Ürdün'deki Suriyeli mülteciler borç ve tahliye tehditleriyle mücadele ediyor

Uluslararası yardımların azaltılması ve gıda kotalarının durdurulması nedeniyle mülteciler yeni bir insani krizle karşı karşıya

Ürdün'deki ez-Zateri mülteci kampında Suriyeli bir çocuk Salah / Fotoğraf: Malkavi- The Independent Arabia
Ürdün'deki ez-Zateri mülteci kampında Suriyeli bir çocuk Salah / Fotoğraf: Malkavi- The Independent Arabia
TT

Ürdün'deki Suriyeli mülteciler borç ve tahliye tehditleriyle mücadele ediyor

Ürdün'deki ez-Zateri mülteci kampında Suriyeli bir çocuk Salah / Fotoğraf: Malkavi- The Independent Arabia
Ürdün'deki ez-Zateri mülteci kampında Suriyeli bir çocuk Salah / Fotoğraf: Malkavi- The Independent Arabia

Tarık Dilvani 

Ürdün'deki Suriyeli mülteciler, uluslararası yardımların çoğunun durdurulması ve gıda kotalarının azaltılması veya durdurulması ardından hassas bir aşamaya ve yeni bir insani krize girmiş durumda.

Cidde Zirvesi sonuçlarına göre, Ürdün'ün onları gönüllü olarak ve Suriye rejimiyle koordinasyon içinde ülkelerine geri göndermesine yönelik resmi çabalar kaydediliyor. 

Ürdün, yaklaşık 1,4 milyon Suriyeli ve 60 bin Iraklı mülteciye ev sahipliği yapıyor. Onlara oturma, çalışma ve eğitim hakkı sunan Ürdün hükümeti, ekonomik açıdan güçlenmelerine katkıda bulunuyor.

Ancak bunlar, uluslararası toplumun desteğinin iki yıldır ciddi derecede azalması ışığında yeterli değil. 

Suriye rejimi, mültecilerin geri dönüşleri için uygun ve güvenli koşulları sağlama açısından Arap koşullarına ulaşmak amacıyla sahada herhangi bir somut adım atamıyor. Pek çok Suriyeli mülteci, mevcut zor koşulların onları ülkelerine geri dönmeye zorlayacağından korkuyor.

Gıda ve nakit yardımının azaltılması 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) Ürdün temsilcisi Dominik Bartsch, Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından uygulanan gıda yardımında olası bir kesintinin mülteciler üzerinde önemli bir olumsuz etki yaratacağı konusundaki endişesini dile getirdi.

Aynı zamanda, "Gıda yardımının azaltılması, mültecilerin Ürdün'deki zorlu mali ve ekonomik duruma uyum sağlama ve bunlarla baş etme girişimlerini zorlaştıracaktır. Birçoğu, çocuklarını okula kaydettirmek yerine okuldan almak ve işgücü piyasasına itmek zorunda kalıyor. Mültecilerin sadece yüzde 1'i önümüzdeki 12 ay içinde ülkelerine dönme niyetinde. Zirâ güvenlik eksikliği, af ve askere alma gibi konularda geri dönüş için uygun koşullar bulunmuyor" ifadelerini kullandı. 

Suriyeli mülteciler, UNHCR ve WFP tarafından sağlanan gıda yardımına muhtaç. Ancak bu gıda yardımının yetersiz olması birçok mültecinin kayıt dışı, düşük ücretli işlerde çalışmasına neden oluyor.

Mesele, WFP'nin temmuz ayında aylık gıda ve nakit yardımını yaklaşık 465 bin mülteciye düşüreceğini, yaklaşık 50 bin mülteciyi bu yardımdan tamamen çıkaracağını duyurmasının ardından daha da kötüleşti. 

Mülteciler, ekonomik kriz ve koronavirüs salgını etkileri de dahil olmak üzere önceki ekonomik sıkıntılardan etkilense de, mali destekteki düşüşün yaklaşık yüzde 30 olduğu tahmin ediliyor.

Ancak bu düşüşe gerekçe gösteren bağışçılar, yardımların yaşlılar, çocuklar, kadınlar ve engelliler dahil olmak üzere en savunmasız mültecilere ve risk altındaki bireylere yönlendirildiğini öne sürdü.

Savunmasız mültecilerin ihtiyaçları, nakit programlarının sağlayabileceği desteği aşmış durumda. Ürdün'deki UNHCR, cari yıl için mali gereksinimlerinin yalnızca yüzde 32'sini elde etti.

Ağustos ayının başından bu yana kamplardaki Suriyeli mültecilere kişi başına aylık 32 dolar yerine 21 dolar nakit verildi. 

Tahliye ve aşırı kalabalık 

Üzerlerindeki baskının arttığı bazı aileler, karşılaştıkları ekonomik sorunu daha da ağırlaştıracak şekilde borçlanmaya ve kredi almaya başvuruyor.

