BM: Darfur’da yüzlerce kişi etnik nedenlerden ötürü öldürüldü

BM: Darfur’da yüzlerce kişi etnik nedenlerden ötürü öldürüldü
TT

BM: Darfur’da yüzlerce kişi etnik nedenlerden ötürü öldürüldü

BM: Darfur’da yüzlerce kişi etnik nedenlerden ötürü öldürüldü

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Sudan'ın paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ve Batı Darfur'daki müttefik milislerin etnik kökenli saldırılarında yüzlerce kişinin öldürüldüğünü söyledi.

Sudan ordusu ile HDK arasında geçtiğimiz Nisan ayında başlayan ve ülkeyi iç savaşın eşiğine getiren çatışmalardan bu yana kan dökülmesinin, şiddetin ve yerinden edilmelerin hızı arttı.

Korkunç geçmiş

Cenevre’deki BM İnsan Hakları Konseyi'nde konuşan Türk, Batı Darfur'da HDK ve müttefik Arap milislerin etnik motivasyonlu saldırılarının çoğu Masalit topluluklarından olmak üzere Arap olmayan yüzlerce sivili öldürdüğünü aktardı.

Türk, “Bu tür gelişmeler, tekrarlanmaması gereken korkunç bir geçmişi yansıtıyor” diyerek, Darfur'da 2003 ile 2008 yılları arasında yaşanan çatışmalar sonucunda 300 bine yakın kişinin öldürülmesine ve iki milyondan fazla kişinin yerinden edilmesine yol açan olaylara atıfta bulundu.

FOTO: Darfur'daki çatışmalar 2003 ile 2008 yılları arasında 300 bin kişinin hayatına mal oldu ( AFP)
Darfur'daki çatışmalar 2003 ile 2008 yılları arasında 300 bin kişinin hayatına mal oldu ( AFP)

Açıklamasında son saldırıların çoğunlukla Batı Darfur eyaletinin başkenti ve Sudan'ın en batısında yer alan  Cuneyna’nın yanı sıra en az sekiz başka yerde de kaydedildiğine değinen Volker, HDK’nın Batı Darfur’da iki bölge hariç tüm yerleri kontrol ettiğini vurguladı.

Hızlı Destek Kuvvetler çatışma gözlemcileri, insan hakları grupları ve tanıkların sivillere yönelik saldırıların arkasında kendilerinin olduğu yönündeki suçlamaları reddediyor ve olaya karıştığı kanıtlanan tüm savaşçılarının adalet önüne çıkarılacağını söylüyor.

Cuneyna’nın en büyük nüfus merkezini temsil eden Arap olmayan Masalitlere yönelik bildirilen saldırılar, on binlerce kişinin yakındaki sınırdan Çad'a kaçmasına yol açtı.

Türk, genellikle kabile veya etnik kökene göre gruplanan milislerin olaya karıştığına dair "endişe verici işaretler" olduğuna dikkati çekti.

Buzdağının zirvesi

BM yetkilisi, Sudan Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen seferberlik kampanyalarının mezhepsel gerilimi kışkırtma ve yerel topluluklar arasındaki çatışmanın yoğunluğunu artırma konusunda gerçek bir tehlike oluşturduğunu bildirdi.

Türk, 19'u çocuk, 75’i kadın olmak üzere yaklaşık 95 mağdurun yer aldığı 45'ten fazla olayın Yüksek Komiserlik Ofisi'ne bildirilmesi nedeniyle "çatışmalarla bağlantılı devam eden cinsel şiddet salgının” yayıldığını aktardı.

FOTO:  Askeri konvoyda hareket eden bir araca binen savaşçılar (AFP)
Askeri konvoyda hareket eden bir araca binen savaşçılar (AFP)

Yetkili, “Bu muhtemelen buzdağının görünen kısmı olabilir. Faillerin çoğunluğu yani yüzde 78’i HDK  üniforması giyen erkekler ya da HDF’'ye bağlı silahlı kişiler” şeklinde konuştu.

BM Yüksek Komiserliği geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, yıl sonuna kadar 1,8 milyondan fazla insanın Sudan'dan beş komşu ülkeye kaçmasını beklediğini bildirdi.

Sudan’daki savaş eski Devlet Başkanı Ömer el Beşir’i deviren halk ayaklanmasından dört yıl sonra başladı. Ordu ile 2021 darbesinin uygulanmasına katılan HDK arasındaki gerilim, sivil yönetime geçiş sürecine güçlerini entegre etme planı üzerinde kavgaya dönüştü. Pek çok ülke arabuluculuk çabalarına girişti ancak hiçbiri çatışmayı durdurmayı başaramadı.



Suriye Kürt Konseyi: Şam hükümetiyle ciddi diyalog gerekli

Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Kürt Konseyi: Şam hükümetiyle ciddi diyalog gerekli

Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)
Suriye Demokratik Güçleri mensupları (Arşiv- Reuters)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi dün yaptığı açıklamada, Kürt sorununa adil ve kapsamlı bir çözüm sağlamak ve Suriye devletinin gelecekteki şeklini belirlemek için hükümetle ciddi diyaloğun gerekliliğini vurguladı.

