Ayn el-Hilve Kampı yeni bir ateşkes ile karşı karşıya

Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri, İslamcı güçleri ‘aşırılıkçıları’ desteklemekle suçluyor.

Filistinli mültecilerin kaldığı Ayn el-Hilve Kampı. (DPA)
Filistinli mültecilerin kaldığı Ayn el-Hilve Kampı. (DPA)
TT

Ayn el-Hilve Kampı yeni bir ateşkes ile karşı karşıya

Filistinli mültecilerin kaldığı Ayn el-Hilve Kampı. (DPA)
Filistinli mültecilerin kaldığı Ayn el-Hilve Kampı. (DPA)

Lübnan’ın güneyinde, Filistinli mültecilerin kaldığı Ayn el-Hilve Kampı dün öğleden sonra, bölgede çatışan güçlerin (bunların başında El Fetih ve radikal gruplar geliyor), istikrarı sağlamak için aralıksız çabalar gösteren Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri tarafından açıklanan ateşkes anlaşmasına olan bağlılığının boyutunu test ediyor.

Fetih Hareketi kaynakları Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, ‘üzerinde mutabakata varılan hususlara bağlı olduklarını ve üzerinde mutabakata varılan talepleri hayata geçirmek için barışçıl çabalara yeni bir fırsat verileceğini’ aktardı. Söz konusu konulardan en öne çıkanı Fetih lideri Tuğgeneral Ebu Eşref el-Armuşi ve arkadaşlarının katillerinin teslim edilmesi.

Perşembe günü boyunca Ayn el-Hilve sokaklarında bazı ihlallerle birlikte yaşanan temkinli sakinlik. daha çok savaşçıların her an sona erebileceğini bildiği bir ‘savaş molası’ gibi görünüyordu.

Geçtiğimiz hafta 15 ölü ve 150'den fazla yaralı bildirilirken, çatışmaların Fetih Hareketi ile kampta saklanan radikal gruplar arasındaki çatışmanın kapsamının ötesine geçtiği açıktı. Diğer büyük güçlerin ve grupların aşırılık yanlılarını desteklemek için Ayn el-Hilve'ye girmesiyle birlikte olaylar daha da genişledi.

Sayda (Sidon) bölgesindeki Filistin Ulusal Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ebu İyad eş-Şaalan duruma ilişkin şunları söyledi:

“Tüm İslamcı güçler, özellikle de Usbetu’l Ensar, Hamas ve İslami Cihad, ister radikal grupları destekleyerek, ister onlar adına savaşa katılarak ve onlara kamp dışından savaşçılar sağlayarak çatışmaların tarafı haline geldi. Fetih Hareketi, yalnızca kampa değil, aynı zamanda komşu bölgelere de tehdit oluşturmaması nedeniyle yıkıcı aşırılık yanlılarıyla yüzleşmeye ve bunların kökünü kazımaya hazır. Fetih Hareketi, liderleri Tuğgeneral Ebu Eşref el-Armuşi ve arkadaşlarının katillerinin teslim edilmesi için defalarca süre verdi ancak verilen sözler radikaller tarafından göz ardı edildi. Gerçek bir mücadele vermek ve onlara karşı büyük bir saldırı yapmak göz ardı edilmiyor. Ancak sonuçta Lübnan topraklarında misafir olduğumuzu göz önünde bulundurarak Lübnan güvenlik güçleriyle koordinasyon olmadan böyle bir karar almayız.”

Lübnan Ordu Komutanı General Joseph Avn dün Sayda bölgesindeki Birinci Piyade Tugayı'nı ziyaret ederek subay ve askerlerle görüştü. Ayn el-Hilve Kampı’nda yaşanan çatışmalara ilişkin yürütülen misyonlarla ilgili brifingi dinledi. General Avn'ın ‘personelin kararlılığını, profesyonelliğini ve özellikle tugayın sorumluluk alanındaki mevcut istisnai koşullar altında görevlerini yerine getirirken gösterdikleri fedakarlığı’ övdüğü bildirildi.

Lübnan Ordusu Komando Alayı'nın Sayda şehrine girişini gösteren bir video da sosyal medya üzerinden paylaşıldı. Bazıları bunu kampta olup bitenlere bir tür müdahaleye hazırlık olarak yorumladı. Ancak güvenlik kaynakları Şarku'l Avsat'a şunları aktardı:

“General Avn'ın Sayda'ya ziyareti ve orada komandoların varlığı normal ve doğaldır. Kampta olup bitenleri takip etmek için komandolar, çatışmaların başlamasından bu yana sürekli olarak şehirde devriye geziyor. Ordu, kampa girmeyi veya çatışmalara katılmayı ve Nahr el-Bared kampı deneyimini tekrarlamayı kesinlikle planlamıyor. Çünkü Ayn el-Hilve'deki durum oradakinden bin kat daha karmaşık.”

Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın haberinde şu ifadelere yer verildi:

“Çarşamba ve perşembe gecesi çatışmalarda yeni tip top ve roket mermileri kullanıldı. Bu durum, çatışma sahasında ve vurulan yerlerde bulunan evlerde yangınların çıkmasına ve kendilerini etkileyen gelişigüzel bombardımanların yoğunlaşması sonucunda bölge sakinlerinin büyük bir yer değiştirme dalgasına yol açtı.”

Milletvekili Usame Saad'ın oğlunun evinin de vurulduğu bildirildi. Maruf Saad, Ayn el-Hilve Kampında’ki çatışmalar sırasında açılan rasgele ateş sonucu öldürüldü.

Bu dönemde Fetih ve Hamas'ın ateşkes ilan edememesinin ardından siyasi hareket bu olayları yakından takibe devam etti. Söz konusu ateşkes, kamptaki gelişmeleri anlamak amacıyla Lübnan'a gelen Fetih Hareketi Merkez Komitesi üyesi Azzam el-Ahmed ve Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk'un da katılımıyla iki hareketten iki delegasyonun Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki Filistin Büyükelçiliği’nde yaptığı toplantı sonrasında kabul edildi.

Meclis Başkanı Berri, el-Ahmed ve Ebu Merzuk ile iki ayrı toplantıda bir araya gelerek kendileriyle ‘savaşın derhal durdurulması’ ihtiyacını tartıştı. Berri, Şarku'l Avsat'a, Filistinli yetkililere kabul ettikleri bir çözüm formülünü sunduğunu, herkesin ‘bu formülü uygulama ve anlamsız ve yıkıcı çatışmayı derhal durdurma niyeti’ konusunda bilgilendirildiğini belirtti.

Filistin meselesindeki herhangi bir eylemin diyalog, fikir birliği ve anlayış yoluyla olması gerektiğine inanan Ebu Merzuk, Meclisi Başkanı Berri ile görüşmesinin ardından Ayn el-Hilve'de yaşananların ‘derhal’ durdurulması gerektiğini vurguladı. Ebu Merzuk, “Ateşkes sağlanmalı, militanlar geri çekilmeli, kamplardaki bu aşağılayıcı militarizasyona son verilmeli, Filistin halkı kamptaki yerlerine geri dönmeli, okullar açılmalı, savaşanlar okullardan çekilmeli ve eğitim süreci yeniden başlamalıdır” dedi.

El-Ahmed ise toplantının ardından şu açıklamada bulundu:

“İlk kıvılcımın başlangıcından itibaren Şii Emel Hareketi ve liderliği harekete geçerek Filistin Ortak Eylem Otoritesi için Sayda'daki ofisinde bir toplantı düzenlendi. Farklılıkları ne olursa olsun tüm Filistin güçlerini kapsayan bu oluşumda Berri'nin parmak izleri vardı. O, Sayda bölgesindeki Ayn el-Hilve kampı ve Lübnan çevresinin güvenlik ve istikrarının artırılmasında rol oynuyor.”

El-Ahmed, Filistin-Lübnan ortak komitesinin kuruluşunun hemen ardından başlayan, birçok gerçek ve göstergeye ulaşan, gece gündüz çalışan, hatta bazı tanıkları ve sanıkları evlerinde dinleyen soruşturmanın tamamlanmasının hızlandırılması gerekliliğine dikkat çekti. “Onlardan yardım istedim. Biz sadece gerçeği istiyoruz ve sadece Lübnan yargısının kanunları çiğneyen herkesten hesap sormasını istiyoruz” dedi.

El-Ahmed bazı tarafların Filistin-Filistin savaşına yatırım yapma olasılığına ilişkin olarak da şunları söyledi:

“Yaşananların Lübnan'a özgü olmadığını dolaylı olarak belirttim. Olanlar, işgalciye karşı Filistin birliğini güçlendirmek amacıyla Filistinli grupların genel sekreterlerinin Mısır'ın el-Alameyn şehrinde yaptığı toplantıyla aynı anda yaşananlardan çok da uzak değil. Ayrıca Filistin halkına yönelik saldırılara ve onların davalarını İsrail ve uluslararası düzeyde tasfiye etmeye yönelik girişimlere karşı koyarken gerçekleşen komplodan da uzakta bulunmuyorlar. Bunun yanı sıra burada Filistin davasını öldürmeye yönelik girişimlerden de çok uzak değil. Ancak biz tetikteyiz ve öncelikle yanlış yola sapanların düşüncelerini düzelterek akıllarına dönmelerini sağlamaya ve Ayn el-Hilve kampında güvenlik ve istikrarı artırmaya çalışıyoruz.”

İslami Cihad ve Hamas hareketleri dün (perşembe) yayınladıkları ortak açıklamada ‘derhal ateşkes’ ilan edilmesi çağrısında bulundu. Açıklamada, “Filistin direniş güçleri, bu çatışmalara karışan herkesin üzerindeki perdeyi kaldırarak Siyonist düşmana karşı mücadelede Filistinlilerin saflarını yakınlaştırıp birleştirmesini ve suçlara karışanların tutuklanarak yetkili Lübnan makamlarına teslim edilmesi gerekliliğini vurguluyor” ifadeleri yer aldı.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.