Sudan'ın kayıp kadınları

Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan kadınlar, 26 Temmuz 2023'te Sudan ile Çad arasındaki sınırı geçerken Çad'ın Adre kentinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) kayıt olmak için bekliyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan kadınlar, 26 Temmuz 2023'te Sudan ile Çad arasındaki sınırı geçerken Çad'ın Adre kentinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) kayıt olmak için bekliyor. (Reuters)
TT

Sudan'ın kayıp kadınları

Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan kadınlar, 26 Temmuz 2023'te Sudan ile Çad arasındaki sınırı geçerken Çad'ın Adre kentinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) kayıt olmak için bekliyor. (Reuters)
Sudan'ın Darfur bölgesindeki çatışmalardan kaçan kadınlar, 26 Temmuz 2023'te Sudan ile Çad arasındaki sınırı geçerken Çad'ın Adre kentinde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (UNHCR) kayıt olmak için bekliyor. (Reuters)

Sudanlı Emel Hasan, mayıs ayının sonunda Omdurman'daki evinden başkentin kuzeyindeki Bahri’de yaşayan annesini ziyaret etmek için 30 dakikalık bir yolculuğa çıktı. Ancak o günden beri evine, kocasına ve üç çocuğuna geri dönmedi.

17 yaşındaki Sudanlı Saba Balola Muhtar da Emel Hasan'a benzer bir şekilde kayboldu. AFP'nin haberine göre, 18 Mayıs'ta Omdurman'ın batısındaki Umbada semtinde kaybolan genç kızın ailesi onu bulmak amacıyla fotoğrafını sosyal medyada paylaştı.

Sudan'da Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iktidar savaşının patlak vermesinden bu yana kaybolan birçok genç kız ve kadının fotoğrafları, ailelerinin telefon numaralarıyla birlikte sosyal medya platformlarında dolaşıyor.

 ‘Sayha’ olarak bilinen Afrika Boynuzu girişimi, “halen kayıp olan kadın sayısının 31 olduğunu, ancak damgalanma korkusuyla kayıp kişilerin bildirilmesinden kaçınıldığı için sayının bundan çok daha fazla olduğunu ve artabileceğini” belirtti.

İki askeri lider arasında şu ana kadar devam eden savaş, en az 3 bin 900 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3,5 milyon kişinin başkentte ve Darfur bölgesinde yoğunlaşan çatışma alanlarından uzağa giderek yerinden edilmesine yol açtı.

Ağır silahların kullanıldığı çatışmalar, çatışma taraflarından birinin hizmet amaçlı kadın kaçırmakla suçlanmasının yanı sıra sivillerin tehlikeye atılma olasılığını da artırıyor.

Kayıp kişilerin aranmasıyla ilgili olarak faaliyet gösteren ‘Kayıp’ inisiyatifi tarafından hafta başında yapılan açıklamada, “Sudanlı Hibe Ubeyd, Özel Kuvvetler tarafından Hartum'un kuzeyinde bulunan Halfaya'da bir evde, bir grup genç kız ve kadınla birlikte bulundu ve sağ salim ailesine teslim edildi” ifadeleri yer aldı.

Ubeyd, savaşın ilk haftasında kaybolmuştu. Açıklamada, Ubeyd ailesinin ifadesine göre genç kızların ve kadınların “Yaralı askerlere pansuman yapmak ve yemek pişirmek amacıyla HDK tarafından kaçırıldığı” belirtildi.

HDK’ye yöneltilen suçlamalar

Sayha girişimi, Daklu'nun güçlerini açıkça suçlanmamasına rağmen ‘Kaybolma vakalarının arkasında HDK’nin olduğuna’ inanıyor. Girişim ayrıca kayıp kişilerle ilgili ihbarlar da alıyor.

Bölgesel inisiyatif, bu kanaatin "kayıp olan bazı kadınların, HDK güçleri tarafından şiddet ve gözdağı yoluyla kötü sağlık ve güvenlik koşullarında yemek pişirme ve çamaşır yıkama gibi görevleri yapmaya zorlandıklarını belirtmeleri nedeniyle" ortaya çıktığını belirtti.

İnisiyatif geçen ay, HDK üyelerinin ‘kadınları ve kızları kaçırıp Kuzey Darfur'un belirli bölgelerinde rehin tuttuklarını, ardından fidye isteyip serbest bıraktıklarını ve fidyeyi ödeyemeyenlerin pazarlarda satılmış olabileceğini’ belirten bir bilgi aldı.

Girişime göre fidye miktarı bazen 30 milyon Sudan cüneyhine (yaklaşık 50 bin dolar) ulaşıyor.

Sudan Kaçırılma Mağdurları Grubu, “savaş sırasında 430 kayıp kişi raporu kaydettiğini” açıkladı.

