DEAŞ tarafından en şiddetli zulüm biçimlerine maruz kalmış bir azınlık: Irak Yezidileri

DEAŞ’ın Iraklı Yezidilere yönelik katliamları Soykırım olarak tanındı

Geçen yıl Nisan ayında Yezidi Yeni Yılı'nı kutlamak için Irak'ın kuzeyindeki Duhok'ta düzenlenen bir törenden (AFP)
Geçen yıl Nisan ayında Yezidi Yeni Yılı'nı kutlamak için Irak'ın kuzeyindeki Duhok'ta düzenlenen bir törenden (AFP)
TT

DEAŞ tarafından en şiddetli zulüm biçimlerine maruz kalmış bir azınlık: Irak Yezidileri

Geçen yıl Nisan ayında Yezidi Yeni Yılı'nı kutlamak için Irak'ın kuzeyindeki Duhok'ta düzenlenen bir törenden (AFP)
Geçen yıl Nisan ayında Yezidi Yeni Yılı'nı kutlamak için Irak'ın kuzeyindeki Duhok'ta düzenlenen bir törenden (AFP)

Londra hükümeti, DEAŞ örgütünün Irak'ın kuzeybatısındaki Sincar Dağı'nda yoğunlaşmış Kürtçe konuşan etnik ve dini bir azınlık olan Yezidiler’e yönelik gerçekleştirdiği soykırımı resmen tanıdığını bildirdi.

DEAŞ üyeleri bu azınlığa karşı korkunç şiddet eylemleri gerçekleştirdi, yüzlerce erkek ve çocuğu öldürdü, kadınları kaçırdı, esir aldı ve cinsel kölelik yaptırdı.

Yezidiler kimlerdir?

Şarku’l Avsat’ın Anadolu Ajansı’ndan aktardığına göre tarihçiler, Yezidi inancının oluşumunu Emevi Sultanı Yezid bin Muaviye'ye bağlıyor. Yezidiler hakkında bilgi sahibi olmayanlar da Yezidilerin, sultan Yezid'in takipçisi olduğunu sanabiliyor.

Ancak Yezidiler, bu iddiayı reddediyor. Yezidiler, yol göstericileri olarak kabul ettikleri "Yezid bin Ezidiyan" ile Emevi sultanı "Yezid bin Muaviye" arasında isim benzerliği dışında başka bir ortak nokta olmadığını dile getiriyor. Yezidiler, Muaviye’nin oğlu "Yezid"in peşinden gitmediklerini, kendilerini, "Allah’a peygambersiz inanan halk" anlamına gelen "Ezdai" olarak adlandırdıklarını ifade ediyor.

Türkçe, Arapça ve İngilizce'de "Yezidi", Kürtçe'de "Ezidi"

Irak’taki Kürtler arasında "Ezidi" olarak adlandırılan toplum için Türkçe, Arapça ve İngilizce'de, "Yezidi" ifadesi kullanılıyor. Terminolojik olarak "Ezidi'nin kelime anlamı, "Azda/Allah'ın yarattığı kişilik" demek. Kürtçe'de, Allah'ın diğer bir ismi ise "Yezdan"dır. Bazı tarihçilere göre "Yezidi" kelimesi, Zerdüştlükteki "Yezata" kelimesinden geliyor.

Şeytana taptıkları iddiası

Yezidilikte, Yahudi, Hristiyanlık ve İslam'da yoldan çıktığı ve kötülüğün simgesi olduğuna inanılan İblis adlı meleğin kutsal ve iyi bir melek olduğuna inanılıyor. Yezidiler, "Tanrı tarafından seçilmiş" bir halk olduklarına inanıyor ve birçoğu Şeyh Adi’nin vahiy aldığını kabul ediyor. Melek Tavus’u ise "şeytan" olarak değil, Azda'nın (Allah’ın) doğruyu yanlışı göstermek için gönderdiği bir elçi olarak görüyorlar. Bu yüzden "şeytan" adını hiç kullanmıyorlar. Kendilerinin, "şeytana tapanlar" olarak anılmasını da reddediyorlar. Onlar için Melek Tavus, (ateşten olma şeytan) yedi meleğin en yücesi.

Yezidilik inancına göre Tanrı Azda tarafından yaratılan ve kendisine evreni ve insanları yaratma görevi verilen yarı melek yarı tanrı olan Melek-i Tavus, insanları yarattıktan sonra kendi yarattığı insanlar önünde eğilmemiş ancak bu Tanrı Azda tarafından farklı yorumlanarak kibirli olduğu sanılmıştı.

Ortadoğu'nun gizemli dinlerinden

Yezidiliğin bir "sır" dini olması ve Yezidiliği yaymanın yasak oluşu nedeniyle inanış hakkında insanlar çok fazla bilgiye sahip değil. Misyonerliğe kapalı olan Yezidilikte, cemaat dışındaki kişilere dini bilgi verilmiyor.

Bazı tarihçiler, Yezidilerin, İslam dinini yeterince bilmemesi nedeniyle eski inançları Zerdüştlük ve bölgede mevcut olan Hristiyanlık dininden etkilenerek karma ve eklektik bir din ortaya çıkardıklarını savunuyor.

