Binlerce kişinin ölümünün ardından Libyalı yetkililer kendilerini savunuyor: 'Her şey 90 dakikada oldu'

Hayatını kaybedenlerin sayısı 20 bine ulaşabilir

Derne'nin selde uğradığı zarar, diğer kentlerin çok üstünde (AFP)
Derne'nin selde uğradığı zarar, diğer kentlerin çok üstünde (AFP)
TT

Binlerce kişinin ölümünün ardından Libyalı yetkililer kendilerini savunuyor: 'Her şey 90 dakikada oldu'

Derne'nin selde uğradığı zarar, diğer kentlerin çok üstünde (AFP)
Derne'nin selde uğradığı zarar, diğer kentlerin çok üstünde (AFP)

Daniel fırtınasının 10 Eylül'de neden olduğu sel felaketi, en çok Libya'nın doğusundaki kentlerden Derne'yi vurdu. Binlerce kişi hayatını kaybederken 100 bin nüfuslu kentin dörtte biri haritadan silindi.

Dünya basını kente akın ederken olayla ilgili olarak topa tutulan yetkililer, gazetecilere kendilerini savundu.

ABD'nin CNN televizyonuna konuşan yetkililer, neredeyse tüm ölüm ve yıkımların kent yakınlarındaki iki barajın çökmesinden sonraki 90 dakika içinde gerçekleştiğini ifade etti. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC de Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden sonra farklı grupların kontrolü sağlamaya çalıştığı ülkedeki Bingazi merkezli yönetimin "Sağlık Bakanı" Osman Abdulcelil'le konuştu. 

Abdulcelil, söylenenin aksine kimseye evlere kapanma çağrısında bulunmadıklarını, bilakis askerlerin halka kaçmaları için seslendiğini öne sürdü. 

BBC, facianın üstünden neredeyse bir hafta geçse de uluslararası yardım kuruluşlarının henüz bölgede pek görülmediğini bildirdi. CNN de bölgede Türkiye'den gelen bir kurtarma ekibiyle karşılaştıklarını ama böylesine bir faciayla başa çıkabilecek kadar çok uluslararası yardım bulunmadığını vurguladı. 

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu Sözcüsü Tommaso Della Longa, ülkedeki yardım operasyonlarını koordine etmeye çalışmanın "kabus" gibi olduğunu söyledi.

Kentteki kritik altyapıların sel sularıyla birlikte çöküşü, durumu daha da kötü hale getiriyor. 

6 bin ila 11 bin civarında bir ölü sayısından bahsedilse de binlerce kişi hâlâ kayıp. Bazı cesetler denize sürüklenerek kentin 100 kilometre ötesine gitti. Kentin belediye başkanı toplam ölü sayısının 20 bine ulaşabileceğini söylüyor. 

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Sözcüsü Jens Laerke, enkazın altında hem canlı hem de ölü kişilerin bulunduğunu belirtti:

Biz burada ikinci bir facianın yaşanmaması için uğraşıyoruz. Sağlık krizini engelleyip barınak, temiz su ve yiyecek sağlamak kritik önemde.

BM, bini aşkın kişinin toplu mezarlara gömüldüğünü bildirirken Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ailelerin ruhsal sıkıntıya girmemesi için böyle uygulamaların düşünmeden yapılmaması gerektiğini vurguladı. 

Ülkeyi 40 yılı aşkın bir süre boyunca yönettikten sonra 2011'de NATO destekli halk ayaklanmasında öldürülen Muammer Kaddafi'nin ardından ülkede siyasi birliğin sağlanamamış olması da faciayı büyütmüş gibi duruyor. 

Ülke, BM'nin desteklediği başkent Trablus merkezli yönetim ve Mısır'ın desteklediği, doğudaki Bingazi hükümeti arasında ikiye bölünmüş durumda. BBC'ye konuşan kent sakinleri, facia öncesinde tahliye konusunda iki taraftan da farklı açıklamalar geldiğini söyledi. 

Bu seli getiren fırtınanın şiddetini doğrudan küresel ısınmaya bağlayanlar da var. Reading Üniversitesi'nden Prof. Liz Stephens, fırtınalara bağlı yağmurların yoğunluğunun iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu savundu. Cuma günü BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths de bu felaketin uyarı görevi görmesi gerektiğini vurguladı.

Independent Türkçe, BBC, CNN



Şam, İsrail ile “ateşkes anlaşmasına” geri dönmeye hazır olduğunu açıkladı

ABD ve Suriye dışişleri bakanları, kimyasal silahlar dosyasıyla ilgili olarak her iki ülkenin katılımıyla özel bir komite kurulması için koordinasyon sağlandığını duyurdu (Arşiv)
ABD ve Suriye dışişleri bakanları, kimyasal silahlar dosyasıyla ilgili olarak her iki ülkenin katılımıyla özel bir komite kurulması için koordinasyon sağlandığını duyurdu (Arşiv)
TT

Şam, İsrail ile “ateşkes anlaşmasına” geri dönmeye hazır olduğunu açıkladı

ABD ve Suriye dışişleri bakanları, kimyasal silahlar dosyasıyla ilgili olarak her iki ülkenin katılımıyla özel bir komite kurulması için koordinasyon sağlandığını duyurdu (Arşiv)
ABD ve Suriye dışişleri bakanları, kimyasal silahlar dosyasıyla ilgili olarak her iki ülkenin katılımıyla özel bir komite kurulması için koordinasyon sağlandığını duyurdu (Arşiv)

Suriye, İsrail ile 1974 tarihli çatışmayı önleme anlaşmasına geri dönmek için Amerika ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

Bu tutum, Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile yaptığı telefon görüşmesinde dile getirildi. Görüşmede taraflar, başta ABD'nin yaptırımları, kimyasal silahlar, İran'ın müdahalesi, DEAŞ ile mücadele ve ikili diplomatik ilişkiler olmak üzere bir dizi ortak ilgi alanını ele aldı.

ABD Bakanı, görüşmede Washington'un Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki talimatlarını uygulamaya devam ettiğini, önümüzdeki aylarda Kongre ile iş birliği içinde “Sezar Yasası”nın kaldırılması için çalışılacağını belirtti.

Bakan, bölgenin yaşayabileceği en kötü senaryonun Suriye'nin bölünmesi veya iç savaşa geri dönmesi olduğunu ifade etti.