Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aylar kala Mısır muhalefeti iç ihtilaflar ile uğraşıyor

Mısır’da Sivil Hareket, bölünmelere son verilmesi çağrısında bulundu.

Sivil Hareket liderlerinin eski bir toplantısı (Sivil Demokratik Hareket’in Facebook sayfası)
Sivil Hareket liderlerinin eski bir toplantısı (Sivil Demokratik Hareket’in Facebook sayfası)
TT

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aylar kala Mısır muhalefeti iç ihtilaflar ile uğraşıyor

Sivil Hareket liderlerinin eski bir toplantısı (Sivil Demokratik Hareket’in Facebook sayfası)
Sivil Hareket liderlerinin eski bir toplantısı (Sivil Demokratik Hareket’in Facebook sayfası)

Mısır muhalefeti, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden aylar önce anlaşmazlıkları gidermeye ve bölünmelere karşı koymaya çalışıyor. Muhalefet, yaklaşan seçimlerde hangi adayın desteklenmesine henüz karar vermemişken, önde gelen aktivistler arasında yaşanan krizin yankıları, anlaşmazlıkları ortadan kaldırma amacıyla müdahale girişimlerinin ortasında hâlâ muhalefete gölge düşürüyor.

‘Oy kullanma hakkına sahip seçmen sayısının 60 milyon olduğu’ yönündeki tahminler yapılırken Mısır Ulusal Seçim Kurulu’nun cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihlerini yakında açıklaması bekleniyor. Başta Vatan’ın Geleceği Partisi (parlamentoda parlamento çoğunluğunu elinde bulunduruyor) olmak üzere Mısır’daki siyasi partiler, Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin yeni cumhurbaşkanlığı döneminde adaylığını desteklediklerini açıkladılar.

Aynı şekilde aralarında Vefd Partisi Başkanı Abdussanad Yamama ve Cumhuriyetçi Halk Partisi Başkanı Hazım Ömer’in de bulunduğu bir dizi potansiyel aday da başkanlık yarışına katılacağını duyurdu. Sivil Hareket’in temsil ettiği muhalif güçler, henüz bu konuyla ilgili ortak bir tutum açıklamadı.

Sivil Hareket içerisindeki bilgi sahibi bir kaynağa göre harekete dahil olan partilerin bazı liderleri, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmaya kararlı. Kaynak, “Muhafazakâr Parti de bir başkanlık ekibi kurulması çağrısında bulundu. Ancak diğer partiler bu çağrıya yanıt vermedi” dedi.

Sivil Hareket Sözcüsü Halid Davud, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Hareket, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin takvimini açıkladıktan sonra bir cumhurbaşkanı adayı sunarak veya potansiyel adaylardan birini destekleyerek nihai tavrına karar verecek” dedi.

Öte yandan Mısır’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri, Sivil Hareket ile Muhafazakâr partinin eş zamanlı iki toplantısının odak noktasıydı. Ancak aynı kaynağa göre iki toplantının sonuçlarına ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Gözlemciler, bu durumu devam eden vizyon farklılığının ve yaklaşan seçimlerle ilgili belirli pozisyonlara ulaşamamanın bir göstergesi olarak nitelendirdi.

Sivil Hareket lideri Kemal Ebu Ayta tarafından sunulan bir bildiriye göre Mısır Savcılığı’nın liberal çizgideki Özgür Hareket (üyeliğinde 3’ü Sivil Hareket’e ait 4 partinin yer aldığı çatı yapılanma) Mütevelli Heyeti Başkanı siyasi aktivist Hişam Kasım’ın 5 bin cüneyhlik (1 dolar yaklaşık 30,9 cüneyh) kefalet bedelini ödemeyi reddetmesi nedeniyle tutuklanması kararının ardından Sivil Hareket, 10 gündür siyasi bir kriz yaşıyor. Kasım, resmi çalışanlara saldırmanın yanı sıra ‘hakaret ve iftira’ suçlamasıyla suçlanıyor. Sivil Hareket, 12 partiden oluşan bir muhalefet grubu olarak biliniyor.

Arabuluculuk çabaları, Ebu Ayta’nın Kasım hakkındaki şikayetini geri çekmesi yönündeki çağrılar ve Ebu Ayta’nın bu çağrıları kabul etmemesinin ardından Sivil Hareket, Kasım’ın derhal serbest bırakılması çağrısında bulundukları bir bildiri yayınladı. Hareket, “Hareketin ‘bölünme tehlikelerine karşı’ birliğini desteklemek amacıyla, iki meslektaş (yani Ebu Ayta ve Kasım) arasındaki tartışma sırasında ortaya çıkan kargaşanın etkilerini kontrol altına alma çabalarına devam edilecek” dedi.

Öte yandan Halid Davud ise, Sivil Hareket’in açıklamasının, ‘hareketin uyumunu sürdürme konusundaki ilgisinin ve Kasım krizinin üstesinden gelme yeteneğinin bir kez daha dile getirilmesi’ olduğunu söyledi.

Özgür Hareket Sözcüsü İmad Cad ise “Kasım’a sempati duyan ve Ebu Ayta’yı öven Özgür Hareket’in son konferansı gerekli bir denge yarattı ve aynı yanıt Sivil Hareket’ten de geldi” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Cad, “Bu iki açıklama sivil hareketin yeniden birleşmesi, anlayışın geri dönüşü ve önceki anlaşmazlıkların aşılması için bir başlangıç ​​noktasını temsil ediyor” dedi.

Muhalefetteki aktif partiler, Kasım’ın duruşması tarihinden (yarın) önce Ebu Ayta’yı şikayetinden vazgeçmeye ikna etme çabalarını yoğunlaştırırken, Cad ise bu girişimlerin Sivil Hareket için yeni bir çalışma aşaması oluşturabileceğine dikkati çekti.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.