DEAŞ, dördüncü liderinin ölümünü neden geç açıkladı?

Bu gecikmeye, örgüt üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar ve bombalamaya maruz kalma korkusundan ötürü geniş bir toplantı düzenlemenin zorluğu sebep oldu

DEAŞ hücreleri, cezaevlerine saldırıp Suriye'de tutuklu bulunan örgüt mensuplarını kurtarmak için bir kargaşa ortamı bekliyor / Fotoğraf: AFP
DEAŞ hücreleri, cezaevlerine saldırıp Suriye'de tutuklu bulunan örgüt mensuplarını kurtarmak için bir kargaşa ortamı bekliyor / Fotoğraf: AFP
TT

DEAŞ, dördüncü liderinin ölümünü neden geç açıkladı?

DEAŞ hücreleri, cezaevlerine saldırıp Suriye'de tutuklu bulunan örgüt mensuplarını kurtarmak için bir kargaşa ortamı bekliyor / Fotoğraf: AFP
DEAŞ hücreleri, cezaevlerine saldırıp Suriye'de tutuklu bulunan örgüt mensuplarını kurtarmak için bir kargaşa ortamı bekliyor / Fotoğraf: AFP

DEAŞ örgütü 3 Ağustos'ta, dördüncü lideri Ebu'l-Hüseyin el-Hüseyni el-Kureyşi'nin geçen 29 Nisan'da Heyetu Tahrir eş-Şam (önceki adıyla El-Nusra Cephesi) ile yapılan çatışmaların ardından öldürüldüğünü açıkladı.

Açıklama, örgütün sözcüsü Ebu Huzeyfe el-Ensari'nin yayımladığı bir video klip üzerinden yapıldı. Aynı kayıtta, DEAŞ'ın bozkırların ve çöllerin dört bir yanına dağılmış geri kalan üyelerine yeni lider olarak Ebu Hafs el-Haşimi el-Kureyşi'nin atandığı haberi de verildi.

DEAŞ'ın bu geç kalan açıklamasının üzerinden uzun bir zaman geçmemişti ki Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib'in büyük bir kısmını ele geçiren Heyetu Tahrir eş-Şam (HTŞ) hemen, DEAŞ liderinin öldürülmesinde herhangi bir sorumluluğu reddetti.

4 Ağustos akşamı yapılan bir açıklamada HTŞ Sözcüsü Ziya el-Ömer, DEAŞ'ın yaptıklarını 'şeytani eylemler' olarak niteledi. Ayrıca el-Kureyşi'nin öldürüldüğü iddiasını da kesin bir şekilde yalanladı.

Lider el-Kureyşi'nin öldürüldüğünün geç duyurulması, örgüt üyeleri arasındaki karışıklığın ve kargaşanın boyutunu gözler önüne seriyor.

Bu kadar uzun bir zamanın geçmiş olması, lider seçimi konusundaki anlaşmazlıkların yanı sıra bombalama korkusuyla geniş bir toplantı yapmanın zorluğunu da gösteriyor.

Nitekim bir yanda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve uluslararası koalisyon, diğer yanda ise düzenli Suriye güçleri ile Rus güçleri tarafından takip ediliyor.

Uluslararası koalisyonun bu yılın başından beri Suriye'nin kuzeydoğu bölgelerindeki operasyonlarını takip eden Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, 58 operasyon kaydedildiğini ve bu operasyonların sonucunda DEAŞ hücrelerine mensup 13 kişi öldürülürken 473 kişinin de tutuklandığını belirtti.  

Suriye'nin çoğu eyaletinin çöle bitişik olduğunu bilirsek birinci sınıf lider eksikliği çekmesi dolayısıyla örgütün politikasının değiştiğini düşünebiliriz.

Zira böyle grupların üyeleri, ancak liderlerinin yönlendirmeleri ve talimatlarıyla iş yaparlar. Liderler, tek motor ve yönetici akıldır ve onların yokluğunda tam bir felç hali yaşanır.

Tutuklu kampları

Tüm bunların ışığında aşırılık yanlısı örgütün politikasında, on binlerce örgüt mensubu ve liderini barındıran Haseke ve Rakka hapishanelerinin yanı sıra, 50 bin kişiyi barındıran el-Hol kampı başta olmak üzere tutuklu kamplarının hedef alınması üzerinden bir değişiklik beklenebilir.

Zira DEAŞ için ilk hedef, 2022 yılında doğudaki Haseke şehrinde yer alan es-Sinaa Hapishanesi'nde olduğu gibi, tutukluların serbest bırakılması.

