Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?
TT

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Suriye’de Alevi Nusayri hareketliliğinin sebepleri neler?

Menaf Saad

Bazı sosyal medya hesapları, kimliği belirsiz Suriyeli bir grup tarafından yapılan açıklamayı yayınladı. Kendisine 10 Ağustos Hareketi adını veren grup, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’e seslenerek kendisini ekonomi, yaşam ve hizmet düzeylerinde acil reformlar yapmaya çağırdı. 2011'de Suriye'de yaşananların tekrarlanmaması ve hükümete sadık tarafların bu grubun herhangi bir dış tarafça desteklendiğini iddia etmemesi için şiddet veya protesto ilkesini reddettiklerini bildirdi.

Bu açıklamanın güvenilirliğinden şüphe duyan birçok kişi, bu açıklamaların Suriye makamlarının ülkenin son aylarda yaşadığı ekonomik çöküş ve Suriye lirasının değer kaybetmesi nedeniyle yaşadığı derin gerilimi azaltmak için yaptığı bir ‘rahatlatma’ olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Açıklamanın yayınlanmasının bir gün ardından, Banyas, Cebele, Tartus ve Lazkiye sokaklarında 10 Ağustos Hareketi imzalı basılmış bildiriler bulundu. Üzerlerinde “Her mezhepten Suriye halkı bu kadar aşağılamanın yeterli olduğunu söylüyor. Suriye halkının geleceği sizin elinizde bir oyun değil” ifadeleri yer aldı.

Bildirilerin atıldığı tüm şehirlerde Alevi / Nusayri çoğunluk vardı. Lazkiye'deki Rus hava üslerinden ve Suriye kıyısındaki Tartus'taki deniz üslerinden kilometrelerce uzakta bulunuyordu.

Bu sırada kendilerini “Özgür Alevi Subaylar Hareketi” olarak adlandıran bir grup da açıklama yayınladı. Açıklama sahipleri, Suriye kıyılarındaki köylerden, bilhassa Devlet Başkanı Hafız Esed’in ailesinin memleketi olan Kardaha'dan konuştuklarını söylüyordu.

Söz konusu iki açıklamanın birbiriyle bağlantılı olup olmadığı bilinmiyor. Özgür Alevi Subaylar Hareketi İran’ın Suriye’den çekilmesi, geçiş adaletinin kurulması, savaş suçlularının, ‘kan ve din’ tüccarları sorumlu tutulması talebinde bulunurken 10 Ağustos Hareketi ise siyasi taleplere değinmedi. Bu açıklamaların ülke dahilinden mi yoksa ülke haricinden mi yapıldığı da bilinmiyor. Söz konusu iki açıklama da 10 yıl önce Suriye nüfusunun yaklaşık yüzde 12'sini oluşturan Alevi nüfusa hitap ediyordu.

10 Ağustos Hareketi’nin açıklamasından günler önce, aktivist Lama Abbas yayınladığı bir video kaydında insanlardan sokaklara çıkıp ekonomiyi ve yaşam koşullarını protesto etmelerini istedi. Alevi/Nusayrî ve rejim yandaşı olmasına rağmen güvenlik yetkilileri kendisini tutuklamaya çalıştı. Ancak mahkemeden izin almadıkları için onları kovan Abbas, tutuklanma girişimini kaydederek Facebook'ta yayınladı.

Ebû Şuayb Muhammed b. Nusayr en-Nemîrî (ö.883) tarafından 9. yüzyılda kurulan Nusayrîliğin kutsal metni Kitâbu’l-Mecmû’dur.

Türkiye’deki Türkmen ve Kürt Aleviler’den farklı olarak Nusayrîler, Lübnan'da Şii İmam Musa Sadr'ın 1973'te yayınladığı bir fetvada belirtildiği üzere Şii Müslümanlardan ayrılarak kurulan küçük bir mezhep sayılıyor. Arap Aleviler olarak da anılan Nusayrîler Türkiye’nin Adana ve Hatay illerinde, Lübnan’ın kuzeyinde ve yoğunlukla da Suriye’de yaşayan Nusayrîlerin Suriye tarihinde özellikle de Fransız mandası döneminde (1925-1946) birçok dini ve siyasi lider çıkarttığı biliniyor. Ancak 1970 yılında Hafız Esed’in düzenlediği askerî darbe sonrası Mahluf aşireti ve Esed aşireti arasındaki evlilikler nedeniyle Alevî liderlerin ve figürlerin çoğu sahneden silindi.

