İsrail, ABD ile vize muafiyeti anlaşması için 2 binden fazla Filistinli asıllı ABD vatandaşının ülkeye girişine izin verdi

İsrail’deki Ben Gurion Havaalanı (Reuters-Arşiv)
İsrail’deki Ben Gurion Havaalanı (Reuters-Arşiv)
TT

İsrail, ABD ile vize muafiyeti anlaşması için 2 binden fazla Filistinli asıllı ABD vatandaşının ülkeye girişine izin verdi

İsrail’deki Ben Gurion Havaalanı (Reuters-Arşiv)
İsrail’deki Ben Gurion Havaalanı (Reuters-Arşiv)

İsrailli bir yetkili, ABD ile vize muafiyeti anlaşmasına varma girişiminin bir parçası olarak sınır kapılarındaki koşulların kolaylaştırılmasından bu yana, 2 binden fazla Filistinli asıllı ABD vatandaşının İsrail’e girdiğini veya İsrail üzerinden seyahat ettiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, ABD, 30 Eylül’e kadar İsrail’in, Vize Muafiyet Programı’na kabul edilmeyi hak edip etmediği konusunda bir karar verecek.

İsrail bu süre yaklaşırken, Filistinli asıllı ABD’lilerin ana havaalanı ve işgal altındaki Batı Şeria sınırlarından giriş prosedürlerini kolaylaştırdı.

ABD Büyükelçiliği, Filistinlilerle ilgili politikalar ve İsrail’deki tartışmalı yargı değişiklikleri nedeniyle ABD ile İsrail liderliği arasındaki şiddetli gerilimlerin ortasında uygulanan bu deneme süresi hakkında yorum yapmayı reddetti.

Reuters’a konuşan İsrailli yetkili, Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havaalanı’na ve Ürdün sınırına atıfta bulunarak, altı haftalık pilot uygulamanın ilk haftasında bin 100 Filistinli asıllı ABD vatandaşının ‘uluslararası geçiş noktalarından’ geçtiğini söyledi.

Benzer sayıdaki Filistinli asıllı ABD’linin Batı Şeria’dan İsrail’e girdiğini dile getiren yetkili, “Toplamda, ilk yedi günde 2 binden fazla Filistinli asıllı ABD’li” dedi.

Yeni düzenlemeler, Batı Şeria’da yaşayan on binlerce Filistinli asıllı ABD vatandaşı için ek seyahat seçenekleri anlamına geliyor.

Filistinlilerin hareketlerine sıkı denetimler uygulayan ve genellikle Ben Gurion Havaalanı’ndan geçmelerine izin vermeyen İsrail’in, vize muafiyeti anlaşmasını elde etmek için ABD pasaportuna sahip Filistinlilere, tüm ABD vatandaşlarına davrandığı gibi davrandığını göstermesi gerekiyor.



Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
TT

Hizbullah, devlet otoritesine meydan okuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, dün (salı) Baabda Sarayı'nda düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. (EPA)

Hizbullah, İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi nedeniyle, silahların devletin elinde toplanması için önerilen herhangi bir takvimi reddederek Lübnan devletinin otoritesine meydan okudu. Bu olay, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın başkanlık ettiği ve silahların devletin tekelinde olması konusunun görüşüldüğü Bakanlar Kurulu toplantısıyla aynı zamana denk geldi.

Bakanlar Kurulu dün bu konuyu dört saat boyunca görüştü. Lübnan ordusuna, bu yılın sonuna kadar silahların tamamen resmi güvenlik kurumlarının elinde toplanması için bir uygulama planı hazırlaması talimatı verildi ve bu planın ağustos ayı sonuna kadar Bakanlar Kurulu'na sunulması istendi. Başbakan Nevvaf Selam'ın açıklamasına göre, ‘silahların tek elden kontrolü’ konusu oturumda tam olarak tartışılmadı; yarınki (perşembe) oturumda görüşülmeye devam edecek.

Hizbullah, hükümetin takvim belirleme çabalarına iki yönlü bir tepki gösterdi. İlki, güney banliyölerinde onlarca gencin motosikletlerle yürüyüşler düzenlemesi şeklinde sokaklarda yaşandı. İkincisi ise siyasi alanda, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın Lübnan devleti ile İsrail arasında 27 Kasım'da imzalanan ateşkes anlaşması dışında herhangi bir yeni anlaşmayı kabul etmeyi reddetmesiyle ortaya çıktı. Kasım, “Silahlarımızı çekmeye niyetimiz yok” dedi ve ‘ulusal güvenlik ve savunma stratejisi hakkında ulusal bir tartışma’ çağrısında bulundu. Kasım ayrıca, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde füzelerle saldırı tehdidinde bulundu.

Kasım, Lübnan hükümetine şu soruyu yöneltti: “Bakanlar Kurulu bildirisinin üçüncü maddesine göre, direnişi bırakıp İsrail'e teslim olmak ve silahları teslim etmek egemenliği korumak mıdır?”

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlar Kurulu bildirisi saldırganları caydırmaktan bahsediyor, ama Lübnan'ı felaketten kurtaracak devlet nerede? Sınırları ve hudutları kim savunacak? Eğer bunu yapamayacağınızı söylüyorsanız, o zaman bu yeteneği koruyalım ve geliştirelim.”

Hizbullah’ın ‘üç başkanla (Cumhurbaşkanı, Başbakan, Meclis Başkanı) iş birliğini sürdürmeye kararlı olduğunu, tartışma, anlayış ve iş birliğine önem verdiklerini’ vurgulayan Kasım, “Kimsenin bize emir vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.