ABD eski Savunma Bakanı Christopher Miller, Suriye'nin kuzeyindeki ‘uyuşturucu imparatorluğuna’ karşı mücadele çağrısında bulundu

Miller (sağda) kuzeydoğu Suriye'de Kurd (solda) ile görüştü (Özerk Yönetim Medya Bürosu)
Miller (sağda) kuzeydoğu Suriye'de Kurd (solda) ile görüştü (Özerk Yönetim Medya Bürosu)
TT

ABD eski Savunma Bakanı Christopher Miller, Suriye'nin kuzeyindeki ‘uyuşturucu imparatorluğuna’ karşı mücadele çağrısında bulundu

Miller (sağda) kuzeydoğu Suriye'de Kurd (solda) ile görüştü (Özerk Yönetim Medya Bürosu)
Miller (sağda) kuzeydoğu Suriye'de Kurd (solda) ile görüştü (Özerk Yönetim Medya Bürosu)

ABD eski Savunma Bakanı Christopher Miller, ABD'nin ve uluslararası koalisyon ülkelerinin, DEAŞ mensuplarına ait hapishane ve gözaltı merkezlerinin korunması ve örgütün ailelerinin bulunduğu kampların denetlenmesi noktasında Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne ve Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) desteğinin devam edeceği yönündeki umudunu dile getirdi. 

ABD'li yetkili, Kürt yetkililerle ve askeri güçlerle yaptığı görüşmelerde, uluslararası koalisyon güçlerinin DEAŞ ile mücadele ve örgüte bağlı hücreleri yenilgiye uğratmadaki rolünü ele aldı.

Miller dün yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:

"Teröre karşı elde edilen kazanımların korunmasına ihtiyaç var, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi'ne ABD desteğinin devam etmesi gerekiyor ve bölgesel istikrara ihtiyaç var. Uluslararası koalisyon ülke ve hükümetleri, Suriye savaşı yıllarında birçok askeri tarafın kontrolüne sahne olan bu bölgelerdeki istikrar operasyonlarını desteklemeli."

Miller, Kürt yetkililerle bölge halklarının güvenlik ve refahının sağlanması ve sivil idarenin ekonomik ve siyasi olarak desteklenmesi ihtiyacını tartıştı. ABD’li yetkili Koalisyon ve SDG güçlerinin ülkenin doğusunda, kamp ve cezaevlerinde yürüttükleri operasyonların halen devam ettiğini kaydetti.

ABD eski Savunma Bakanı düzenlediği basın toplantısında “El-Hol kampında DEAŞ'ın uyuyan hücreleri var. Ana askeri harekat sona erdi. Ancak savaş devam ediyor ve Washington ile koalisyonun, SDG güçlerine ve kuzeydoğu Suriye halkına destek sağlaması gerekiyor” dedi.

SDG’den bir yetkili, önceki gün El-Hol kampında gerçekleştirilen teftiş turu sırasında General Korella'ya açıklamalarda bulundu (Özerk Yönetim Medya Ofisi)
Bir SDG’li, önceki gün El-Hol kampında gerçekleştirilen temaslarda General Korella'ya açıklamalarda bulundu (Özerk Yönetim Medya Ofisi)

Eski Bakanı, ABD güçlerinin Suriye'nin doğusundaki rolü ve DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyon çerçevesindeki görevleri hakkında şunları söyledi:

"Bu güçlerin bir sonraki adımının uyuşturucu imparatorluğuna karşı savaşmak olduğunu düşünüyorum. İran, uyuşturucuyu Irak ve Suriye'ye karşı silah olarak kullanıyor. Bu uyuşturucular Avrupa'ya ya da ABD'ye ulaşabilir. Uluslararası koalisyon DEAŞ'la mücadele görevini uyuşturucuyla mücadeleyle değiştirebilir diye düşünüyorum. Çünkü bu konu bölge insanı için önemli."

General Korella'nın ziyareti

ABD eski Savunma Bakanı'nın ziyareti, geçtiğimiz Çarşamba günü El-Hol ve Roj kamplarını ziyaret eden ABD Merkez Komuta Komutanı General Michael Korella'nın ziyaretiyle aynı zamana denk geldi.

DEAŞ üyeleri ve militanların ailelerinden binlerce insanı barındıran El-Hol ve Roj kampları Suriye'nin en büyük kamplarından ikisi olarak kabul ediliyor. Korella, Kürt yetkililerle görüşmesinde bu kamplarda yaşayanların kendi topraklarına geri gönderilmesi için devam eden uluslararası çabalara dikkati çekti. ABD’li yetkili bölgede güvenlik ve istikrarın arttırılması ve insani zorlukların hafifletilmesi çağrısında bulundu.

