MSD Başkanı İlham Ahmed, İran'ı Suriye'nin doğusunda 'huzursuzluğu' artırmak ve aşiretleri desteklemekle suçladı

MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
TT

MSD Başkanı İlham Ahmed, İran'ı Suriye'nin doğusunda 'huzursuzluğu' artırmak ve aşiretleri desteklemekle suçladı

MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG)  siyasi kanadı olan Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor’da meydana gelen çatışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, bu çatışmaların münferit olaylar olmadığını,  bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar olduğunu ifade etti. Ahmed ayrıca, söz konusu gelişmelerle Suriyelilerin dikkatinin ülkenin güneyindeki Suveyda kentinde yaşanan protestolardan uzaklaştırılmanın hedeflendiğini ifade etti.

SDG güçleri, Deyrizor'un doğu kırsalındaki kontrolü altındaki bölgelerde sokağa çıkma yasağı kararı aldı. SDG’nin DEAŞ hücrelerinin takibi için güvenliğin artırılması sürecinin ikinci haftasına girmesi ve güvenlik durumundaki kötüleşmenin bir sonucu olarak bu sabah yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağı 48 saat boyunca devam edecek.

İlham konuyla ilgili X platformundan yaptığı açıklamada, “Maalesef bu çatışmalar münferit olaylar değil. Bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar var. Bu çatışmaların arkasında iddia edilen gündem ise çok daha korkutucu. İran ve (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esed rejimi, bu huzursuzluğu Araplar ve Kürtler arasındaki etnik çatışmanın bir sonucu olarak göstermek, Suriyelileri Suriye'nin güneyindeki protesto hareketlerinden uzaklaştırmak istiyor” şeklinde konuştu.

Açıklamasında, İran ve Suriye hükümetinin çabalarının ABD güçlerini Suriye'nin doğusundan uzaklaştırmaya yönelik olduğunu vurgulayan Ahmed, “Durumun Arap aşiretleri tarafından yönlendirildiği gibi iddia sunarak bu dava için uluslararası merhamet ve destek kazanmaya çalışıyor olabilirler” dedi.

ABD'nin, İranlı milisleri Suriye topraklarından çıkarmak için bu bölgelerde olası bir çatışma riskine ilişkin iddiaların paylaşıldığı zamanda yapılan bu açıklama, DEAŞ örgütüne karşı yürütülen savaşta Washington liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen SDG saflarında önde gelen bir isim tarafından yapılan ilk açıklama oldu.

MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)

Geniş kapsamlı etkileri ve daha geniş jeopolitik yansımaları olacak bu çatışmaların sonuçları konusunda uyarıda bulunan Ahmed, “Bu derinlemesine araştırma ve küresel dikkat gerektiren bir durum. Kuzey Doğu Suriye halkı istikrarı ve güvenliği hak ediyor. Bu zor zamanlarda barış ve iletişime tüm taraflarca öncelik verilmelidir. Kuzey Doğu Suriye halkı istikrarı ve güvenliği hak ediyor çünkü zaten yeterince acıya katlandılar” dedi.

Bu bağlamda SDG ve İç Güvenlik Güçleri (Asayiş), internet sitesinden yapılan resmi açıklamada, Deyrizor kırsalında kontrolü altındaki tüm bölgelerde, bu saat 05.00'ten itibaren 48 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu.  

Deyrizor kırsalındaki önceki güvenlik operasyonlarında SDG güçlerinin terörle mücadele birimi
Deyrizor kırsalındaki önceki güvenlik operasyonlarında SDG güçlerinin terörle mücadele birimi

SDG Medya Sorumlusu Ferhad Şami konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağı ve alınan tedbirlerin silahlı grupların ve Fırat'ın karşı yakasından sızmış kimselerin sivil halkın içinde saklanmasını önlemek için olduğuna değindi.

27 Ağustos’ta Deyrizor Askeri Meclis Grup Komutanı Ahmed el-Habil'in liderlikten ihraç edilmesiyle şiddetli çatışmaların patlak verdiğine değinen Şami, Habil’in nüfuzunu, yolsuzluk, güç ve uyuşturucu konusunda kullanmakla suçlandığını bildirdi.



Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
TT

Gazze Mahkemesi girişimi, BM Genel Kurulu'nu Gazze halkını korumak için müdahale etmeye çağırdı

Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)
Gazze Şeridi semalarındaki İsrail F-15 uçağı (Reuters)

Gazze Şeridi'nde yaşananları araştırmak için kurulan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişimi dün, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nu Gazze Şeridi’ne acilen müdahale etmeye ve felakete uğramış bölge halkına yardım etmek için askeri koruma gücü göndermeye çağırdı.

Uluslararası akademisyenler, hukukçular ve hukuk uzmanlarından oluşan girişim, kamuoyunu harekete geçirmek ve hükümetlere ‘Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirmek’ için baskı yapmak amacıyla 2024 yılında Londra'da kuruldu.

İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında, Gazze Mahkemesi Başkanı ve eski BM Filistin Raportörü Richard Falk, mahkemenin hükümetlere ‘çok geç olmadan’ harekete geçmeleri çağrısında bulunduğunu bildirdi.

grthy7u
Gazze Mahkemesi Başkanı Richard Falk, Gazze Şeridi'ne destek etkinliği sırasında (Gazze Mahkemesi Facebook hesabı)

94 yaşındaki Amerikalı hukuk profesörü Falk, amacın ‘BM Genel Kurulu'nun Gazze Şeridi'ne insani yardım girişinin engellenmesini ve halkın sürekli olarak yok edilmesini sona erdirmek için önleyici bir silahlı müdahale düzenlemesini sağlamak’ olduğunu ifade etti.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail yerleşimlerine saldırmasından bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik şiddetli bir askeri saldırı yürütüyor. Yardım kuruluşları, bu saldırının Gazze Şeridi'nde ciddi bir insani krize yol açtığını belirtiyor.

Gazze Mahkemesi tarafından yapılan açıklamada, “Dünya çapındaki hükümetleri, şimdiye kadar Gazze Şeridi'ndeki soykırımı sona erdirme girişimlerini engelleyen BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için acil adımlar atmaya çağırıyoruz” denildi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde soykırım gerçekleştirdiğini veya insani yardım girişini engellediğini defalarca yalanladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, savaşı sona erdirme çağrılarının Hamas'ın konumunu ‘güçlendirdiğini’ söyledi.

Falk, bu adımın 1950 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen ‘Barış için Birlik’ kararı veya daha yeni olan ‘Koruma Sorumluluğu’ ilkesi gibi siyasi araçlarla gerçekleştirilebileceğini belirtti.

İlk karar, BM Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği korumada başarısız olduğu durumlarda BM Genel Kurulu'nun harekete geçmesini sağlıyor. Bu karar, Kore Savaşı'nın (1950-1953) ilk aşamalarında, Sovyetler Birliği'nin BM Güvenlik Konseyi'nde tekrar tekrar kullandığı veto hakkını aşmak için ABD'nin talebi üzerine kabul edildi.

Koruma Sorumluluğu ilkesi, 1994'te Ruanda'da yaşanan soykırım ve Bosna'daki Srebrenitsa katliamının tekrarlanmasını önlemek amacıyla 2005 yılında kabul edildi.

Filistinlilerin hakları alanında onlarca yıldır çalışan ve İsrail'e karşı tutumu nedeniyle defalarca eleştirilen Falk, “Şu anda ciddi ve kararlı bir adım atmazsak, insanları kurtarmak için çok geç kalmış olacağız” dedi.

Falk, Gazze Mahkemesi’nin bu davayı önümüzdeki ay New York'ta yapılacak BM Genel Kurulu gündemine dahil etmeyi umduğunu söyledi.

Uluslararası güçler, zulmü durdurmak için askeri müdahalenin haklı olup olmadığı konusunda bölünmüş durumda. Silahlı müdahaleyi reddedenler, bunun diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek için bir bahane olduğunu düşünüyor.

Öte yandan Uluslararası Af Örgütü dün İsrail'i Gazze Şeridi halkını aç bırakmak için ‘kasıtlı bir politika’ izlemekle suçladı, ancak İsrail bu suçlamayı defalarca reddetti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, 2023 yılında Hamas'ın İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırı sonucunda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.

Buna karşılık İsrail'in saldırısı, Hamas'ın Gazze Şeridi'nde yönettiği ve BM tarafından güvenilir kabul edilen Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre, çoğu sivil olmak üzere 62 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı.