Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden Burhan ve Hamideti’ye uyarı

Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki İHA savaşı hız kazandı.

Burhan, Sudan’ın güneybatısındaki Damazin şehrinde bulunan bir ordu kampını ziyareti etti. (Egemenlik Konseyi- Facebook)
Burhan, Sudan’ın güneybatısındaki Damazin şehrinde bulunan bir ordu kampını ziyareti etti. (Egemenlik Konseyi- Facebook)
TT

Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri’nden Burhan ve Hamideti’ye uyarı

Burhan, Sudan’ın güneybatısındaki Damazin şehrinde bulunan bir ordu kampını ziyareti etti. (Egemenlik Konseyi- Facebook)
Burhan, Sudan’ın güneybatısındaki Damazin şehrinde bulunan bir ordu kampını ziyareti etti. (Egemenlik Konseyi- Facebook)

Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki savaş dün itibariyle altıncı ayına girdi. Hartum’daki ordu karargâhından ayrılmasından bu yana geniş çapta yayılan haberlere göre Egemenlik Konseyi Başkanı ve ordu komutanı Abdulfettah el-Burhan’ın ülkenin doğusundaki Port Sudan şehrinde hükümet kurması halinde, Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) başkenti Hartum olmak üzere paralel bir otorite kurma tehdidinin ardından bölünme hayaleti ülkeyi tehdit ediyor.

Ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki gerilimin artması ve krizin çözüleceğine dair işaretlerin bulunmaması gölgesinde ülkenin birliğini tehdit edecek her türlü adıma karşı siyaset arenasından tepkiler de artıyor.

Koalisyon, Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, Sudan’ın birliğini parçalayacağı, savaş çemberini genişleteceği ve kapsamlı bir iç savaşa dönüştüreceği gerekçesiyle bu yaklaşımı hiçbir şekilde kabul etmediğini belirtti. Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), 25 Ekim 2021 darbesinden bu yana Sudan’da hiçbir tarafın hükümet kurmasının meşru olmadığını vurguladı. ÖDBG, Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri ile doğrudan ve acil temaslarda bulunduğunu, onları ülkeyi parçalamaya yol açacak mevcut veya gelecekteki adımlardan kaçınmaya teşvik etmek için çalıştığını ve onları savaşı durdurmak ve felaket niteliğindeki insani duruma çözüm bulmak için müzakere yapmaya teşvik edeceğini dile getirdi.

Fotoğraf Altı: ÖDBG lideri Ömer ed-Dakir.
ÖDBG lideri Ömer ed-Dakir.

Açıklamada, ÖDBG’nin savaş karşıtı en geniş cepheyi oluşturmak ve ülkenin birliğini korumak için siyasi ve sivil güçlerle iletişimini yoğunlaştıracağı, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası taraflara da savaşın sonunu hızlandırıcı olumlu bir rol oynamaları için hitap edeceği belirtildi.

İç savaş tehlikesi

Diğer yandan Fadlullah Barma Naser liderliğindeki Ulusal Ümmet Partisi, Hızlı Destek liderinin ‘Korgeneral Burhan’ın Port Sudan şehrinde geçici bir hükümet kurmasını destekleyen gruplara karşı’ yaptığı tehlikeli açıklamaları tehlikeli bir durum olarak nitelendirdi.

Yaptığı açıklamada Port Sudan’da geçici bir hükümet kurulmasına karşı uyarıda bulunan parti, bölge ve kabile çizgisinde keskin kutuplaşmanın devam etmesi, her iki partiye bağlı partilerin kışkırttığı nefret söyleminin yayılmasıyla ülkenin bölünmesine ve iç savaşa sürüklenmesine yol açacak bu adımın kabul etmediğini vurguladı.

Parti, Hızlı Destek liderinin yaptığı açıklamanın, başka bir hükümet kurulmasına doğru yöneldiğini gösterdiğini ve bunun durumu daha da kötüleştireceğini ifade ederek, her iki tarafın çatışmaları tırmanmasını da kınadı.

Ümmet Partisi, Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerini, savaşı durdurmak ve barışçıl bir çözüme ulaşmak için Suudi Arabistan Krallığı ve ABD’nin arabuluculuğunda Cidde platformu aracılığıyla acilen müzakere masasına oturarak ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye ve cesur adımlar atmaya çağırdı. Açıklamada, uluslararası toplumdan ülkeyi bölmeye yönelik girişimleri durdurma yönünde baskıyı sürdürmesi çağrısı yapıldı. Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti), perşembe gecesi bir ses kaydında, Sudan’ın doğusunda ordu tarafından bir hükümet kurulması halinde, kontrol ettiği bölgelerde hemen bir otorite oluşturmaya başlayacağını söyledi.