Konsey açıklamasında, "Suriye halkının tüm unsurları arasında sürekli iş birliği ve ortak eylemin gerekliliğini, Suriye'nin tüm unsurlarını kapsayan demokratik, çoğulcu bir devlete yönelik herkesin özlemlerinin yerine getirilmesinin sağlanmasının önemini" yineledi.

Açıklamada, geleceğin şekillendirilmesinde Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin aktif ve kapsayıcı katılımını gerektiren yeni Suriye devletinin inşa aşamasına odaklanılması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Kürt halkının "maruz kaldıkları ulusal hakların reddedilmesine ve dışlanmasına rağmen" Suriye'deki siyasi yaşamın geliştirilmesindeki rolü vurgulandı.


ABD Senatörü Sanders: İsrail çocukları aç bırakıyor ve Gazze Şehrini yok ediyor

ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
TT

ABD Senatörü Sanders: İsrail çocukları aç bırakıyor ve Gazze Şehrini yok ediyor

ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)
ABD Senatörü Bernie Sanders (AFP)

Önde gelen ABD'li Demokrat Senatör Bernie Sanders bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını eleştirerek, İsrail'in çocukları sistematik olarak aç bıraktığını ve Gazze Şehrini bombalar ve buldozerlerle yok ettiğini söyledi.

Sanders, ABD Başkanı Donald Trump ve Kongre'yi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Amerika'daki İsrail yanlısı lobi gruplarından biri olan Amerikan İsrail Kamu İşleri Komitesi'ne (AIPAC) karşı durmaya çağırdı.

 Gazze Şehri'ndeki bir binayı bugün hedef alan İsrail bombardımanının ardından yangın ve duman (AP)Gazze Şehri'ndeki bir binayı bugün hedef alan İsrail bombardımanının ardından yangın ve duman (AP)

Sanders, İsrail'in Gazze'deki zulmünün bedelini büyük ölçüde Amerikan vergi mükelleflerinin ödediğini vurgulayarak, İsrail'e askeri yardımın kesilmesini ve Gazze Şeridi'ndeki “etnik temizlik”in sona erdirilmesini talep etti.


Nur Adamları, kıyı bölgesinde çatışmaları yeniden alevlendiren Suriyeli grup

Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
TT

Nur Adamları, kıyı bölgesinde çatışmaları yeniden alevlendiren Suriyeli grup

Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)
Nur Adamları grubu, Genel Güvenlik araçlarına ve hükümet güçlerine pusu kurmaya odaklanıyor (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem

Bu yıl mart ayında Suriye’de kıyı bölgesinde yaşanan olaylar, arkalarında kanlı çatışmalar bıraktı. Kendisine eşlik eden ve yeni otoritenin “bireysel” olarak nitelendirdiği ihlaller de ardında sivillerin ruhlarında derin yaralar açtı. Söz konusu olaylar, Genel Güvenlik güçlerine yönelik tekrarlanan suikast ve saldırıların ardından, güvenlik güçlerinin yanıt olarak eski rejimin kalıntılarıyla bağlantılı grupların peşine düşmesinden sonra çatışmaların alevlenmesiyle başlamıştı. Bugün ise çatışmayı yeniden alevlendiren yeni bir silahlı grup ortaya çıktı.

Cevad Tugayları

Suriye'nin batısında bulunan ve Lazkiye ile Tartus vilayetlerini kapsayan kıyı bölgesindeki karmaşık durumu daha da karmaşıklaştıran bir gelişme yaşandı ve kendisine Ricalu'n Nur (Nur Adamları) adını veren, Cevad Tugayları lakaplı yeni bir silahlı grup ortaya çıktı. Grup, hükümet güçlerini hedef alan faaliyetlerini duyurdu ve ilk operasyonunu bir video ile belgeledi.

Nur Adamları grubu, 2 Ağustos'ta kendi açıklamalarını ve konuşmalarını içeren resmi bir sayfa oluşturdu. Bunlardan ikisi ayrı açıklamalardı. İlk açıklama, 14 Ağustos'ta bir Genel Güvenlik aracının hedef alınmasının ardından video olarak yayınlandı. İkinci video açıklaması ise 1 Eylül'de yayınlandı ve bir hükümet tesisine yönelik saldırıyı belgeliyordu. Güvenlik ve askeri işler uzmanı Albay Muhsin Hamdan, “bu askeri örgütün medyada bir yankı oluşturmanın ötesine geçmediğini ve sahada bir etkiden, haritaları yeniden çizme gücünden yoksun olduğunu” kesin bir biçimde belirtti. Nur Adamları grubu ve eylemleri, kendi kuluçka merkezine yönelik ve Genel Güvenlik veya yeni otorite ile iş birliği yapılmaması yönünde uyarıda bulunan bir bildirgeden başka bir şey değil” diye ekledi.

