BM, Suriye’nin bölünme olasılığından endişeli

BM, Suriye'deki çatışmanın ‘parçalara ayrılmasından’ duyduğu endişeyi dile getirdi

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsviçre'nin Cenevre kentindeki toplantısına katıldığı sırada, 27 Şubat 2023 (Reuters)
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsviçre'nin Cenevre kentindeki toplantısına katıldığı sırada, 27 Şubat 2023 (Reuters)
TT

BM, Suriye’nin bölünme olasılığından endişeli

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsviçre'nin Cenevre kentindeki toplantısına katıldığı sırada, 27 Şubat 2023 (Reuters)
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nin İsviçre'nin Cenevre kentindeki toplantısına katıldığı sırada, 27 Şubat 2023 (Reuters)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, Suriye'de yıllardır devam eden iç savaşta daha fazla bölünme tehdidiyle ilgili artan endişelerini dile getirdi. Ayrıca çatışmanın ‘yeni bir felaket sonrasını’ önlemek için diyalog çağrısında bulundu.

Türk yaptığı açıklamada, geçtiğimiz Ağustos ayının sonlarında Deyr-i Zor’da çıkan çatışmaların en az 23 sivilin ölümüyle sonuçlandığı belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, "Suriye'deki çatışmanın parçalandığına dair uyarı veren göstergeler oldukça endişe verici. Ülkenin daha da büyük bir çatışmaya sürüklenmesine asla seyirci kalamayız. Bu çatışma, birçok sivilin hayatında silinmez yaralar açtı” şeklinde konuştu.

Suriye Demokratik Güçleri (SDG), geçtiğimiz 27 Ağustos'ta, Ebu Havle olarak da bilinen, SDG'ye bağlı Deyr-i Zor Askeri Konseyi'nin Komutanı Ahmed el-Hubeyl'i tutuklamıştı. SDG daha sonra onu ‘suç işlemek, uyuşturucu kaçakçılığı yapmak, güvenlik durumunu kötü yönetmek ve rejimle iletişim kurmakla’ suçlayarak görevden aldı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden (SOHR) aktardığına göre bu karar, el-Hubeyl'e bağlı milisleri saldırılar düzenlemeye sevk etti. Bu saldırılar hızla birçok köy ve kasabada çatışmalara dönüştü.

SOHR, geçtiğimiz hafta şiddet olaylarında çoğunluğu milislerden oluşan 90 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

Türk, 23 sivil ölümünün yanı sıra, SDG’nin ‘savaş eylemlerine karıştıkları’ iddiasıyla çok sayıda kişiyi tutukladığını söyledi. Ayrıca, "Bu nedenle, binlerce sivil evlerini terk etti" dedi.

Türk, saldırıların yerleşim yerlerini, mültecilerin kamplarını, pazarları, su arıtma tesislerini ve sağlık merkezlerini etkilediğini vurguladı. Ayrıca, “Sokağa çıkma yasağı ve yollardaki barikatlar, hareket özgürlüğünü kısıtladı ve gıda ve yakıt fiyatlarının yükselmesine neden oldu” ifadelerini kullandı. Çatışmanın başlangıçta Deyr-i Zor ile sınırlı olduğunu, ancak kısa sürede Haseke ve Halep'in doğu kırsalına yayıldığını ve diğer silahlı grupların da devreye girdiğini belirtti.

BM Yüksek Komiseri şöyle devam etti: "Diğer tarafların Deyr-i Zor ve mahalledeki gerilim ve düşmanlıkları istismar ederek bölgedeki yetkilerini genişletme çabasıyla ilgili derin endişelerimi ifade ediyorum. Bu son tırmanışla ilgilenen tüm taraflar, Suriye'deki çatışmanın yeni bir felaket boyutunun ortaya çıkmasını önlemek amacıyla çatışmaları derhal sona erdirmeli ve anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözmeye çalışmalıdır.”

Suriye'deki savaş yaklaşık 500 bin kişinin hayatına mal oldu, milyonlarca kişi göç etmek zorunda kaldı. Savaş nedeniyle ülkenin altyapısı ve sanayisi yok oldu.

Çatışma, rejim tarafından bastırılan halk protestolarıyla başladı ve dış tarafların, militanların ve aşırılık yanlısı örgütlerin katılımıyla genişledi.