Böyle bir şey ancak, bölgede bir savaş ve kargaşa çıkması halinde olur ki örgütün kalıntıları, herhangi bir Türk operasyonu ve SDG ile silahlı bir çatışma esnasında tutukevlerine baskın yapmak için bunu bekliyor.

Operasyon düzeylerinde değişiklik

Geçtiğimiz temmuz ayında Suriye'nin başkenti Şam kırsalındaki Seyyide Zeyneb'de yer alan bir Şii mezarlığı yakınlarında gerçekleşen iki ayrı bombalama sonucunda siviller hayatını kaybetti.

Tehlikeli bir gelişme olarak bizzat örgüt, dinî merasimlerle eş zamanlı olarak iki bubi tuzağı operasyonu üstlendiğini duyurdu. Bu hadiseler, Suriyeliler için tehlike çanlarını çaldı.

Örgüt tarafından yapılan bu güvenlik ihlali, düzenli orduya bağlı askerî taşıtlara ve otobüslere ya da SDG'ye yönelik saldırılarda başarısız olduktan sonra örgütün şehir içindeki bombalamalara geri dönerek planlarında bir değişiklik yaptığına işaret ediyor.  

Bu dikkat çekici gelişmeyi, özelikle enerji tedariki hatlarının hedeflenmesindeki artışla bir arada değerlendirebiliriz. Bu bağlamda yaşanan en son olay, akaryakıt ve petrol türevleri tanklarından oluşan bir konvoyun hedef alınması neticesinde düzenli orduya mensup yedi askerin ölmesiydi.

Ayrıca, çölü ülkenin merkezine ve doğusuna bağlayan stratejik yollara odaklanmanın yanı sıra, dışarıdan gelen mali desteğin azalması, tükenmesi veya zor erişilmesinin bir sonucu olarak, örgütün faaliyetlerini finanse etmek için otobüslerden geçiş ücreti ya da hayvan sürüsü sahiplerinden vergi de alınıyor.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



İsrail ordusu, Dürzileri desteklemek için “Suriye'nin güneyinde konuşlandığını” açıkladı

 Dürzi bir silahlı adam (solda), Şam'ın güneyindeki Ceramana çevresinde konuşlanmak üzere anlaşmaya varan Suriye güvenlik güçleriyle konuşuyor (AP)
 Dürzi bir silahlı adam (solda), Şam'ın güneyindeki Ceramana çevresinde konuşlanmak üzere anlaşmaya varan Suriye güvenlik güçleriyle konuşuyor (AP)
TT

İsrail ordusu, Dürzileri desteklemek için “Suriye'nin güneyinde konuşlandığını” açıkladı

 Dürzi bir silahlı adam (solda), Şam'ın güneyindeki Ceramana çevresinde konuşlanmak üzere anlaşmaya varan Suriye güvenlik güçleriyle konuşuyor (AP)
 Dürzi bir silahlı adam (solda), Şam'ın güneyindeki Ceramana çevresinde konuşlanmak üzere anlaşmaya varan Suriye güvenlik güçleriyle konuşuyor (AP)

İsrail ordusu bugün “Suriye'nin güneyinde konuşlandığını” açıkladı ve “düşman güçlerin” Dürzi bölgelerine girmesini engellemeye hazır olduğunu belirtti.

Kısa açıklamada, “savunma hazırlığını sürdürerek ve çeşitli senaryolara hazırlıklı olarak gelişmeleri takip etmeye devam ediyoruz” denildi, ancak konuşlandırılan birliklerin sayısı veya konuşlandırıldıkları bölgeler hakkında bilgi verilmedi.

İsrail ordusu ayrıca, Dürzilerden beş kişiyi tedavi için Suriye'den İsrail'e naklettiğini duyurdu.

Ordu sözcüsü, “X” platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “Beş Suriyeli vatandaş, Suriye'de yaralandıktan sonra dün gece İsrail güçleri tarafından Safed'deki tıp merkezine nakledildi” dedi.

Sözcü, İsrail ordusunun Suriye'nin güneyinde konuşlandığını ve “düşman güçlerin bölgeye ve Dürzi köylerine girmesini” engellemeye hazır olduğunu ifade etti.

İsrail ordusu sözcüsü Avicha Adraee ise bugün yaptığı açıklamada, İsrail hava kuvvetlerinin dün gece Suriye'de bir askeri üs ile karadan havaya füze ve uçaksavar bataryalarının bulunduğu altyapıyı vurduğunu duyurdu.

Adraee, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ordunun “İsrail vatandaşlarını korumak için gerekli olduğu sürece” operasyonlara devam edeceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre İsrail dün, Hama kırsalına hava saldırısı düzenledi ve İsrail uçakları hava sahasında uçarken Şam çevresinde şiddetli patlamalar duyuldu.