Tunus-Türkiye organ mafyası ortaya çıkartıldı

Tunuslu yetkililer, 2018’den beri Tunus ve Türkiye arasında faaliyet gösteren organ kaçakçılığı ağını çökertti

Cerbe adasında gözetleme operasyonu sırasında Tunuslu bir güvenlik devriyesi. (AFP)
Cerbe adasında gözetleme operasyonu sırasında Tunuslu bir güvenlik devriyesi. (AFP)
TT

Tunus-Türkiye organ mafyası ortaya çıkartıldı

Cerbe adasında gözetleme operasyonu sırasında Tunuslu bir güvenlik devriyesi. (AFP)
Cerbe adasında gözetleme operasyonu sırasında Tunuslu bir güvenlik devriyesi. (AFP)

Tunuslu yetkililer, 2018’den beri Tunus ile Türkiye arasında faaliyet gösteren uluslararası bir organ kaçakçılığı mafyasını çökertti.

Güvenlik güçleri, organ mafyasının Tunus’un batısında yer alan Kasserine kentindeki faaliyetleri hakkında bilgi topladıktan sonra ağı çökertmeyi başardı.

Tunus Ulusal Muhafız yetkililerinin Şarku’l Avsat ile paylaştığı bilgilere göre, mafya lideri yabancı uyruklu ve ülke dışında yaşıyor. Organ mafyasının lideri, dört Tunuslu ve bir yabancı aracı tarafından destekleniyor.

Tunus Ulusal Muhafız yetkilileri, çeteyle bağlantısı tespit edilen dört kişinin ve daha önce organ kaçakçılığı nedeniyle ülkeden kovulan üç kişinin tutuklandığını belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Tunus Afrika Haber Ajansı’ndan aktardığı habere göre Kasserine Mahkemesi yargıcı organ mafyasının, başka bir ülkeyle bağlantıları olduğunu açıkladı. Ajansa göre yargıç, mafyanın para transferini durdurdu.

Ajans tarafından adli kaynaklara dayandırılarak yayınlanan bilgilere göre, organ mafyası Türk-Tunus çifte vatandaşlığı olan taraflarca yönetiliyor. Ayrıca kurbanların sosyal ağlar aracılığıyla cezbettikleri; bu kişilerin yaklaşık 8 bin ila 10 bin dolar arasında değişen meblağlar karşılığında ameliyat olmak üzere Türkiye’ye gönderildikleri aktarıldı.

Türkiye ve Tunus arasında ortaya çıkartılan organ kaçakçılığının Türkiye ayağı konusunda ise bir açıklama yapılmadı. Türkiye’de geçtiğimiz aylarda organ kaçakçılığına yönelik operasyonlar yapılmıştı.

Şarku’l Avsat’ın Türkiye basınından edindiği bilgilere göre  İstanbul Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri 15 ve 31 Mart’ta yasadışı organ ve doku ticaretine yönelik çok yönlü iki farklı operasyon gerçekleştirmişti. Hem organ ticareti yapanlar hem de nakil için anlaşanların yakalandığı operasyonun ilki 22 Mart’ta “amca-yeğen” olduklarını iddia eden Suudi Arabistan uyruklu donör A.K.A.A.ve alıcı A.N.A.A.’nın böbrek nakli olmak için özel bir hastaneye başvurmasıyla ortaya çıktı. Sözde amca-yeğenin müracaat evraklarını şaibeli bulan hastane yetkilileri, durumu polise bildirdi.

Satıcı ile alıcı “amca-yeğen” gibi gösterildi

Emniyet ekiplerince evraklar üzerinde titiz çalışma gerçekleştirildi, ibraz edilen evrakların sahte olabileceği değerlendirildi. Olayla ilgili detaylı çalışma yürüten polis, araştırmalarda, A.K.A.A. olarak tanıtılan kuşkulu kişinin, böbrek alıcısı A.N.A.A.’ nın gerçek yeğeni olmadığı, asıl yeğenin pasaportu üzerine Tunus uyruklu F.H.’nın fotoğrafının yapıştırılarak “yeğeni” gibi gösterildiği anlaşıldı. Alıcı ve satıcı arasında herhangi bir kan bağı bulunmadığını tespit eden polis, şüphelilerin bu işlemler için 10 bin dolar karşılığında anlaştıklarını ortaya çıkardı. Yapılan çalışmaların ardından 28 Mart’ta düzenlenen operasyon sonucu, Suudi Arabistan uyruklu alıcı A.N.A.A. ile bu şahsın ağabeyi Suudi Arabistan uyruklu Abdurrahman A.A., gerçek yeğeni Suudi Arabistan uyruklu A.K.A.A. ve Tunus uyruklu donör F.H. yakalanarak gözaltına alındı. Yakalanan 4 şüpheli, polisteki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol hükümleri uyarınca salıverildi.

