Sudan savaşı, kerpiç evlere yeniden hayat verdi

Hartum çatışması, kerpiç evlere yönelik bakış açısını ve yerinden edilmiş insanları barındırmak için bu evlerin inşasında yatay genişleme önerilerini değiştirdi

Hartum savaşı Sudanlılara eyaletlerdeki kerpiç evleri sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia
Hartum savaşı Sudanlılara eyaletlerdeki kerpiç evleri sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia
TT

Sudan savaşı, kerpiç evlere yeniden hayat verdi

Hartum savaşı Sudanlılara eyaletlerdeki kerpiç evleri sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia
Hartum savaşı Sudanlılara eyaletlerdeki kerpiç evleri sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia

Mina Abdulfettah

Çamur evlerin romantik bir ünü vardı ve bu evlerde uzun süre yaşayanlar onlara sıkıca sarılırdı.

İnsanlar ister aynı bölgede, ister modern mimarinin hakim olduğu bir bölgede olsun, betondan yapılmış şehir evlerine taşınınca ondan ayrıldı.

Sudan'ın bazı eyaletlerinde bulunan kırsal mahalleler, özellikle tatil dönemlerinde pek çok kişi için cazip alanlar.

Bu mahalleler, büyük şehirlerde yaşayan ve aileleri ile birlikte vakit geçirmeyi tercih eden kişiler tarafından ziyaret ediliyor.

Ancak Sudan'daki savaşın koşulları, bu evleri, savaş ateşinden sığınılacak birer sığınak olarak kullanmak zorunda bıraktı.

Bazıları için, aileleriyle birlikte savaştan kaçan çocuklar ve gençler ilk kez geleneksel kerpiç evleri görmüşlerdi.

Birçok kişi, sosyal medyada fotoğraf ve videolar paylaşarak belgeledikleri bu benzersiz deneyimden bahsetti.

Resmin tamamına gelince, bu evleri yapanlar havanın geçmesini sağlamak için dar kapı ve pencerelerinin yönünü rüzgara doğru planladılar.

Etrafı ağaçlarla ve buralarda uçuşan evcil hayvanlarla çevrili bu evlerin arasına serpiştirilmiş geniş avlular da bulunur.

Güçlü mekanlar

Bu kerpiç evler sadece merkezden uzak bölgelerde yok. Başkent Omdurman'da, varlığı Sudan'ın en ünlü tarihi yapılarıyla ilişkilendirilen bazı eski kerpiç evler dimdik ayakta.

Bu yapılara "Tevâbi" adı verilir. Bunlar, Mehdî devleti döneminde askeri bölgelerde bulunan ve 19'uncu yüzyılın sonunda yapılan bina ve meskenlerde olduğu gibi, çamurdan inşa edilir ve 17 tuğladan oluşur.

Konumunun seçimi, Muhammed Ahmed el-Mehdi'nin güçlerinin Beyaz Nil'in batı bölgesinde bulunan Aba Adası'ndan gelmesiyle ilgili. 13 Mart 1884'te Hartum kuşatmaya başlandı ve ardından 26 Ocak 1885'te Sudan'ın İngiliz Genel Valisi Charles Gordon öldürüldü.

El-Mehdi, işgalcilerin başkenti olduğunu düşündüğünden devletinin başkentini Hartum'da inşa etmeyi reddetti ve başkent olarak Nil'in batı yakasındaki Omdurman'ı seçti.

Burası, "Kutsanmış Nokta" olarak adlandırıldı ve o zamandan beri ulusal başkent oldu.

Evlerin arasına serpiştirilmiş ve ağaçlarla çevrili geniş avlular / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia
Evlerin arasına serpiştirilmiş ve ağaçlarla çevrili geniş avlular / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia

Tevâbi, İngiliz sömürgecileri tarafından başlatılan saldırıları püskürtmek için Mehdi devriminin liderinin ordusunun keskin nişancıları tarafından kullanılan müstahkem mevkiler olarak bilinir.

Bir siper şeklinde Nil'e bakan çukurlar olarak inşa edilmişti ve topçu için kullanılan birkaç kuleli boşlukları vardı.

