Mısır’da müfredat dışı kitaplardaki fiyat artışı tartışma yarattı

Fiyatlar rekor seviyelere ulaştı.

Mısır Milli Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okul ziyaretlerinde bulundu. (Mısır Milli Eğitim Bakanlığı)
Mısır Milli Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okul ziyaretlerinde bulundu. (Mısır Milli Eğitim Bakanlığı)
TT

Mısır’da müfredat dışı kitaplardaki fiyat artışı tartışma yarattı

Mısır Milli Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okul ziyaretlerinde bulundu. (Mısır Milli Eğitim Bakanlığı)
Mısır Milli Eğitim Bakanı Rıza Hicazi okul ziyaretlerinde bulundu. (Mısır Milli Eğitim Bakanlığı)

Mısır’da önümüzdeki eylül sonunda başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılı için geri sayım başladı. Bununla birlikte geçen yıla göre yüzde 50’yi aşan zamlarla müfredat dışı kitapların fiyatları, sosyal paylaşım sitelerinde geniş tartışmalara yol açtı.

Mısır’daki öğrenciler özellikle son yıllarda, resmi ders kitaplarının yanı sıra basitleştirilmiş bir şekilde açıklamalar sağlayan özel kitaplara yöneldi.

Bazı sosyal paylaşım sitelerinde 2023-2024’te ders kitapları için belirlenen fiyatlar tepki topladı. Kitapların çoğunun ilk aşamada 100 cüneyh sınırını aştığı, hazırlık aşamasında İngilizce fen ve aritmetik gibi bilimsel konulardaki kitapların 300 cüneyhe yaklaştığı ve bazı lise kitaplarının 400 cüneyhi geçtiği kaydedildi.

Kahire’nin batısında bulunan 6 Ekim şehrindeki kütüphanelerden birinde çalışan Muhammed Eymen, Şarku’l Avsat’a şu açıklamalarda bulundu:

“Bu yılki yüksek fiyatlara rağmen yüksek talep var.  İnsanlar kitapların tükenmesinden korkuyor. Fiyat artışı var ancak veliler bu durumu biraz abartıyor. Tüm bunlar, bir kitabın fiyatında yaklaşık 50 ila 80 lira arasında bir artış marjı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.”

Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre sosyal medyada, ‘tüccarların açgözlülüğü’ ve ‘yabancı kitap mafyası’ gibi ifadeler bir süre dolaşımda kaldı. Kahire Ticaret Odaları Genel Birliği Kağıt Bölümü Başkanı Amr Hıdır, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, yeni akademik yıl için sunulan dış kitapların fiyatlarının yüksek olduğunu söyledi. Hıdır, Mısır’daki müfredat dışı kitapların, özellikle yerel endüstrinin yüzde 90’ını temsil eden şirketlerin (Masr Edfo-Quena Paper Industry) yerel olarak üretilmiş kağıt kullandığını ve yerel kağıdın fiyatının istikrarlı olduğunu söyledi. Ayrıca geçtiğimiz ocak ayının başından bu yana herhangi bir artış görmediğini kaydetti. Hıdır, “İthal kağıt, dünya standartlarına göre yüzde 30 azaldı. Bu yüzden kitap fiyatlarındaki artışın gerekçesini ya da artışın kağıt fiyatından kaynaklandığı argümanlarını dikkate almıyorum” dedi.

Hıdır, kitap fiyatlarının yüzde 65’ini kağıdın oluşturduğunu, yüzde 35’ini mürekkep ve baskı malzemelerinin oluşturduğunu da sözlerine ekledi. “Ancak fiyatlardaki artış devam ediyor. Tüm kitaplar gönderildikten sonra artış yüzdesi ölçülebilir. Son akademik yıla ait artış yüzdesi o dönemde doğru bir şekilde izlenebilir” ifadesini kullandı.

Fotoğraf Altı: Mısırlı sanatçı Nabil Al Halfawi müfredat dışı kitaplar sorununa dikkat çekti. (Twitter)
Mısırlı sanatçı Nabil Al Halfawi müfredat dışı kitaplar sorununa dikkat çekti. (Twitter)

Hıdır müfredat dışı kitap fiyatlarındaki bu artışa rağmen, özellikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl ders kitabı sayfa sayısının yaklaşık üçte bir oranında azaltmasıyla talebin artmasının beklendiğine dikkat çekti.

