Lübnan: Bazı şeyhlerin Şii Konseyi’nden ihraç edilmesi krize neden oldu

Seyyid Ali Fadlullah (Facebook)
Seyyid Ali Fadlullah (Facebook)
TT

Lübnan: Bazı şeyhlerin Şii Konseyi’nden ihraç edilmesi krize neden oldu

Seyyid Ali Fadlullah (Facebook)
Seyyid Ali Fadlullah (Facebook)

Lübnan Yüksek Şii İslam Konseyi’nin Dini Tebliğ Kurumu, Şii topluluğunun 15 şeyhinin artık “yetkin” görülmediğini duyurduğu kararı ile tartışma yarattı. İhraç kararı, başta Şeyh Yasir Avde olmak üzere farklı siyasi konumlarıyla öne çıkan veya Hizbullah ve Emel Hareketi ikilisinin tutumlarına karşı çıkan bazı şeyhleri ​​kapsıyordu.

Kurum, 15 şeyhin “ya ideolojik sapmalar veya ahlaki davranışlar ya da dini bilgileri yeterli olmayıp Havze-i İlmiyye’ye mensup olduklarını söylemeleri sebebiyle; dini irşad ve rehberlik yapmak, Şii İslam mezhebi mensuplarıyla ilgili tüm dini işler ve kişisel durumlarla ilgilenmek için vasıfsız olduklarını” duyurdu.

Bir saatten az bir süre sonra “Yüksek Şii İslam Konseyi’nden, Dini Tebliğ Kurumu tarafından yayınlanan bildirinin, İslam Konseyi’ni yansıtmadığını belirten bir açıklama geldi. Dini Tebliğ Yüksek Kurumu Başkanı ve Konsey Başkan Yardımcısı Ali el-Hatib’in içeriği bir yana, bu bildiriden herhangi bir şekilde haberdar olmadığına dikkat çekildi. Ayrıca bildirinin hiç yayınlanmamış gibi değerlendirilmesini ve Yüksek Şii İslam Konseyi Başkanlığı tarafından imzalanmadığı sürece, Yüksek Şii İslam Konseyi adıyla herhangi bir açıklamanın yayınlanmamasını talep ettiği kaydedildi.

Şeyh Yasir Avde, televizyonda yaptığı açıklamada, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri’nin Dini Tebliğ Kurumu’nun kararından rahatsız olduğunu belirtti. Avde, “Başkan Nebih Berri, hakkımda verilen karardan rahatsız oldu ve yaptıklarını düzeltmeleri için Yüksek Şii İslam Konseyi ile temasa geçti” dedi.



2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
TT

2025'in ilk yarısında Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 11 binden fazla saldırı gerçekleştirildi

İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da El Halil'in kuzeyinde inşa edilen yeni bir İsrail yerleşim karakoluna bakan Filistinli çocuklar, 6 Temmuz 2025 (AFP)

Filistin resmi istatistikleri, bu yıl içinde Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik ordu ve yerleşimci saldırılarının 11 bini aştığını gösterdi.

Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, 2025 yılının ilk yarısında işgal devleti tarafından gerçekleştirilen toplam saldırı sayısının, yerleşimci milisler de dahil olmak üzere çeşitli İsrail kurumları tarafından gerçekleştirilen 11 bin 280 saldırıya ulaştığını bildirdi.

Şaban düzenlediği basın toplantısında, “Saldırıların şekli, sayısı ve niteliğindeki bu önemli artış, işgal devletinin Gazze Şeridi'nde ve Filistinlilerin bulunduğu tüm yerlerde halkımıza karşı yürüttüğü saldırganlıkla eş zamanlı geliyor” dedi.

Şaban, konseyin bu yılın ilk yarısında Batı Şeria'da meydana gelen saldırıları belgeleyen yıl ortası raporunu inceliyordu. ‘İşgal devletinin Filistin topraklarına saldırıları ve sömürgeci genişleme tedbirleri’ başlıklı rapora göre bu saldırılar, sahada gerçekleri dayatmaktan (toprak gaspları, sömürgeci genişleme ve zorla yerinden etme) saha infazlarına, arazi sabotajlarından buldozer operasyonlarına, ağaçların sökülmesinden mülklere el konulmasına, Filistin coğrafyasının bağlarını kesen kapatma ve kontrol noktalarına kadar uzanıyordu.

Saldırılar bin 975 saldırı ile Ramallah’ta yoğunlaşırken, bunu bin 918 saldırı ile El Halil ve bin 784 saldırı ile Nablus izledi.

Siyasi destekli saldırılar

Rapor, Batı Şeria'nın İsrail'deki siyasi düzeyin desteğiyle art arda gelen yerleşimci saldırılarına tanık olduğu bir dönemde geldi.

İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları için İsrail Bilgi Merkezi (B'Tselem), yerleşimci şiddetinin hükümet politikasının parçası olduğunu ve İsrail apartheid rejiminin Filistin topraklarına el koymayı genişletme ve tamamlama stratejisinin bir uzantısı olarak resmi devlet yetkililerinin buna izin verdiğini, olanak sağladığını ve katıldığını bildirdi.

Şaban, yerleşimcilrin toplamda 2 bin 153 saldırıya ulaştığını ve ‘dört sivilin şehit olmasına neden olduğunu’ vurguladı.

Rapora göre yerleşimci saldırıları, ‘Filistin köylerine saldırmak, buralardaki insanlara şiddet uygulamak, sahipleri içerideyken evleri ateşe vermek, vatandaşlara ateş etmek, yerleşim karakolları kurmak, vatandaşların topraklarını kontrol etmek, sokaklara ve araçlara saldırmak , organize ve tehlikeli saldırılar başlatmak’ arasında değişiyordu.

Bu saldırılar Ramallah (491), El Halil (409) ve Nablus (396) vilayetlerinde yoğunlaştı.

Filistin istatistiklerine göre, yerleşimciler geçtiğimiz 2024 yılı boyunca 2 bin 400 saldırı gerçekleştirdi.