Özerk Yönetim Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd, ABD eski Savunma Bakanı Christopher Miller ile görüşmesinin ardından Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada “ABD’li eski bakanla terörle mücadele yolları, idari hapishanelerde tutulan DEAŞ'lı mahkumlar ve kamplarda yaşayan ailelerinin koşulları da dahil olmak üzere birçok önemli konuyu görüştük. Görüşmemizde hâlâ büyük tehdit oluşturmaya devam eden bu terör örgütünün yeniden ortaya çıkmasının önlenmesi için uluslararası çabaların sürdürülmesi gerekliliğini vurguladık” dedi.

Kürt yetkili, Suriye krizine radikal çözümler bulunması ve yönetimin deneyimine siyasi destek sağlanması çağrısında bulundu. Kurd, El-Hol ve Roj kamplarında yaşayanların vatandaşı oldukları ülkelere gönderilmesi için çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.

Kurd son olarak, "Toplantımızda örgütün hücrelerinin yeniden harekete geçmesini engellemeye, tüm araçlarını elinden almaya ve doğu Suriye'de kalan aktif hücreleri ortadan kaldırmaya odaklandık" dedi.



Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
TT

Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)

Gazze Şeridi'nde yaşananları araştırmak için kurulan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişimi dün, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nu Gazze Şeridi’ne acilen müdahale etmeye ve felakete uğramış bölge halkına yardım etmek için askeri koruma gücü göndermeye çağırdı.

Uluslararası akademisyenler, hukukçular ve hukuk uzmanlarından oluşan girişim, kamuoyunu harekete geçirmek ve hükümetlere ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ için baskı yapmak amacıyla 2024 yılında Londra'da kuruldu.

İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk, mahkemenin hükümetlere ‘çok geç olmadan’ harekete geçmeleri çağrısında bulunduğunu bildirdi.

grthy7u
Gazze Mahkemesi Başkanı Richard Falk, Gazze Şeridi'ne destek etkinliği sırasında (Gazze Mahkemesi Facebook hesabı)

94 yaşındaki Amerikalı hukuk profesörü Falk, amacın ‘BM Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'ne insani yardım girişinin engellenmesini ve halkın sürekli olarak yok edilmesini sona erdirmek için önleyici bir silahlı müdahale düzenlemesini sağlamak’ olduğunu ifade etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail yerleşimlerine saldırmasından bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik şiddetli bir askeri saldırı yürütüyor. Yardım kuruluşları, bu saldırının Gazze Şeridi'nde ciddi bir insani krize yol açtığını belirtiyor.

Gazze Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “Dünya çapındaki hükümetleri, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirme girişimlerini engelleyen BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için acil adımlar atmaya çağırıyoruz” denildi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde soykırım gerçekleştirdiğini veya insani yardım girişini engellediğini defalarca yalanladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşı sona erdirme çağrılarının Hamas'ın konumunu ‘güçlendirdiğini’ söyledi.

Falk, bu adımın 1950 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ‘Barış için Birlik’ kararı veya daha yeni olan ‘Koruma Sorumluluğu’ ilkesi gibi siyasi araçlarla gerçekleştirilebileceğini belirtti.

İlk karar, BM Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği korumada başarısız olduğu durumlarda BM Genel Kurulu'nun harekete geçmesini sağlıyor. Bu karar, Kore Savaşı'nın (1950-1953) ilk aşamalarında, Sovyetler Birliği'nin BM Güvenlik Konseyi'nde tekrar tekrar kullandığı veto hakkını aşmak için ABD'nin talebi üzerine kabul edildi.

Koruma Sorumluluğu ilkesi, 1994'te Ruanda'da yaşanan soykırım ve Bosna'daki Srebrenitsa katliamının tekrarlanmasını önlemek amacıyla 2005 yılında kabul edildi.

Filistinlilerin hakları alanında onlarca yıldır çalışan ve İsrail'e karşı tutumu nedeniyle defalarca eleştirilen Falk, “Şu anda ciddi ve kararlı bir adım atmazsak, insanları kurtarmak için çok geç kalmış olacağız” dedi.

Falk, Gazze Mahkemesi’nin bu davayı önümüzdeki ay New York'ta yapılacak BM Genel Kurulu gündemine dahil etmeyi umduğunu söyledi.

Uluslararası güçler, zulmü durdurmak için askeri müdahalenin haklı olup olmadığı konusunda bölünmüş durumda. Silahlı müdahaleyi reddedenler, bunun diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü dün İsrail'i Gazze Şeridi halkını aç bırakmak için ‘kasıtlı bir politika’ izlemekle suçladı, ancak İsrail bu suçlamayı defalarca reddetti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, 2023 yılında Hamas'ın İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırı sonucunda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

Buna karşılık İsrail'in saldırısı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde yönettiği ve BM tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre, çoğu sivil olmak üzere 62 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.