Yemen’de yerel yönetimleri güçlendirmek için yeni proje

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, geçtiğimiz Haziran ayında Hadramut’ta Suudi Arabistan'ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı tarafından uygulanan ve değeri 1 milyar Suudi riyalinden fazla olan projelerin temel taşını attı (Şarku’l Avsat)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, geçtiğimiz Haziran ayında Hadramut’ta Suudi Arabistan'ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı tarafından uygulanan ve değeri 1 milyar Suudi riyalinden fazla olan projelerin temel taşını attı (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen’de yerel yönetimleri güçlendirmek için yeni proje

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, geçtiğimiz Haziran ayında Hadramut’ta Suudi Arabistan'ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı tarafından uygulanan ve değeri 1 milyar Suudi riyalinden fazla olan projelerin temel taşını attı (Şarku’l Avsat)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı, geçtiğimiz Haziran ayında Hadramut’ta Suudi Arabistan'ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı tarafından uygulanan ve değeri 1 milyar Suudi riyalinden fazla olan projelerin temel taşını attı (Şarku’l Avsat)

Yemenli yetkililer, yaklaşık sekiz yıldır devam eden iç savaşın dayattığı kırılganlık ışığında illerdeki yerel yönetimlere daha fazla yetki verecek ve merkezi hükümetten bağımsızlık sağlayacak bir yol haritası hazırlıyor.

Şarku'l Avsat'ın Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Projesi Teknik Komitesi Başkanı Mühendis Bedir Baslame ile yaptığı röportaja göre söz konusu proje, deneyimin uygulanıp fayda sağlaması ardından diğer vilayetlerde de yaygınlaştırılması için ilk aşamada Aden, Hadramut ve Taiz'de uygulamaya başlamayı hedefliyor. Baslame, söz konusu röportajda, “Kapasite geliştirme tüm vilayetlerde gerçekleştirilecek. Ancak eğilim, bu üç vilayete odaklanma, bunlardan alınacak derslerden yararlanma, diğer vilayetlere model olması açısından ihtiyaç duyabileceğimiz bazı şeyleri değiştirme yönünde” ifadelerini kullandı.

Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Projesi Teknik Komitesi Başkanı Mühendis Bedir Baslame (Şarku’l Avsat)
Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Projesi Teknik Komitesi Başkanı Mühendis Bedir Baslame (Şarku’l Avsat)

Cumhurbaşkanlığı onayını, bölgesel ve uluslararası desteği alan söz konusu yeni proje; vilayet

lerdeki yerel yönetimlerin toplumun katılımıyla sürdürülebilir ekonomik kalkınma sağlamasını, iş fırsatları yaratan, merkez, yerel yönetim ve özel sektör arasındaki ilişkiyi tanımlayan özel sektörün katılımını amaçlıyor.

Yemen, İran destekli Husi milislerin başkent Sana'daki devlet kurumlarının kontrolünü silah zoruyla ele geçirmesi ardından yaklaşık sekiz yıldır savaş halinde.

Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Haziran ayında Hadramut’a yaptığı ziyaret sırasında konsey ve hükümetin, kurtarılmış tüm vilayetlerde yerel yönetimlerin rolünü güçlendirme, güvenlik ve istikrar çabalarını destekleme ve hizmetleri iyileştirme konusundaki kararlılığını doğruladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Projesi Teknik Komitesi Başkanı Mühendis Bedir Baslame, vilayetleri, projeyi hayata geçirdikten sonra özel sektörün katılımıyla hizmet sunabileceklerini, projeleri hayata geçirmek için yeterli fona sahip olacaklarını vurguladı.

Yemen'de sekiz yıldır devam eden savaşın devlet kurumlarının tamamen dağılmasına, kırılganlığına ve zayıflamasına yol açtığını anlatan Baslame, kurumların artık hizmet veremez hale geldiğini, yerel yönetimler kendilerini tamamen hazırlıksız bulduklarını ifade etti.

Aynı zamanda, “Projelerin yüzde 97'si merkezi otoritelerden geldi. Yerel otoritelerin uygulama sürecini takip etmesi gerekiyordu. Savaş ile birlikte, hizmet sağlama ve kendilerinin üstlenemeyeceği veya üstlenmeye hazır olmadığı büyük görevleri yerine getirme konusunda tüm sorumluluk yerel yetkililere yüklendi. Yerel yönetimler imkanları ölçüsünde çıkış yolları bulmak, hizmet sunmak ve en azından gelişmek için çaba sarf etti. Bazı vilayetler kanunların verdiğinden daha fazla yetkiye sahip hale geldi. Vilayetler, savaşın koşulları nedeniyle kanunların kendilerine verdiği yetkilerin ötesinde yetkiler kullanıyordu. Merkeze verilmeyen fonların varlığı, vilayetlerde büyük ölçüde bir tür kaos yaratarak denetim eksikliğinde ciddi boyutta yerel yolsuzluklara yol açtı. Merkezi otoriteler ayak uyduramadı. Devlet ve kurumları zayıf hale geldi” ifadelerine başvurdu.

Söz konusu projenin sürdürülebilir istikrarın sağlanması için hizmet sağlamaya, yerel kalkınmaya ve iş fırsatları sağlamaya odaklandığını dile getiren Baslame, “Bu proje, vilayet düzeyindeki en büyük endişe niteliğindeki hizmetler, yerel kalkınma ve istihdam konularını ele alıyor. Başkanlık Konseyi Başkanı’nın talimatı, yerel yönetimlerin hizmet sunmasını sağlayacak proje oluşturma, yerel kalkınmayı gerçekleştirerek istihdam yaratma yönünde” ifadelerini kullandı.

