belgelendiği üzere Hafız Esed'in uzlaşmaz tavrı nedeniyle bazen de başarısızlıkla sonuçlandı.

Beşşar Esed'in ABD ile istihbarat bağlantıları kurma girişimlerine rağmen, 2001 yılında New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne düzenlenen saldırıların ardından ABD'nin Ortadoğu politikası tamamen değişti. Bu durum, 2000 yılında babasının ölümünün hemen ardından dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ile kapalı kapılar ardında yaptığı uzun görüşmenin ardından, ABD’nin onun iktidara gelmesini sağlayan rolü de Beşşar Esed’e yardımcı olamadı.

Küresel terör saldırılarının ardından, George W. Bush ABD’de iktidara geldi ve Beşşar Esed'i aşırılıkçı ‘kötülük ekseninin’ bir direği olarak gördü. Bush, sekiz yıllık iktidarı boyunca, Suriye'yi komşularından tamamen izole etmeye çalıştı. Gerginlik, 2003 yılında ABD’nin Irak’ı işgalinin arifesinde, Esed'in teröristlerin Suriye'den Irak'a güvenli geçişini sağlamasıyla zirveye ulaştı. Sonuç olarak Suriye, bazı yeni yaptırımlara maruz kaldı. Bunu, Suriye'nin Lübnan'daki varlığıyla ilgili yaptırımlar ve 2005 yılının şubat ayında Suriye'nin eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'yi suikastla öldürmekle suçlanması takip etti.

Barack Obama ABD başkanı olarak seçildiğinde, Suriye ile yeni bir sayfa açmaya çalıştı. Obama, 2010 yılında, deneyimli diplomat Robert Ford'u Şam Büyükelçisi olarak görevlendirdi. Ancak 2011 yılının mart ayı ortalarında Suriye devrimi patlak verdi ve devrik rejimin güçlerinin barışçıl göstericilere uyguladığı muamele, ABD, Avrupa ülkeleri, Arap ülkeleri ve diğer ülkelerin Suriye’ye yaptırımlar yağdırmasına yol açtı. Bu yaptırımlar Rusya, İran ve o dönemde Esed liderliğindeki Suriye hükümetiyle ilişkisi olan tüm ülke, kurum, kuruluş ve kişileri etkiledi. Suriye’ye 2 bin 500'den fazla uluslararası yaptırım uygulanana kadar durum değişmedi, ta ki Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, uluslararası ve bölgesel nüfuzunu kullanarak, Başkan Donald Trump Beyaz Saray'a geldikten sonra Şam ile Washington arasındaki ilişkileri düzeltmek için müdahale edene kadar. Suriye’nin mevcut Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz yılın sonlarında Esed rejimini devirerek Suriye'de iktidara geldi. Şara ve Trump, geçtiğimiz ay Suudi Arabistan'da doğrudan bir görüşme bile gerçekleştirdi.

Yeni bir çağ

Trump ile Şara arasında Suudi Arabistan'da, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın da katıldığı tarihi bir toplantı gerçekleşti. Bir sonraki durak, Şara'nın  Suriye'deki son gelişmeler hakkında konuşma yapacağı BM Genel Kurul görüşmeleri olacak. Bu gelişmeler, Trump'ın yakın dostu ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ı Suriye özel temsilcisi olarak atadığı bir dönemde gerçekleşti. Bununla birlikte ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Sözcüsü Michael Mitchell, özellikle Şara ile Barrack’ın Şam'da yaptığı son görüşmeden sonra, Washington'ın Suriye ile ilişkilerde ‘yeni bir dönem başlatmak’ istediğini açıkladı.

Mitchell, düzenlediği basın toplantısında, “Bu olay gerçekten tarihi bir olaydı ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi, ABD Başkanı'nın taahhütlerini olağanüstü bir hızla yerine getiriyor. Bu durum, Beyaz Saray'ın, ABD yönetiminin Suriye ile ilişkilerinde ortaklığa ve ikili iş birliğine dayalı yeni bir dönem başlatmak istediğinin açık bir göstergesi” dedi. ABD Başkanı Trump'ın ‘Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra Suriye'nin gereksiz ekonomik yaptırımlardan mustarip olduğunu ve bu yaptırımlar nedeniyle Suriye halkının gerekli yatırımlardan mahrum kaldığını fark ettiğini’ söyleyen Mitchell, “Bu yeni dönem yatırımlara kapı açacak ve ekonomik koşulları iyileştirecek. Bu da Suriye halkına ve bölgeye bir bütün olarak fayda sağlayacak” ifadelerini kullandı.

Öte yandan ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Barrack, ABD’nin Suriye'ye yönelik mevcut politikasının ‘son 100 yıldaki politikalara benzemeyeceğini, çünkü bu politikaların işe yaramadığını’ söyledi. Barrack, ülkesinin önceki on yıllarda izlenen politikalardan farklı bir yönde ilerlediğini vurguladı.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.