Sosyal medyanın öteki yüzü: Fas'ta deprem bölgesine fenomenler akın etti

Fenomenlerin, yüksek izlenme oranlarına ulaşmak amacıyla enkaz başında video çekmek için depremden etkilenen bölgelere akın etmesi tepki çekti

El-Havz depreminden sonra depremzedelerin görüntülenmesi bir trend haline geldi / Fotoğraf: AFP
El-Havz depreminden sonra depremzedelerin görüntülenmesi bir trend haline geldi / Fotoğraf: AFP
TT

Sosyal medyanın öteki yüzü: Fas'ta deprem bölgesine fenomenler akın etti

El-Havz depreminden sonra depremzedelerin görüntülenmesi bir trend haline geldi / Fotoğraf: AFP
El-Havz depreminden sonra depremzedelerin görüntülenmesi bir trend haline geldi / Fotoğraf: AFP

İlham Talibi

Ölü kokusu burnumuza doluyor, insanlar açlıktan ölüyor, bizi videoya çekiyorlar. Harekete geçmeliyiz. Yol inşa etmemiz gerekiyor, bizi görüntüleyecek birine ihtiyacımız yok.

Bu ifadeler, Fas'taki El-Havz depreminin kurbanlarından bir kadına ait.

Sosyal paylaşım sitelerinde yayılan konuşmasında depremzede kadın, yüksek izlenme oranları ve büyük kazançlar elde etmek için depremzedelerin üzüntülerini ve acılarını istismar eden sosyal medya fenomenlerinin sefil durumunu ifade etti. 

Fenomenler akın ediyor

El-Havz depreminden sonra, Fas'taki sosyal medya fenomenlerinin depremzedelerin fotoğraflarını çekmek için deprem bölgelerine akın etmesiyle, depremzedelerin fotoğraflanması bir trend haline geldi.

Faslı geçler telefonlarıyla çocukların fotoğraflarını çekiyorlar. İçlerinden biri ağlayarak şunları söyledi:

Faslıların bu durumda yaşadığını hiç düşünmemiştim.

Facebook ve TikTok platformlarında yayımlanan videolar, deprem bölgelerindeki depremzede ailelerin ağlama ve feryat etme hallerini gösteriyor.

TikTok platformunda yayınlanan bir videoda, Marakeş şehrindeki Mellah mahallesi sakinlerinin, yardım dağıtmaya gelen Faslı sanatçı Danya Batma'ya yönelik saldırıda bulundukları görülüyor.

Mahalle halkı izlenme oranlarına ulaşmak için üzüntülerinin istismar edilmesini reddediyorlar. Faslı sanatçının, hesabındaki bir paylaşımında yardım için gıda malzemelerini nasıl satın aldığını anlattığı görülüyor.

 
İzlenme oranları için

Sofyan el-Hafizi, yardımın deprem bölgelerine ulaştırılmasına katkıda bulunan genç Faslı gönüllülerden biri.

Bazı fenomenlerin depremi izlenme oranlarını artırmak için istismar etmesiyle ilgili olarak şunları söyledi:

Deprem şu anda sosyal medyada bir trend ve herhangi bir videoya El-Havz depremi etiketini eklediğinizde izlenme oranları artıyor. Yarım torba un ile yardıma koşan fakir bir kişinin görüntüsü gibi olumlu görüntüler var. Bu kişi elindeki unu depremzedelere bağışlamak istiyor. Ayrıca sahip olduğu tek şey olan yüzüğünü bağışlayan fakir bir kadın da var. Ama ne yazık ki depremi izlenme oranlarını artırmak için zengin bir malzeme olarak gören bazı Faslı fenomenler de var.

El-Hafizi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu bölgeleri hiç ziyaret etmeyenler var ama şu anda izlenme oranlarına ulaşmak için oraya akın ediyorlar.

Anne ve babasını kaybetmiş çocukların fotoğraflanması ve istismar riskine maruz bırakılması konusunda, El-Hafizi şu yorumu yapıyor:

Uluslararası yasalar, çocuk fotoğraflarının yayınlanmasını ve bunların izlenme amacıyla materyal haline getirilmesini suç sayıyorlar. Bu durum çocuk haklarını ihlal eden bir suç olarak değerlendiriliyor. Ancak bu konuda farkındalık yaratmak mevcut şartlarda zor.

Depremden etkilenen bölgeler, Fas'ın en yoksul bölgeleri arasında yer alıyor; depremden önce de bu bölgelerde yaşayanlar ötekileştirilme, yoksulluk ve altyapı eksikliğinden mustaripti.