Baba Esed, saltanatı boyunca tüm Arap Alevilerin ilk ve son referansı oldu. 1984'teki başarısız darbe girişiminin ardından tecrit edilip ülke dışına sürgün edilen Muhafız Alayı komutanı kardeşi Rıfat haricinde kimse onunla boy ölçüşüp rekabet edemedi.

Annesinin cenazesine katılmak için döndüğü 1992 yılına kadar sürgünde kalan Rıfat Esed, ağabeyinin yönetiminin son yıllarında ülkeye geri dönüp yeniden yurtdışına çıktı. 1992'de memleketi Kardaha'ya gittiğinde, bazı Aleviler “lider Rıfat” lakaplı bu kişiyi karşılamak üzere ateş açmaya kalkıştı. Bazıları ise onun Hafız Esed’in en büyük oğlu Basil'in 1994'te ölümü ardından Suriye'nin gelecekteki başkanı olacağını düşündü. Ancak Beşşar Esed’in 2000 yılında başkanlığa katılımı, onu ve destekçilerini önledi.

csdv
Rıfat Esed’in arşiv fotoğrafı (AP)

Rıfat zaman geçtikçe yaşlandığı ve sadakat kazanmak için büyük meblağlar ödeyemediği için Alevi köylerinde unutuldu. Nüfuzu ve kabiliyetlerindeki düşüşün en büyük kanıtı, 2022'de Suriye'ye dönmesi ardından son yıllarını her türlü siyasi, askeri ve partizan faaliyetten uzak, sessizlik içinde geçirmesidir.

aswef
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in kuzeni Rami Mahluf

Beşşar Esed 23 sene önce iktidara geldiğinden bu yana, Alevi mezhebinin ana destekçisi ve Alevilere en çok işveren haline gelen kuzeni iş insanı Rami Mahluf'un gerek sahibi olduğu Syriatel" şirketinde, gerek ise Şam'daki ekonomik projelerde rolü arttı. Ancak savaştan önce binlerce Alevinin istihdam edildiği, askeri bir milis gücüne dönüştüren Al Bustan Yardım Derneği kuruldu. Derneğin üyeleri 2011 itibariyle rejimi savunmak için silaha sarıldı.

Rami Mahluf’un rolü, ekonomik ve sosyal düzeylerde büyük ölçüde arttı. Silahlı milisler ve onu satın alan bir siyasi parti (Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi) ile güçlü ekonomik kurumları mevcut hale geldi. Mahluf ailesinin tarihsel olarak bu partiye mensup olduğu biliniyor.

2020'de aniden Rami Mahluf fenomeninin ortadan kaldırılmasına karar verildi. Parasına el konulurken partisi ise feshedildi. Al Bustan Derneği’ne el konurken Mahluf ise zengin ve nüfuzlu bir iş adamından basit bir Facebook karakterine dönüştü. Ara sıra videolar yayınlayan Mahluf, daha çok dini ve ahlaki vaazlar veriyor.

O tarihin ardından Alevi bölgeleri ise korkunç bir ekonomik çöküşe, Mahluf'un yokluğundan kaynaklanan mali boşluğa tanık oldu.

Buna karşılık Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma'nın rolü pekişti. Bir dizi Arap ülkesindeki resmi gezilerinde Esed’e eşlik eder hale geldi. Oğlunun bir Rus üniversitesinden mezuniyeti sırasında Moskova'da önde gelen bir gazeteci yer aldı.

xad
Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma Esed, 12 Ağustos'ta Şam'da bir konuşma yaparken (Suriye Devlet Başkanlığı)

Çeşitli yönleriyle devlet kurumları, Baas Partisi ve bakanlıklar, Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma’ya odaklanmaya başladı. Suriye başkentindeki bir Arap diplomatın ifade ettiğine göre, kendisi Suriye başkanlığının önde gelen bir parçası haline geldi.

