Caroline Hurndall İngiltere’nin Libya büyükelçisi olarak görevinin bitimine birkaç gün kala, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, seçimlerin düzenlenmesi ile sonlanacak siyasi sürecin üç önceliğini vurguladı. Bu üç önceliğin, liderlerin Libyalıların çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyma, siyasi aktörler arasındaki güvensizlik ikilemine karşı mücadele etme ve Birleşmiş Milletler destekli bir diyaloğa katılma olduğunu belirtti.
Hurndall, Trablus’un son dönemde tanık olduğu huzursuzluk ve kanlı çatışmaların Libya kurumlarının meşruiyet eksikliğini doğruladığını belirtti. Bu bağlamda “Protestolar ve çatışmalar açısından gördüklerimiz, Trablus’ta yaklaşık bir yıldır göreceli bir istikrar sağlasak da durumun aslında çok kırılgan olduğunu ortaya koyuyor” dedi. Ayrıca “Bunun, Libya’daki tüm kurumların meşruiyetten yoksun olduğunu ve hiçbirinin Libya ve halkı adına karar alma ve ülkeyi gerçekten yönetme konusunda tam meşruiyete sahip olmadığını ortaya çıkardığını da düşünüyorum” dedi.
İngiliz Büyükelçisi, Libya’da bulunan yabancı savaşçıların sayısı veya Rus Wagner şirketinin liderinin öldürülmesinin ardından grubun akıbeti hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Ancak kendisinin bir şeyden emin olduğunu belirterek, “Wagner ve onun sponsoru Rusya, Libya’yı istikrarsızlaştırmaya çalışmaya devam edecek ve onu bölge genelinde daha fazla istikrarsızlaştırıcı faaliyetler için bir rampa olarak kullanacak” dedi.