FAO: 20 milyondan fazla Sudanlı savaş nedeniyle açlığın eşiğinde

Sudan’ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan Sudanlılar, 2 Ağustos 2023’te Çad’ın Adre bölgesinden sınırı geçerken eşyalarını taşıyan araçların yanında yürüyor (Reuters)
Sudan’ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan Sudanlılar, 2 Ağustos 2023’te Çad’ın Adre bölgesinden sınırı geçerken eşyalarını taşıyan araçların yanında yürüyor (Reuters)
TT

FAO: 20 milyondan fazla Sudanlı savaş nedeniyle açlığın eşiğinde

Sudan’ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan Sudanlılar, 2 Ağustos 2023’te Çad’ın Adre bölgesinden sınırı geçerken eşyalarını taşıyan araçların yanında yürüyor (Reuters)
Sudan’ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan Sudanlılar, 2 Ağustos 2023’te Çad’ın Adre bölgesinden sınırı geçerken eşyalarını taşıyan araçların yanında yürüyor (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki savaşın yaklaşık 4 milyon sivilin ülke içinde ve dışında kaçmaya zorladığı Sudan’da, akut gıda güvensizliğinden mustarip insanların sayısının iki katına çıktığını açıkladı.

BM Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO) yapılan açıklamada, “Ülke nüfusunun yüzde 42’sinden fazlası yani 20,3 milyondan fazla insan, yüksek düzeyde akut gıda güvensizliği yaşıyor” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ayrıca “Mayıs 2022’de yapılan son analiz sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, ciddi derecede gıda güvensizliği yaşayan insanların sayısının neredeyse iki katına çıktığı fark edildi” ifadeleri de yer aldı.

BM örgütü, Sudan’daki durumu, özellikle ‘akut açlığın acil aşamasına olan yaklaşık 6,3 milyon insan’ göz önüne alındığında, ‘şüphesiz kritik bir durum’ olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre FAO, en çok etkilenen eyaletlerin ‘nüfusun yarısından fazlasının şiddetli açlıkla karşı karşıya olduğu Hartum, Güney ve Batı Kordofan, Orta, Doğu, Güney ve Batı Darfur dahil olmak üzere aktif çatışma yaşayan şehirler olduğunu’ belirtti.

Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında 15 Nisan’da iç savaş patlak verdi. Çatışmalar başkent ve çevresinde, batı Darfur bölgesinde ve bazı güney bölgelerinde yoğunlaştı ve şimdiye kadar en az 3 bin 900 kişinin ölümüne neden oldu.

Bu savaş ayrıca milyonlarca insanı köylerini ve evlerini, şiddetten uzak başka şehirlere ya da yurtdışına gitmek üzere terk etmeye zorladı.

Uluslararası Göç Örgütü’nün (IOM) en son istatistiklerine göre, ülke içinde 3 milyondan fazla insan yerinden edilirken, yaklaşık bir milyon insan da sınırları geçerek komşu ülkelere gitti.

Bir milyon çiftçiye destek

FAO’nun Yakın Doğu ve Kuzey Afrika bölgesi Genel Müdür Yardımcısı ve Bölge Temsilcisi Abdulhakim el-Vair yaptığı açıklamada “Çatışma, milyonlarca insanın gıda ve beslenme güvenliği ve refahı için yıkıcı sonuçlar doğurdu. Aileler akıl almaz acılarla karşı karşıya kalıyor” ifadelerini kullandı.

Ayrıca “FAO’nun, bu sezon Sudan halkına yetecek kadar gıda üretmeleri için 1 milyondan fazla çiftçiyi desteklemek üzere adım atması gereklidir” ifadelerini de sözlerine ekledi.

Başkentte iki taraf arasındaki çatışmalar dün de devam etti. Devlet televizyonu tarafından yayınlanan bir ses kaydında, ordu sözcüsü Nebil Abdullah “Hartum’un güneyinde ve Soba’nın güneyinde düzenlenen hava saldırısında düzinelerce isyancı milis öldü ve yaralandı” açıklamasında bulundu.

Diğer yandan HDK, orduyu feshedilmiş rejimin liderlerini hapisten çıkarmak, onları korumak, Hartum eyaletinden Sudan'ın çeşitli eyaletlerine nakletmek ve onları savaşa dahil etmek için Ulusal Kongre Partisi liderleri ile tm bir anlaşma yapmakla suçladı.

Hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından tutuklama emri çıkarılan devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in yardımcılarından Ahmed Harun, Nisan ayında eski rejimden diğer yetkililerle birlikte Hartum’daki Kober Hapishanesi’nden kaçtığını açıklamıştı.

