El-Burhan'ın kuşatma duvarını kırdıktan sonra önüne çıkan senaryolar

Bu senaryolar, savaşı durdurmaktan İslamcıları kovmaya ya da onlarla ittifaka devam etmeye kadar uzanıyor.

Sudan Ordusu Komutanı Korgenaral Abdulfettah el-Burhan, Omdurman'daki bazı mahalle sakinleriyle poz verdi. (Sudan Ordusu Facebook sayfası) 
Sudan Ordusu Komutanı Korgenaral Abdulfettah el-Burhan, Omdurman'daki bazı mahalle sakinleriyle poz verdi. (Sudan Ordusu Facebook sayfası) 
TT

El-Burhan'ın kuşatma duvarını kırdıktan sonra önüne çıkan senaryolar

Sudan Ordusu Komutanı Korgenaral Abdulfettah el-Burhan, Omdurman'daki bazı mahalle sakinleriyle poz verdi. (Sudan Ordusu Facebook sayfası) 
Sudan Ordusu Komutanı Korgenaral Abdulfettah el-Burhan, Omdurman'daki bazı mahalle sakinleriyle poz verdi. (Sudan Ordusu Facebook sayfası) 

Sudanlılar, Ordu Komutanı Korgenaral Abdulfettah el-Burhan'ın Genel Komutanlık Karargahı’ndan kurtulduktan sonra atacağı ilk adım hakkında çelişkili ve çatışmalı görünen spekülasyon ve analizleri tartışıyor. Burhan, karargâhtan çıktıktan sonra savaşı durdurmak için rakibi Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile anlaşma imzalayacak mı? Yoksa eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir liderliğindeki İslamcı rejimin destekçileri tarafından desteklenen ‘isyancı milisler’ ortadan kaldırılıncaya kadar ordunun konumunu güçlendirmek için savaşı sürdürüp karargâhtan kurtuluşundan kaynaklanan manevi zaferden mi yararlanacak?

Spekülasyonlar, ordu liderliği ile Müslüman Kardeşler ve eski rejimin destekçileri tarafından temsil edilen savaşın sürdürülmesinin ana savunucuları arasında bir kopuş veya onlarla bir çatışmaya girmeyi bekleyen iyimser analistler arasında dönüp dolaşırken, diğer analistler Burhan'ın fırsatı değerlendireceğine ve ordunun savaş pozisyonunu güçlendirerek savaşı sürdürmeye yönelik adımlar atacağına inanıyor. Bunu yaparken HDK tarafından kuşatıldığı Genel Komutanlık Karargahı’ndan kurtuluşunun sağladığı ‘psikolojik destek’ ve moralden yararlanacağı düşünülüyor.

Acaba Burhan, Hartum'un merkezindeki Genel Komutanlık Karargâhı sığınaklarında geçirdiği 4 aydan fazla sürenin ardından hangi yön ve senaryoları benimseyecek?

Ordunun kontrolü

Yüksek Stratejik ve Güvenlik Çalışmaları Akademisi Danışmanı emekli Tümgeneral Mutasım Abdulkadir Hasan, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Burhan'ın silahlı kuvvetleri komuta etmesinin yanı sıra bir ‘Devlet Başkanı’ olduğunu, dolayısıyla bir başkan olarak sorumluluklarını tüm Sudan topraklarında yerine getirmesi gerektiğini ifade etti. Hasan, Burhan için liderin görevlerinin önemli bir parçası olan ordu yönetimi ve liderliği dışında kalan güçleri de denetlemesi gerektiğini söyledi.

Tümgeneral Hasan’a göre bu durum, yani Burhan'ın kurtuluşu, nasıl olduğuna bakılmaksızın silahlı kuvvetlerin bölge üzerindeki kontrolünü teyit etmekle beraber şartlar nasıl gerektiriyorsa ona göre başkentin herhangi bir yerinde hareket ettiğini de ortaya koyuyor. HDK’nin başkenti neredeyse tamamen kontrol ettiği iddiası da böylece boşa çıkıyor.

Askeri uzman, isyan ve etkilerinin tamamen ortadan kaldırılmasından, dahası hayatın normale dönmesinden önce Sudan dosyalarına dikkatlerin yöneltilmesi çağrısında bulunan analizleri ‘erken’ olarak nitelendirdi. Askeri uzman, “Burhan'ın ağustos ortasında yaptığı konuşmada ifade ettiği de buydu” dedi. 

Sivil yönetim metodu

Siyasi analist Cemil Fadıl, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Burhan'ın esaretten kurtulduktan sonraki yolu tek yönlü bir yoldur. Bu da askeri müdahalelerle lekelenmemiş demokratik sivil yönetime geçişin köprü noktasına bir ortaklık ile geri dönme yoludur” dedi.

Savaşın fitilini ateşleyen tarafın Müslüman Kardeşler olduğunu düşünen Fadıl, Müslüman Kardeşler için “Bazı liderlerinin ve eski başkan yardımcısı Ali Osman Muhammed Taha'nın başka bir gün için güçlerini korumaları gerektiğine dair fetva verdiği eğitimli cihatçı kadroların çoğunu kaybederek savaşın faturasını ödemeleri gerekiyor” dedi.