Son yıllarda ön saflarda sükunet hakim olsa da ülkenin kuzeyinin büyük bir kısmı hâlâ rejimin kontrolü dışında.



Mezhep çatışmalarının Suriye'den Lübnan'a yayılmasını önlemek için siyasi ve dini girişimler

Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
TT

Mezhep çatışmalarının Suriye'den Lübnan'a yayılmasını önlemek için siyasi ve dini girişimler

Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)
Çeşitli partilerin mezhep çatışmalarının Lübnan'a yayılmasını önleme çabaları sürüyor (İlerici Sosyalist Parti)

Özellikle Dürzilerin çoğunlukta olduğu bölgelerde bazı güvenlik olaylarının kaydedilmesinin ardından, Suriye'deki mezhep çatışmalarının Lübnan'a sıçramasını önlemek için çeşitli siyasi, güvenlik ve dini düzeylerde çabalar sarf ediliyor.

Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Joseph Avn Cuma günü Yüksek Savunma Konseyi'ne başkanlık ederken Lübnan'daki iç istikrar ortamını ve Suriyeli mülteci krizini olumsuz etkileyebilecek her türlü yansımanın kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı.

Dağ yolu üzerindeki Şabaniye kasabasında bulunan caminin imamı Şeyh Hüseyin Hamza'nın bir grup gencin saldırısına uğraması bölgede gerginliğe yol açmış, olayların büyümemesi için en üst düzeyde temaslarda bulunulmuş ve tüm taraflar çekişmenin içine çekilmek istemediklerini vurgulamışlardır. Sonuç olarak, İstihbarat Müdürlüğü bir dizi izleme ve takip operasyonunun yanı sıra diğer ordu birimlerinin desteğiyle baskınlar gerçekleştirmiş, bunun sonucunda olaya karışan iki vatandaş (J.A.) ve (B.A.) gözaltına alınmış ve haklarında yetkili yargının gözetiminde soruşturma başlatılmıştır. Ordu Komutanlığı yaptığı açıklamada vatandaşları ülkemizin içinden geçmekte olduğu hassas süreçte sorumlu davranmaya ve iç barışa zarar verebilecek eylemlerin içine dahil olmamaya çağırdı.

Dürzi Şeyhliği: Güvenlik ve istikrarı ihlal eden her türlü suçlunun himayesi kaldırılsın

Bu olayın ardından Dürzi Şeyhliği tarafından yapılan açıklamada Şabaniye yolunda ailesinin yanında bulunan Şeyh Hamza'nın, eylemleriyle her şeyden önce dağı, halkını ve ahlaki, sosyal ve dini değerlerini rencide eden bir grup genç tarafından teşhir ve taciz edilmesini kınadığı belirtilerek gerekçesi ne olursa olsun güvenlik ve istikrarı bozacak her türlü eylemin karşısında olunduğu ifade edildi. Grup, Suriye'deki olayların başlangıcından bu yana ilan ettiği ister yol keserek ister yakın bağlarımız ve birlikte yaşadığımız onurlu Sünni toplumdan ya da bölgelerimizdeki Suriyeli mültecilerden herhangi birine saldırarak olsun, her türlü kanun dışı uygulamayı reddettiğini bir kez daha ifade etti.

Olayı yorumlayan Şeyh Hamza, başına gelenlerin Lübnan'daki onurlu Dürzi toplumunu temsil etmeyen bireysel bir fitne eylemi olduğunu vurguladı.

Gelecek Hareketi ise yaptığı açıklamada Şeyh Hamza'ya yönelik olayın takipçisi olduğunu ve Lübnan Cumhuriyeti Başmüftüsü Şeyh Abdulatif Deryan, İlerici Sosyalist Parti liderliği, bölge liderleri, tepkileri kontrol altına almakla görevli güvenlik, askeri ve adli kurumlar ve Lübnan Demokrat Partisi ile temas halinde olduğunu duyurdu... Temaslarda saldırganların tutuklanmasına ve fitnenin önlenmesine yönelik tüm çabalar övüldü ve tüm mezheplerden insanların her zaman iç barışını korumak ve ortak bir arada yaşama bağlarını güçlendirmek için bir araya geldiği bir bölgede tepkilerin içine çekilmekten kaçınılması vurgulandı.