Hazırlık aşamasında iki çocuğu olan 36 yaşındaki Dina eş-Şafi şu açıklamada bulundu:

“Son akademik yılın ikinci yarısından bu yana müfredat dışı kitapların fiyatı önemli ölçüde arttı. Henüz yeni yıl kitaplarını almadım. Ancak, öğretmenler hemen hemen tüm konulardaki alıştırmaların yanı sıra açıklama için müfredat dışı kitaplara güveniyor. Mecburen bizde alacağız.”

Mısır Sanayi Federasyonu Baskı Odası’na göre yerel kağıt fiyatındaki artış, ocak ayında ton başına 900 ila 1300 cüneyh arasında değişiyor.



Hizbullah'ın askeri cephaneliği, Güney Lübnan'dan çekilmesiyle birlikte azalıyor

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
TT

Hizbullah'ın askeri cephaneliği, Güney Lübnan'dan çekilmesiyle birlikte azalıyor

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)
Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında Hizbullah mensupları (Arşiv – AP)

Lübnan hükümetinin önümüzdeki salı günü ‘silahların devletin elinde toplanmasını’ onaylamak için yaptığı çağrı, uzmanların, Ekim 2023 ile Kasım 2024 arasında İsrail ile yaşanan savaşın yanı sıra İsrail'in sürekli saldırıları ve Güney Litani bölgesindeki Hizbullah tesislerinin yıkılması nedeniyle aşındığını söylediği Hizbullah’a ait askeri cephanelik hakkında sorular gündeme getirdi.

Lübnan hükümeti, Hizbullah'ın Litani Nehri'nin güneyindeki askeri mevzilerinin çoğundan çekildiğini, tesislerinin ve fırlatma merkezlerinin yüzde 90'ından fazlasının yoğun İsrail saldırılarına maruz kaldığını ve Lübnan ordusunun diğer tesisleri de yıktığını söylüyor. Bu arada Hizbullah, askeri yeteneklerini tanıtmaya ve gerektiğinde savaşı genişletme tehdidinde bulunmaya devam ediyor.

Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)Mayıs 2023'te Güney Lübnan'da düzenlenen bir askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)

Şarku’l Avsat’a konuşan askeri uzmanlar, bu söylemin arkasında ‘Hizbullah’ın muharebe yapısındaki derin boşlukların ortaya çıktığına’ inanıyor. Uzmanlar, ‘Hizbullah'ın lojistik avantajlarını kaybettiği ve stratejik derinliğinin zedelendiği, İsrail'in gözetleme kabiliyetlerinin ise eşi benzeri görülmemiş seviyelere ulaştığı’ konusunda hemfikir.

Saha gerilemesine rağmen Hizbullah, İsrail'in derinlerine ulaşabilecek orta ve uzun menzilli füzelere sahip olduğunu vurgulamaya devam ediyor. Ancak saha gelişmeleri ciddi şüpheler uyandırıyor: Bu cephanelik halen etkili mi? Hava kontrolünün sıkı olduğu bir ortamda kullanılabilir mi?

Açıkta bulunan ve etkisiz hale getirilebilen füzeler

Uzmanların değerlendirmesine göre, bu füzeler fiilen hizmet dışı kalmış durumda. Emekli Tuğgeneral Halil el-Halu, ‘Hizbullah’ın kışkırtıcı söyleminin operasyonel kapasitesindeki büyük gerilemeyi gösterdiğini’ düşünüyor. Şarku’l Avsat’a konuşan el-Halu, “Bu tür füzeler, zaman ayarlı ekipmanlar ve sabit veya yarı sabit platformlar gerektirir; bu da onları İsrail hava gözetleme sistemleri için kolay hedefler haline getirir” dedi.

İsrail teknolojisinin üstünlüğü

El-Halu sözlerini şöyle sürdürdü: “Güney Lübnan artık fırlatma için güvenli bir ortam değil ve Bekaa Vadisi’nin kuzeyi de hassas vuruşlar aldı. Dolayısıyla, bu silahın ciddi bir saldırı görevi yerine getiremeyeceği kesinleşmiştir. Bu füzelerin bir kısmı kalmış olsa bile, yoğun hava gözetimi altında çalıştırılması, anında tespit edilmeden veya önleyici bir saldırıya maruz kalmadan ateşlenmesi imkânsız.”

