Suriyeli güvenlik görevlilerinin Paris'teki ilk duruşması başlıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (Reuters)
TT

Suriyeli güvenlik görevlilerinin Paris'teki ilk duruşması başlıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (Reuters)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. (Reuters)

Fransa, üst düzey Suriyeli güvenlik görevlilerinin Mayıs 2024’te Paris Ceza Mahkemesi'nde insanlığa karşı suç işleme, savaş suçları, işkence ve adam kaçırma suçlamalarıyla ilk duruşmasını düzenlemeye hazırlanıyor.

Fransa topraklarında türünün ilk örneği olan söz konusu duruşmaya katılacak üç yetkili, Suriye rejiminin güvenlik aygıtının üst düzey üyeleri olarak kabul ediliyor. Bunlar arasında Ulusal Güvenlik Büro Başkanı Tümgeneral Ali Memlük, Hava Kuvvetleri İstihbarat Şefi Cemil Hasan ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Birimi’nin Bab Tuma (Şam) şubesi müdürü Abdusselam Mahmud bulunuyor.

Bu üç isim, uluslararası tutuklama kararlarının hedefinde. Önümüzdeki haftalarda ABD’de bir mahkemenin ceza davasını ele alması bekleniyor. Fransız topraklarında kendilerine yöneltilenlere benzer suçlamalara ilişkin Memlük ve Hasan aleyhindeki bu dava, ABD topraklarında türünün ilk örneği olarak kabul ediliyor.

fgrt
Tümgeneral Ali Memlük ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed. (Suriye İnsan Hakları Gözlemevi)

Yapılan değerlendirmeler yargı mekanizmasının yavaş işlediği yönünde. Söz konusu üç isim hakkında gelecek baharda Paris'te görülmesi beklenen duruşmanın, Şam Üniversitesi Edebiyat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğrencisi Patrick Dabbag'ın kaçırılıp ortadan kaybolmasından 11 yıl sonra gerçekleşmesi de bunun kanıtı niteliğinde. O sırada 20 yaşında olan Patrick’in babası Mazen Dabbag (1956 doğumlu), Şam'daki Fransız Okulu'nda eğitim baş danışmanı olarak görev yapıyordu. İkili, Kasım 2013'te Suriye Hava Kuvvetleri İstihbarat Teşkilatı'na mensup olduklarını söyleyen polis memurları tarafından tutuklanmıştı. Baba ve oğlu, Şam'ın banliyösündeki Mezzeh Hapishanesi'ne götürülmeleri ardından gözden kayboldu. Bu yöndeki birçok raporda buranın yaygın işkencelere sahne olduğu belirtiliyor.

Patrick ve Mazen Dabbag'ın isimleri, rejimin ölümlerini duyurduğu Ağustos 2018'e kadar gündeme getirilmemişti. İki resmi ölüm belgesinde Patrick'in Ocak 2014'te, babasının ise Kasım 2017'de öldüğü kaydedildi.

frg
Tümgeneral Cemil Hasan (soldan üçüncü). Suriye İnsan Hakları Gözlemevi

Mart ayı sonunda iki soruşturma hakimi tarafından verilen, üç kişinin mahkemeye sevk edilmesi emrinde yer aldığına göre Hava Kuvvetleri İstihbaratı tarafından tutulan diğer binlerce tutuklu gibi Patrick ve Mazen Dabbag’ın da ölümlerine yol açan şiddetli işkenceye maruz kaldıkları anlaşılıyor.

Başta Avrupa ülkeleri (Almanya ve İtalya gibi) olmak üzere uluslararası arenada Suriye rejimi üyeleri aleyhinde çok sayıda dava açıldı. Fransa’da davacının Fransız vatandaşı olması veya Fransız topraklarında ikamet etmesi gerektiği yönünde kanunlar var. Mazen ve Patrick Dabbag’ın çifte vatandaş olmaları davanın açılmasını kolaylaştırmıştı.

rgth
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in güvenlik karargahındaki fotoğrafı. (Reuters)

Diğer yandan Fransız yargısı, Suriye muhalefet örgütü İslam Ordusu (Ceyş-ul İslam) içindeki konumuyla ünlenen ve asıl adı Mecdi Mustafa Name olan İslam Alluş'un yargılanmasına karar verdi. Alluş, 2013-2018 yılları arasında Şam yakınlarındaki Guta bölgesini kontrol ediyordu. Öğrenci olarak geldiği Marsilya'da Avrupa bursuyla Erasmus programı kapsamındaki öğrenci vizesiyle tutuklanmıştı. Tutuklanmasından yalnızca iki gün sonra Fransız yargısı onu savaş suçları, işkence ve zorla kaybetmelerde suç ortaklığı yapmakla suçladı. Alluş, Saharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü sahibi Suriyeli meşhur aktivist Razan Zeytune’nin 10 Aralık 2013'te ortadan kaybolmasından sorumlu tutuldu. Söz konusu tarihte Ceyş-ul İslam, Doğu Guta'yı kontrol altına aldı. Aynı gün Vail Hamada, Zeytune’nin eşi Samira el-Halil ve avukat Nazım el-Hammadi de ortadan kayboldu. Geçtiğimiz bahar aylarında iki Fransız soruşturma hakimi, Alluş'u savaş suçları işlemek ve zorla kaybetme suçlamalarıyla Paris Ceza Mahkemesi'ne göndermeye karar verdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Alluş, Fransız yargısının eline düşer ve duruşması yapılırsa, Suriye rejimi üç memurun teslim edilmesi talebine yanıt vermeyebilir. Böylece duruşmaları gıyaben yapılabilir.

