SDG: Suriye petrolünü sembolik fiyatlarla rejime satıyoruz

Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ömer petrol sahasında askeri operasyonların sona ermesi ve DEAŞ unsurlarının sınır dışı edilmesinin ardından çekilen bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-arşiv)
Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ömer petrol sahasında askeri operasyonların sona ermesi ve DEAŞ unsurlarının sınır dışı edilmesinin ardından çekilen bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-arşiv)
TT

SDG: Suriye petrolünü sembolik fiyatlarla rejime satıyoruz

Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ömer petrol sahasında askeri operasyonların sona ermesi ve DEAŞ unsurlarının sınır dışı edilmesinin ardından çekilen bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-arşiv)
Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ömer petrol sahasında askeri operasyonların sona ermesi ve DEAŞ unsurlarının sınır dışı edilmesinin ardından çekilen bir fotoğraf (Şarku’l Avsat-arşiv)

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altındaki Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, Kürt ‘yönetimine’ ve ABD güçlerine Suriye petrolünü çalmak veya tekeline almakla ilgili yöneltilen suçlamaları reddederek, “üretimin bir kısmının rejime bağlı tüccarlara küresel muadillerine kıyasla sembolik fiyatlarla satılmasının” bu suçlamaların asılsız olduğunun kanıtı olduğunu söyledi.

Koçer dün (Salı) Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda “Bu iddialar tamamen asılsızdır. Uluslararası koalisyon ve ABD güçleri petrol dosyasına karışmadı. Görevlerinin terör örgütü DEAŞ ile savaşmak, onu yenmek ve ona bağlı uyuyan hücreleri ortadan kaldırmakla sınırlı olduğunu resmi olarak söylüyorlar. Ancak bazı kesimler, sanki bütün bu zenginlikleri kontrol eden bir grupmuşuz gibi suçlamalarına devam ediyor. Bu algı düzeltilmelidir. Özerk Yönetim, bizi sorumlu tutan ve çalışmalarımızı izleyen yönetim yapılarına sahiptir” ifadelerini kullandı.

SDG, 2016 yılında ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun desteğiyle, hafif petrol ve doğalgaz açısından zengin olan Haseke vilayetinde Eş-Şeddadi, El-Hol ve el-Cibse şehirlerini ve beldelerini DEAŞ’ın pençesinden kurtarmıştı. Ardından 2017 yılında terör örgütünü Deyrizor’un doğu kırsalındaki Ömer, Koniko ve Tanak petrol sahalarından kovmuştu.

Bu sahalar, 2011’de savaş patlak vermeden önce günde 120 bin varil ağır petrol üretirken, şimdi bu miktarın yarısını üretiyorlar.



Yemen'deki Husi bölgelerine Batılı saldırılar

ashington, Husilerin gemilere saldırma yeteneklerini zayıflatmak için yılın başından bu yana Husilere karşı saldırılar düzenliyor (X)
ashington, Husilerin gemilere saldırma yeteneklerini zayıflatmak için yılın başından bu yana Husilere karşı saldırılar düzenliyor (X)
TT

Yemen'deki Husi bölgelerine Batılı saldırılar

ashington, Husilerin gemilere saldırma yeteneklerini zayıflatmak için yılın başından bu yana Husilere karşı saldırılar düzenliyor (X)
ashington, Husilerin gemilere saldırma yeteneklerini zayıflatmak için yılın başından bu yana Husilere karşı saldırılar düzenliyor (X)

Washington'un 12 Ocak'tan bu yana “Refahın Koruyucusu” adı altında yürüttüğü ve Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki gemilere saldırma kabiliyetini sınırlandırmayı amaçlayan operasyonlar kapsamında, Batı'nın hava saldırıları dün (Cuma) İran destekli Husi grubunun Sanaa ve üç vilayetteki mevzilerini hedef aldı.

Uluslararası alanda tanınmayan hükümetin sözcüsü, askeri operasyonların devam edeceğini açıklamadan önce, grubun medya organları “ABD-İngiliz” olarak tanımladıkları saldırıları doğruladı. Dört saldırı Sana'nın kuzeyindeki al-Hasaba bölgesindeki bakım kampını, yedi saldırı kıyı kenti Hudeyde'nin bazı bölgelerini ve havaalanını, Sana'nın yaklaşık 100 km güneyindeki Dhamar kentinin güneyindeki bir askeri bölge ile kurtarılmış güney Yemen vilayetlerine (Sana'nın güney doğusu) komşu olan el-Bayda vilayetinde bazı askeri bölgeler hedef alındı.