Birçok vilayet büyük bir elektrik sıkıntısı içerisinde. Abyan'daki projelerden biri (Yemen Elektrik Bakanlığı)
Birçok vilayet büyük bir elektrik sıkıntısı içerisinde. Abyan'daki projelerden biri (Yemen Elektrik Bakanlığı)

Söz konusu yol haritasına göre, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilecek. 2000 tarihli 4 rakamlı Yerel Yönetimler Kanunu ile çelişen kanunlar değiştirilecek, bu kapsamda 80 civarında kanunun değiştirilmesi gerekiyor.

Baslame, “Kaynakların bölünmesi de merkezin ihtiyaçları ile yerel otoritenin ihtiyaçları arasında bir ikilemi temsil ediyor. Bu sorun, bir zaman çizelgesine göre yetki ve kaynak verilmesi ve kapasite oluşturulması taahhüdü ile yol haritasındaki sürecin programlanmasıyla çözülecek. Merkezin bazı kaynakların kaybından etkilenmemesi için yetki ve kaynaklar açısından yerel yönetimlere kaldırabileceğinden fazlası verilmeyecek. Bazıları kaynakların yalnızca petrol ve gazdan ibaret olduğunu düşünüyor, oysa kaynak kavramı bundan çok daha geniş. Balık sektörüne baktığımızda çoğu ilde, bilhassa güneydeki illerin denize kıyısı mevcut. Tarım dahil olmak üzere başka kaynaklar da aramalıyız. Bağımsızlıktan önce Abyan'dan gelen elyaf pamuğun Londra Borsası'nda dünyanın en iyi pamuk türlerinden biri olarak satıldığını hatırlıyorum. Neden bu durumu yeniden sağlamıyoruz? Ekonomik sektörleri canlandırmaya ihtiyacımız var, kaynaksız il kalmayacak” ifadelerinde bulundu.

Yol haritasının her vilayetin kendi yeteneklerine ve ekonomik güç kaynaklarına göre büyüme ve zenginlik kaynakları aramasını amaçladığını bildiren Baslame, açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü:

“En önemlisi özel sektör uzun zamandır kalkınmanın dışında kalmıştı. Şimdi kalkınmaya net bir şekilde dahil olması gerekiyor. Yerel yönetim ile özel sektör arasında bir ortaklık oluşturulmalı. Ancak bu, cazip bir yargı ve güvenlik ortamının sağlanmasını gerektiriyor. Düzenlemeyle birlikte yerel, bölgesel ve uluslararası özel sektör de gelecektir. Projenin karşı karşıya kalacağı en önemli zorluk, merkezi hükümet kurumlarının kendilerine verilen yetkilere uyması. Bunları yerel yönetimlere bırakmak oldukça sorunlu. Sorun, savaş sırasında taşrada yaşanan, büyük güç odakları oluşturan hukuk dışı uygulamaların sıfırlanmasında yatıyor. Yerel yönetimleri ekonomik kalkınma ve istihdam yaratma yoluyla güçlendirme projesi, bölgenin ve uluslararası toplumun desteğini alıyor.

Suudi Arabistan'ın Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı, yol haritasının hazırlanmasına destek vermeye başladı. Örneğin Almanya, bu hayati projenin başarıya ulaşması yönündeki uluslararası çabalara öncülük ediyor. Bu, uygulamanın gerçekleşebilmesi için merkez ile yerel yönetimler arasında aşamalar yoluyla bir diyaloğu gerektiriyor. Uluslararası grup bu konuda uluslararası uzmanlığı desteklemeyi ve araştırmayı iki şartla kabul etti. Bu şartlardan ilki, teknik komitenin bağımsızlığı ve bütünlüğü, merkeze ya da yerelliklere bağlı olmaması yönünde. İkinci olarak ise haritanın yalnızca Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi tarafından onaylanan tavsiyelerle değil, uygulamaya yönelik başkanlık kararlarıyla taçlanması isteniyor.”

Yerel yönetimlerin ekonomik kalkınmasını sağlayacak bir yol haritası hazırlama projesinin siyasetle ya da Yemenli partiler arasındaki siyasi gerginliklerle hiçbir ilgisi olmadığını dile getiren Baslame, amacın herkese hizmet eden istikrarın sağlanması için yerel yönetimlerin hizmet sunmasını, kalkınmasını ve iş fırsatları sunmasını sağlamak olduğunu vurguladı.

Aynı zamanda, “Projenin hayata geçmesiyle vilayetler, merkezin müdahalesinden uzakta, özel sektörün katılımıyla ve yeterli öz finansman ile hizmet sunabilecek. Devletin işi, ekonomiye dahil olmaktan çok, özel sektörün müdahalesine yönelik eylem mekanizmasını organize etmek, piyasayı ve ekonomiyi düzenlemeye yönelik standartları belirlemek olacak. Merkez ile yerel yönetim ve özel sektör arasındaki ilişkiler belirlenecek. Açıkçası Yemen'deki gerçeklik zor ve karmaşık. Ancak iyimser olmalı, umudumuzu kaybetmemeliyiz. Kayayı kazmamız ve ışığı her yönden görmemiz gerekiyor” vurgusunda bulundu.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.