Çatışmanın patlak vermesinden önce bile dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Sudan’da, insani yardım görevlileri, savaş bölgelerine erişim için talepte bulunmaya devam ediyor ancak karşılık alamıyor. Görevliler, yetkililerin yardımın gümrüğe ulaşmasını engellediğini ve yardım görevlilerine izin vermediğini söylüyor.

Çatışmanın iki tarafı, ABD ve Suudi Arabistan’ın arabuluculuğuyla birden fazla kez ateşkes imzalamış olsa da iki taraf da buna uymuyor.



Gazze Şeridi'nde 50 fırından sadece 4'ü faaliyet gösteriyor

Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
TT

Gazze Şeridi'nde 50 fırından sadece 4'ü faaliyet gösteriyor

Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)
Deyr el-Belah'taki bir fırın (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki Fırın Sahipleri Derneği Başkanı Abdunnasır el-Acrami bugün yaptığı açıklamada, Dünya Gıda Programı (WFP) ile anlaşmalı 25 fırından sadece 4'ünün faaliyette olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin Safa Haber Ajansı’ndan aktardığına göre el-Acrami dört fırının Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah'ta işletildiğini söyledi. El-Acrami, ‘işgalin, bölge sakinlerini buraları terk etmeye zorlaması ve bölgeyi ‘kırmızı bölge’ olarak sınıflandırması nedeniyle bazı bölgelerdeki büyük fırınların çalışmasını engellediğine’ dikkat çekti.

Deyr el-Belah'ta bulunan bir fırının içindeki un çuvalları (AFP)Deyr el-Belah'ta bulunan bir fırının içindeki un çuvalları (AFP)

Han Yunus vilayetinde güvenlik durumunun zorluğu, sürekli bombardıman ve bölge halkının yerlerinden edilmesi nedeniyle hiçbir fırının faaliyet gösteremediğini belirten el-Acrami, “İşgal, vilayetteki ana el-Kalaa fırınının ya da başka bir fırının faaliyet göstermesini engelliyor” dedi.

İsrail'in sınırlı miktarda insani yardımın Filistin topraklarına girmesine izin vermesinin ardından Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan bir fırındaki çalışanlar (AFP)İsrail'in sınırlı miktarda insani yardımın Filistin topraklarına girmesine izin vermesinin ardından Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bulunan bir fırındaki çalışanlar (AFP)

El-Acrami, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan bir fırının bir günlüğüne çalıştırıldığını, daha sonra açlıktan fırına akın eden insan kalabalığını fırının karşılayamaması ve yaşanan kaos nedeniyle tekrar kapatıldığını anlattı.

El-Acrami, Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki fırının, malzemeleri WFP’ye iade etmek zorunda kaldığını söyledi. El-Acrami, aylardır süren kıtlığın ardından bir nebze olsun gıda güvencesi hissedebilmeleri için vatandaşlara un dağıtılmadıkça ve fırınlara yapılan baskınlar ve kapasitelerini aşan sayılar hafifletilmedikçe bu koşullar altında çalışamayacaklarını vurguladı.

​​​​​​​Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr el-Belah'taki bir fırının çalışanları ekmek torbalarını dolduruyor. (AFP)

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Deyr el-Belah'taki bir fırının çalışanları ekmek torbalarını dolduruyor. (AFP)

Kuzey Gazze Şeridi'ne gelince el-Acrami, buradaki fırınların çoğunun hedef alındığını ve kalanların da yoğun imha savaşı ve sürekli bombardıman altında çalışamadığını belirtti.

El-Acrami, “Un miktarları çok az ve çoğu vilayete ulaşamadı. Çünkü işgal ordusu kamyonların hareketini kontrol ediyor ve çeteler Han Yunus vilayetinde bazılarını çaldı” dedi.

Şarku'l Safa Haber Ajansı'ndan aktardığına göre bombalanan 140 fırından geriye sadece 50 fırın kaldı ve  bu fırınlardan 25'inin WFP ile anlaşmalı olduğu biliniyor, diğer 25 fırının akıbetinin ise geçen mart ayından bu yana bilinmiyor..

Ajansa göre İsrail yetkilileri salı günü Bakanlar Kurulu kararıyla Gazze Şeridi'ne az miktarda un soktu, ancak bu unlar ‘soykırım ve katliamların yoğunlaşmasıyla birlikte’ Gazze Şeridi'nin asgari ihtiyaçları için yeterli değil.