Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?
TT

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Menaf Saad

Bazı sosyal medya hesapları, kimliği belirsiz Suriyeli bir grup tarafından yapılan açıklamayı yayınladı. Kendisine 10 Ağustos Hareketi adını veren grup, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e seslenerek kendisini ekonomi, yaşam ve hizmet düzeylerinde acil reformlar yapmaya çağırdı. 2011'de Suriye'de yaşananların tekrarlanmaması ve hükümete sadık tarafların bu grubun herhangi bir dış tarafça desteklendiğini iddia etmemesi için şiddet veya protesto ilkesini reddettiklerini bildirdi.

Bu açıklamanın güvenilirliğinden şüphe duyan birçok kişi, bu açıklamaların Suriye makamlarının ülkenin son aylarda yaşadığı ekonomik çöküş ve Suriye lirasının değer kaybetmesi nedeniyle yaşadığı derin gerilimi azaltmak için yaptığı bir ‘rahatlatma’ olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Açıklamanın yayınlanmasının bir gün ardından, Banyas, Cebele, Tartus ve Lazkiye sokaklarında 10 Ağustos Hareketi imzalı basılmış bildiriler bulundu. Üzerlerinde “Her mezhepten Suriye halkı bu kadar aşağılamanın yeterli olduğunu söylüyor. Suriye halkının geleceği sizin elinizde bir oyun değil” ifadeleri yer aldı.

Bildirilerin atıldığı tüm şehirlerde Alevi / Nusayri çoğunluk vardı. Lazkiye'deki Rus hava üslerinden ve Suriye kıyısındaki Tartus'taki deniz üslerinden kilometrelerce uzakta bulunuyordu.

Bu sırada kendilerini “Özgür Alevi Subaylar Hareketi” olarak adlandıran bir grup da açıklama yayınladı. Açıklama sahipleri, Suriye kıyılarındaki köylerden, bilhassa Devlet Başkanı Hafız Esed’in ailesinin memleketi olan Kardaha'dan konuştuklarını söylüyordu.

Söz konusu iki açıklamanın birbiriyle bağlantılı olup olmadığı bilinmiyor. Özgür Alevi Subaylar Hareketi İran’ın Suriye’den çekilmesi, geçiş adaletinin kurulması, savaş suçlularının, ‘kan ve din’ tüccarları sorumlu tutulması talebinde bulunurken 10 Ağustos Hareketi ise siyasi taleplere değinmedi. Bu açıklamaların ülke dahilinden mi yoksa ülke haricinden mi yapıldığı da bilinmiyor. Söz konusu iki açıklama da 10 yıl önce Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 12'sini oluşturan Alevi nüfusa hitap ediyordu.

10 Ağustos Hareketi’nin açıklamasından günler önce, aktivist Lama Abbas yayınladığı bir video kaydında insanlardan sokaklara çıkıp ekonomiyi ve yaşam koşullarını protesto etmelerini istedi. Alevi/Nusayrî ve rejim yandaşı olmasına rağmen güvenlik yetkilileri kendisini tutuklamaya çalıştı. Ancak mahkemeden izin almadıkları için onları kovan Abbas, tutuklanma girişimini kaydederek Facebook'ta yayınladı.

Ebû Şuayb Muhammed b. Nusayr en-Nemîrî (ö.883) tarafından 9. yüzyılda kurulan Nusayrîliğin kutsal metni Kitâbu’l-Mecmû’dur.

Türkiye’deki Türkmen ve Kürt Aleviler’den farklı olarak Nusayrîler, Lübnan'da Şii İmam Musa Sadr'ın 1973'te yayınladığı bir fetvada belirtildiği üzere Şii Müslümanlardan ayrılarak kurulan küçük bir mezhep sayılıyor. Arap Aleviler olarak da anılan Nusayrîler Türkiye’nin Adana ve Hatay illerinde, Lübnan’ın kuzeyinde ve yoğunlukla da Suriye’de yaşayan Nusayrîlerin Suriye tarihinde özellikle de Fransız mandası döneminde (1925-1946) birçok dini ve siyasi lider çıkarttığı biliniyor. Ancak 1970 yılında Hafız Esed’in düzenlediği askerî darbe sonrası Mahluf aşireti ve Esed aşireti arasındaki evlilikler nedeniyle Alevî liderlerin ve figürlerin çoğu sahneden silindi.

Baba Esed, saltanatı boyunca tüm Arap Alevilerin ilk ve son referansı oldu. 1984'teki başarısız darbe girişiminin ardından tecrit edilip ülke dışına sürgün edilen Muhafız Alayı komutanı kardeşi Rıfat haricinde kimse onunla boy ölçüşüp rekabet edemedi.

