Kahire, Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad'ın da katılımıyla Suriye krizini görüşmek üzere bugün bir istişare toplantısına ev sahipliği yapacak.
Arap Birliği Genel Sekreteri Sözcüsü Cemal Rüşdi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada istişare toplantısının geçen mayıs ayındaki Amman toplantısının ardından yayınlanan bildirinin uygulanmasını takip etmek, Suriye krizinin çözümünde Arap liderliğinin rolünü güçlendirmek ve krizin insani, siyasi ve güvenlikle ilgili sonuçlarını ele almak için yapıldığını söyledi.
Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi, 7 Mayıs'ta Kahire'de yapılan olağanüstü toplantıda, Suriye hükümet delegasyonlarının Arap Birliği Konseyi ve ona bağlı tüm kurum ve kuruluşların toplantılarına yeniden katılımını onayladı. Konsey Suriye’nin Arap Birliği üyeliğini askıya alma kararını ilga etti. Suriye'de protestoların patlak vermesinden sekiz ay sonra Kasım 2011'de Şam’ın Arap Birliği üyeliği askıya alınmıştı.
Kahire toplantısında Ürdün, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Mısır ve Arap Birliği Genel Sekreterinden oluşan bakanlar düzeyinde bir irtibat komitesinin kurulması kararlaştırıldı. Komitenin hedefi, Amman Bildirgesi’nin uygulanmasını takip etmek ve ‘adım adım’ metodolojiye göre Suriye krizinin tüm sonuçlarını ele alan kapsamlı bir çözüme ulaşmak için Suriye hükümeti ile 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı uyarınca doğrudan diyaloğu sürdürmek olacak. Komite ayrıca bakanlık düzeyinde Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi’ne periyodik olarak raporlar sunacak.
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Reha Ahmed Hasan, Kahire'de bugün yapılması planlanan istişare toplantısının ‘geçen mayıs ayında yapılan Amman istişare toplantısı ve bu toplantıda alınan kararlarla bağlantılı olduğuna’ inanıyor. Hasan, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
Arap ülkeleri ile Suriye arasında karşılıklı büyükelçi atamaları yapılması ve büyükelçilerin görevlerine iade edilmesine ilişkin Amman'da mutabık kalınan ve Cidde'deki Arap Zirvesi'nde kabul edilen hususlarda bir pürüz olduğu göze çarpıyor. Aynı şekilde Arap Birliği kararlarında öngörülen metodolojiye göre Suriye tarafına insani yardım sağlanmasının yanı sıra Suriye yönetiminin yerinden edilmiş kişilerin bölgelerine dönmelerine izin vermesi karşılığında ülkenin yeniden imarı için destek verilmesi hususlarında da pürüz olduğu görülüyor.
Arap Birliği Dışişleri Bakanları Konseyi geçen mayıs ayında Kahire'de gerçekleştirdiği toplantıda Suriye krizinin 2254 sayılı Birleşmiş Güvenlik Konseyi Kararı doğrultusunda kademeli olarak çözülmesi için pratik ve etkili adımlar atılması gereğini vurguladı. Konseyin Kahire’deki toplantısında alınan kararların başında ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında kabul edilen mekanizmalar da dahil olmak üzere, insani yardımın Suriye'deki tüm ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasına olanak sağlayan adımların sürdürülmesi geliyor.
Ürdün'ün başkenti Amman 1 Mayıs’ta Suudi Arabistan, Mısır, Irak, Ürdün ve Suriye dışişleri bakanlarının katılımıyla Suriye krizini görüşmek üzere bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Bu toplantıda Suriye halkına ölüm, yıkım, tahribat ve ıstırap getiren kriz ele alındı ve bu krizin sona erdirilmesinin önceliği vurgulandı. Suriye halkına insani ve tıbbi yardım ulaştırılması kararı alınan toplantıda ayrıca insani, güvenlik ve siyasi durumların masaya yatırılacağı yeni toplantıların yapılması hususunda fikir birliğine varıldı.
Esad, Sky News'e verdiği son röportajda, ‘Arap ülkeleriyle ilişkilerin formalite olarak kalacağını ve Arap Birliği'nin gerçek anlamda bir kuruma dönüşmediğini’ kaydetti.
Arap Birliği Genel Sekreteri Sözcüsü Cemal Rüşdi, Şarku'l Avsat'a şu açıklamada bulundu:
Suriye'nin Arap Birliği'ne dönüşü için çalışmalar usul ve diğer tüm açılardan tamamen tamamlandı. Son Cidde Zirvesi'nden bu yana, birliğe üye olan diğer Arap ülkeleri gibi Suriye de resmen birliğe üye oldu. Birliğin tüzüğü ve konsey kararları çerçevesinde Suriye bu ülkelerle aynı ayrıcalıklara sahiptir ve aynı yükümlülükleri taşımaktadır.
Rüşdi sözlerini şöyle sürdürdü:
Suriye Devlet Başkanının ülkesinin birliğe dönüşü (resmen dönüşü) ile ilgili açıklamaları kendi değerlendirmeleri ve siyasi vizyonuyla alakalı bir meseledir. Suriye ile birlik arasındaki ilişkinin doğasıyla usul ve kurumsal açıdan hiçbir ilgisi yoktur.
Diğer yandan, Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Reha Ahmed Hasan da açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
Suriye Devlet Başkanı, Arap-Suriye ilişkilerinin ikili düzeyde normalleşmesinden ve daha önce Amman ve Cidde'de alınan kararları etkileyen durgunluğun tersine çevrilmesinden bahsediyordu. Cidde'deki Arap zirvesinden bu yana bu konuda bir hareket yok ve Suriye kriziyle ilgili durum adeta durgunlaştı. Hatta Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad bile son açıklamalarında kendi açıklamalarını ‘Araplar yapamayacakları şeyleri söylerler’ diyerek eleştirdi.
Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Kahire’deki istişare toplantısının ‘durgunluğun nedenleri, canlılığın yeniden nasıl sağlanacağı ve Suriye'nin Arap çevresine dönüşünün hızlandırılması’ konulu görüşmelere tanık olacağı tahmininde bulundu.