Irak Petrol Bakanı’nın acı günü: Aile üyeleri trafik kazasında hayatını kaybettihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4508696-irak-petrol-bakan%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1n-ac%C4%B1-g%C3%BCn%C3%BC-aile-%C3%BCyeleri-trafik-kazas%C4%B1nda-hayat%C4%B1n%C4%B1
Irak Petrol Bakanı’nın acı günü: Aile üyeleri trafik kazasında hayatını kaybetti
Abulgani’nin ailesinin aracının kaza sonrası görüntüsü (Bahgdad Today)
Irak’ta Basra ile Necef'i birbirine bağlayan uluslararası karayolu üzerinde meydana gelen trafik kazasında, Irak Petrol Bakanı Hayyan Abdulgani’nin aile üyelerinden ve korumalarından biri hayatını kaybetti. Kaza, Irak Petrol Bakanı'nın babasının naaşının defin töreninden döndükten sonra meydana geldi.
Irak'ın tüm vilayetlerindeki Şii vatandaşların çoğu, ölülerinin naaşlarını İmam Ali bin Ebi Talib'in türbesinin yanındaki mezarlığa gömüyor.
Yerel basına konuşan güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre, Basra vilayetine giden uluslararası karayolu üzerinde meydana gelen trafik kazasında, bakanın kız kardeşi, kızı, araç sürücüsü ve bir güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hariç Irak vilayetindeki tüm yollar, kalitesizlik ve trafik ışıklarının bulunmamasından mustarip. Bu yollar üzerinde araçların hız yapıp yapmadığına dair kameralar bulunmuyor. Bu durum da sürücüleri saatte 200 kilometreye kadar ulaşan hız yapmaya itiyor.
Irak’ta neredeyse her gün trafik kazalarının yaşandığı illeri birbirine bağlayan yolların bir kısmı halk arasında ‘ölüm yolu’ olarak nitelendiriliyor.
Irak Planlama Bakanlığı'na bağlı Merkezi İstatistik Bürosu, Mart ayı ortasında trafik kazalarına ilişkin istatistikleri yayınladı. Buna göre 2022 yılında 11 bin 523 trafik kazası yaşandı. 2022 yılında 2021’e yılına kıyasla kazalarda yüzde 8 artış yaşanarak 3 bin 21 kişi hayatını kaybetti.
IKBY hariç kazaların 3 bin 79'u yani yüzde 26,7'si ölümlü, 8 bin 444'ü ise (yüzde 73,3) ölümcül olmayan kazalar. 2021 de ise 10 bin 659 kaza oldu.
Irak Başbakanı Şiya es Sudani, yaşanan kaza sebebiyle bakan ve ailesine taziyede bulundu.
Suriye'nin kuzeydoğusunda Esed ve DEAŞ kalıntılarına yönelik operasyonda 79 militan gözaltına alındı
Suriye'nin doğusunu istikrarsızlaştırmaya yönelik suçlara karıştığından şüphelenilen militanlar (Şarku’l Avsat)
Yeni Suriye Askeri Operasyonlar Komutanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Deyrizor kırsalının farklı bölgelerinde devrik rejim üyelerini ve terör örgütü DEAŞ'a sadık milisleri gözaltına almak için operasyonlarını yoğunlaştırdı ve dün hesaplarında yayınladıkları bir açıklamada, Suriyelilere karşı zulüm işlediğinden şüphelenilenlere karşı demir yumruk ile saldıracakları sözünü verdi. Söz konusu açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ulusal kazanımlarımızı korumak ve herkes için barış ve güvenlik ortamını sağlamak için hiçbir çabadan kaçınmayacağız. Barış ve güvenliğe yönelik her türlü tehdide şiddetli bir karşılık verilecek.”
SDG, Suriye'nin kuzeydoğusunda eski rejim kalıntılarını ve DEAŞ hücrelerini avlama kampanyasının bir parçası olarak, Suriye'nin doğusunda güvenliği istikrarsızlaştırmak ve kaosu yaymak için işlenen suçlara karıştığından şüphelenilen 79 kişiyi gözaltına aldı.
Ocak ayı ortasında Uluslararası Koalisyon güçlerinin hava desteğiyle başlayan operasyon, Deyrizor kırsalının farklı bölgelerinde eski askeri personel ve silahlı unsurların gözaltına alınmasıyla sonuçlandı. Operasyonun hedefi vilayetin kuzey ve doğu kırsalında Irak sınırına kadar olan bölgede saklanan rejim kalıntıları ve DEAŞ unsurlarını ortadan kaldırmaktı.