Annesinin cenazesine katılmak için döndüğü 1992 yılına kadar sürgünde kalan Rıfat Esed, ağabeyinin yönetiminin son yıllarında ülkeye geri dönüp yeniden yurtdışına çıktı. 1992'de memleketi Kardaha'ya gittiğinde, bazı Aleviler “lider Rıfat” lakaplı bu kişiyi karşılamak üzere ateş açmaya kalkıştı. Bazıları ise onun Hafız Esed’in en büyük oğlu Basil'in 1994'te ölümü ardından Suriye'nin gelecekteki başkanı olacağını düşündü. Ancak Beşşar Esed’in 2000 yılında başkanlığa katılımı, onu ve destekçilerini önledi.

csdv
Rıfat Esed’in arşiv fotoğrafı (AP)

Rıfat zaman geçtikçe yaşlandığı ve sadakat kazanmak için büyük meblağlar ödeyemediği için Alevi köylerinde unutuldu. Nüfuzu ve kabiliyetlerindeki düşüşün en büyük kanıtı, 2022'de Suriye'ye dönmesi ardından son yıllarını her türlü siyasi, askeri ve partizan faaliyetten uzak, sessizlik içinde geçirmesidir.

aswef
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni Rami Mahluf

Beşşar Esed 23 sene önce iktidara geldiğinden bu yana, Alevi mezhebinin ana destekçisi ve Alevilere en çok işveren haline gelen kuzeni iş insanı Rami Mahluf'un gerek sahibi olduğu Syriatel" şirketinde, gerek ise Şam'daki ekonomik projelerde rolü arttı. Ancak savaştan önce binlerce Alevinin istihdam edildiği, askeri bir milis gücüne dönüştüren Al Bustan Yardım Derneği kuruldu. Derneğin üyeleri 2011 itibariyle rejimi savunmak için silaha sarıldı.

Rami Mahluf’un rolü, ekonomik ve sosyal düzeylerde büyük ölçüde arttı. Silahlı milisler ve onu satın alan bir siyasi parti (Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi) ile güçlü ekonomik kurumları mevcut hale geldi. Mahluf ailesinin tarihsel olarak bu partiye mensup olduğu biliniyor.

2020'de aniden Rami Mahluf fenomeninin ortadan kaldırılmasına karar verildi. Parasına el konulurken partisi ise feshedildi. Al Bustan Derneği’ne el konurken Mahluf ise zengin ve nüfuzlu bir iş adamından basit bir Facebook karakterine dönüştü. Ara sıra videolar yayınlayan Mahluf, daha çok dini ve ahlaki vaazlar veriyor.

O tarihin ardından Alevi bölgeleri ise korkunç bir ekonomik çöküşe, Mahluf'un yokluğundan kaynaklanan mali boşluğa tanık oldu.

Buna karşılık Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma'nın rolü pekişti. Bir dizi Arap ülkesindeki resmi gezilerinde Esed’e eşlik eder hale geldi. Oğlunun bir Rus üniversitesinden mezuniyeti sırasında Moskova'da önde gelen bir gazeteci yer aldı.

xad
Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma Esed, 12 Ağustos'ta Şam'da bir konuşma yaparken (Suriye Devlet Başkanlığı)

Çeşitli yönleriyle devlet kurumları, Baas Partisi ve bakanlıklar, Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma’ya odaklanmaya başladı. Suriye başkentindeki bir Arap diplomatın ifade ettiğine göre, kendisi Suriye başkanlığının önde gelen bir parçası haline geldi.

Suriye'nin merkezindeki Humus'tan İngiltere'ye göç eden Sünni bir aileye mensup Esma, geniş bir siyasi ve ekonomik nüfuz ağına sahip. En son yangınlardan etkilenen yukarı kırsal kesime olmak üzere farklı bölgelere bireysel saha gezileri yapıyor.

Savaş, derin bir yoksulluk içinde olan Aleviler de dahil olmak üzere tüm Suriyelileri etkiledi, savaş başladığından bu yana binlerce Suriyeli öldürüldü. Ölü sayısını belirlemek için nüfus sayımı yapılmadı. Savaş, Sünni şehir ve köylerinde binlerce genç erkek, kadın, yaşlı ve çocuğun hayatına mal oldu. Nüfusun yarısı evlerinden edildi. Yaklaşık 8 milyon mülteci ve sığınmacı ülke dışına çıktı.

