NATO ortağı Moritanya, Çin ve Rusya'ya doğru ilerliyor

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani'nin Pekin ziyareti üzerine gözlemciler Nuakşot'un Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine yol aldığını düşünüyor (Moritanya Cumhurbaşkanlığı)
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani'nin Pekin ziyareti üzerine gözlemciler Nuakşot'un Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine yol aldığını düşünüyor (Moritanya Cumhurbaşkanlığı)
TT

NATO ortağı Moritanya, Çin ve Rusya'ya doğru ilerliyor

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani'nin Pekin ziyareti üzerine gözlemciler Nuakşot'un Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine yol aldığını düşünüyor (Moritanya Cumhurbaşkanlığı)
Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani'nin Pekin ziyareti üzerine gözlemciler Nuakşot'un Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine yol aldığını düşünüyor (Moritanya Cumhurbaşkanlığı)

Akrini Aminoh 

Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled eş-Şeyh el-Gazvani'nin Pekin ziyareti, Moritanya'nın son zamanlarda şekillenmeye başlayan 'doğu ülkelerine dönüşünü' gündeme getirdi.

Nitekim bu ziyaret, Başbakan Muhammed Veled Bilal'in St. Petersburg'un ev sahipliğinde düzenlenen Rusya-Afrika Zirvesi'ne katılımı ardından kaydedildi. 

Gözlemciler, NATO'nun Batı Afrika bölgesindeki tek ortağı olarak gördüğü Nuakşot'un siyasi ve güvenlik açıdan Sahel bölgesine nüfuz etme niyetiyle doğu ülkelerine doğru yol almış olabileceği değerlendirmesinde bulunuyor.

Büyük değişimlere sahne olan bu ülkelerin jeostratejik durumu, başta Fransa olmak üzere Batı'nın tek oyuncu olduğu (bu durum 2020'nin ardından değişmeye başlasa da) Sahra Altı Afrika'da diplomasi ve işbirliğinin değişmezlerini ve belirleyicilerini etkiliyor. 

ABD merkezli Araştırma Enstitüsü AidData'nın yakın tarihli analizinde, "Çin ordusu, nakliye ve ticaret yollarını koruma, askeri varlığını ve Batı yaptırımlarına direnme yeteneklerini geliştirme çabaları kapsamında yurtdışında bir grup deniz üssü inşa etmeyi planlıyor. Nuakşot, Çin'in Atlantik kıyılarında Moritanya kıyılarına yakın bir deniz üssü kurması için cazip bir seçenek olarak sunuluyor" ifadeleri yer aldı.

Çin'in Moritanya'daki yoğun yatırımları ve bu Arap ülkesinin Avrupa'ya yakınlığı da dahil olmak üzere, bu seçeneğin Pekin için bir öncelik haline geldiğine değinildi. 

Çin'in şu anda Cibuti'de Afrika Boynuzu kıyısında yalnızca bir denizaşırı askeri üssü var.

Ancak gözlemciler, Washington ile Pekin arasındaki rekabetin yoğunlaşmasının, Pekin'in donanmadaki varlığını pekiştirme çabalarını harekete geçirdiğine inanıyor.

Moritanya cumhurbaşkanlığı sayfasında yer aldığına göre, Pekin'in Nuakşot'u 150 milyon Çin yuanı (20 milyon ABD doları) değerindeki borçtan muaf tutması, Çinli şirketlerin Moritanya'ya yatırım yapmaya yönlendirilmesi, iki ülke arasında Bir Kuşak, Bir Yol Girişimi ile ilgili bir çerçeve anlaşmanın imzalanması Moritanya Cumhurbaşkanı'nın Çin ziyaretinin sonuçları arasında yer alıyor.

Askeri işbirliği

Geliştirme projelerinin çoğu Çinliler tarafından inşa edildiği için Pekin, Moritanya devletinin kuruluşundan bu yana Nuakşot için bir kalkınma ortağı sayılıyor.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2021'de 2,7 milyar doları aştığı göz önüne alındığında Pekin, Moritanya için önemli bir ticaret ortağı sayılıyor. 

Siyaset uzmanı Şeyh Sidati, bu hususta "Moritanya ile Çin arasındaki ilişkiler, Moritanya devletinin kuruluşu kadar eskidir. Balıkçılık, sağlık ve eğitim gibi önemli sektörleri içermektedir. Bu çeşitliliğe rağmen askeri işbirliği, o zamanlar ordu komutanı olan mevcut Moritanya Cumhurbaşkanı'nın Çin'den bazı askeri teçhizat satın almak için bir anlaşma imzaladığı 2016'dan önce sahada değildi. Moritanya'nın NATO ile iyi ilişkileri olduğu için konunun üslerin varlığına gelmesini beklemiyorum. Zirâ Moritanya, topraklarında yabancı askeri varlığını resmi açıdan reddeden ülkelerden biri. Ancak bilhassa Çin Devlet Başkanı'nın türünün ilk örneği olacak beklenen Moritanya ziyareti öncesinde askeri mevcudiyet olmadığı taktirde iki ülke arasındaki işbirliği, sınırlarına ulaşabilir" dedi. 