Organ nakli için sunulan 28 sayfalık belgenin 21’i sahte çıktı

Yine 22 Mart’ta organ ticareti suçlarına yönelik yürütülen bir başka soruşturmada ise Burkina Faso uyruklu alıcı J.M.O. ve kendini bu kişinin “yeğeni” olarak gösteren Burkina Faso uyruklu Y.T.’nin özel bir hastaneye organ nakli olmak için başvurdukları anlaşıldı. Polis tarafından yapılan incelemelerde, alıcı ve satıcının müracaat evrakları ve belgeleri tek tek incelendi. 28 sayfalık resmi belgenin 21 tanesinde sahte mühür ve pul olduğu, kuşkulu kişilerin aralarında herhangi bir kan bağı olmadığı tespit edildi. Şüphelilerin böbrek nakli için 4 bin avro karşılığında anlaştıklarını belirleyen polis, düzenlenen operasyon ile söz konusu Afrikalıları gözaltına aldı. “Resmi Belgede Sahtecilik”, “Organ” ve “Doku Ticareti” yapmak suçlarından işlem yapılan ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden Burkina Faso uyruklu donör Y.T. tutuklandı. Böbreğini satan Y.T. cezaevine gönderilirken, Burkina Faso uyruklu alıcı J.M.O. ise serbest bırakıldı.



İskoçya Başbakanı Gazze'deki durumu “soykırım” olarak nitelendirdi

Gazze şehrindeki bir aşevinden yiyecek almak için mücadele eden Filistinliler (Reuters)
Gazze şehrindeki bir aşevinden yiyecek almak için mücadele eden Filistinliler (Reuters)
TT

İskoçya Başbakanı Gazze'deki durumu “soykırım” olarak nitelendirdi

Gazze şehrindeki bir aşevinden yiyecek almak için mücadele eden Filistinliler (Reuters)
Gazze şehrindeki bir aşevinden yiyecek almak için mücadele eden Filistinliler (Reuters)

İskoçya Başbakanı John Swinney, Edinburgh Sanat Festivali'nde (Fringe) defalarca sahnelenen bir gösterinin Filistin yanlısı protestocular tarafından boykot edilmesinin ardından yaptığı açıklamada Gazze'de devam eden krizi ‘soykırım’ olarak nitelendirdi.

Polis, Edinburgh'daki The Stand Comedy Club’a çağrıldı. İngiliz haber ajansı PA Media'ya göre Başbakan Swinney komedyen Susan Morrison ile yaptığı sohbet sırasında altı farklı protestocu grubu tarafından yedi kez protesto etti.

Protestocular, Swinney’e Gazze Şeridi’ndeki krizi soykırım olarak nitelendirmesini ve devletin silah şirketlerine sağladığı finansmanı durdurmasını istedi.

Etkinlik sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Başbakan Swinney, “Filistin'de bir soykırım yaşandığı çok açık. Bunu inkar etmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Swinney, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Korkunç soykırım niteliğindeki zulümlere dair raporları gördüm. Bunu ifade ettim, ama belli ki bu mesaj herkese ulaşmadı, ama benim hissettiğim bu.”

İskoç hükümeti, mühimmat üretimini doğrudan finanse etmemesine rağmen, silah üreten şirketlerdeki mesleki eğitim programlarına fon sağladığı için yoğun eleştirilere maruz kaldı.

Etkinlik boyunca, izleyiciler arasında bulunan protestocu gruplar, üzerinde ‘soykırım’ yazan pankartlar taşıyarak Başbakan Swinney’i protesto etti.

Etkinlik devam ederken, gruplar daha da güçlendi ve iki grup aynı anda ayağa kalkarak Başbakana öfkeyle ‘Soykırım olarak nitelendirin’ diye bağırıp sloganlar attı.

Güvenlik ekibinin üyeleri, protestocuların Sweeney'e yaklaşmasını engellemek için sahnenin önüne adeta duvar ördü. Ardından protestocuları uzaklaştırmak için üniformalı üç polis memuru olay yerine geldi.