Kurucusu bilinmiyor

Kurucusu bilinmeyen Yezidiliğin, kökeninin Lübnanlı Şeyh Adi bin Musafir’e dayandığı rivayet ediliyor. Emevi hanedanı soyundan olduğu belirtilen Şeyh Adi, Bağdat’ta meşhur İslam alimi İmam Gazali’den ders almış bir sufi olarak biliniyor. Daha sonra Irak'taki Sincar (Şengal) bölgesine yerleşen Şeyh Adi'nin, Laleş Vadisi’nde 1162'de öldüğü ifade ediliyor. 

Yezidiliğin "Mushaf-ı Reş" ve "Kitab-ı Cilve" adlı 2 kutsal kitabı bulunuyor. Bu kitaplarda tek tanrı inancı vurgulanmakla birlikte peygamberlik inancı bulunmuyor. Yezidilikte ilahi dinlerde olduğu gibi peygamberlik sistemi yok. İnanca göre Tanrı, insanlara elçi göndermeksizin doğrudan bilgi verebilir ve isterse onları doğru yola sevk edebilir.

Genelde tarımla geçinen Yezidiler’in çoğunluğu Şengal'de yaşıyor.

Yezidiler için en kutsal dini mekân, Irak'ın kuzeybatısındaki doğal kaynakların bulunduğu dağlık bir bölgenin ortasında yer alan ve çıplak ayakla ziyaret ettikleri, konik taş bir kubbeyle örtülü Laleş Tapınağı’dır.

Beş üyeden oluşan Yüce Ruhani Şura'ya bağlıdırlar ve merkezi Şeyhan bölgesine yakındır. Aralarında dini referansları olan Baba Şeyh'in yanı sıra Yezidilerin dünyadaki ‘Emir’i de vardır.

Yezidiler şeyhler, pirler ve müritler olmak üzere üç sınıfa ayrılırlar. Başka bir sınıftan veya mezhep dışından evlenmek mümkün değildir. Kişi ancak Yezidi bir anne babadan doğması durumunda Yezidi olarak kabul edilir.

(foto altı) Yerinden edilmiş Yezidiler, 22 Nisan 2023'te Kuzey Irak'taki Duhok kenti yakınlarında bulunan Şeriat Mülteci Kampı’nın dışında oturuyorlar. (AFP)
Yerinden edilmiş Yezidiler, 22 Nisan 2023'te Kuzey Irak'taki Duhok kenti yakınlarında bulunan Şeriat Mülteci Kampı’nın dışında oturuyorlar. (AFP)

Zamanla Yezidiler, diğer dinlerin unsurlarını inançlarına dahil ettiler. Örneğin, Hristiyanların yaptığı gibi çocuklar imana girişlerini kutlamak için kutsal suda vaftiz edilirler ve erkekler Müslümanlar gibi 4 eş alabilirler. İnançları ve uygulamaları marul yemeyi ve mavi giysiler giymeyi yasaklıyor. Bazı insanlar onların Şeytan'a taptıklarına inanırlar.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre bu azınlık, yirminci yüzyılın başlarında Osmanlıların ve 1979 ile 2003 yılları arasında ülkeyi demir yumrukla yöneten merhum Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin'in zulmüne maruz kaldı.

Sayılarla Yezidiler

- Dünyada yaklaşık 1,5 milyon Yezidi var.

- 2014'teki DEAŞ saldırısından önce Irak'ta 550 bin kişi yaşıyordu.

- Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) yetkililerine göre yaklaşık bin 280 Yezidi öldürüldü ve 2 bin 300'den fazla çocuk yetim kaldı.

- Yaklaşık 70 türbe yıkıldı.

- 6 bin 400 Yezidi kaçırıldı.

- Birleşmiş Milletler'e (BM) göre yaklaşık 100 bin Yezidi Avrupa, ABD, Avustralya ve Kanada'ya göç etti.

Soykırım

Mayıs 2021'de bir BM soruşturma ekibi, DEAŞ tarafından Yezidilere karşı gerçekleştirilen soykırıma dair ‘açık ve ikna edici kanıtlar’ topladığını bildirdi.

Bundan 6 ay sonra bir Alman mahkemesi, dünyada Yezidiler’e karşı işlenen suçları ‘soykırım’ olarak değerlendiren ilk mahkeme oldu.

(foto altı) Yezidi halkın çoğunluğa sahip olduğu Sincar'ın yıkımından bir parça (Shutterstock)
Yezidi halkın çoğunluğa sahip olduğu Sincar'ın yıkımından bir parça (Shutterstock)

Londra hükümeti ise DEAŞ örgütünün 2014 yılında Irak'ta Yezidilere yönelik uygulamalarının ‘soykırım’ teşkil ettiğini resmen kabul etti.

Alman parlamenterler, Avustralya, Belçika ve Hollanda'da alınan benzer kararların ardından, Ocak ayında DEAŞ'ın 2014 yılında Yezidilere karşı gerçekleştirdiği eylemleri ‘soykırım’ olarak sınıflandıran bir muhtırayı onayladı.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.