Libya'da ceset torbası kıtlığı: Ölü bedenlerin kıyıya vurduğu ülkede salgın tehlikesi var

Derne'deki can kaybı sayısı 18-20 bin dolaylarına ulaşabilir

İtalya ve Yunanistan'a yakın bir konumda yer alan Derne kenti Akdeniz'i geçmeye çalışan binlerce göçmenin toplanma noktalarından biri (AFP)
İtalya ve Yunanistan'a yakın bir konumda yer alan Derne kenti Akdeniz'i geçmeye çalışan binlerce göçmenin toplanma noktalarından biri (AFP)
TT

Libya'da ceset torbası kıtlığı: Ölü bedenlerin kıyıya vurduğu ülkede salgın tehlikesi var

İtalya ve Yunanistan'a yakın bir konumda yer alan Derne kenti Akdeniz'i geçmeye çalışan binlerce göçmenin toplanma noktalarından biri (AFP)
İtalya ve Yunanistan'a yakın bir konumda yer alan Derne kenti Akdeniz'i geçmeye çalışan binlerce göçmenin toplanma noktalarından biri (AFP)

Binlerce kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinin ardından Libya'nın Derne kentinde ceset torbası kıtlığı yaşanıyor.

Danyal Fırtınası'nın vurduğu kente uluslararası yardımlar ulaşmaya başlarken, can kaybı sayısının 20 bine kadar ulaşmasından endişe eden yetkililer yardım kuruluşlarından ceset torbası ve cansız bedenlerin toplanması konusunda uzman ekip talep etti.

Derne Belediye Başkanı Abdülmenam el-Ghaithi, "Enkaz altında ve suda kalan çok sayıda ceset nedeniyle şehirde salgın hastalıkların başlamasından endişe ediyorum" ifadelerini kullandı.

El-Ghaithi kentteki can kaybı sayısının 18-20 bin dolaylarına ulaşabileceğini söyledi.

Cenazelerin toplu bir şekilde gömüldüğü kentte bulunan iki hastanenin de tamamen morga dönüştürüldüğü ve yeni bir sahra hastanesine ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.

Şehirdeki arama ekiplerinden birinin direktörlüğünü yapan Lütfi el-Mısrati ise, "Ceset torbalarına ihtiyacımız var" şeklinde konuştu.

Libya'nın doğusunu yöneten hükümette Sivil Havacılık Bakanı olarak görev yapan Hichem Abu Chkiouat daha önce yaptığı açıklamada, "Deniz sürekli onlarca cesedi karaya doğru atıyor" diye konuşmuştu.

Kentte, yetkili ekiplerin cansız bedenleri tespit etmek için deniz kıyısında devriye attıkları ve çıkarılan cesetlerin kimlik tespiti için Tobruk'a götürüldüğü ifade edildi.

Bölgede çalışan yardım görevlisi Emad el-Falah, "Her yerde ceset var. Evlerin içinde, sokaklarda, denizde. Nereye giderseniz, ölü adamlar, kadınlar ve çocuklar görüyorsunuz. Aileler yok oldu" dedi.

Felakette eşi ve 5 çocuğunu kaybeden 52 yaşındaki Usama el Husadi, Reuters'a gözyaşları içinde yaptığı açıklamada, "Her yerde yürüyerek onları arıyorum. Tüm hastaneler ve okullara baktım ama bulamadım. Babamın ailesinden 50 kişiyi kaybettik" diye konuştu.

Yolların büyük ölçüde yıkıldığı 100 bin kişilik kente yardım ekipleri helikopterlerle ulaşmaya çalışıyor. Şu ana kadar içlerinde Türkiye, Mısır, Tunus, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar'ın da bulunduğu 12 ülke Derne'ye yardım ve kurtarma ekibi yolladı.

Türkiye bölgeye ayrıca iki sahra hastanesi kurmak için ekipman ve 148 sağlık ekibi taşıyan bir gemi de yönlendirdi.

Independent Türkçe



Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah: İsrail'in tehditleri bizi silahlarımızı bırakmaya zorlamayacak

 İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in geçtiğimiz perşembe günü Güney Lübnan'daki Cebel er-Reyhan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, silahlarını teslim etmesi için ABD'nin sürekli baskısı altında olduğu bir dönemde İsrail'in tehditlerinin Hizbullah’ı ‘teslim olmaya’ ya da silah bırakmaya itmeyeceğini vurgularken, İsrail'in varlığını sürdürmesini ‘gerçek bir kriz’ olarak değerlendirdi.

Aşure günü münasebetiyle televizyonda yaptığı konuşmada Kasım şunları söyledi: “Bu tehdit bize teslim olmayı kabul ettirmiyor. Bize pozisyonlarınızı yumuşatın denmiyor ama saldırganlığa son verin deniyor... Bize silahlarımızı bırakmamız söylenmiyor.”

Kasım, ‘Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacaklarını’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre Kasım, “Koşullar zor ve karmaşık olsa da direniş ateşini yakmaya devam etme inancına sahibiz. Lübnan'da ve bölgede işgalin meşrulaştırılmasının bir parçası olmayacağız. Bir taviz ve aşağılama olan normalleşmeyi kabul etmeyeceğiz. Biz emanetin bekçileriyiz, devam edeceğiz ve yüzleşeceğiz” ifadelerini kullandı.

Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi tehdit etmek için çalışıyorlar ve bizden onlara yeni adımlar atılmazsa teslim olmamız gerektiğini söylüyorlar... Bu tehdit bizi teslim olmaya zorlamayacak. İsrail-ABD saldırganlığı, cinayetleri ve suçları durmalı. Sorun İsrail, direniş değil. Direniş çözümlerden biridir ve İsrail'in hayatta kalması gerçek bir krizdir.”

asdfrgt
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Reuters)

Kasım, “Önümüzde anlaşma ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanması olmak üzere iki aşama var. Bizim tutumumuz ilk aşamanın tamamlanması ve anlaşmanın uygulanmasının ardından kararı uygulamaya hazır olacağımız yönünde. Anlaşmaya varmak için esnekliğe sahibiz” dedi.

Kasım sözlerine şöyle devam etti: “ABD ve İsrail'in öldürmekle ya da teslim olmakla tehdit eden denklemiyle ilgilenmiyoruz. Biz haklarımıza bağlıyız. Şehit olmamız ya da galip gelmemiz gerekiyorsa biz varız. Bizim kabiliyetimizi, duygularımızı ve pozisyonlarımızı tartışmayın, biz sahanın adamıyız. Hizbullah adına her iki seçeneğe de hazır olduğumuzu beyan ediyorum. Barışa, ülkeyi inşa etmeye, ilerleme ve istikrar için iş birliğine hazırız. Çatışmaya ve savunmaya da hazırız; biz boyun eğmeyen, haklarımızdan ve onurumuzdan vazgeçmeyen bir halkız. Lübnan'da büyük bir hapishanede yaşamayı kabul etmiyoruz.”