MSD Başkanı İlham Ahmed, İran'ı Suriye'nin doğusunda 'huzursuzluğu' artırmak ve aşiretleri desteklemekle suçladıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4522356-msd-ba%C5%9Fkan%C4%B1-i%CC%87lham-ahmed-i%CC%87ran%C4%B1-suriyenin-do%C4%9Fusunda-huzursuzlu%C4%9Fu-art%C4%B1rmak-ve
MSD Başkanı İlham Ahmed, İran'ı Suriye'nin doğusunda 'huzursuzluğu' artırmak ve aşiretleri desteklemekle suçladı
MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olan Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor’da meydana gelen çatışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, bu çatışmaların münferit olaylar olmadığını, bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar olduğunu ifade etti. Ahmed ayrıca, söz konusu gelişmelerle Suriyelilerin dikkatinin ülkenin güneyindeki Suveyda kentinde yaşanan protestolardan uzaklaştırılmanın hedeflendiğini ifade etti.
SDG güçleri, Deyrizor'un doğu kırsalındaki kontrolü altındaki bölgelerde sokağa çıkma yasağı kararı aldı. SDG’nin DEAŞ hücrelerinin takibi için güvenliğin artırılması sürecinin ikinci haftasına girmesi ve güvenlik durumundaki kötüleşmenin bir sonucu olarak bu sabah yürürlüğe giren sokağa çıkma yasağı 48 saat boyunca devam edecek.
İlham konuyla ilgili X platformundan yaptığı açıklamada, “Maalesef bu çatışmalar münferit olaylar değil. Bu rahatsızlığın, bölge genelinde huzursuzluk ve istikrarsızlık yaratmak isteyen İran destekli milisler ve Suriye rejimi tarafından yönlendirildiğine dair kanıtlar var. Bu çatışmaların arkasında iddia edilen gündem ise çok daha korkutucu. İran ve (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esed rejimi, bu huzursuzluğu Araplar ve Kürtler arasındaki etnik çatışmanın bir sonucu olarak göstermek, Suriyelileri Suriye'nin güneyindeki protesto hareketlerinden uzaklaştırmak istiyor” şeklinde konuştu.
Açıklamasında, İran ve Suriye hükümetinin çabalarının ABD güçlerini Suriye'nin doğusundan uzaklaştırmaya yönelik olduğunu vurgulayan Ahmed, “Durumun Arap aşiretleri tarafından yönlendirildiği gibi iddia sunarak bu dava için uluslararası merhamet ve destek kazanmaya çalışıyor olabilirler” dedi.
ABD'nin, İranlı milisleri Suriye topraklarından çıkarmak için bu bölgelerde olası bir çatışma riskine ilişkin iddiaların paylaşıldığı zamanda yapılan bu açıklama, DEAŞ örgütüne karşı yürütülen savaşta Washington liderliğindeki uluslararası koalisyon tarafından desteklenen SDG saflarında önde gelen bir isim tarafından yapılan ilk açıklama oldu.
MSD Yürütme Konseyi Başkanı İlham Ahmed (Şarku’l Avsat)
Geniş kapsamlı etkileri ve daha geniş jeopolitik yansımaları olacak bu çatışmaların sonuçları konusunda uyarıda bulunan Ahmed, “Bu derinlemesine araştırma ve küresel dikkat gerektiren bir durum. Kuzey Doğu Suriye halkı istikrarı ve güvenliği hak ediyor. Bu zor zamanlarda barış ve iletişime tüm taraflarca öncelik verilmelidir. Kuzey Doğu Suriye halkı istikrarı ve güvenliği hak ediyor çünkü zaten yeterince acıya katlandılar” dedi.
Bu bağlamda SDG ve İç Güvenlik Güçleri (Asayiş), internet sitesinden yapılan resmi açıklamada, Deyrizor kırsalında kontrolü altındaki tüm bölgelerde, bu saat 05.00'ten itibaren 48 saat süreyle sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini duyurdu.
Deyrizor kırsalındaki önceki güvenlik operasyonlarında SDG güçlerinin terörle mücadele birimi
SDG Medya Sorumlusu Ferhad Şami konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağı ve alınan tedbirlerin silahlı grupların ve Fırat'ın karşı yakasından sızmış kimselerin sivil halkın içinde saklanmasını önlemek için olduğuna değindi.
27 Ağustos’ta Deyrizor Askeri Meclis Grup Komutanı Ahmed el-Habil'in liderlikten ihraç edilmesiyle şiddetli çatışmaların patlak verdiğine değinen Şami, Habil’in nüfuzunu, yolsuzluk, güç ve uyuşturucu konusunda kullanmakla suçlandığını bildirdi.