Suriye'nin merkezindeki Humus'tan İngiltere'ye göç eden Sünni bir aileye mensup Esma, geniş bir siyasi ve ekonomik nüfuz ağına sahip. En son yangınlardan etkilenen yukarı kırsal kesime olmak üzere farklı bölgelere bireysel saha gezileri yapıyor.

Savaş, derin bir yoksulluk içinde olan Aleviler de dahil olmak üzere tüm Suriyelileri etkiledi, savaş başladığından bu yana binlerce Suriyeli öldürüldü. Ölü sayısını belirlemek için nüfus sayımı yapılmadı. Savaş, Sünni şehir ve köylerinde binlerce genç erkek, kadın, yaşlı ve çocuğun hayatına mal oldu. Nüfusun yarısı evlerinden edildi. Yaklaşık 8 milyon mülteci ve sığınmacı ülke dışına çıktı.

Aleviler arasından ise ordu, milis grupları ve silahlı tugaylar gibi yardımcı güçlere bağlı oldukları bilinen 18-40 yaşları arasındaki gençler öldürüldü. Bugün ocağı sönmemiş bir Alevi köyü ve bir veya birden fazla çocuğunu kaybetmemiş bir Alevi aile mevcut değil.

csdf
Suriye ordusundan ölen birinin Lazkiye'deki cenazesi (internet)

Alevi Nusayrîler, Esed gittiği taktirde kendileri ve çocuklarını belirsiz bir geleceğin bekleyeceği korkusuyla Esed’e sadık kaldılar. Zirâ 2011’deki devrimin sloganlarından birinin “Aleviler tabuta, Hıristiyanlar Beyrut'a” olduğunu asla unutmadılar. Muhalifler ise bu sloganlarının gerçekliğini sorguluyor ve rejim tarafından Nusayrîleri muhalefetten uzak tutmak üretildiği düşünülüyor.

Yandaşlar, muhalefet gruplarının kendilerine güvence vermediğini, hatta bir mezhep olarak kendilerine yönelik sık sık saldırılar düzenleneceği korkusunu artırdığına inanıyor. Bu yönde Müslüman Kardeşler’i, en-Nusra Cephesi (Heyetu Tahriru'ş Şam) veya DEAŞ gibi diğer radikal İslamcı örgütleri örnek veriyorlar.

Bu, muhalefette Alevi figürlerin olmayışını, 2011 öncesi eleştirel duruşlarıyla tanınan Alevi isimlerin muhalefete girmeyi reddetmesini açıklıyor.

Ancak Alevi Nusayrî çoğunluk, iktidardaki rejime verdikleri destek için herhangi bir ödül almadıkları gibi bugün durumlarının neredeyse bugüne dek Suriye’deki en kötü durum olduğunu görüyor. Bu desteği daha ziyade milli görev olarak kabul ediyorlar. Bir mezhep olarak kendilerini savunmak için silaha sarılacakları, aksi takdirde muhalefet tarafından soykırıma tabi tutulacakları söyleniyor.

Nitekim Alevilerin yaşam koşulları son yıllarda oldukça kötüleşti. Zirâ dolar karşısında değeri 14 bine ulaşan Suriye lirası, savaş başladığından bu yana en düşük değerde. Alevi Nusayrî, Hristiyan veya Sünnilerden bir devlet memurunun maaşı sağlık, okul, ısınma ve elektrik gibi temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamak için yetersiz hale geldi.

Tüm Suriye coğrafyasında elektrik düzenlemeleri yoğunlaşıyor. Ancak Şam’da durağanlık mevcut. Elektriğe üç saat ulaşım ile üç saat kesinti ve elektriğe iki saat ulaşım ve üç saat kesinti arasında değişiklik gösteriyor.

Lazkiye ve çevresinde yani ülkenin kuzeybatısında yer alan Alevi bölgelerinde ise soğuk kış aylarında ve bunaltıcı yazlarda düzenleme saatleri tam günü aştı. Geçimlerini sağlayacak başka yolları bulunmuyor. Köylerinde iş fırsatları veya üniversiteler yer almazken daha iyi bir gelecek için umutları da mevcut değil.

Tüm bunlar onlar için kabul edilebilir aralıkta. Ancak Alevilerin karşı çıkmaya başladıkları şey ise ülkenin içine düştüğü durumdan ve başlarına gelen felaketlerden kendilerinin sorumlu tutulması.

* Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Suudi Veliaht Prensi: Filistin devleti olmadan İsrail ile ilişki kurulamaz

Suudi Veliaht Prensi Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)
TT

Suudi Veliaht Prensi: Filistin devleti olmadan İsrail ile ilişki kurulamaz

Suudi Veliaht Prensi Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)
Suudi Veliaht Prensi Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz bugüngünü yaptığı açıklamada, Filistin davasının ülkesinin dikkatinin ön saflarında yer aldığını yineleyerek, Riyad'ın İsrail işgal otoritesinin Filistin halkına karşı işlediği suçları reddettiğini ve güçlü bir şekilde kınadığını vurguladı.

Suudi Arabistan'ın başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik yorulmak bilmeyen çalışmalarını durdurmayacağını ve bu olmadan İsrail'le diplomatik ilişkiler kurmayacağını vurguladı. Filistin devletini uluslararası meşruiyete uygun olarak tanıyan ülkelere teşekkür etti ve diğer ülkeleri de benzer adımlar atmaya çağırdı.

Bu konuşma, İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz adına Şura Konseyi'nin dokuzuncu oturumunun ilk yıl çalışmalarını açtığı ve yıllık kraliyet konuşmasını yaptığı sırada gerçekleşti. Konsey Başkanı ve üyeleri, önünde yemin ettikten sonra kendisiyle hatıra fotoğrafı çektirme imkânı buldu.

Prens Muhammed bin Salman şunları söyledi: “Şura Konseyi'nin yeni bir oturumunun eşiğindeyken, gözetim işlevlerinin yanı sıra onaylanan strateji ve planların uygulanmasını sürekli olarak takip etmesinin ve devlet kurumlarının performansının iyileştirilmesindeki rolünün ve düzenlemelerin geliştirilmesi ve modernize edilmesindeki etkin rolünün önemini vurguluyoruz.” “Krallığın 2030 Vizyonu'nun lansmanından bu yana, vatandaş bizim odak noktamız olmuştur, çünkü onun temel direği ve hedefidir ve çeşitli yollardan oluşan kapsamlı şemsiyesi aracılığıyla elde edilen her başarı, vatanın yükselmesi, vatandaşa fayda ve gelecek nesiller için dalgalanma ve değişikliklerden bağışıklıktır.”

Prens Muhammed bin Salman şunları söyledi: “Şura Konseyi'nin yeni bir oturumunun eşiğinde olduğumuz şu günlerde, Konsey'in devlet kurumlarının performansının arttırılmasındaki rolünün, düzenlemelerin geliştirilmesi ve modernize edilmesindeki etkin rolünün yanı sıra, gözetim işlevinin ve onaylanan strateji ve planların uygulanmasını sürekli olarak takip etmesinin önemini vurguluyoruz.
"Başlangıçtan bu yana Krallığın 2030 Vizyonu, temel direği ve hedefi olduğu için vatandaşı düşünüyor. Çeşitli yollardan oluşan kapsamlı bir şemsiye altında elde edilen her başarı, millet için bir moral, vatandaş için bir fayda, gelecek nesiller için ise dalgalanma ve değişimlerde bağışıklık kazandırıyor.

