Hizbullah’a ait bir silah kamyonu Lübnan’ın güvenliğini sarstı

Bir Hıristiyan beldesinin yakınında devrilen kamyon iki kişinin yaşamını yitirdiği bir çatışmaya yol açtı.

Hizbullah’ın devrilen kamyonuna ait internette dolaşan bir fotoğraf
Hizbullah’ın devrilen kamyonuna ait internette dolaşan bir fotoğraf
TT

Hizbullah’a ait bir silah kamyonu Lübnan’ın güvenliğini sarstı

Hizbullah’ın devrilen kamyonuna ait internette dolaşan bir fotoğraf
Hizbullah’ın devrilen kamyonuna ait internette dolaşan bir fotoğraf

Hizbullah’a ait bir silah kamyonu dün akşam Beyrut’un güney girişinde devrildikten sonra Lübnan güvenliğini sarstı. Kamyona eşlik edenlerin bölgeden gençlere ateş açması sonucu çıkan çatışmada bir Hizbullah mensubu ve El-Kahale beldesi sakini hayatını kaybetti.

Görgü tanıkları, Hristiyanların çoğunlukta olduğu bölge halkının kilitli ahşap kutular taşıyan üstü kapalı kamyondan şüphelendiğini söylediler. Bölge halkı yaklaştığında, kamyona eşlik edenlerin müdahale ederek gençlerin kamyona doğru ilerlemesini engellemek için ateş açtığını ve bunun iki taraf arasında kısa sürede gerginliğe yol açarak bir çatışmaya dönüştüğünü belirttiler.

Lübnan ordusu hemen olaya müdahale etti ve Hizbullah militanları geri çekildi. Halkın gerginliği ve öfkesi arasında ordu cephaneliğe el koyarken kilise çanları çaldı. Halk, içindekileri belirlemeden vincin kamyonu kaldırmasını önlemek için bölgede toplandı.

Hizbullah yaptığı açıklamada: “bölgede bulunan silahlı milisleri kamyonu ele geçirmeye çalışarak kamyon eşlik eden ekibe saldırmakla” suçladı ve Lübnan ordusundan bir gücün olaya müdahalesi ile “silahlı kişilerin kamyona yaklaşmasını veya ele geçirmesini engellediğine” işaret etti.

Lübnan’ın geçici Başbakanı Necip Mikati, Genelkurmay Başkanı General Joseph Avn’dan “durumu kontrol altına almak için gerekli saha önlemlerinin alınmasına paralel olarak, yaşananların arka planınının ortaya çıkması için soruşturmaları hızlandırmasını” istedi. Mikati, herkesi “mantığın sesini dinlemeye, sakin olmaya, duygulara kapılmamaya ve devam eden soruşturmaların sonucunu beklemeye” çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre olay, Lübnan’ın güneyinde İsrail ile sınırı olan Ayn İbl beldesinde kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan Lübnan Kuvvetleri Partisi’nden bir liderin altı gün önce öldüğünün ortaya çıkmasının akabinde sabah saatlerinde yaşanan gerilimin ardından meydana geldi. Bölgede Şii çoğunluğun yaşadığı ve Hizbullah’ın nüfuz sahibi olduğu beldelerin çevresinde dört Hristiyan köyünün bulunduğu beldede işlenen suç sonucu bunun bölgedeki siyasi ve mezhepsel yansımalarına ilişkin uyarılar arttı.



İslami Cihad: Gazze'de İsrailli bir kişiyi rehin tutan grupla iletişimimizi kaybettik

Yerinden edilmiş Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırıları sırasında yükselen duman sütunlarını izliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırıları sırasında yükselen duman sütunlarını izliyor (AFP)
TT

İslami Cihad: Gazze'de İsrailli bir kişiyi rehin tutan grupla iletişimimizi kaybettik

Yerinden edilmiş Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırıları sırasında yükselen duman sütunlarını izliyor (AFP)
Yerinden edilmiş Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği hava saldırıları sırasında yükselen duman sütunlarını izliyor (AFP)

İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı Kudüs Tugayları'nın sözcüsü Ebu Hamza yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde rehin tutulan bir İsrail askerini koruyan güvenlik ekibiyle pazartesi günü itibarıyla iletişimin koptuğunu duyurdu.

Ebu Hamza, Telegram'da yaptığı kısa açıklamada, İsrail güçlerinin esir alınan askerin bulunduğu bölgelere sızıp kuşatma başlatmasının ardından asker Rom Braslavski'den sorumlu güvenlik grubuyla iletişimin kesildiğini ifade etti.   

Ayrıca Kudüs Tugayları'nın şu anda Braslavski'nin akıbeti veya onu koruyan grup hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadığını da belirtti.

Hamza şöyle devam etti: “Halkımıza karşı soykırım savaşı başladığından beri, suçlu Netanyahu ve aşırı sağcı terörist hükümeti, esirlerin dosyasını ve davasını kasten görmezden geliyor. Onları öldürmek ve tabutlarla ailelerine geri göndermek için tüm gücüyle çalışıyor.”