Ürdün'de Suriyeli mültecilerin çoğu mülteci kamplarında veya kenar mahallelerde yaşıyor. Kampların aşırı kalabalık, su, elektrik ve sanitasyon gibi temel hizmetlerin eksikliğinden muzdarip olduğu biliniyor.

Gecekondularda yaşayan mültecilerin çoğu, ev sahiplerinin kirayı yükseltme veya evden çıkarma tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. 

UNHCR tarafından Ürdün'de yayımlanan bir analiz, mültecilerin borç seviyelerinin ve tahliye tehdidi oranlarının son yıllarda önemli ölçüde arttığına dikkat çekiyor.

UNHCR'nin iki farklı zaman diliminde (2014-2018 ve 2019-2022) en az 70 bin mülteci aileyi karşılaştırdığı analiz, BM kuruluşlarından herhangi bir yardım almayan mültecilerin borçlarının yüzde 125 artarak 770 dolardan bin 700 dolara çıktığını gösterdi.

Destek kaybı nedeniyle bu mültecilerin evlerinden çıkarılma tehditlerine daha fazla maruz kaldığı, evlerindeki eşyaları satmak zorunda kaldıkları anlaşıldı. 

Kaynak mevcut değil 

Mevcut finansman krizi ele alınmadığı taktirde mülteciler için ciddi sonuçların olacağı konusunda uyarılar mevcut.

WFP, aylık yardımın değerinde üçte bir oranında azalma olduğunu, bunun ez-Zateri ve el-Ezrak kamplarındaki yaklaşık 129 bin Suriyeli mülteciyi etkileyeceğini duyurdu.

Ürdün İçişleri Bakanlığı, önümüzdeki ekim ayı itibarıyla Ürdün kamplarında ikamet eden mültecilere yönelik mali yardımı ve önümüzdeki eylül ayı itibarıyla kamplar haricinde ikamet eden mülteciler için mali yardımı durdurmayı planlıyor.

WFP'nin Ürdün'deki temsilcisi Alberto Correia Mendes, "WFP'nin önümüzdeki aylara yönelik kaynakları, özellikle de mültecilerin sıkıntılarını artıran yüksek fiyatlar nedeniyle tamamen boş. WFP, bu yılın ilk altı ayında yaklaşık 98 milyon dolar olarak tahmin edilen nakit yardımı aktardı. Son üç ayda finansman zorluklarıyla karşı karşıya kalındı. Bu, kampların dışındaki 340 bin mültecinin tümü için geçen Temmuz ayında nakit yardımını üçte bir oranında düşürmemize neden oldu. Bu sebeple mülteci aileler çocuklarını okuldan alıp dilenmek ya da iş aramak için sokağa gönderebilir. Genç kızlar ise erkenden evlendiriliyor" açıklamalarında bulundu. 

Ürdün Dışişleri Bakanlığının bildirdiğine göre, 2011'de Suriye krizi başladığından bu yana Ürdün'de en az 200 bin Suriyeli mülteci doğdu.

Ülkedeki Suriyelilerin yarısı 15 yaşın altında. En az 155 bin Suriyeli öğrenci Ürdün okullarında eğitim görüyor.

Ürdün'deki Suriyeli mültecilerin yüzde 83,2'si başkent Amman ve diğer şehirlerde yaşıyor. Sadece yüzde 16,8'i kamplarda yaşıyor.

 

Independent Arabia - Independent Türkçe



Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bölge turu, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması olasılığı açısından merakla bekleniyor. İsrail'de savaşın sona erdirilmesi yönünde büyük gösteriler düzenlenirken, Kahire temasların varlığını, öneri ve fikir alışverişinde bulunulduğunu teyit ediyor ve Washington'un rolüne güveniyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) kapsayan turu öncesindeki bu büyük ivme, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya açık bir şekilde baskı yapması halinde bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Hamas'ın ABD'nin kapsamlı bir çözüm garantisi vermesi halinde, ateşkesi kabul etmesi muhtemel.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Papa 14. Leo, 8 Mayıs'ta seçildikten sonra Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlediği ilk pazar ayininde Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve tüm esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

‘Askeri çözüm yok’

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, ‘ateşkes için ciddi müzakerelere geri dönülmesi’ çağrısında bulunarak, ‘Gazze Şeridi'ndeki çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğini ve siyasi bir çözümün odak noktası olması gerektiğini’ vurguladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazı arasında oturan protez bacaklı bir Filistinli (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir televizyon röportajında, Gazze konusunda günlük temasların ve karşılıklı önerilerin varlığını teyit ederek, gerilimin sona erdirilmesi için baskı yapılmasında ABD'nin rolünden yararlanmanın önemini vurguladı. Trump yönetiminin göreve gelmeden önceki tutumunun ateşkesin istikrar kazanmasına yardımcı olduğunu ve mevcut ABD yönetiminin de aynı güçle mevcut çabaların başarısına katkıda bulunacağını umduğunu ifade etti. Abdulati, “Kapsamlı bir ateşkese ulaşmak için ABD ve Katar'ın başını çektiği uluslararası ortaklarla iş birliği içinde Mısır'ın yoğun girişimleri devam ediyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Trump'ın ziyaretinin, Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler de dahil olmak üzere çeşitli dosyalarda ‘koordinasyonu artıracağını’ doğruladı, ancak bir ateşkes anlaşmasına varılıp varılmayacağı konusunda bilgi vermedi.