Gazze ateşkesi: Arabulucular garanti krizini nasıl aşacak?
Gazze Şeridi'nde yıkılan binaların ardından güneş batarken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki hafta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da bir araya gelerek Gazze Şeridi'nde olası bir ateşkesle ilgili gelişmeleri ele alması bekleniyor.
Ancak Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanların tahminlerine göre, Netanyahu'nun siyasi geleceğinin parçalanmasından korkarak Gazze'deki savaşı kalıcı olarak durdurmayı reddetmesi ışığında, Hamas'ın ısrar ettiği savaşı durdurma garantisi krizi bir ‘ikilem’ olmaya devam ediyor. Arabulucuların savaşı sona erdirecek tüm fikir ve önerilerin tartışıldığı kısmi bir ateşkese gitmekten başka çareleri olmadığına dikkat çeken uzmanlar, Trump'ın İsrail Başbakanı’yla görüşmesi sırasında bu konuyu çözmek için yapacağı baskıya güveniyor.
Hamas dün bu garantilerin önemini vurguladı.
Hamas Siyasi Büro Başkanı’nın Medya Danışmanı Tahir en-Nunu CNN'e verdiği demeçte, “Ciddiyiz ve bir anlaşmaya varmaya hazırız; savaşı sona erdirmek için gerekli şartlar açık olduğu takdirde her türlü teklifi kabul etmeye hazırız” dedi.
İsrail'in dün Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardıman sırasında yükselen dumanlar (AFP)
Hamas liderlerinden Mahmud Merdavi dün yaptığı açıklamada, herhangi bir anlaşmanın ‘saldırganlığın tamamen durdurulması, işgal güçlerinin geri çekilmesi, insani protokole uyulması ve varılacak herhangi bir anlaşmanın fiilen uygulanmasını sağlayacak açık garantilere’ bağlı olması gerektiğini söyledi.
Garanti ikilemi
Geçtiğimiz ay İsrail ile İran arasındaki çatışmaların durmasının ardından yeniden gündeme gelen garanti talebi, müzakerelerin ivme kazandığı bir dönemde güçlü bir şekilde ortaya çıktı.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati pazar akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajda şunları söyledi: “Şu anda masada olan ve üzerinde çalıştığımız şey, bir dizi esirin serbest bırakılması ve ateşkesin sürdürülmesi için gereken ivmeyi yaratacağı umuduyla insani ve tıbbi yardımın mümkün olan en kısa sürede girmesi karşılığında İsrail saldırganlığının 60 günlük bir ateşkesle durdurulmasıdır.”
Abdulati, “İsrail ve İran arasında ateşkes sağlandıktan sonra Gazze Şeridi'ne odaklanmak isteyen bir Amerikan vizyonu var. Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın ateşkesin sürdürülebilirliğini sağlamak ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlığının yeniden başlamasını önlemek için yeterli miktarda garanti içermesi gerektiğine dair bir Amerikan anlayışı var” ifadelerini kullandı.
Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin cenaze töreninde gözyaşı döken Filistinliler (Reuters)
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, son ateşkes çabaları hakkında bilgi sahibi olan Filistinli ve Mısırlı kaynaklar, arabulucu rolü oynayan Katar ve Mısır'ın savaşın her iki tarafıyla temaslarını yoğunlaştırdığını, ancak yeni bir görüşme turu için henüz bir tarih belirlenmediğini belirtti.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile dün bir telefon görüşmesi yapan Mısır Dışişleri Bakanı, Gazze Şeridi'ndeki son gelişmeleri ve iki ülkenin ‘ateşkesi yeniden başlatmak, Filistin halkını bu zulümden kurtarmak, esir ve mahkûmları serbest bırakmak ve Gazze Şeridi'ne acil ve engelsiz insani yardım akışını sağlamak’ için ABD ile ortak çabalarını ele aldı.
Hamas, savaşı sona erdirecek bir anlaşmanın parçası olması halinde kalan tüm esirleri serbest bırakmaya hazır olduğunu ifade ederken, İsrail esirlerin serbest bırakılması gerektiğini ve savaşın sona ermesinin Hamas'ın silahsızlanmasına ve Gazze Şeridi'ni yönetmekten uzaklaşmasına bağlı olduğunu savunuyor.