Fadıl sözlerine şöyle devam etti: “İslamcılar, ordu ve HDK’yi kendilerini ilgilendirmeyen bir savaşa bulaştırdıklarından artık bu iki taraf arasında savaş durumunu resmen sona erdiren bir anlaşma imzalanması daha muhtemeldir. Ancak bana göre savaş sadece bu anlaşmayla durmayacak, aksine bir süre daha resmi ve düzenli askeri kurumun şemsiyesi dışında devam edecektir. Bu savaş, cihatçı Bera bin Malik Tugayı'nın bölükleri ve çeşitli saiklerle savaşmak, tüm ülkeyi geri dönüşü ve çıkışı olmayan bir iç savaşa sokmak adına ‘seferberler’ olarak bilinen kişiler tarafından yönetilecektir.”

Fadıl, kelimenin tam anlamıyla varoluşsal bir savaş yürüten İslamcı örgütün daha sonraki aşamada, dünyayı değiştirme arzusuyla yanıp tutuşan küresel terörist grupları kendine çekerek uluslararası ufuklara sahip bir savaş çıkarmasına karşı uyarıda bulundu. Fadıl, “Müslüman Kardeşler tarafından kendisine dayatılan gerekçeyle 4 aydan fazla bir süre ev hapsinde tutulan, bu süre zarfında da şahsi korumalarının tasfiye edilmesinin ardından kendi çabalarıyla iki suikast girişiminden kurtulan Burhan'ın, onlarla yeni bir yakınlaşma sürecine girecek güveni kalmadığına inanıyorum” diye ekledi. 

Savaşın yakın sonu 

Arap Sosyalist Baas Partisi (Sudan Bölgesi) ise Burhan'ın Genel Komutanlık Karargahı’ndan kaçışı, bu durumun savaş ve barış meseleleri üzerindeki önemi ve etkileriyle ilgilendi. Fadıl, sözcüsü olduğu Al-Hadaf gazetesi tarafından yayınlanan bir konuşmasında şunları söyledi: “Yorumlar esas olarak Burhan'ın kaçışının nasıl ya da hangi senaryo çerçevesinde gerçekleştiği ve bazı organizasyonların bir parçası olup olmadığı yönünde yoğunlaştı.”

Baas Partisi, sahadaki gerçeklerin, silahlı kuvvetlerin pozitif savunma stratejisiyle Omdurman şehrinin geniş bölgelerinde zaferini genişlettiği askeri operasyonların sonucunu görmezden gelemeyeceğine inanıyor. Aynı şekilde Hartum'daki Zırhlı Kuvvetler Komutanlığı, Omdurman’daki Mühendisler Birliği ve Wadi Sayidna Karargahı’ndaki mevzilerine HDK tarafından tekrarlanan saldırılar karşısındaki karşı koyuşunun yanı sıra yayılımının azalmasının da sahadaki gerçekler tarafından göz ardı edilemeyeceğini düşünüyor. Parti tarafından yapılan açıklamada “Tarafların bakış açıları ne olursa olsun, Burhan'ın kendi ifadelerinden de anlaşılacağı üzere, savaşın yakın bir zamanda sona ereceği noktasında birleşiyorlar” ifadeleri yer aldı.

Çerçeve anlaşmasının imzalanmasından kısa bir süre önce Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden (ÖDBG) doğan parti, savaşın durdurulmasının acil bir halk talebi haline geldiğini ve bunun elde edilememesinin ulusal sorumluluğun üstlenilmemesinden kaynakladığını ifade etti. Aynı zamanda halkın arzularına ve meşru isteklerine karşı bir ihanet olduğunu açıkça ortaya koydu. Parti, “Cidde'de devam eden müzakere sürecinin yavaşlığı ve belki de bocalaması sadece savaşan tarafların çatışmaları sona erdirme, savaşı durdurma konusundaki isteksizliği ve ciddiyetsizliğinden değil aynı zamanda sivil, siyasi, sosyal ve profesyonel güçlerin savaş karşıtı cepheyi inşa ederek savaş güçlerini kuşattıktan sonra taraflara koşulsuz olarak savaşı durdurmaları için baskı yapmaktan aciz olmasından kaynaklanmaktadır” diye ekledi.

yhj
Çatışmalar devam ederken Hartum'dan toplu kaçış sürüyor. (AFP) 

Parti, siyasi, sivil ve profesyonel güçleri, savaş tehdidi altındaki ülkeye karşı sorumluluklarını ve görevlerini yerine getirmek için “yeteneklerine ve kitlelerinin kabiliyetlerine olan güvenlerini” yeniden tesis etmeye çağırdı. Aynı şekilde siyasi güçleri zayıflatıp bölerek halkın iradesini ve özlemlerini yansıtmayan çözümlerle onlara emirler dayatmak için ortam hazırlayıp ömürlerini uzatma girişimlerini durdurmaya davet etti.

Zorluklar ölçüsünde yeni bir hükümete doğru

Orduya yakın siyasi analist Tahir Sati ise Burhan'ın çıkış sürecinin İslamcılarla ilgili değil, ayrılmadan önce devlet yönetiminde yeni bir aşama başlatmakla ilgili olduğunu ifade etti. Sati, “Bana öyle geliyor ki son zamanlarda yaşanan çatışmalar uzun zaman önce planlanmıştı ve operasyon sahasında tam bir değişikliğe yol açarak yeni bir olguya zorladı. Milisler, geçtiğimiz aylarda olduğu gibi artık ulusal güvenlik ya da askeri kurumlar için bir tehdit değil, sadece bölgesel güçlere dönüştüler” ifadelerini kullandı.

Yaşanan olayların Burhan'ı zorluklar ölçüsünde bir hükümet kurmaya zorlayan yeni bir olgu yaratacağını varsayan Sati, “Benim tahminime göre bu durum, Burhan'ın operasyon sahasından -ki ben buna çıkış demiyorum- Atbara, Port Sudan ya da diğer güvenli Sudan eyaletlerindeki devlet yönetimi alanlarına geçmesinin ana nedenidir. Geçtiğimiz aylarda sadece Başkomutan olarak görev yapan Burhan artık sadece Silahlı Kuvvetlerin Başkomutanı değil, aynı zamanda Egemenlik Konseyi Başkanı’dır” dedi.

Sati, “Şimdi Burhan, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı oldu. Önümüzdeki günlerde sahada çalışmaya devam etmesinin yanı sıra devlet ve hükümet yönetiminde yeni bir dönemin başlayacağına inanıyorum. Ayrıca uygulamaya geçirmek istediği yeni kapasitenin ortaya çıkmasını bekliyorum” dedi.



Amerikalı diplomatlar yeni liderlerle görüşmek için Suriye'de

Washington'daki Suriye büyükelçiliğinin girişine Suriye muhalefet bayrağı asıldı (Reuters)
Washington'daki Suriye büyükelçiliğinin girişine Suriye muhalefet bayrağı asıldı (Reuters)
TT

Amerikalı diplomatlar yeni liderlerle görüşmek için Suriye'de

Washington'daki Suriye büyükelçiliğinin girişine Suriye muhalefet bayrağı asıldı (Reuters)
Washington'daki Suriye büyükelçiliğinin girişine Suriye muhalefet bayrağı asıldı (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, 13 yıllık iç savaş boyunca Washington ve Şam arasında benzeri görülmemiş bir diplomatik misyonla, ABD'li diplomatların yeni Suriyeli yetkililerle görüşmek üzere Suriye'ye geldiğini duyurdu.

Diplomatlar, Washington tarafından "terörist" olarak tanımlanan Heyet Tahrir el Şam örgütü ve sivil toplum temsilcileriyle bir araya gelecek. Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün açıkladığı gibi, "ülkelerinin geleceğine ilişkin vizyonlarını ve ABD'nin onları nasıl destekleyebileceğini" müzakere edilecek. Bu, Washington ile Suriye'nin yeni yöneticileri arasındaki ilk doğrudan ve resmi toplantı olacak.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre, ABD'nin kıdemli Ortadoğu diplomatı Barbara Leaf, rehine işlerinden sorumlu başkanlık temsilcisi Roger Carstens ve Dışişleri Bakanlığı'nın Suriye'deki çalışmalarını yönetmekle görevlendirilen yeni danışman Daniel Rubenstein, Suriye muhalefetinin Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmesinden sonra Şam'a giden ilk ABD'li diplomatlar olacak.

Ziyaret, Batılı hükümetlerin Heyet Tahrir el-Şam ve lideri Ahmed el-Şera ile iletişim kanallarını yavaş yavaş açtığı ve grubun terör örgütleri listesinden çıkarılması olasılığını tartıştığı bir dönemde gerçekleşiyor. ABD heyetinin ziyareti, Fransız ve İngilizlerin son günlerde Suriye'nin yeni yetkilileriyle gerçekleştirdikleri temasları takip ediyor.

Bakanlık sözcüsü, Amerikalı yetkililerin Heyet Tahrir el Şam temsilcileriyle yapacakları toplantılarda Washington'un Suriye'deki siyasi geçiş sürecine dahil etmek istediği kapsayıcılık ve azınlık haklarına saygı gibi bir dizi ilkeyi görüşeceklerini belirtti.

Heyet ayrıca Ağustos 2012'de Suriye'ye yaptığı bir gazetecilik gezisi sırasında yakalanan ABD'li gazeteci Austin Tice ve Esed rejimi döneminde kaybolan diğer ABD vatandaşları hakkında da yeni bilgiler edinmeye çalışacak.

Sözcü, “Ayrıca Ürdün'ün Akabe kentinde ABD ve bölgesel ortaklar tarafından üzerinde anlaşmaya varılan geçiş ilkelerini görüşmek üzere HTŞ temsilcileriyle bir araya gelmeyi planladıklarını” ifade etti.