İsrail, çok cepheli bir savaşa dönüşmekle tehdit eden bir gerilime karşı hazırlanıyor

İsrail ordusu, Batı Şeria'daki faaliyetlerini artırırken Yahudi bayramlarında meydanların birbirine bağlanmasına karşı hazırlanıyor

İsrail, çok cepheli bir savaşa dönüşmekle tehdit eden bir gerilime karşı hazırlanıyor
TT

İsrail, çok cepheli bir savaşa dönüşmekle tehdit eden bir gerilime karşı hazırlanıyor

İsrail, çok cepheli bir savaşa dönüşmekle tehdit eden bir gerilime karşı hazırlanıyor

İsrail, yaklaşık iki haftanın ardından Yahudilikte Roş ha-Şana (Yıl Başı) ile başlayıp Yom Kippur (Kefaret Günü) ile sona eren Tişri ayının ilk on günü boyunca çok cepheli çatışmaya dönüşebilecek bir ‘tehdide’ karşı hazırlanıyor.  İsrail basını, güvenlik birimlerinin Filistinlilerin saldırıları hazırlığında olduğuna dair gelen çok sayıda ihbarın ardından söz konusu süreç boyunca alarm durumunu yükseltmeye karar verdiklerini aktardı.

İsrail devlet kanalı KAN, güvenlik birimlerinin Yahudi bayramlarının arifesinde İsrail ordusunun Batı Şeria'daki adımlarını artırmaya karar verdiğini ve birçok alanda gerilimin tırmanmasına karşı hazırlık yapıldığını bildirdi.

İsrailli güvenlik yetkilileri, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad’ın meydanları birbirine bağlama hazırlığıyla ilgili gerginliğin Batı Şeria’da başlayıp, ardından Gazze ve Lübnan'a taşınabileceğini düşünüyor.

sdfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Kanal 12 televizyonu, güvenlik geriliminin ve aşırı sağcı bakan Itamar Ben-Gvir’in Filistinli mahkumlara yönelik kararlarının olası bir gerginliğin patlak vermesine zemin hazırlayabileceğini söyledi. Çatışma ya da çok cepheli bir savaş, İsrail ordusunun üzerine eğitim aldığı bir senaryo olmakla birlikte Gazze, Lübnan, Suriye ve belki de İran, Batı Şeria ve iç kesimlerdeki Araplarla olası bir çatışmanın başlamasına dayanıyor.

Netanyahu'ya uyarı

İsrail ordusu askeri istihbarat birimi AMAN, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu daha önce bazı çıkışlar yaptığı açıklamalarla ilgili son aylarda ortaya çıkan, yeni ciddi güvenlik sonuçları konusunda uyarıda bulunmuştu. AMAN’ın üst düzey yetkilileri, bu tür konuşmaların yol açabileceği infialin hemen ortaya çıkmayabileceği gibi geniş kapsamlı sonuçlara da yol açabileceği konusunda uyardı.

İsrail ordusu tarafından yapılan bir analiz, İsrail'in İran ve Hizbullah gibi düşmanları, İsrail'in caydırıcılığı, İsrail ordusunun etkinliği, ABD ile ittifakı, güçlü ekonomisi ve içerideki yüksek uyum şeklinde dört kategoriye ayırdığını ve hepsinin de zayıflatılmış durumda olduğunu gösterdi.

İsrail ordusunun etkinliği, İsrail'de hem kamuoyu önünde hem de özelde ABD yönetimiyle yoğun olarak tartışılan bir konu.

AMAN, İran ve Hizbullah'ın İsrail yedek kuvvetleri saflarında yaşanan krizi, İsrail ordusundaki çeşitli birimlerin verimliliğinin düşmesini yakından takip ettiğini ve 2023 yazını ‘tarihi bir zayıflama dönemi’ olarak gördüklerini kaydetti. AMAN'a göre İsrail'in caydırıcılığı önemli ölçüde zayıfladı.

cdferg
Lübnan-İsrail sınırı yakınındaki Nakura’daki bir UNIFIL devriyesi (Reuters)

İsrail senaryosu

İsrail'in elindeki senaryo, Hamas’ın Batı Şeria ve İsrail’deki güvenlik durumunu baltalama ve Gazze Şeridi ile İsrail’in doğusu arasına çekilen çitlerin yakınlarında gerilim yaratıp bu gerilimin önce Gazze Şeridi'nden roket atışlarının yeniden başlayacağı bir aşamaya, ardından da Güney Lübnan’a taşınmasına dayanıyor. İsrail, Hizbullah’ı Güney Lübnan’da Hamas ve İslami Cihad gruplarının konuşlanmasına izin vermekle suçluyor.

İsrail basını, Lübnan, Batı Şeria ve Gazze’den oluşan ‘karmaşık üçgene’ ve bu üçgenin arkasında Hizbullah’la koordineli çalışan Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih el-Aruri’nin olduğuna dikkat çekti. Eski İsrail Ordu Sözcüsü Ronen Menelis, Aruri'nin elinin en azından son aylarda üstte göründüğü yorumunda bulundu.