İsrail hava savunma sistemi, Ağustos 2024'te İsrail'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını (İHA) etkisiz hale getirdi. (AFP)İsrail hava savunma sistemi, Ağustos 2024'te İsrail'in kuzeyinde Hizbullah'a ait bir insansız hava aracını (İHA) etkisiz hale getirdi. (AFP)

‘Tel Aviv'in insansız hava araçları (İHA), uydular ve biyometrik sensörlere dayanan, görsel ve termal sinyalleri analiz edebilen yapay zekâ sistemleriyle desteklenen üstün bir gözetim ağı geliştirdiğini’ belirten el-Halu, “Bu ağ, herhangi bir füze hareketi, fırlatıcıların nakliyesi veya platformların donatılması gibi adımları riskli hale getiriyor” dedi.

El-Halu, “İsrail, Demir Kubbe ile birlikte lazerle önleme teknolojilerini kullanmaya başladı. Bu da Hizbullah'ın kalan füze kapasitesinin etkinliğini azaltıyor ve silahlarını caydırıcı olmaktan çok bir yük haline getiriyor” ifadelerini kullandı.

Suriye artık güvenli bir geçit değil

Emekli Tuğgeneral Nizar Abdulkadir, Hizbullah'ın askeri gerçekliğini inkâr ettiğini ve uzun menzilli füze fırlatma tehditlerinin sahadaki gerçekliği yansıtmadığını vurguladı.

Abdulkadir, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi: “Hizbullah’ın füzelerini fırlatmak için Litani'nin güneyinde konuşlanmasına gerek olmadığını düşünüyordum. Bekaa'ya yönelik İsrail saldırıları bu yeteneğin ciddi şekilde kısıtlı olduğunu kanıtladı. Artık füzelerini açığa çıkmadan veya hedef alınmadan fırlatma esnekliği kalmadı.”

İsrail ordusu, kasım ayında Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait tanksavar füzeler de dahil olmak üzere pek çok mühimmat ele geçirdi. (AP)İsrail ordusu, kasım ayında Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait tanksavar füzeler de dahil olmak üzere pek çok mühimmat ele geçirdi. (AP)

Abdulkadir, “Suriye üzerinden kaçakçılık yolları felç oldu, kara geçişleri ve deniz limanları sıkı denetim altına alındı. Bu da füzelerin veya bunların üretim ekipmanlarının İsrail saldırılarına maruz kalmadan ülkeye sokulmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor” şeklinde konuştu.

Abdulkadir, Hizbullah'ın bugün ağır silahlarına sarılmasının ‘askeri yararından değil, siyasi sembolizminden kaynaklandığını’ düşünüyor ve “Cephaneliğin geri kalanı askeri amaçlarla kullanılmıyor, iç ve dış baskı aracı olarak kullanılıyor” diyor.

Cephanelikten geriye ne kaldı?

Birkaç gün önce İsrail Kuzey Komutanlığı'ndan gelen bir açıklama da dahil olmak üzere, birbiriyle kesişen askeri tahminler, füze cephaneliğinden geriye kalanların son savaşın patlak vermesinden önceki boyutunun yüzde 30'unu geçmediğini gösteriyor.

El-Halu, “Hizbullah artık herhangi bir saldırıyı püskürtmeyi amaçlayan yerel bir strateji kapsamında, önleyici saldırılar gerçekleştirmek yerine, hafif taşınabilir silahlar ve savunma zırhlarına karşı silahlar kullanıyor” dedi.

Caydırıcılıktan yük haline

Hizbullah’ın medyadaki söylemi değişmemiş olsa da güç dengeleri değişti. El-Halu ve Abdulkadir’e göre ‘on yıl önce Tel Aviv'i tehdit eden füze, bugün yapay zekanın merceği altında.’

Bu bağlamda el-Halu şu ifadeleri kullandı: “Hizbullah’ın Litani Nehri'nin güneyinden çekilme ve Lübnan'ın iç kesimlerinde askerî açıdan açık hale gelmesiyle birlikte saldırı başlatma kabiliyeti azaldı. Uzun menzilli füzeleri, artık bir enkaz gibidir. Ağır caydırıcı silahlara duyulan güven ise eskisi gibi bir güç kartı olmaktan çıkıp siyasi ve askeri bir yük haline geldi.”