Fotoğraf Altı: İstifa eden BM’nin Sudan Özel Temsilcisi Volker Peretz geçen çarşamba günü BMGK toplantısına katıldı. (BM)
 İstifa eden BM’nin Sudan Özel Temsilcisi Volker Peretz geçen çarşamba günü BMGK toplantısına katıldı. (BM)

Diğer yandan Birleşmiş Milletler’in (BM) Sudan’daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS), X platformu (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki ölümcül çatışmanın patlak vermesinden beş ay sonra misyonun, ateşkese ciddi bir şekilde uymaları ve düşmanlıkların kalıcı olarak durdurulması yönünde harekete geçmeleri çağrısında bulunmak için her iki tarafla da yakın temasta olduğunu söyledi. İstifa eden BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz, geçen çarşamba günü BMGK’ya verdiği brifingde Sudan’ın iç savaşa sürüklendiği konusunda uyarırken, uluslararası topluma da savaşı sona erdirmeleri ve hesap vermeleri için askeri liderlere baskı uygulama ve demokratik yönetime geçiş için sivil güçleri yetkilendirme çağrısı yaptı.

İHA savaşı hız kazandı

Aynı şekilde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki insansız hava aracı (İHA) savaşı, başkent Hartum’un geniş bölgelerine karşılıklı top atışlarının devam etmesiyle son birkaç gündür hız kazandı.

Görgü tanıkları dün orduya ait bir İHA’nın Hartum’un doğusundaki yerleşim bölgelerinde hareket eden Hızlı Destek askeri araçlarını bombaladığını aktardı. Dün sabah Omdurman’ın eski mahalle sakinleri, şehirde Hızlı Destek Kuvvetleri’nin kontrol ettiği bölgelerde sürekli uçuş yapan orduya ait bir İHA gördüklerini belirtti. Geçen salı günü Hızlı Destek Kuvvetleri, orduyu Hartum’un doğusundaki bir pazara baskın düzenleyerek 20’den fazla kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına neden olmakla suçlamıştı.

Hartum’un güneyindeki Şecera bölgesindeki Zırhlı Kolordu Komutanlığı hususunda aralarında yaşanan şiddetli çatışmalarda iki taraf, yoğun bir şekilde İHA kullandı. Ordunun savaş uçakları, Hartum’un güneyindeki Hızlı Destek bölgelerine hava saldırıları düzenlemeye devam etti ve başkent Hartum’un birçok cephesinde karşılıklı topçu ateşi açıldı.



İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
TT

İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)

İsrail ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, el Halil yakınlarında bir araçla saldırı gerçekleştiğini ve askerlerin saldırgana ateş açarak karşılık verdiğini, geniş çaplı bir insan avı başlatarak karşılık verdiğini duyurdu.

Ordu, Batı Şeria'da el Halil yakınlarındaki Yehuda Kavşağı'na araçlı saldırı ihbarı üzerine bölgeye birlik gönderildiğini belirtti.

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)

Açıklamada, "Askerler, saldırının failini bulmak için geniş çaplı arama çalışmaları yürütüyor ve ayrıntılar daha sonra açıklanacak" ifadelerine yer verildi. Yerel basında yer alan bazı haberlere göre olayda bir kadın asker yaralandı.

Araçla gerçekleştirilen saldırının sonuçları ve faili hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının halkın asgari temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, Şeride izin verilen yardımların niteliğinde köklü bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.

Kasım dün yaptığı açıklamada, "İşgalin girmesine izin verdiği kamyonların çoğu ticari sektöre ayrılmış olup, mevcut insani felaket nedeniyle vatandaşlar için gerekli görülmeyen ilave malzemeler taşımaktadır" dedi.

Kasım, "İki milyondan fazla insanı etkileyen krizin boyutuna uygun miktarda temel yardım malzemesi taşıyan kamyonların getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kasım, kış ve sert hava koşullarının yaklaştığı bu günlerde, arabuluculara ve ilgili tüm ülkelere, mobil evler (karavanlar) getirmek ve sivilleri kurtarmak için "ciddi ve acil adımlar atma" çağrısında bulundu.


Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Mustafa Rüstem

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni görsel kimliğinin lansmanı sırasında Şam sokaklarında dolaşan lüks araç konvoyu bir kutlama vesilesi gibi görünüyordu. Ancak bu aynı zamanda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra tüm personel ve memurlarının terhis edilmesinin ardından iç güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılmasına, yerlerine yeni birliklerin getirilmesine yönelik çabaların da olduğunu gösterdi.