‘Dikenli konular’
Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tümgeneral Muhammed İbrahim ed-Duveyri, Hamas'ın talep ettiği garanti krizinin çözümünün kolay olmadığını düşünüyor. Ed-Duveyri, “İsrail'in reddetme ısrarı var. Zira savaşın sona ermesi şu anda Netanyahu hükümetinin yıkılması anlamına geliyor (...) Bu, Filistin hareketinin silahsızlandırılması ve liderlerinin sürgüne gönderilmesi konusundaki ısrarına ek olarak gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.
Ed-Duveyri, arabulucuların, fikirlerin ortaya atılacağı, garantiler hakkında tartışmaların yapılacağı ve şartlarının anlaşmada açıkça belirtileceği geçici bir ateşkese gitmekten başka çaresi olmadığına inanıyor. Ed-Duveyri, “Garantiye ihtiyaç duyan tek şey savaşın durması değil; İsrail'in nihai çekilmesi de bir kriz ve Hamas'ın silahları gibi çetrefilli bir konu. Bu ve benzeri konular nihai statü müzakerelerine ertelenmeli” dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden Filistinlilerin cenaze töreninde gözyaşı döken bir çocuk (Reuters)
Filistinli siyasi analist Eymen er-Rakab, mevcut krizin garantiler ve Washington'un gelecekte savaşı durdurma garantisi konusundaki tutumuna karar vermemiş olmasıyla ilgili olduğuna inanıyor. Er-Rakab, Gazze Şeridi'ndeki zor koşullar ışığında Hamas'ın kabul edeceği geçici bir ateşkesin sonuçlanmasının ardından garantiler krizinin arabulucular tarafından yapılacak sonraki görüşmelerin bir parçası olmasını bekliyor.
Hamas'ın garantiler konusundaki ısrarı, Trump'ın dün yaptığı açıklamada pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile yapacağı görüşmede Gazze ve İran'daki durumu ele alacağını duyurmasıyla birlikte geldi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Trump, “Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasını ve esirlerin geri dönmesini umuyoruz ve bunun önümüzdeki hafta içinde gerçekleşmesini bekliyoruz” dedi.
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail tarafından bombalanan bir bölgeyi inceleyen Filistinliler (Reuters)
Netanyahu dün yaptığı açıklamada, geçen ay İran ile 12 gün süren savaşta elde ettiğini söylediği ‘büyük zaferin’ ardından Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki hafta ABD'ye gideceğini söyledi.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in Gazze savaşının sona erdirilmesi konusunu görüşmek üzere Beyaz Saray yetkilileriyle bir araya gelmek üzere bu hafta Washington'da olacağını belirtti.
Bilgi sahibi Mısırlı kaynaklar dün yerel medyaya, ‘İsrail ve Hamas'ın sadece geçici bir ateşkes değil, kapsamlı bir takas anlaşması yapmaları için son saatlerde Mısır'ın artan baskısı’ hakkında konuştu.
Kaynaklar, çeşitli taraflardan heyetlerin önümüzdeki 72 saat içinde Kahire'ye gelmesinin beklendiğini, her iki tarafı temsil eden şahsiyetlerin ise anlaşmazlık noktalarını çözmek üzere halihazırda Kahire'de bulunduğunu söyledi.
İsrail'in Gazze şehri sahiline düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden akrabasının cenazesi başında gözyaşı döken Filistinli bir kadın (AFP)
Kaynaklara göre Netanyahu, ‘kapsamlı bir anlaşmaya varma ihtimali olan müzakereleri engellerken, Amerikalı arabulucu tam bir ateşkesi içeren anlaşmayı onaylaması karşılığında Netanyahu'nun siyasi kariyerini hapishanede sonlandırmayacak şekilde İsrail içinde tam bir beraat üzerinde çalışmayı teklif ediyor.’
Trump ile Netanyahu arasında Gazze konusunda yeni bir geçici anlaşmaya varılması için daha fazla görüşme yapılmasını bekleyen ed-Duveyri, ‘Washington'un bu krizi sona erdirmek için oynayacağı büyük bir rol olduğunu, önyargılı olmaması ve krizi mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için Mısır ve Katar ile birlikte çalışması gerektiğini’ belirtti.
Netanyahu'nun Washington ziyaretinin Gazze Şeridi için yeni bir anlaşmaya varılmasında ‘belirleyici’ olacağına inanan er-Rakab, Trump'ın Netanyahu’ya baskı yaparak Washington'dan ateşkes ilan edebileceğini ve bunun gerçekleşmesi halinde Hamas'ın ateşkesi kabul edeceğini ve ABD’nin anlaşmanın uygulanması sırasında garantilerin görüşüleceği sözünü vereceğini düşünüyor.