Tek ortak

Moritanya'nın diplomatik yaklaşımı, Doğu'daki tarihi ortaklarıyla olan iyi ilişkilerini etkilemeden NATO ile işbirliğini uzatmaya dayanıyor.  

Nuakşot bu yaklaşımın devamlılığı için bu ilişkileri çeşitlendirmişti. Batı ittifakı daha önce Moritanya'nın Sahel bölgesindeki rolüne övgüde bulunmuştu.

NATO Genel Sekreteri'nin Güney Kafkasya ve Orta Asya Özel Temsilcisi Javier Colomina, geçtiğimiz yıl Madrid Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, "Moritanya, Cumhurbaşkanı'nın bu ortaklıktaki büyük rolü göz önüne alındığında Sahel bölgesindeki tek ortağımız. Moritanya Cumhurbaşkanı, Ocak 2021'de Brüksel'e yaptığı ziyaretten bu yana bir yol haritası üzerinde çalışmaya başladı" ifadelerini kullanmıştı. 

NATO, Nijer darbesinin durumu karmaşıklaştırdığı Sahel ülkelerinde terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve göç tehlikelerini ele alırken Moritanya ile ortaklığına güveniyor.

NATO, bölgedeki karmaşık güvenlik bağlamı ışığında, silahlı grupların yayılmasına karşı güvenlik yaklaşımının başarısına ve bu grupların tüm toprakları üzerindeki kontrolüne bel bağlıyor. 

Moritanya Basın Ajansı Müdürü Abdullah İşfag el-Muhtar, Moritanya'nın Pekin, Rusya veya NATO ile iyi ilişkiler kurduğuna, zirâ bir süredir doğu ve batıdaki tüm ülkelerle işbirliğini pekiştirmek için hareket ettiğine değindi.

Denge 

Sahel bölgesindeki çalkantılı durum, Sahel ülkelerinin ilişkilerini Doğu ve Batı eksenleriyle tanımlamaya başlamalarına yol açtı.

Mali ve Burkina Faso Rusya ile yakınlık gösterirken Nijer'in yeni yöneticileri ise doğuya yöneldi. Batı kampı için yalnızca Fransa'nın stratejik müttefiki Çad kaldı.

Moritanya ise Doğu ve Batı ile ilişkilerin hızını belirleyen tek örnek olmaya devam ediyor. 

İşfag el-Muhtar, bu hususta şöyle söyledi:

Nuakşot'un NATO ile ilişkisinin zedelenip zedelenmediğini anlamak için Çin'in Moritanya ile ilişkilerinin Nuakşot ile NATO arasındaki işbirliğinden etkilenip etkilenmediğini sormak yeterli. Cevap elbette hayır. NATO ülkeleri ile Çin ve Rusya arasındaki işbirliği, NATO ülkeleri ve bir bütün olarak Afrika arasındaki ticaret hacminden çok daha fazla. Moritanya'nın vizyonu, Sahel bölgesinin şu ya da bu saflara yerleşmekle ilgilenmediği gerçeğine dayanıyor. Bölge güvenliğini etkileyen bu taarruz, Sahel ülkelerinde art arda gelen darbelerin de çıkış noktası. Moritanya, hassas bir bölgede yer alan, etrafı krizlerle çevrili, Doğu ve Batı ile menfaat alışverişine dayalı ve bölgede oluşmaya başlayan ittifaklardan uzaklaşan çok gerçekçi bir politika izliyor.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA
TT

Suriye: Gürültünün ortasında hukuk devleti talepleri

Fotoğraf: SANA
Fotoğraf: SANA

Aliya Mansur

Yeni Suriye ulusal logosunun (görsel kimlik) lansman töreni, Suriye'deki her etkinlik gibi Suriyeliler arasında geniş çaplı bir tartışmanın eşlik ettiği, etkileyici ve güzel bir etkinlikti. Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın katıldığı Halk Sarayı'ndaki görkemli törene, “Suriye Demokratik Güçleri”nin kontrolü altındaki Rakka ve Haseke hariç olmak üzere Suriye'nin çeşitli bölgelerinde aynı anda düzenlenen kutlamalar eşlik etti. Gösteriler ve sloganlar Suriye devriminden sahneleri çağrıştırdı.

Şara'nın tören sırasında yaptığı etkileyici konuşma Suriye'nin birliğinin ve çeşitliliğinin altını çizdi ama daha tören bitmeden önce Suriyeliler arasında şu tartışma başlamıştı; bu ulusal logo gerçekten Suriyeli mi yoksa başka ülkelerden “ilham mı” alındı? Bazıları bunun bir alkollü içecek şirketnin ticari logosu olduğunu söyleyecek kadar şüphelerinde ileri gittiler.

Suriye şahininin “çalıntı” olduğu suçlamaları - ki bu kesinlikle doğru değil - ve bunlara verilen karşılıklar arasında meselenin özü neredeyse kayboldu. Oysa meselenin özü şu: Nasıl bir Suriye istiyoruz? Hukuk devleti olan bir Suriye mi yoksa halkın ruh hallerinin dalgalanmalarına tabi bir Suriye mi?

Konuya ilişkin yorumunda Anayasa Bildirgesi Taslağı Komitesi üyesi Dr. Ahmed el-Karbi, resmi logoların kabulü tartışılırken yasal temellere dayanmanın gerekliliğini vurguladı. Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesinde açıkça “devletin logosu kanunla belirlenir” ifadesinin yer aldığına ve hukuka dayalı bir devletin anayasal çerçevelere uygun olarak onaylanmamış bir logoya indirgenemeyeceğine işaret etti.

Suriye'deki tartışma ve çekişmenin özü bu olmak yerine, bazı Suriyeliler binlerce yıllık Suriye anıtlarına kazınmış olan Suriye şahininin kökeni ve sembolizmiyle ilgili suçlamalarda bulunmakla meşgul oldular.

Esed rejiminin devrilmesinden ve Şara'nın yönetime gelmesinden bu yana, Suriye halkı hükümetin, özellikle de Başkan Şara'nın her eylemini mutlak biçimde destekleyenler ile hükümetin yaptığı her eylemi veya açıklamayı mutlak biçimde reddedenler arasında bölündü. İki grup arasında, bir şeyleri düzeltmek amacıyla eleştirenlerin ve teşvik etmek amacıyla destekleyenlerin sesleri kayboldu.

Esed rejiminin devrilmesinden bu yana 7 ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak

Şarku'l Avsat'ın Al Majalla'dan aktardığı analize göre Esed rejiminin devrilmesinden bu yana yedi ay geçti ve yeni otoritenin en belirgin özelliği Suriyelilerle ilişkilerinde şeffaf olmamak. Bu da yorumlara kapıyı açıyor ve Suriye halkının doğasını ve doğruluğunu bilinmediği söylentilerin yayılmasına katkıda bulunuyor.

17 Mayıs'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, eski rejim tarafından işlenen ihlallerle ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak, sorumlularından hesap sormak, mağdurlara tazminat ödemek ile görevli bir geçiş adaleti komisyonu kurulacağına dair bir kararname yayınladı. Kararname, Abdulbasıt Abdullatif'in komisyon başkanı olarak atanmasını ve duyuru tarihinden itibaren 30 günü geçmeyecek bir süre içinde bir çalışma grubu oluşturma ve iç yönetmelikler hazırlama görevini üstlenmesini öngörüyordu.

Bu kararnamenin yayınlanmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti, yani komisyonun kurulması için öngörülen 30 günlük süre geçti. Peki bu komisyon hangi aşamada? Cevap yok. Bu sadece şeffaflığın eksik olduğunu değil, aynı zamanda hükümetin kendi yayınladığı kararnamelere ve mevzuata, örneğin Anayasa Bildirgesi'nin 5. maddesine bağlı olmadığının da bir örneği.

İşte meselenin özü de budur: Nasıl bir Suriye istiyoruz?

Hukuk ve kurumlar devleti Suriye'nin sesi, iki grubun kopardığı gürültü arasında neredeyse duyulmuyor. Bir tarafta destekçiler var ve bunların çoğu Suriyelilerin “Aralık 2024 devrimcileri” olarak adlandırdığı, devrimin 14 yılı boyunca önemli bir rol veya sese sahip olmayan, şimdiyse hükümetin sağ tarafında yer alan kişiler. Diğer taraftaki hükümetin muhalifleri arasındaysa, hükümetin her türlü eylemini çarpıtmakla meşgul olan, çoğunluğu eski rejim kalıntısı ve solcu olan sesler bulunuyor. İkisi arasında aklın sesi kayboluyor.

Suriye'nin istikrarı sadece Suriye için değil, bölge için de bir öncelik. İstikrarlı bir Suriye, komşu ülkelerin istikrarının başlangıcıdır ve bir vatandaşlık devleti ve hukukun üstünlüğünün inşası, Suriyelilerin onlarca yıllık geleceğinin temel taşıdır. Sağlam olmayan temeller üzerine inşa edilen her yapı, özellikle Suriye'nin düşmanları hâlâ pusuda beklediğinden, çökme riski altındadır. Hukukun üstünlüğü, adalet, özgürlük, vatandaşlık ve şeffaflık, istediğimiz devleti inşa etmek için önceliklerdir.