Yeni grubun duyurusu, kıyıda bir bölgesel yönetim kurma çağrısıyla eş zamanlı olarak geldi (Independent Arabia)Yeni grubun duyurusu, kıyıda bir bölgesel yönetim kurma çağrısıyla eş zamanlı olarak geldi (Independent Arabia)

Kimliği bilinmiyor

Silahlı grubun kıyı bölgesinde yaşayan Suriyelilere hükümet ile iş birliği yapmamaları konusunda uyarılarda bulunma konusundaki istekliliği ve gayreti belirgin. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre gözlemciler bunu, “Sahil Kalkanı” olarak bilinen grupların körüklediği mart ayındaki kanlı olaylardan bu yana var olan anlaşmazlığı derinleştirme girişimi olarak değerlendiriyor. Bahsi geçen kanlı olaylar, Sahil Kalkanı gruplarının, isyan eden ve silahlanıp yeni otoriteye direnmeyi tercih eden rejim kalıntılarını takip ederken, Cebele'de bir güvenlik güçleri konvoyunu hedef alarak 16 askeri öldürmelerinin ardından yaşanmıştı. Lazkiye'den yerel bir kaynak, Nur Adamları grubunun, Mikdad Fatiha liderliğindeki Sahil Kalkanı grubunun aksine hala bilinmediğine inanıyor. “Kimliği bilinmeyen herhangi bir gruba şüpheyle yaklaşılması gerektiğini, amaçları muhtemelen halk ile hükümet arasındaki uçurumu derinleştirmek, hatta son kıyı çatışmalarından beri var olan uçurumun kapanmamasını sağlamak olduğunu” belirtiyor.

Nur Adamları ve Lazkiye ilindeki diğer aktif grupların rolünü araştıran bir saha kaynağı, bazı silahlı grupların hükümet güçlerine yaklaşmamaları veya onlarla iş birliği yapmamaları için sivilleri korkuttuğunu ortaya koydu. Bu arada, bir videoda, silahlı bir gruba katılmadığı için kıyı bölgesinin kırsalında bir adamın aşağılandığı görülüyordu. Yeni otoriteye karşı çıkan askeri grubun doğuşu, Suriye genelinde sahada görülen karmaşık bir gerçekliğin ortasında geldi. Suriye Demokratik Güçleri (SDG), merkezi olmayan yönetim seçeneğine bağlı kalmaya devam ederken, kendisine bir de güney Suriye'de Süveyda'daki Dürzi toplumu eklendi. İsrail'in hava saldırıları ve çatışma hatlarına yönelik baskınları da devam ediyor.

Meyhub ve kafa kesme

Bu arada, silahlı grup gerilla savaşı prensibiyle faaliyet gösteriyor ve sınırlı sayıda kişiyle pusular kuruyor. Askeri gözlemciler, üyelerinin “eski askeri ve güvenlik kurumlarının mensupları olabileceğine ve onların saflarında görev yapmış olabileceğine” inanıyor. Zira ordu personeli ve gönüllüler çeşitli uzmanlık alanlarında eğitim aldı ve birçoğu geçen yıl aralık ayında rejimin devrilmesinin akabinde işten çıkarıldıktan sonra artık görevde değil. Nur Adamları grubu, ağustos ortasında Lazkiye kırsalında Genel Güvenlik Kuvvetleri'ne ait bir aracın hedef alındığı eylemin videosunu Facebook'ta paylaşmıştı. Operasyona beş kişi katılmış, gözetleme, izleme, patlatma ve belgeleme faaliyetlerinde bulunmuşlardı. Bu yeni kurulan milis grupların net bir talep açıklamaması, eylemlerinin kıyı şeridinde meydana gelen ihlallere “misilleme” olarak nitelendirilmesine neden oldu. Şeyh Salih el-Mansur'un yeni otorite tarafından yargılanmadan gözaltına alınmasına misilleme olarak yapılan eylemlerden bahseden açıklamalar yapıldı. Nur Adamları yayınladığı açıklamada, tutuklamayı keyfi olarak nitelendirdi ve Şeyh Mansur'un sağlığının kötüleşmesi nedeniyle yetkilileri sağlığından sorumlu tutarak, derhal serbest bırakılmasını talep etti. Grup ayrıca videoya eşlik eden kayda göre, “Beşşar Meyhub ve arkadaşları” için düzenlenen eylem hakkında da bir duyuruda bulundu. Beşşar Meyhub adlı gencin, yabancı bir savaşçı tarafından öldürüldüğü, kafasının kesilip bir arabanın kaputuna yerleştirildiği ve mahallede dolaştırıldığı aktarılmıştı. İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada bunu yalanlayarak bir “iddia” olarak nitelendirmişti. Bakanlık açıklamasına, üyeleri arasında genç Meyhub'un da bulunduğu bir terör hücresinin görüntülerini de ilave etti. Böylece Meyhub'un hayatta olduğu ve İç Güvenlik Bakanlığı'nın onu bir hapishaneye naklettiği ortaya çıktı.

Nur Adamları’nın eylemleri, Suriye Sahili Ulusal Buluşması’nın kıyıda bir yönetim kurma projesini duyurmasıyla aynı zamana denk geldi ve bu durum, Beşşar Esed sonrası dönemde bölünme veya ademi merkeziyetçiliğe yönelik milliyetçi söylemin artışına işaret ediyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.