Bu sahnelere rağmen, gözlemciler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın kimlik lansmanı ile Türkiye'de yeni güvenlik ve polis araçlarından oluşan bir filonun sergilenmesiyle aynı zamana denk gelen Suriye’deki modern araç geçit töreni arasındaki bağlantıyı sorguluyorlar. Bu olayların zamanlaması arasında bir bağlantı olup olmadığı, Türkiye’ye bağlılık konusunda gizli mesaj taşıyıp taşımadığını, yahut zamanlamanın sadece bir tesadüf olup olmadığını sorguluyorlar.

Çelişkili duygular

Şam’daki bu sahne, çelişkili görüşlere yol açtı. Bazı Suriyeliler, bunu kuşatma ve yoksulluktan bitkin ve yorgun düşmüş bir halk için hiçbir işe yaramayan, sadece görsel bir “dekor” için yapılmış bir harcama olarak gördü. Ancak bazıları da, bu araçları bir ilerleme tezahürü, özellikle güvenlik ve istihbarat servislerinin tekelinde olan Station Wagon Peugeot araçlar gibi Esad döneminin eski, harap arabalarının yerini alan hoş bir değişiklik olarak gördü. Zira bu araçlar, onlarca yıl boyunca Suriyelilerin hafızasına baskının ve demir yumruk yönetiminin araçları olarak kazındılar.

dfrgt
Trafik Dairesi'nin modernize edilmiş araçları ve motosikletleri, daha gelişmiş bir profesyonel varlığı yansıtıyor (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Şam Valisi Mahir Mervan İdlibi ise etkinlik sırasında düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimliğinin yalnızca bir formalite değil, geleceğe yönelik yeni bir vizyon olduğunu belirtti. Bu arada, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, bir aracın hangi makama ait olduğunun belirlenmesi de dahil olmak üzere bu kimliğin faydalarını sıraladı.

Yeniden yapılandırma ve rütbeler

Bu arada, İçişleri Bakanı Enes el-Hattab'ın mart ayında göreve başlamasından bu yana Suriye hükümeti tarafından bir dizi atama ve kararı içeren yeni bir yeniden yapılandırmanın hayata geçirildiği konuşuluyor. Bunlar arasında, polis, göç, pasaport ve nüfus müdürlüğü gibi birçok alanı denetlemek üzere farklı rütbelerden altı bakan yardımcısının atanması da yer alıyor. Bu atamaların ardından, halen hükümetin kontrolü dışında olan Haseke ve Rakka hariç olmak üzere, tüm illerdeki iç güvenlik müdürlüklerine 12 müdür atanması kararı alındı.

Aynı zamanda, bakanlıkta görev yapan bazı din adımlarına yaş ve görev yerlerine göre askeri rütbeler verileceğine dair bilgiler de dolaşıyor. Yerel medya kuruluşları, bu din adamlarının sayısının 70'e ulaştığını bildirdi. Yerel haber sitesi “Hashtag”, bazılarının ortaokul diplomasına bile sahip olmadığını, ayrıca şube ve üst düzey daire başkanlarına albay rütbesi verildiğini aktardı.

fbg
Yeni araçlar, karayollarının düzenlenmesine katkıda bulunan ileri teknolojilerle donatılmış (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Güvenlikle ilgili gözlemcilere göre, özellikle din adamlarının artan nüfuzu ve üst düzey görevlere atanmaları göz önüne alındığında, rütbe almaya hak kazanan din adamları arasında, İçişleri Bakanlığı'nın iç güvenlik, polis, kapsamlı bir eğitim, yıllar içinde edinilmiş bir deneyim ve bilgi gerektiren suç soruşturmaları gibi uzmanlık alanıyla çelişen, Şeriat hukuku diplomasına sahip olanlar da bulunuyor.

Bu haberler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın devrik rejim döneminde görev yapmış binlerce suç ve güvenlik uzmanını görevinden almasının ortasında geldi. Yeni yönetim, tüm güvenlik kurumlarını, orduyu ve siyasi partileri lağvederken, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları hâlâ rejimin 8 Aralık 2024'teki çöküşünün ardından yaşanan büyük kayıpların yaralarını sarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan kaos ve güvenlik zafiyeti, Suriye devriminin “savaşçılara ve cihatçılara” güvenerek ülke genelinde güvenliği ve emniyeti yeniden tesis etmek için acil çözümler aramasını gerektiriyor.