Prens Muhammed bin Salman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)Prens Muhammed bin Salman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)

“Bugün sizlerle bir araya geldik. Ulusal ve uluslararası düzeyde birçok hedefe ulaşmaktan gurur duyduğumuz bu yolculuğun bazı bölümlerini istikrarlı adımlarla ve sürekli çalışarak kat ettik. Krallık uluslararası göstergelerde ve sıralamalarda ilerledi” diyen Veliaht Prens, ‘dikkatli bir inceleme ve önceliklendirmeye dayalı kapsamlı ve entegre bir yaklaşımla, hedeflerimize ulaşmak için yolculuğa iyimserlik ve güvenle devam ettiğimizi’ vurguladı.

Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın “bu büyük yolculuk sırasında, geçen yıl reel GSYH'ye yüzde 50 ile en yüksek katkısını kaydeden Krallığın petrol dışı faaliyetleri, büyümenin sürdürülebilirliği ve kapsayıcılığının arttırılması ve ekonomik çeşitlendirmede yüksek kaliteye ulaşılması da dahil olmak üzere birçok temel başarı elde ettiğini” belirtti. Veliaht Prens, Kamu Yatırım Fonunun yatırım için itici bir güç olma hedeflerine ulaşmadaki rolünü sürdüreceğine işaret etti.

Suudi Veliaht Prensi, Şura Konseyi'nin dokuzuncu oturumunun ilk yılına ait çalışmaların açılışını yaptı (SPA)
Suudi Veliaht Prensi, Şura Konseyi'nin dokuzuncu oturumunun ilk yılına ait çalışmaların açılışını yaptı (SPA)

“Erkek ve kadın vatandaşlar arasında işsizlik 2017 yılında yüzde 8,12 iken 2024'ün ilk çeyreğinde yüzde 6,7 ile tarihi düşük seviyeye ulaştı. Vatandaşlar için ev sahipliği oranı 2016'da yüzde 47 iken yüzde 63'ün üzerine çıktı” dedi ve ekledi: “Turizm alanında hedeflenen tarihin üzerinde bir başarı elde edildi. 2019 yılında başlatılan Ulusal Turizm Stratejisi, 2030 yılında 100 milyon turist hedefi koymuştu. Bu hedef aşıldı ve 2023 yılında 109 milyon turiste ulaşıldı.”

Prens Muhammed bin Salman, Suudi Arabistan'ın en rekabetçi ülkeler arasında on altıncı sırayı elde ettiğini, doğal kaynakların keşfedilmesiyle Krallığın dünyanın en büyük doğal kaynak depolarından biri haline geldiğini, yenilenebilir enerji alanında ileri bir konuma ulaştığını ve bu alanda bölgesel ve uluslararası alanda en aktif oyunculardan biri haline geldiğini ifade etti.

“Bugün Krallık, başarılarının ve vizyonunun bir sonucu olarak, başta Uluslararası Para Fonu'nun bölgesel merkezinin açılması olmak üzere, küresel merkezler ve büyük şirketler için ilk varış noktalarından biri haline getiren küresel güvene sahiptir. Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere seçilmesine katkıda bulunan spor, yatırım ve kültür alanlarında çok sayıda uluslararası faaliyet için merkezler ve kültürel iletişim için bir geçittir ve şu anda 2034'teki Dünya Kupası için hazırlanmaktadır.”

Veliaht Prens, erkek ve kadın vatandaşların inovasyon ve bilim alanlarındaki başarılarından gurur duyduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Eğitimin nitelikli olmasına, bilgi ve inovasyonun teşvik edilmesine azami özen gösteriyor, bilimsel mükemmellikten ve yüksek becerilerden yararlanan ve yüksek kalitede eğitim almak için her türlü fırsata sahip nesiller inşa etmek için çalışıyoruz.”

Prens Muhammed bin Salman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)

Prens Muhammed bin Salman, Şura Konseyi'nde yıllık kraliyet konuşmasını yapıyor (SPA)

“Modernleşme ve çeşitlenme yolunda ilerledikçe; Dedelerimizin, babalarımızın yolunun bir uzantısı olan, tüm dünyaya damgasını vuran imajımız olan kimliğimizi ve değerlerimizi korumaya büyük önem veriyoruz.”