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, dün (cumartesi) Aruri ve İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nahale’yi kabul ederek İsrail'e açık bir mesaj verdi. Toplantı sonrası yapılan yazılı açıklamaya göre, Nasrallah Aruri ve Nahale, Batı Şeria'daki son durum, direniş hareketinin yükselişi ve İsrail’in son dönemdeki tehditleri başta olmak üzere Filistin'deki son gelişmeler ve siyasi gelişmeleri ele aldı.

Toplantıda, direniş eksenindeki tüm güçlerin İsrail’e karşı kararlı duruşunun yanı sıra işgalci İsrail karşısında direniş hareketleri arasındaki koordinasyon ve iletişimin önemi vurgulandı. İsrail, Lübnan’da yaşayan Aruri ve Nahale'yi tasfiye etmekle tehdit ederken Hizbullah, böyle bir suikast girişimine sert yanıt verileceği uyarısında bulundu.

sa
İsrail güçleri, 1 Eylül'de Batı Şeria'nın Akabe ilçesindeki operasyon sırasında bir evi yıktı (AFP)

Aruri'ye suikast tehdidi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz pazar günü, kamuoyu önünde Hamas Hareketi’nin son zamanlarda Batı Şeria'da gerçekleşen saldırılarının arkasında olmakla suçlanan Aruri’yi suikastla tehdit etti. Netanyahu, Lübnan'da saklandığını söylediği Aruri’nin provokatif açıklamalarda bulunduğunu ve beraberindekilerle birlikte neden saklandığını çok iyi bildiğini söyleyerek Aruri’ye açık mesaj gönderdi.

Netanyahu, o gün gerçekleşen kabine toplantısının başında yaptığı açıklamada, “Bize zarar vermeye çalışan, İsrail'e karşı terörü finanse eden, organize eden ya da arkasında duran kim olursa olsun, bunun bedelini ağır ödeyecek. Hamas ve İran'ın bölgedeki vekilleri, ister Yehuda’da ister Samiriye'de (Batı Şeria'nın İncil'deki adı) ister Gazze Şeridi'nde ya da başka herhangi bir yerde bizi terörize etme girişimlerine karşı her türlü yöntemle savaşacağımızı biliyorlar” ifadelerini kullandı.

İsrail güvenlik birimleri, Aruri’yi Hamas'ın Batı Şeria'daki altyapısının yeniden inşasının ve İsrail’e karşı eylemlerin arkasında olmakla suçluyor. İsrail basını, Hamas'ın Batı Şeria ve Lübnan'daki askeri yapısının geliştirilmesinin arkasındaki isim olan Aruri'yi uzun süredir suikast için ilk hedef olarak tanımlıyordu.

Aruri, Netanyahu’nun suikast politikasına geri döneceği sinyalleri karşısında İsrail’i çok cepheli bir çatışmanın patlak verebileceğine karşı uyarmıştı. Aruri, Hamas'a ait El Aksa televizyon kanalına verdiği röportajda, bölgede kapsamlı bir çatışma patlak verdiğinde işgalci İsrail’in ezici bir yenilgiye uğrayacağını söyledi.



Netanyahu tam olarak ne istiyor?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

Netanyahu tam olarak ne istiyor?

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

Sadece dünyada değil, İsrail'de de şaşkınlık ve hoşnutsuzlukla “Başbakan Binyamin Netanyahu tam olarak ne istiyor?” sorusu soruluyor.

Gazze Şeridi’nde gerçekten bir çözüme ulaşmak, İsrailli rehinleri geri getirmek ve İsrailli askerlerin kanının dökülmesini engellemek istiyor mu? Yoksa sırf savaşmak için savaş mı istiyor?

Netanyahu, Hamas'ı anlaşmaya yanaşmamakla suçlamıştı. Şimdi ise Hamas Mısır ve Katar tarafından sunulan öneriyi kabul etmişken neden Gazze Şeridi'ni işgal etmekte ısrar ediyor ve orduyu planını değiştirip işgali hızlandırmaya zorluyor?

İlk bakışta, İsrail, Kahire ve Doha'nın Washington ile tam koordinasyon içinde Hamas liderliğini öneriyi koşulsuz ve değişiklik talep etmeden kabul etmeye ikna etmek için gösterdiği çabalarda yer almamış gibi görünüyor. Mısırlılar, Katarlılar, hatta ABD’liler ve hatta İsrailli yetkililer, Netanyahu'nun bu çabalarla yakından bağlantılı olduğunu doğruladılar. Netanyahu, örneğin serbest bırakılacak Filistinli tutukluların sayısı gibi arabulucuların kabul ettiği veya ofisiyle bu konuda uzlaşma sağladığı birçok şart ve talep öne sürdü.

İsrail, her İsrailli rehine karşılığında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 120 Filistinliyi serbest bırakmayı kabul ederken, Hamas 200 tutuklunun serbest bırakılmasını talep etti ve 150 kişide anlaşma sağlandı.