Arap Arkeologlar Genel Birliği dergisinde yer alan habere göre, Tevabi, "Mehdi'nin vekili Halife Abdullah el Teayişi'nin, hükümdarlığının merkezi olan Omdurman şehrini savunmak için yaptığı hazırlıklar arasında yer alıyordu. O, bu evleri, Hartum, Omdurman ve çevredeki farklı bölgelere yerleştirdi ve mezarlar taş temeller üzerine toprak ve çamurdan inşa edildi. Bu yapılar, iki kanatlı, yuvarlak veya dikdörtgen bir şekilde yapıldı. Buralarda düşmanı gözlemek, toplar ve tüfekler gibi diğer silahlar için yuvalar açıldı ve birçoğu hala duruyor" dedi.

Ayrıca bölgenin, Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churchill'in bu tarihi savaşın öyküsünü anlatan "Nehir Savaşı" adlı romanında bahsettiği savaşın yaşandığı yer olduğunu vurgulayan dergi, şu ifadelere yer veriyor:

Churchill, romanında 'Nil'in üstünlüğü var. Savaşın nedeni Nil ve sonunda ulaşmayı arzuladığımız hedef de Nil' diyor.

Çamur/kil arazi

Sudan çamur diyarı olarak bilinir. Tarımda oldukça verimli olan kara toprak, su ile karıştığında yapışkan hale gelen malzemelerden oluşur ve yapılaşmaya da uygun.

"Çamur/kil" terimi, "toprak çamuru/kili" anlamına gelir. Bir yapı malzemesi olarak kilin birçok formu var, bunların en ünlüsü, suyun toprak ve silt karışımı ile karıştırılmasından oluşan kerpiç çamur. Bu da yapı malzemesi olarak mutlaka kullanılması tercih edilen karışım.

Bir yapı malzemesi olarak kilin, tuğla ve kerpiç veya güneşte kurutulmuş tuğla olmak üzere iki ana formu var.

Güneşte kurutulmuş tuğla, işçi ekiplerinin kili yerden kaldırıp, dikdörtgen kalıplar halinde sıkıştırıp, kuruması için güneşe ve havaya koyarak yaptıkları tuğla.

Sudan'da kilin mimari bir yapı malzemesi olarak kullanılma yöntemi, inşaatın tüm aşamalarında, tuğla yapımında kullanılan uygun toprağın getirilmesi aşamasından, üst üste istiflenip çamurla sabitlenmesi aşamasına kadar kilin kullanım teknik ve yöntemlerinde herhangi bir farklılık olup olmadığıyla ilgili.

Doğa ve biyocoğrafya uzmanı Hibe el-Tahir, "Sudan'ın küresel emisyonların yalnızca yüzde 4'ünü temsil eden Afrika kıtasının bir parçası olduğu ama iklimle ilgili en kötü etkilere maruz kaldığı göz önüne alındığında, kerpiçleri canlandırma yönünde bir istek var. Kerpiçler, daha ne kadar devam edebileceğini kimsenin bilmediği savaş koşullarında alternatif barınma ihtiyacını karşıladıktan sonra da devam edecek bir gelecek planı olarak sıcağı yenmenin çözümlerinden biri olabilir" dedi.

Tahir, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Gerçek şu ki, beton inşaat o kadar arzu edilir ki, yok olan kerpiç evleri gölgede bıraktı. Ancak Hartum sakinlerinin eyaletlere taşınmasıyla bu tür çevre dostu konutlar yeniden keşfedildi.

Kerpiç ev inşa etmenin avantajları neler?

Savaş ve binaların ve yerleşim yerlerinin sürekli bombalanması nedeniyle Sudanlılar, uluslararası toplumun ve Sudan dostlarının katkıda bulunacağı devasa mali maliyetler gerektiren uzun vadeli bir yeniden inşa planı dışında, Hartum'daki evlerini yeniden inşa etme umutlarını neredeyse yitirdiler.

Ana gelir kaynaklarının kaybı göz önüne alındığında, Hartum dışında başka bir konut inşa etmeyi düşünmeleri zor.

