Ayn el-Hilve Kampı’ndaki olaylara ilişkin Filistin soruşturmaları sona erdi

Fetih Hareketi üyeleri Temmuz ayında yaşanan çatışmalar sırasında Ayn el-Hilve kampında (AP)
Fetih Hareketi üyeleri Temmuz ayında yaşanan çatışmalar sırasında Ayn el-Hilve kampında (AP)
TT

Ayn el-Hilve Kampı’ndaki olaylara ilişkin Filistin soruşturmaları sona erdi

Fetih Hareketi üyeleri Temmuz ayında yaşanan çatışmalar sırasında Ayn el-Hilve kampında (AP)
Fetih Hareketi üyeleri Temmuz ayında yaşanan çatışmalar sırasında Ayn el-Hilve kampında (AP)

Fetih Hareketi’nden Filistin Ulusal Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Muhammed el-Armuşi (Ebu Eşref) ve arkadaşlarının yanı sıra radikallerle bağlantısı olan Abdurrahman Farhud’un Ayn el-Hilve Kampı’ndaki olaylar sırasında öldürülmesini araştırmak üzere bu ayın başında oluşturulan komite çalışmalarını tamamladı.

Komite, katillerin isimlerinin yer aldığı raporu, Lübnan’daki Filistin Ortak Eylem Komitesi’ne sundu.

Filistin Ortak Eylem Komitesi, geçtiğimiz salı günü Filistin’in Beyrut Büyükelçiliği’nde, Lübnan Ordu Komutanlığı, Emel Hareketi ve diğer Lübnan güçlerinden temsilcilerin katıldığı bir toplantı düzenledi.

Toplantı sonrasında yapılan açıklamaya göre, söz konusu cinayetlere dair şüpheliler ve soruşturulan herkesin Lübnan yargısına teslim edilmesiyle başlayan takip mekanizmaları konusunda mutabakata varıldı.

Toplantıya katılan Filistin Ortak Eylem Komitesi üyesi Gassan Ayub, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Radikal gruplarla iletişim kuracak güçlere, şüphelileri teslim olmaya ikna etmeleri için süre verildi. Aksi takdirde, Lübnan güçlerinin himayesinde üzerinde mutabakata varılan hususların uygulanmasına yönelik mekanizmanın belirlenmesi kapsamında, tek bir Filistin tutumu çerçevesinde sonraki adımlar atılacaktır” dedi.

Öte yandan, Çarşamba günü şafak vakti, Lübnan’ın güneyinde bulunan Filistinli mültecilere yönelik Ayn el-Hilve Kampı’nda bir patlama sesi duyuldu.

Lübnan resmi haber ajansı NNA’ya göre, patlamaya bir el bombasının neden olduğu ortaya çıktı.

Kampın içindeki Favkani caddesinde meydana gelen bu olayda herhangi bir yaralanma bildirilmedi.

Kampta bulunan, Fetih Hareketi’nden kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, “El bombası, başlarının belada olduğunu düşünen ve kimsenin onlara siyasi koruma sağlamaya hazır olmadığını bilen radikaller tarafından gerginlik çıkarma amacıyla atıldı” dedi.

Kaynaklar, Filistin Büyükelçiliği’nde yapılan son toplantıda ‘silahlı olaylara son verilmesi’ konusunda mutabakata varıldığına dikkat çekti.

Dış gündemleri uygulayan bu gruplar kampta mevcut olduğu sürece gerginliğin süreceğini dile getiren kaynaklar şu ifadeleri de kullandı;

“Fetih Hareketi, Armuşi ve arkadaşlarını öldürenlerin teslim edilmesini bekliyor ve yanıt gelmemesi halinde de rehavete kapılmayacak, çünkü bu kampların yabancı projeler tarafından rehin alınmasına izin vermeyecek.”

Filistinli kaynaklar, bu insanların teslim olmayı kabul etmesinin kolay olmayacağı göz önünde bulundurulsa da Armuşi suikastinde arananların kamptan İdlib’e veya başka bir yere götürülmesi konusunda anlaşmaya varma ihtimalini göz ardı etmedi.