Suriye rejiminin dış ilişkileri normalleştirmeye çalıştığı bir dönemde, Avrupa ve ABD'de devam eden ve görülmesi beklenen davalar ise Suriye'de, özellikle rejim mensupları tarafından işlenen suçlara odaklanıyor.

Arap ülkeleri ile Suriye rejimi arasındaki ilişkilerin normalleşmesine karşı çıkan Paris, yerinden edilen kişilerin geri dönüşü, seçimlerin düzenlenmesi, tutukluların serbest bırakılması ve siyasi reformun gerçekleştirilmesi hususları dahil olmak üzere siyasi değişiklik ve çözüme yönelik bir hareket olmadıkça normalleşmeye gidilmemesi gerektiğini savunuyor.



Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Gazze Sivil Savunması sağlık görevlilerinin öldürüldüğü ‘saha infazlarını’ kınadı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail ordusu tarafından dün yayınlanan bir iç soruşturma raporunu yorumlayarak mart ayında Gazze Şeridi'nde 15 sağlık görevlisinin ölümüne neden olan bir çatışmanın ardından bugün İsrail ordusunu ‘saha infazları’ yapmakla suçladı.

Sivil Savunma Müdürlüğü yetkilisi Muhammed el-Muğayyar, bir sağlık görevlisi tarafından çekilen videonun İsrail’in olayla ilgili anlatısının yalan olduğunu ve saha infazları gerçekleştirdiğini kanıtladığını söyledi. Muğayyar, İsrail'i ‘uluslararası meşru kararları atlatmaya ve hesap vermekten kaçmaya çalışmakla’ suçladı.

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde 15 acil yardım çalışanının öldürülmesine ilişkin soruşturmada ‘çok sayıda profesyonel hata’ tespit edildiği ve olayla ilgili olarak bir komutanın görevden alınacağı belirtildi. 23 Mart günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehri yakınlarında 15 sağlık görevlisi ve yardım çalışanı üç ayrı saldırıda öldürüldü ve Birleşmiş Milletler (BM) ile Filistin Kızılayı yetkililerinin bir hafta sonra cesetlerini bulduğu bir çukura gömüldüler.

asfrt
Gazze sınırında bir grup yaralıyı tedavi ederken İsrail’in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden meslektaşları Abdullah Awad'ın cenaze namazını kılan Filistinli sağlık görevlileri (DPA)

İsrail ordusunun açıklamasına göre eksik ve yanlış rapor sunduğu gerekçesiyle bir komutana kınama cezası verilmesi ve sahadaki birlikleri komuta eden yedek subay olan bir komutan yardımcısının görevinin sonlandırılması kararı alındı. Reuters’ın aktardığına göre İsrail ordusu, soruşturmanın ‘çok sayıda mesleki başarısızlığı, emir ihlalini ve eksik raporlamayı’ ortaya çıkardığını ekledi.

İsrail ordusunun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“Soruşturma, ilk iki olayda ateş açılmasının, kendileriyle çatışan düşman bir güçten gerçek bir tehdit algıladıkları için askerlerin yanlış bir operasyonel anlayışından kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Üçüncü olayda ise bir çatışma esnasında emirlere aykırı olarak ateş edilmiştir.”

Açıklamada, askeri savcının olayla ilgili soruşturma yürüttüğü ve suç duyurusunda bulunmaya karar verebileceği belirtildi.

Öldürülen sağlık görevlilerinin birinin telefonunda bulunan ve Filistin Kızılayı tarafından yayınlanan bir videoda, İsrail askerlerinin üniformalı acil durum çalışanları, ambulanslar ve ışıkları yanan itfaiye araçlarına ateş açtıkları görülüyor.

Öldürülen sağlık görevlilerinden sekizi Filistin Kızılayı, altısı Gazze Sivil Savunma Müdürlüğü ve biri de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) üyesiydi. Cesetler olaydan birkaç gün sonra BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) ‘toplu mezar’ olarak tanımladığı yerde kuma gömülü halde bulundu. Filistin Kızılayı tarafından dün yapılan açıklamada İsrail ordusu tarafından yapılan soruşturmadaki bulgular reddedildi.

Filistin Kızılayı’nın işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentindeki Sözcüsü Nibal Fersah, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, “Raporda yalanlar hüküm sürdüğü müddetçe geçersiz ve kabul edilemez olmaya devam edecek. Zira cinayete ilişkin bir gerekçe içeriyor. Konunun sorumluluğunu saha komutanlığındaki kişisel bir hataya mal ediliyor. Oysa gerçek bunun tam tersi” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk'e göre olay uluslararası kınamalara ve ‘savaş suçu’ şüphelerine yol açtı.

Han Yunus’a düzenlenen bombardımanda 5 kişi öldü

Gazze'den yayın yapan El-Aksa televizyonu bugün, Han Yunus şehrinin doğusunda İsrail bombardımanında beş kişinin öldüğünü duyurdu. El-Aksa TV tarafından aktarılan haberde “Siyonistlerin bugün şafak vakti Han Yunus'un doğusundaki Beni Suheyla beldesinin ez-Zana bölgesindeki bir evi hedef alan hava saldırısında beş kişi öldürüldü” ifadeleri yer aldı.

El-Aksa TV’nin aktardığına göre saldırı sonucunda çok sayıda kişi de yaralandı.