Savaşın devam etmesi ve aile evlerinin aşırı kalabalık olması durumunda önerilen çözüm, savaşın sonuna kadar içinde yaşanacak kerpiç evler inşa ederek yatay olarak genişlemek.

Bu fikrin destekçileri, mimar Nizar el Şami'nin şu şekilde açıkladığı gibi, kerpiçten ev inşa etmenin birçok avantajını sıraladılar:

Kerpiç kili, yaz ve kış boyunca sabit iç sıcaklıkları koruduğu için bir ısı yalıtkanı. Ayrıca yangına ve sese dayanıklı olduğu için çevre dostu bir yöntem. Bunun yanında kimyasallardan tamamen arınmıştır.

Şami, açıklamasında, "Çamur duvarlar yeterince kalın olduğunda, ısıyı emer ve depolarlar, bu da akşamları dışarıdaki sıcaklıklar soğudukça dağılır. Buna karşılık beton bloklar soğuğun yanı sıra ısıyı da uzun süre muhafaza eder" ifadelerini kullandı.

Kerpiç evler, ne kadar dirençli?

Ancak beton evlere alternatif olarak büyük kerpiç evler inşa etme fikri, müteahhit Adil Cuma'nın çamur evleri yalnızca yoksullar için sınıflandıran "Sosyal Perspektif ve Kültürel Yönler" bölümünde listelediği nedenlerden dolayı bazı müteahhitler tarafından kabul edilmiyor.

Ayrıca, gelecekte dikey genişlemenin mümkün olmaması nedeniyle, bu evlere yoğun emek verilmesi gerekmesi ve hava koşullarına karşı zayıf dirençli olmaları da tercih edilmeme nedenleri arasında yer alıyor.

Cuma, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Savaş ve evleri yıkılan insanların çatışma bölgesinden uzakta kolay ve ucuz barınma ihtiyacı bulunmasına rağmen bu proje, kerpiç evlerin duvarlara ve tavana boyanmış malzemelerle dışarıdan kalıcı bakım ve restorasyona ihtiyaç duymasıyla ilgili sorunlarla karşı karşıya. Kerpiç evlerin sahipleri genellikle yağmur mevsimi başlamadan evlerini Nil'in kenarlarında bulunan bir tür yapışkan toprakla boyamaya çalışırlar. Ancak yine de şiddetli yağmurlara karşı koyamazlar.

Müteahhit, "geleneksel kerpiç evlerin makul bir yaşam standardına ulaşmadığını ve sakinlerini ilkel yaşam koşullarına zorladığını" belirtti.

Müteahhit ayrıca sakinlerine daha iyi bir yaşam standardı sağlayan ve gelecek nesiller için iyi bir yatırım işlevi gören modern evlerin aksine, sakinlerinin sağlığı için de tehdit oluşturduğunu" söyledi.

Cuma, konuyla ilgili açıklamasında, "binaların tasarımı ve teknolojisinin rasyonalize edilip iyileştirilebileceğini ve inşaat maliyetlerinin kerpiç evlere başvurmaktan başka alternatif yöntemlerle azaltılabileceğini" kaydetti.

Cuma, "Maliyetler artsa bile uygun sürdürülebilir bina yapılarına yatırım yapmak daha iyi. Çimento en pahalı yapı malzemelerinden biri olduğu için fahiş maliyetleri azaltmak için diğer yerel malzemelerle değiştirilebilir, ancak değişikliklerin uygulanması uzun zaman alabilir" ifadelerini kullandı.

Dairesel toplumlar

Hartum'da savaşın patlak vermesinden önce, Darfur'daki savaş nedeniyle yerlerinden edilen kampların sakinleri, 2003'ten bu yana savaş sırasında birçok yangına tanık olan ve mevcut savaş sırasında yenilenen sazdan evlerin yerine kerpiç evler inşa etmeye başladılar.