Ayn el-Hilve Kampı, bu ayın başında Fetih Hareketi ile radikal gruplar arasında 6 gün süren şiddetli çatışmalara tanık oldu.

12 kişi öldüğü, 65’ten fazla kişi yaralandı çatışmalar sonrası yüzlerce aile kamptan ayrıldı.

Kamp sakinlerinin çoğu hala her an yeniden çatışma çıkmasından korkuyor ve bu durumun ‘küller altındaki ateşe’ benzediğini düşünüyor.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) tarafından geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada, Ayn el-Hilve Kampı’ndaki bir okul kompleksi de dahil olmak üzere, silahlı grupların hala tesisleri işgal ettiğine ve kamptaki son çatışmalar nedeniyle tesislerinin hasar gördüğüne dair rahatsız edici raporlar aldığı belirtildi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Fetih Hareketi, geçtiğimiz saatlerde okul çitlerinin yakınında konuşlandırılan üyelerinin büyük bir kısmını geri çekti. Bir grup radikalin ise hala okullarda konuşlanmış olması muhtemel” dedi.



Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
TT

Tunus mahkemesi, cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal'e 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi

Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)
Tunuslu işadamı, eski milletvekili ve cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal (videodan alınan ekran görüntüsü)

Tunus cumhurbaşkanı adayı el-Ayaşi Zemal’in avukatı, Cendube Mahkemesi’nin dün (Çarşamba) Zemal'i bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırdığını ve bunun muhalefetin Cumhurbaşkanı Kays Said'in yeniden seçilmesini amaçlayan adil olmayan seçimlere ilişkin korkularını güçlendiren son hamle olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre, 6 Ekim'de yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun bu ay üç önemli adayı diskalifiye etmesinin ardından tansiyon yükseldi. Bu hareket bir eleştiri seline yol açtı.

Binlerce Tunuslu geçen hafta muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla sokaklara dökülerek Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalifleri ve adayları baskı altına almamasını talep etti.

Seçim Kurulu sadece Said, Zuheyr el-Mağzavi ve el-Ayaşi Zemal'in adaylıklarını onaylayarak seçim anlaşmazlıklarını karara bağlayan en yüksek yargı organı olan İdare Mahkemesi'nin kararına meydan okudu.

Dün alınan kararı yorumlayan Zemal'in avukatı Abdussettar el-Mesudi Reuters'e şunları söyledi: “Karar siyasi amaçlıdır; adil değildir. Zemal’in cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını baltalamayı ve onu Tunuslulara dürüst olmayan biri olarak göstermeyi amaçlamaktadır.”

Zemal iki hafta önce ‘belge uydurmak ve halk desteğini tahrif etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınmıştı.

Said'in muhalifleri, üyelerini kendisinin atadığı Tunus Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu’nu rekabeti bastırmak ve adayları sindirmek suretiyle yeniden seçilmesini sağlamak için kullandığını söylüyor.

Said ise hainlerle, paralı askerlerle, yolsuzluk yapanlarla savaştığını ve diktatör olmayacağını söyleyerek suçlamaları reddediyor.

Özgür Anayasa Partisi lideri Abir Musi kamu güvenliğine zarar vermek suçlamasıyla geçen yıldan bu yana hapiste. Önde gelen siyasetçi Lutfi el-Merahi de 2019 seçimlerinde hile yapmak suçlamasıyla bu yıl hapse atıldı.

Her iki isim de seçimlere katılma niyetlerini açıklamış, ancak hapsedilmiş ve adaylıklarını sunmaları engellenmişti.

Geçtiğimiz ay bir başka mahkeme de cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan dört siyasetçiyi hapis cezasına çarptırdı ve ömür boyu adaylıktan menetti.

Said 2019 yılında demokratik yollarla seçildi. Ancak zamanla iktidar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve 2021 yılında muhalefetin ‘darbe’ olarak nitelendirdiği bir kararname yayınladı. Söz konusu kararnameyle Said yasama yetkisini kendisine devrederek ülkeyi yönetmeye başladı.