Başkentten yerinden edilmiş binlerce insanı alan Vad Medeni'deki (Hartum'un 200 km güneyindeki) polis karakollarına kayıp erkek, kadın ve çocukların isimleri bildirildi.

Grubun avukatı Osman el-Basri, “Hayatta kalanlardan duyduğumuza göre kaçırılma HDK tarafından gerçekleştiriliyor” dedi.

HDK’den bir kaynak, AFP’ye yaptığı açıklamada HDK’nin genç kız ve kadınları kaçırdığını yalanlayarak "HDK’nin kimseyi kaçırmadığını ve sadece suça karışan bir kişiyi tutukladığını” söyledi.

Bahri'nin kuzeyinde bulunan Halfaya bölgesindeki Halk Direniş Komiteleri, HDK üyelerinin 3 Temmuz'da ‘iki genç kadını evlerinden kaçırdıklarını’ ancak mahalle sakinlerinin yoğun baskısı üzerine serbest bırakıldıklarını duyurdu.

Ayrıca, HDK tarafından Halfaya el-Muluk'ta 4 kızın gözaltına alındığı 3 ayrı olayın meydana geldiği bildirdi. Kızlar, aileleri ve mahallelinin çabaları sonrasında geri verildi.

Halk Direniş Komiteleri, 2019'da Ömer el-Beşir rejimini deviren askeri darbenin ardından sivil yönetim talebi için protestolar düzenleyen ve 3 ay önce çatışmaların başlamasından bu yana aktif olarak destek sağlayan yaygın gruplardır.

“Ölü mü hayatta mı bilmiyoruz?”

Afrika Boynuzu inisiyatifi Sayha, kaybolma veya kayıp vakalarından etkilenen bölgeler arasında Darfur’a dikkat çekti.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, insan hakları örgütlerinin yağma, cinsel şiddet ve etnik çatışmaların yoğunlaşması raporlarını soruşturmaya yönelik çağrılarının ardından geçen hafta, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) Darfur'da meydana gelen şiddetle ilgili soruşturma başlattığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre Birleşmiş Milletler (BM) Kadın ve Çocuklara Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi, Güney Darfur ve Hartum'da 108 cinsel şiddet vakasını belgeledi.

Birimden yapılan açıklamada, “Birim tarafından belgelenen tüm yeni vakalarda hayatta kalanlar, faillerin HDK mensubu olduğunu bildirdi” ifadeleri yer aldı.

El-Cuneyne'deki çatışmalardan dolayı Çad'a kaçan Sudanlı Halime Harun, 16 yaşındaki kızı Necva'yı nasıl kaybettiğini anlatırken, “El-Cuneyne'deki çatışmalardan kaçarken onu kaybettik. 45 gün geçti ve şimdiye kadar ondan hiçbir iz bulamadık. Ölü mü hayatta mı bilmiyoruz?” dedi.



Gazze’deki savaş hem Hamas hem de İsrail üzerinde baskı yaratıyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)
TT

Gazze’deki savaş hem Hamas hem de İsrail üzerinde baskı yaratıyor

Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)
Dün Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir yemek dağıtım merkezinde yemek yardımı almak için beklerken ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)

Gazze Şeridi’ndeki savaş yirminci ayına yaklaşırken, savaşan taraflar; Hamas ve İsrail üzerinde savaşın uygulanabilirliği ve maliyeti konusunda baskılar artıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud içinde savaşın uygulanabilirliği ve çözüme ulaştırılması konusunda şüpheler dile getirilirken, Hamas içinden ve dışından kaynaklar, Hamas’ın 1987 yılındaki kuruluşundan bu yana en zor dönemini yaşadığını belirtiyor.

Likud Partisi’nden milletvekili olan ve İsrail Meclisi (Knesset) Dış İlişkiler ve Güvenlik Komitesi üyeliğinden alınan Amit Halevi yaptığı bir açıklamada Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ı eleştirdi. Netanyahu ve Katz’ın savaşı çözmek için net bir planları olmadığını vurgulayan Halevi, “Bu hileli bir savaş. Savaşın kazanımları konusunda bize yalan söylediler. Yirmi aydır başarısız bir savaş planının içindeyiz. İsrail Devleti Hamas'la olan savaşı çözmekten aciz” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Hamas içinden ve dışından kaynaklar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Hamas’ın şu an gerek mevcut savaş sırasında gerekse daha önceki dönemlerde hiç yaşamadığı koşullarla karşı karşıya olduğunu vurguladılar. Kaynaklara göre Hamas'ın yaşadığı krizler Gazze ile sınırlı değil, Batı Şeria'ya ve başta Lübnan olmak üzere yurtdışına da uzanıyor. Hamas, bu üç cephede büyük ekonomik ve güvenlik krizleriyle karşı karşıya kalırken, özellikle Gazze'de idari krizler ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş yaşanıyor.