Çamur evler, sakinlerini ilkel bir yaşama zorluyor / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia
Çamur evler, sakinlerini ilkel bir yaşama zorluyor / Fotoğraf: Hasan Hamid-Independent Arabia

Maddi folklor araştırmacısı Abdurrahman Ebu Şame, "Bunlar yerel lehçede 'Katati' olarak adlandırılan, konik çatılı kulübeler. Kulübelere alternatif olarak çamurdan yapılmış ve samanla desteklenmişlerdir. Binalar, bu alanlardaki fiziksel, sosyal ve ekonomik durumu gösteren dairesel komplekslerde yoğunlaşmıştır. Ayrıca belirli bir kabile veya etnik kökene mensup üyeler arasındaki birliği ve uyumu ifade ederler. Ev yapımı tuğla üreticileri, kerpiç tuğlaların çekme mukavemetini artırmak için hasır malzemeler kullanır. Bu, binlerce yıldır kerpiç evleri güçlendirmek için kullanılan ana yapı malzemesi olmuştur" dedi.

Folklor araştırmacısı, "Geleneksel kerpiç evlerin tasarımında, çatı ve duvarlar birbirine bağlıdır ve bu evler kare veya dairesel şekildedir. Bazen suyun biriktiği bölgelerde duvarlar sütunlarla sabitleniyor ama Darfur bölgesi doğal olarak kuru olduğu için buradaki insanlar bu tipe yönelmiyor" şeklinde konuştu.

Ebu Şame, sözlerini şöyle tamamladı:

Bu evlerde hiçbir zemin örtüsü eklenmez. İnsanlar doğrudan doğal arazide yaşıyor ve her iki taraftaki çamur ev duvarlarının kaplamasını kalınlaştırarak onu yoğun ve hava koşullarına ve rüzgara dayanıklı hale getiriyor.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Hafter, Yunan şirketlerini Libya'nın ‘yeniden inşasına’ katkıda bulunmaya çağırdı

Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Hafter pazar akşamı Bingazi'de Yunanistan Dışişleri Bakanı ile görüştü (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Yunanistan, Libya Temsilciler Meclisi'nin (TM) Türkiye ile Libya arasında imzalanan tartışmalı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası'nı onaylamasının beklendiği bu günlerde Libya ile deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda tırmanan anlaşmazlıkları yatıştırmaya çalıştı. Atina, Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis'in Bingazi ve Trablus'ta yaptığı görüşmelerle Libya’daki siyasi ve ekonomik varlığını güçlendirmeyi amaçlarken Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasının onaylanmasına dair yapılacak oylama öncesinde ülkenin önde gelen aktörlerinin tutumlarını etkilemeye çalışıyor.

hyjuıo
Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Gerapetritis pazar akşamı Hafter ile bir araya geldi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter, Yunanistan’ın inşaat ve altyapı alanlarında uzman şirketlerini, Libya'nın çeşitli şehirlerinde ve bölgelerinde yürütülen kalkınma projelerine katılmaya çağırdı.

Pazar akşamı ülkenin doğusundaki Bingazi şehrinde Yunan Bakan Gerapetritis ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bu ilişkilerin güçlendirilmesinin önemini vurgulayan Hafter, ortak çıkarları gözeterek, özellikle ekonomik, ticari ve kültürel alanlarda işbirliğini destekleme ve güçlendirme yollarını araştırdıklarını belirtti.

Öte yandan bugün Trablus'a giderek Başkanlık Konseyi ve geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) yetkilileriyle görüşecek olan Yunanistan Dışişleri Bakanı, Hafter ile düzensiz göç ve deniz yetki alanları konularının yanı sıra ikili iş birliğini de görüştüğünü söyledi.

Bakanlığın resmi internet sitesinde yayınlanan açıklamada “Libya ile bizi ortak kökler ve tarih birleştiriyor, ayrıca uluslararası hukuka bağlılığımız ve Akdeniz'in halkları için barış ve refah dolu bir bölge olması konusundaki taahhüdümüz de bizi birbirimize bağlıyor” ifadeleri yer aldı.

gtyu7ı8
TM'nin önceki oturumundan bir kare (TM Başkanlığı)

Bu çerçevede Libya ile olan ‘sakin ilişkilerini’ sürdürme taahhüdünde bulunan Gerapetritis, yakın gelecekte bu ilişkilerin ilerlemesi için somut sonuçlar elde edilmesini umduğunu belirtti.