Aleviler arasından ise ordu, milis grupları ve silahlı tugaylar gibi yardımcı güçlere bağlı oldukları bilinen 18-40 yaşları arasındaki gençler öldürüldü. Bugün ocağı sönmemiş bir Alevi köyü ve bir veya birden fazla çocuğunu kaybetmemiş bir Alevi aile mevcut değil.

csdf
Suriye ordusundan ölen birinin Lazkiye'deki cenazesi (internet)

Alevi Nusayrîler, Esed gittiği taktirde kendileri ve çocuklarını belirsiz bir geleceğin bekleyeceği korkusuyla Esed’e sadık kaldılar. Zirâ 2011’deki devrimin sloganlarından birinin “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut'a” olduğunu asla unutmadılar. Muhalifler ise bu sloganlarının gerçekliğini sorguluyor ve rejim tarafından Nusayrîleri muhalefetten uzak tutmak üretildiği düşünülüyor.

Yandaşlar, muhalefet gruplarının kendilerine güvence vermediğini, hatta bir mezhep olarak kendilerine yönelik sık sık saldırılar düzenleneceği korkusunu artırdığına inanıyor. Bu yönde Müslüman Kardeşler’i, en-Nusra Cephesi (Heyetu Tahriru'ş Şam) veya DEAŞ gibi diğer radikal İslamcı örgütleri örnek veriyorlar.

Bu, muhalefette Alevi figürlerin olmayışını, 2011 öncesi eleştirel duruşlarıyla tanınan Alevi isimlerin muhalefete girmeyi reddetmesini açıklıyor.

Ancak Alevi Nusayrî çoğunluk, iktidardaki rejime verdikleri destek için herhangi bir ödül almadıkları gibi bugün durumlarının neredeyse bugüne dek Suriye’deki en kötü durum olduğunu görüyor. Bu desteği daha ziyade milli görev olarak kabul ediyorlar. Bir mezhep olarak kendilerini savunmak için silaha sarılacakları, aksi takdirde muhalefet tarafından soykırıma tabi tutulacakları söyleniyor.

Nitekim Alevilerin yaşam koşulları son yıllarda oldukça kötüleşti. Zirâ dolar karşısında değeri 14 bine ulaşan Suriye lirası, savaş başladığından bu yana en düşük değerde. Alevi Nusayrî, Hristiyan veya Sünnilerden bir devlet memurunun maaşı sağlık, okul, ısınma ve elektrik gibi temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz hale geldi.

Tüm Suriye coğrafyasında elektrik düzenlemeleri yoğunlaşıyor. Ancak Şam’da durağanlık mevcut. Elektriğe üç saat ulaşım ile üç saat kesinti ve elektriğe iki saat ulaşım ve üç saat kesinti arasında değişiklik gösteriyor.

Lazkiye ve çevresinde yani ülkenin kuzeybatısında yer alan Alevi bölgelerinde ise soğuk kış aylarında ve bunaltıcı yazlarda düzenleme saatleri tam günü aştı. Geçimlerini sağlayacak başka yolları bulunmuyor. Köylerinde iş fırsatları veya üniversiteler yer almazken daha iyi bir gelecek için umutları da mevcut değil.

Tüm bunlar onlar için kabul edilebilir aralıkta. Ancak Alevilerin karşı çıkmaya başladıkları şey ise ülkenin içine düştüğü durumdan ve başlarına gelen felaketlerden kendilerinin sorumlu tutulması.

* Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Husiler Dhamar hava sahasında ABD İHA’sının düşürüldüğünü duyurdu

ABD'nin MQ-9 insansız hava aracı (AP)
ABD'nin MQ-9 insansız hava aracı (AP)
TT

Husiler Dhamar hava sahasında ABD İHA’sının düşürüldüğünü duyurdu

ABD'nin MQ-9 insansız hava aracı (AP)
ABD'nin MQ-9 insansız hava aracı (AP)

Yemen'deki Husiler, bugün (Pazartesi) yaptığı açıklamada, ABD'ye ait bir MQ-9 insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü açıkladı. Açıklamada, Sana'nın güneyindeki “Dhamar vilayetinin hava sahasında düşmanca görevler” yürüttüğü sırada karadan havaya füze ile vurulduğu belirtildi.

Husi askeri sözcüsü Yahya Seri bugün “X” platformundaki hesabından yayınladığı açıklamada, “Dhamar vilayeti hava sahasında düşürülen İHA bir hafta içinde üçüncü, Gazze'ye destek operasyonlarının başlamasından bu yana ise onuncu (10) İHA oldu” ifadelerini kullandı.

Seri, “Güçlerimiz ve kararlı halkımız karada ve denizde nitelikli operasyonlarla Filistin halkının zaferini desteklemeye devam edecektir” dedi.

Husi askeri sözcüsü, operasyonlarının “saldırganlık durana ve Gazze'deki Filistin halkı üzerindeki kuşatma kaldırılana kadar devam edeceğini” belirtti.