Baskılar artıyor

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Trump'ın ziyaretinden önce ya da ziyaretiyle birlikte bir anlaşmaya varılacağı beklentisiyle savaşın sona erdirilmesi için büyük beklentiler, baskılar ve uluslararası taleplerin arttığını söyledi. Mısır'ın Trump'ın rolüne güvenmesinin doğru bir tutum olduğunu ve özellikle Gazze dosyasının yaklaşan tur sırasında güçlü bir şekilde masada olacağı için anlaşmanın sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini belirtti.

Hamas'a yakın bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun'a göre ise ‘tüm olasılıklar halen masada, ancak İsrail ateşkesi garanti eden ya da Filistin halkına karşı devam eden soykırımı durduran herhangi bir anlaşmayı reddetmekte ısrar ediyor.’

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırlar (Reuters)

Öte yandan Hamas, maliyeti ne olursa olsun herhangi bir kısmi anlaşmaya girmeyi reddediyor. Kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediğini vurguluyor, ancak aşılamayacak net koşullar ve kırmızı çizgiler belirliyor.

El-Medhun'a göre kırmızı çizgiler üç yönlü; ‘İlk olarak hiçbir koşul altında silahların teslim edilmesinden söz edilmiyor, zira direniş için silahlar hayatta kalmanın garantisi ve caydırıcılık aracıdır. İkinci olarak ister liderler ister sıradan insanlar olsun, Filistinlilerin yerinden edilmesi reddediliyor. Son olarak, saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulmasına, kuşatmanın kaldırılmasına ve esirlerin serbest bırakılmasına yol açmayan her türlü kısmi anlaşmaya karşı çıkılıyor.’

El-Medhun, “Hamas kısa süre önce İsrail'in değiştirilmiş bir teklifini reddetti. Çünkü bu teklif kabul edilemeyecek kırmızı çizgilere dokunan noktalar içeriyordu. Ancak hareket diyaloğa açık olmakla birlikte silahları teslim etmeyecek, mevcut koşullar altında gelecekteki herhangi bir hükümette yer almayacak ve herhangi bir kısmi anlaşmayı kabul etmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Kanal 12 televizyonuna göre cumartesi akşamı binlerce İsrailli, savaşın sona erdirilmesi ve tüm esirlerin geri dönmesi talebiyle Savunma Bakanlığı yakınlarında gösteri yaptı. Bu gelişme, cumartesi günü Gazze Şeridi'nde hayatta olan iki İsrailli esirden birinin Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu videonun Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından yayınlanmasıyla aynı zamanda gerçekleşti.

Hamas'ta iyimserlik

Hamas kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Katar ve Mısır'ın katıldığı, ABD'li ve İsrailli yetkililerin yakından takip ettiği görüşmelerde ‘bu kez bir anlaşmaya varılabileceğine dair iyimserliğe tanık olunduğunu’ belirterek, ‘şu anda önerilenler üzerinde anlaşmaya varılması halinde önümüzdeki 48 saat içinde bir anlaşmanın ilan edileceğini’ öne sürdü.

Kaynaklar, ‘ABD tarafının kısmi bir anlaşmaya varmaya odaklandığını, hareketin liderliğinin ise anlaşmanın açık ve net bir metin taşımasını, Başkan Trump'ın garantisini içermesini, İsrail'in ilk aşamada olduğu gibi anlaşmaları ihlal etmeden savaşı sona erdirecek ikinci bir aşamaya geçilmesini talep ettiğini’ açıkladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği saldırıda öldürülen bir çocuğun cenazesini taşıyan Filistinli (Reuters)

‘Hamas'ın ateşkesi hızlandırmak ve Trump yönetimine net bir mesaj göndermek için ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander da dahil olmak üzere tüm esirleri serbest bırakmaya istekli olduğunu’ belirten el-Medhun, “Şimdi parola, soykırımı durdurmak, insani yardımın girişine izin vermek ve savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması için işgal hükümetine gerçek bir baskı yapma sorumluluğuna sahip olan ABD yönetiminin elinde” dedi.

Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmenin yollarını açıklayacağı bir anlaşmanın çerçevesini duyurmasını bekleyen Ferec, önümüzdeki saatlerin ABD'nin tutumunu, takas anlaşmasının tamamlanma şansını ve yardım girişini duyurmak açısından belirleyici olacağını öne sürdü.