İsrail, Gazze Şeridi'nden çekildikten sonra, 2-3 kilometre genişliğinde bir güvenlik kuşağında askerlerini tutmak istedi, Hamas ise sadece 500 metreye razı oldu, sonra mesafenin 1200 metre, bazı yerlerde ise 1500 metre olması konusunda anlaşmaya varıldı.

Tüm bunlar İsrail ve Hamas ile yapılan müzakerelerde gerçekleşti. Peki, İsrail güçleri tüm Gazze Şeridi'ni işgal etmek için harekete geçene kadar neler oluyor?

Son zaferin resmi

Netanyahu’nun kararsız bir lider olduğu ve hala karar vermekten kaçındığı açık. Ya da Haaretz gazetesinin dünkü başyazısında yazdığı gibi, o zayıf ve hiçbir şeye karar veremiyor. Bu yüzden bir yandan İsrail'in dünyadaki konumunu zayıflatıyor, ama vatandaşlarını kaderlerine terk ediyor.

Netanyahu, Hamas’a baskı yapmak için Gazze’yi işgal etmekten başka çare olmadığını İsrail halkına kabul ettirmeye çalıştı. Böylece bir yandan aşırı sağdaki müttefiklerinin isteklerini yerine getirirken, diğer yandan onların iştahını daha da kabarttı. Şimdi geri adım atması zor. Politikasını Hamas'a karşı sert bir politika olarak pazarlamaya çalışıyor.

dfgtyu
Salı günü Batı Şeria'nın Beyt Sira köyünde İsrail ordusu tarafından yıkılan bir evin enkazını inceleyen Filistinliler (AP)

Netanyahu'nun Hamas'ın öneriyi kabul ettiğine dair yaptığı yazılı açıklamada “İsrail'in politikası sabittir ve değişmemiştir” cümlesinin yer alması tesadüf değil. Bu cümle, aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Netanyahu'nun sağ kanada verdiği sözleri tutacağına dair hiç güvenmediği sözlerine yanıt niteliğindeydi. Netanyahu, Smotrich'e askeri zafer elde edilmeden savaşı bitirmediğini kanıtlamaya çalışıyor.

Ancak bu tutum, hesaplamaktan kaçındığı başka tehlikeler de barındırıyor.

Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefikleri karşısında savaşı askeri bir zaferle sona erdirmek için Gazze'yi işgal etmeye devam ettiğini göstermeye kararlı olmasının bir bedeli var. Hamas liderliği de savaşı askeri bir zaferle, ya da askeri dilde ‘nihai zafer imajı’ ile sona erdirmek istiyor.

Bu tartışmalı bir fikir ve birçok strateji uzmanı bunu ‘en aptalca’ askeri ilke olarak görüyor, çünkü aynı uzmanlara göre bu ilke İsrail için geri tepip onu ‘Gazze bataklığına’ sürükleyebilir.

Örneğin dün Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları, bir İsrail askerini kaçırma operasyonunu neredeyse başarıyla gerçekleştirdi ve pusuda birkaç İsrail askeri yaraladı.

Bu tür faaliyetlerde yakın vadeli işlemler artık yok.

Ne kazanır?

Peki Netanyahu, imzalanması dışında hiçbir eksikliği olmayan bir anlaşma varken böyle yaparak ne kazanıyor?

Kazancı çok.

Netanyahu’nun hesaplarına göre İsrail'de iktidar olanın kendisi olduğu kanıtlanıyor. Eskiden ordusu olan bir devlet olan İsrail, artık kararlarına itaat eden ve onun onaylamadığı askeri operasyonları ‘stratejik tuzak’ olarak nitelendiren bir orduya sahip bir devlet haline geldi.

dfrgt
Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında İsrail askerleri (İsrail ordusu)

Generallerin İsrail toplumundaki konumu zayıflıyor ve bununla birlikte onların arkasında saklanan derin devlet de zayıflıyor.

 Netanyahu yaklaşık yirmi yıldır bu süreci yürütüyor.

Bu şekilde iktidar koalisyonunu güçlendiren Netanyahu, en azından görev süresinin sonuna kadar hükümeti ayakta tutuyor ve böylece, yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan ve kendisini mahkûm edip hapse atmak isteyen mahkeme nezdinde konumunu güçlendiriyor.

Seçimleri ertelemek zorunda kalacağı başka askeri operasyonlar düzenleyebilir.

Haaretz gazetesi dünkü başyazısında şöyle yazdı:

“Netanyahu son iki yılda yedi ayrı savaş bölgesiyle yetinmeyip sanki tüm dünyaya savaş açmaya kararlıymış gibi görünüyor ve böylece dünyadaki Yahudileri İsrail devletiyle birlikte uçuruma sürüklüyor.”

Böyle bir durumda, başarısızlık ölçütü artarsa, ABD Başkanı Donald Trump'ın onu kurtarmak için müdahale etmesi beklenebilir. Trump'ın onu ulusal bir kahraman olarak görmesi ve ‘Onu nasıl hapse atmak istiyorlar?’ diye sorması bunun bir göstergesi olarak yeterli.