Silah ve mühimmata el konuldu
Washington liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafından desteklenen güçler, Suriye'nin doğusundaki Deyrizor vilayeti kırsalında ‘rejim kalıntıları ve DEAŞ milislerinin tutuklandığını’ ve büyük miktarda silah ve mühimmat ele geçirildiğini duyurdu. SDG Medya Merkezi Direktörü Ferhad Şami, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, güçlerinin ‘Ebu Hamam, Granic ve el-Kasra kasabalarında halkı terörize etmeye ve yolları kapatmaya çalışan eski rejim unsurlarının yanı sıra halka karşı suç operasyonları gerçekleştiren DEAŞ hücrelerini’ takip ettiğini söyledi.
SDG, eski Baas rejimi kalıntıları ve DEAŞ hücrelerini Deyrizor vilayetinin doğusundaki Ziban, et-Tayane, Granic, el-Hişam ve el-Kesrat beldelerinde sabotaj eylemleri gerçekleştirmekle suçluyor. Açıklamaya göre bu kişiler kaos, istikrarsızlık yaymak ve yaşam çarkını bozmak amacıyla ana yolları kapattı ve bu bölgelerdeki Özerk Yönetim’in güvenlik karargahları ile hizmet kurumlarına saldırdı.
Şami, İç Güvenlik Güçleri ve Deyrizor Askeri Konseyi güçlerinin geniş çaplı bir güvenlik kampanyası başlattığını ve bölgede güvenlik ve istikrarı yeniden sağlamak için çabaladıklarını söyledi. Şami, Deyrizor'un güvenlik ve istikrarının ‘kırmızı çizgi olduğunu ve kimsenin buna zarar veremeyeceğini ve bu girişimlere müsamaha göstermeyeceklerini’ vurguladı.
Şami operasyonun, savaş uçaklarıyla hava desteği veren ve lojistik ve askeri destek sağlayan Uluslararası Koalisyon güçleriyle iş birliği ve koordinasyon içinde yürütüldüğünü ifade etti.
Operasyonun gerçekleştiği Granic kasabası sakinlerinden 33 yaşındaki Abdurrahim eş-Şayeb, silahların yaygın olduğunu, bunun da bölge sakinleri arasında korku yarattığını söyledi. Eş-Şayeb, Şarku’l Avsat’a gönderdiği bir WhatsApp sesli mesajında şu ifadeleri kullandı: “Bugünkü gerçek, Esed rejimi ve İran'ın milislerinin kalıntılarının artık bir halk tabanına sahip olmadığını söylüyor. Bu da silah taşıyanların gözaltına alınması ve yargılanması gerektiği ve silahların devlet ve yönetimle sınırlandırılması gerektiği anlamına geliyor.”
SDG'ye yönelik suçlamalar
Ancak yerel sayfalar ve haber ağları SDG'yi Uluslararası Koalisyon’un hava desteğiyle güvenlik operasyonları yürütmekle suçladı. Hecin Şehri Medya Merkezi sayfası SDG'nin ‘sıkı bir sokağa çıkma yasağı eşliğinde Deyrizor kırsalında sivillere yönelik keyfi baskınlar ve gözaltılar gerçekleştirdiğini’ söylerken, Yukarı Mezopotamya Haberleri sayfası SDG'yi kontrolü altındaki bölgelerde geniş çaplı gözaltı operasyonları yürütmekle suçladı, ancak daha fazla ayrıntı veya gözaltına alınanların isimlerini vermedi. Paylaşıma göre gözaltılar, son iki gün içinde Granic, Ruveyşed, Ebu’n-Nitel, Muheymide ve Ebu Hamam kasabalarında yoğunlaştı.
İç Güvenlik Güçleri Operasyon Odası Komutanı Tuğgeneral Ali el-Hasan, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, operasyonun 15 gün önce başladığını ve halen devam ettiğini söyledi. “Operasyon, eski Suriye rejiminin kalıntılarını ve destekçilerini takip etmeyi ve ayaklanmalar ve çekişmeler çıkararak ve masum insanları öldürerek bölgenin güvenliğini ve istikrarını bozmaya çalışan DEAŞ terörist hücrelerini ortadan kaldırmayı amaçlıyordu” diyen el-Hasan, operasyonun güvenliği bozmaya karışan 79 unsurun gözaltına alınmasıyla sonuçlandığını belirtti. El-Hasan ayrıca, “Büyük miktarda silah ve mühimmat ele geçirdik’ dedi.
Suriye savaşının başladığı 2011 yılından bu yana askerî açıdan yerel ve uluslararası taraflar arasında bölünmüş olan Deyrizor vilayeti, aşiretlerin çoğunlukta olduğu ve Suriye'nin petrol yataklarının çoğuna ev sahipliği yapan bir bölge. Kürt ve Arap gruplardan oluşan bir koalisyon olan SDG, Fırat Nehri'nin doğu yakasını kontrol ediyor. Eş-Şera liderliğindeki yeni geçiş hükümetine bağlı Askeri Operasyonlar Dairesi güçleri batı yakasını kontrol ederken, ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon da vilayetin doğu kesiminde yer alıyor. DEAŞ hücreleri aynı bölgede halen çok aktif ve hem ABD hem de SDG güçlerini hedef alıyor.