Fahri rütbeler

Bu haberler ışığında, askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı Albay Muhsin Hamdan, “Cumhurbaşkanı, Ordu ve Silahlı Kuvvetler Komutanı adına bir kararname yayınlanmadıkça askeri rütbelerin verilmesiyle ilgili tüm söylemlerin asılsız olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını” kesin bir dille belirtti. Kişinin takdiri hak eden seçkin bir kahramanlık eylemi gerçekleştirmesi halinde fahri askeri rütbenin kararnameyle verilebileceğini, ancak bunun “fahri rütbe” olarak kalacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı röportaja göre  Hamdan, “Din adamlarına verildiği iddia edilen rütbeler hakkındaki araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda, bu bilginin yanlış ve hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıktı. Mevcut bilgilere göre, bir çalışma devam ediyor ve konu yıl sonuna kadar incelenecek ve bu noktada, Esed rejiminden ayrılık sırasında sahip olunan rütbe ve hizmet yılı esas alınarak uygun işlem yapılacak.”

Askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı, askeri rütbelerin askeri okullara katılım sistemi kapsamında nasıl verildiğini de açıkladı. Bir subay, üç yıllık bir eğitimden geçtikten sonra tüm sınavları başarıyla geçmesinin ardından, (deneme süresinde olan) teğmen rütbesiyle mezun olur. Deneme süresi iki yıl sürmektedir ve sonunda terfi eder ve rütbesi onaylanır. Akademik eğitim ve öğretim görenler beş yıllık bir eğitimden geçerler ve eğitim süresince yapılan bütün sınav ve çalışmaları başarıyla tamamlamaları halinde üsteğmen rütbesini alırlar.

sdfrgt
Şam'da İçişleri Bakanlığı araçlarının görsel kimliğinin sergilenmesi geniş çaplı etkileşimlere yol açtı (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

“Her rütbe ile bir sonraki rütbe arasında, subayın onaylı bir derecelendirme ölçeğine göre (iyi ve üzeri) dört yıllık bir değerlendirme süreci vardır. Askeri kurumdaki terfi sistemi ve tüm terfiler, aynı zamanda cumhurbaşkanı olan başkomutan tarafından imzalanan özel bir kararname ile düzenlenir” dedi.

Albay Hamdan, yapılan açıklamalarda tüm Esed ordusundan ayrılan subayların göreve iade edilmesi yönünde bir niyet görülse de, bu sayının Savunma ve İçişleri Bakanlıkları için hâlâ düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre bakanlıklar bu sayının birkaç katına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açığı kapatmak için de kısa süreli kurslar düzenlenmesinin ve mezunlar verilmesinin veya bazı din adamlarına rütbe verilmesinin mümkün olabileceğini, ancak bu sonuncusunun nihayetinde “yanlış bir prosedür” olduğunu ifade etti.

Yetkinlikler ve cihatçılar

Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, “Suriye'deki güvenlik yönetiminin, çoğu yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca ilkokul veya ortaokul mezunu olan din adamları tarafından yönetildiğine” inanıyor.

 “Gözlemciler, güvenlik teşkilatlarının Genel Güvenlik adı altında tek bir kurumda birleştirilmesinin ardından yeni yapının olumlu yönleri olduğunu düşünüyor. Daha önce, teşkilatlar çok sayıdaydı ve güvenlik, askeri güvenlik, devlet güvenliği ve siyasi güvenlik gibi farklı uzmanlıklara sahipti. Her birinin tüm şehirlerde şubeleri vardı ve bunlar birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmıyordu, bürokrasi ile doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı üst düzey yönetimler bunlarda etkili olabiliyordu” diyor.

Yeni makamlar, Aralık 2024'te Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Esed ordusunu feshetmesinin ardından, yeni Suriye ordusunun kurulması kapsamında Savunma Bakanlığı'na yeni katılan örgüt liderlerine yüksek askeri rütbeler verdi. Bunlar arasında tümgeneral, tuğgeneral ve albay rütbeleri verilen yabancı cihatçılar da vardı.

Esed döneminde Suriye devriminin patlak vermesiyle düzenli kuvvetlerden ayrılan subaylar, terfi ve atama listelerinin gözden geçirilmesini talep etmişlerdi, çünkü listede yer alan isimlerin çoğu sivildi. Askeri kurum içindeki bu atamalar ve kararlar, özellikle uzmanlar başta olmak üzere ulusal yetkinlikleri dikkate almıyor ve sadakati ön planda tutuyor.