Deniz yetki alanlarının belirlenmesi

Yunanistan Dışişleri Bakanı'nın Libya’ya yaptığı ziyaret, Yunanistan'ın, Libya'nın münhasır ekonomik bölgesinin bir parçası olan Girit adasının güneyindeki ihtilaflı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama ruhsatları vermesine yanıt olarak Akile Salih başkanlığındaki TM'nin Libya ile Türkiye arasındaki deniz sınırlarının belirlenmesi anlaşmasını onaylamak üzere planlanan resmi oturumdan önce gerçekleşti.

Hafter ve TM tarafından desteklenen Usame Hammad liderliğindeki İstikrar Hükümeti Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan makamlarının bu bölgelerde sondaj ihalesi açtığını duyurması üzerine geçtiğimiz pazar günü Bingazi'deki Yunanistan Konsolosu Agapios Kalognomis'i çağırarak sözlü protestosunu iletmişti.

Abdulhamid ed-Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Dışişleri Bakanlığı da Yunanistan'ın bu hamlesini ‘Libya'nın egemenlik haklarının açık bir ihlali’ olarak değerlendirdi. Bakanlık, önceden yasal bir mutabakat sağlanmadan bu bölgelerdeki herhangi bir keşif ya da arama çalışmasına itiraz ettiğini belirterek ‘yapıcı diyalog ve müzakere yolunun adil ve hakkaniyetli çözümlere ulaşmak için tek seçenek’ olduğunu vurguladı.

Yunan yetkililer geçtiğimiz günlerde, ihtilaflı bölgede petrol ve doğalgaz arama ve sondaj çalışmaları yapmak üzere uluslararası şirketlerle sözleşme imzalamayı planladıklarını açıklamışlardı.

Libya ile Yunanistan arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi konusundaki anlaşmazlıklar 2004 yılına kadar uzanıyor. O yıl iki ülke arasında sınırların belirlenmesi için müzakereler başlamış, ancak Girit adasının güneyinde büyük doğalgaz rezervleri keşfedilince müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

Anlaşmazlıklar, 2019 yılı sonlarında UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin Türkiye ile Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına izin veren yeni anlaşmalar imzalamasıyla daha da derinleşti. Ankara, bu anlaşmaları önemli deniz bölgelerindeki haklarını genişletme çabaları kapsamında imzaladı.

Askeri düzey

Askeri düzeyde ise LUO Savaş Enformasyon Birimi, askeri birliklerinin güney sınırında, bölgedeki güvenlik operasyonları kapsamında Çadlı muhaliflerin silahlı bir grubunu hedef alan ve ‘başarılı bir askeri operasyon’ olarak nitelendirdiği bir operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, operasyonun söz konusu silahlı gruba büyük kayıplar verdirdiğini ve grup üyelerinden bazılarının esir aldığını belirtirken kara ve hava keşif birimlerinin ‘grubun geri kalanını takip etmeye devam ettiğini ve bölgedeki şüpheli hareketleri izlediğini’ kaydetti.

LUO Savaş Enformasyon Birimi, LUO’nun güney sınırlarını güvence altına alma görevini sürdürme ve ülkenin güvenliğini tehdit eden her türlü tehdide ve kaçakçılar, sınır ötesi suç çeteleri ve ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar vermeyi amaçlayan herkese kararlılıkla karşı koyacağını vurguladı.

LUO Savaş Enformasyon Birimi ayrıca güney sınırında güvenliği sağlama, sınırları koruma, kaçakçılıkla mücadele ve şüpheli hareketleri izleme gibi saha görevlerini yürüten kara kuvvetleri birimlerinin çöl devriyelerinin yaygınlaştırılmasına ilişkin bir video yayınladı.

Bir diğer gelişmede LUO Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Halid Hafter dün Mısır Askeri Akademisi'nin askeri komuta eğitimlerini bitiren subayları kabul ederken, akademik ve askeri eğitimine devam etmenin yanı sıra ‘yeterlilik ve disipline sahip, performans ve hazırlık düzeyini etkin bir şekilde yükseltebilecek lider kadrolar oluşturmanın’ önemini vurguladı.