Ayrıca ülkesinin uluslararası toplumdaki tüm etkin ülkelerle iş birliği yapmaya istekli olduğunu ve insanlığı koruyan ve medeniyet değerlerini muhafaza eden şeyin, ülkeler ve halklar arasında verimli iş birliği, ülkelerin bağımsızlığına ve değerlerine saygı, iyi komşuluk ilkesi, içişlerine karışmama ve çatışmaların çözümünde güce başvurmaktan kaçınma temelinde, daha iyi bir geleceğin ortak arayışı olduğuna inandığını vurguladı.

  Suudi Veliaht Prensi, Başkan ve Şura Konseyi üyeleriyle birlikte hatıra fotoğrafında (SPA)Suudi Veliaht Prensi, Başkan ve Şura Konseyi üyeleriyle birlikte hatıra fotoğrafında (SPA)

Prens Muhammed bin Salman, Suudi Arabistan'ın Yemen, Sudan, Libya ve diğer ülkelerdeki krizlere siyasi çözümler bulmak için çaba sarf ederek ve Rusya-Ukrayna krizi gibi uluslararası krizlerde çözümleri destekleyerek, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliği güçlendirmeye çalıştığını belirtti.

Şura Meclisi Başkanı Dr. Abdullah el-Şeyh ise İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Salman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens'in sürekli ilgisini ve büyük desteğini takdir ederek, inşa ve kalkınma sürecindeki rolüne inandığını belirtti. Abdullah el-Şeyh “Ülkemizin bu kutlu dönemde tanık olduğu muazzam ve seçkin kalkınma çalışmaları, Allah'ın lütfu ve ardından devletin (Vizyon 2030) kapsamında benimsediği akıllıca politika olmaksızın başarılamazdı” dedi.

Şura Konseyi'nin dokuzuncu oturumunun ilk yılının açılışı (SPA)
Şura Konseyi'nin dokuzuncu oturumunun ilk yılının açılışı (SPA)

Al- Şeyh konuşması sırasında şunları söyledi: “Veliaht Prens tarafından yönetilen vizyon, bugünü yaratmak, geleceği inşa etmek ve bilge liderliği ve sadık halkı ile uzun ve geniş tarihini yaşatmak için çalışarak ülkeyi uluslar arasında hak ettiği yere getirmek için boyutları ve hedefleri bakımından benzersiz, hırsları ve teklifleri bakımından çeşitli bir kalkınma yolu çizdi. Bu da bir dizi başarı ve kazanıma yol açtı.”

“Bunlar arasında dev ve seçkin nitelikli projelerin oluşturulması, bir dizi göstergede sıçrama yapılması ve çeşitli alanlarda uluslararası ödüller alınması yer alıyor.”

Riyad'daki Şura Konseyi genel merkezinde bulunan dinleyicilerden bir kısmı (SPA)Riyad'daki Şura Konseyi genel merkezinde bulunan dinleyicilerden bir kısmı (SPA)

Krallığın çeşitli uluslararası toplantılara, zirvelere, konferanslara, forumlara ve turnuvalara ev sahipliği yapmasının, statüsünü ve liderliğini teyit ettiğini ve Suudi liderliğinin iki Kutsal Camiye en üst düzeyde özen gösterme, teknolojiden yararlanma, onları ziyaret edenler için hizmetler geliştirme gibi konulara olan ilgisini gösterdiğini belirtti.

Al-Şeyh, Konsey'in geçtiğimiz yıl aldığı kararları da özetledi: 58'i kanun ve yönetmelik taslakları, 240'ı uluslararası antlaşma ve anlaşmalar, 194'ü de devlet kurumlarının raporlarıyla ilgili olmak üzere çeşitli konularda 493 karar alındığını belirtti.

 Şura Konseyi üyeleri dokuzuncu oturumun birinci yılı çalışmalarının açılışında  (SPA)Şura Konseyi üyeleri dokuzuncu oturumun birinci yılı çalışmalarının açılışında  (SPA)