Marakeş depremin yaralarını sarıyor: Turistler artık daha neşeli!

Tarihi eserlerin durumuyla ilgili endişeler… Kültür Bakanlığı restorasyon için acil program hazırlayacak

Jemaa el-Fna Meydanı’nda gezinen turistler (Şarku’l Avsat)
Jemaa el-Fna Meydanı’nda gezinen turistler (Şarku’l Avsat)
TT

Marakeş depremin yaralarını sarıyor: Turistler artık daha neşeli!

Jemaa el-Fna Meydanı’nda gezinen turistler (Şarku’l Avsat)
Jemaa el-Fna Meydanı’nda gezinen turistler (Şarku’l Avsat)

Fas’ın Marakeş şehrindeki Kutubiye Camii’ne yaklaşık 50 metre uzaklıkta bir rehber, bir grup turistin ortasında tarihi noktaya ilişkin bilgiler sunuyor. Ancak grup, deprem nedeniyle binada bazı küçük çatlaklar ortaya çıktıktan sonra yetkililerin bazı bariyerler koyması nedeniyle alışılmadık bir şekilde minareye ve camiye yaklaşamıyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Genel Direktörü Audrey Azoulay, Fas halkına destek vermek üzere X sitesinde (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımda, Faslılar ve genel olarak insanlık mirasıyla ilgilenenler açısından, Kutubiye Camii’nin karşı karşıya olduğu tehlike hakkındaki her konuşmanın korku ve dayanışma nedeni olmaya devam ettiğini söyledi.

sdfscdvefbrgt
Şehir duvarında bazı çatlaklar (Şarku’l Avsat)

Bir kaynak, tarihi yapı ve anıt müfettişlerinin bu konuda rapor hazırlamak amacıyla araştırma yaptığını söyledi. Araştırma amaçlı yapılan toplantıya ise Fas Gençlik, Kültür ve İletişim Bakanı Muhammed el-Mehdi Binsaid başkanlık etti. Toplantıda, el-Huz şehrindeki depremin merkez üssüne yakın olan ve doğal afet nedeniyle ağır hasar gören tarihi Tinmel Camii başta olmak üzere tüm tarihi yapı ve anıtların hazırlanması için acil bir programa ayrıldı.

dfvgrb
Deprem sonrası Kutubiye Camii (Şarku’l Avsat)

Depremden 5 gün sonra Jemaa El Fna Meydanı ve çevresinde dolaşan turistler, artık daha neşeli görünüyor. Çoğu kafe ve restoranlarda oturuyor, fotoğraf çekiyor ve dünyanın farklı yerlerinden geldiklerini gösteren sohbetler ediyor.

Şarku’l Avsat içlerinden birine depremden ne kadar etkilendiğini sorduğunda o da gülümseyerek İngilizce cevap veriyor:

“Japonya’dan geliyorum.”

Kendi ülkesinin geçmişine ve nüfusuna bakıldığında bu tür doğal afetler yaşandığını da belirtti.

Japon turistin yakınında iki genç adam, dost canlısı hayvanıyla fotoğraf çekmek için bir maymun terbiyecisi ile konuşuyordu. Meydanın bu bölümünde sabahın dikkat çekici sakinliği içinde, sanki dünyayı saran deprem hiç yaşanmamış gibi görünüyordu. Sadece Café de France yakınındaki Kharbouch Camii’nin minaresinin durumu, ziyaretçiyi yaşananların şokunu yeniden yaşatıyor ve el-Huz’dan başlayan depremin birçok bina ve daireyi moloz yığınına çevirdiğini hatırlatıyor. İnsanların ve ülkenin, bir dakikadan az süren depremden önceki durumuna yeniden kavuşması biraz zaman alacak.

Jemaa el-Fna Meydanı’ndan çok uzak olmayan ve 1071 yılında Murabıt Emiri Ebu Bekir ibn Ömer tarafından Marakeş’in kuruluşunun ilk örneklerinden olan tarihi Hacer Sarayı’ndan birkaç metre uzakta, Kutubiye yakınlarında, Senegalli Gabriel isimli genç, turistlere satacağı gözlük ve şapkaları ayarlamakla meşguldü. Şarku’l Avsat’a ilk kez bir depremde yaşadıklarını anlattı. Diğer Senegalliler gibi o da Fas’ı seviyor.

Gabriel’in yakınında, Amizmiz kasabasından gelen Hüseyin adında nar suyu satan Faslı bir genç çalışıyor. Şarku’l Avsat, doğal afetten psikolojisinin ve iş dünyasının ne kadar etkilendiğini sorduğunda Hüseyin üzüntü ve acı dolu bir ses tonuyla, bakışlarını ve bir elini depremin merkez üssüne yakın bölgelere çevirerek cevap vererek “Her halimize şükür. Oradaki bazı çevrelerde meydana gelen yıkımın boyutu beni üzüyor” dedi.



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.