 
Enkaz başında selfie

Uluslararası markalar giydikleri görülen Faslı fenomenler izlenme oranlarına ulaşmak için yıkılan evlerin başında selfie çekiyorlar.

Faslı fenomen Fuad Kabibu'nun depremden etkilenen köylerdeki fotoğrafları tartışmalara yol açtı. Bazıları onun şöhret uğruna depremzedelerin acısını istismar ettiğini düşünüyor. 

Bazı Faslı fenomenler videolarda yoksulluğun ve binaların eski yapısının şokunu yaşıyor. Telefonlar ellerinde insanların duygularını izleyerek ağlıyorlar.

Videolara hüzünlü şarkılar ekleniyor, kamera depremzedelerin üzüntülerin ve ağlamalarını göstermek için yakınlaştırılıyor ve videolar yayınlanmadan önce profesyonelce hazırlanıyor.

Faslı şarkıcı Kerime Gays, sosyal medya sayfasında Marakeş kentindeki depremde hayatını kaybeden çocuklara yemek verirken çekilen fotoğraf ve videolarını, onların onurlarını, psikolojik ve sosyal durumlarını korumayacak şekilde yayınlaması nedeniyle eleştirildi.

 
Sermayeleri telefon 

Bilişsel söylem sistemleri araştırmacısı Muhsin el-Vedvari, şunları söyledi:

İnsanların üzüntüsünü görüntüleyen bu tür çalışmalar, bizi acı verici gerçekliğe yaklaştırdığı kadar, fotoğraf etiğinden de yoksun. Fotoğraf etiğini, profesyonel bağlamda fotoğraf çekme imkanını yakalamış bir geçmişe sahip profesyonel gazeteciler arasında buluyoruz. Sözde fenomenlerde ise fotoğraf etiği bulunmayan bir şey. Bazılarının ise fotoğrafçılık düzeyinde mesleki yetenekleri olmasına rağmen, eylemi çerçeveleyen ahlaki referansları yok. Özellikle depremzedeler sadece doğal bir hadisenin mağduru değil aynı zamanda insani bir hadisenin mağdurular. Özellikle çocuklar bunun yansımalarını anlamıyor.

Bilişsel söylem sistemlerindeki araştırmacı sözlerine şöyle devam ediyor:

Fenomenin telefonu dışında katkıda bulunacak bir sermayesi yok, dolayısıyla bu makinenin kölesi olarak kalıyor ve herhangi bir ahlaki kaygı olmadan özellikle de depremzedelerden insani ilişkiler düzeyinde daha fazla görüntüleme elde etmeye çalışıyor.

 Sosyal medya pazarlama uzmanı Per Wandegger'e göre "Korku yaratmak ve bu korkuyu güçlendirmek, pazarlama tedbirlerinde önemli bir stratejidir. Çünkü bu korkular insanların zihinlerine yerleşiyor ve ne yazık ki pek çok kişi heyecan verici hikayelerle ilgi çekerek izlenme oranlarını artırmaya çalışıyor ve hedef grubun duygularını, izlenmeyi sağlamak için bir çekim aracı olarak kullanıyor."

 
Cristiano Otel

Bir kişi, izleyici kazanmak amacıyla gökyüzündeki mavi ışıklar gösteren videoyu "X" platformunda paylaştı.

Paylaşımında "Bu, Fas'ta deprem meydana gelmeden önce oldu" şeklinde bir nota yer veren sosyal medya kullanıcısı bu videonun depremden kısa bir süre önce kaydedildiğini iddia etti. Videoda Fas'ta gece gökyüzünü parlak bir şekilde aydınlatan büyük bir şimşek çaktığı görülüyor. Bir kullanıcı bu videoya "Mavi Işın Projesi, bir uzaylı istilası komplosunun hikayesi" ifadesiyle yorum yaptı.

Almanya’nın resmi televizyon kanalı ARD'ye göre bu video Fas'ta kaydedilmedi. Basit bir görsel araması, videonun birkaç yıldır internette dolaştığını ve Mayıs 2020'de TikTok platformuna yüklendiğini gösteriyor. Bu gerçek bir video değil. Ancak bilgisayar grafikleri kullanılarak üç boyutlu oluşturuldu.

Sosyal medya platformlarında dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo'nun Marakeş'teki "dört yıldızlı" otelini depremden sağ kurtulanlara açtığını iddia eden fotoğraflı çok fazla paylaşım yapıldı, ancak bu doğru değil.

Söz konusu otelin sözcüsü, Liberation gazetesine şunları söyledi:

Bu yanlış bir bilgi. Şu anda tüm müşterilerimiz her zamanki gibi rezervasyon yaptırmış durumda.

Independent Arabia - Independent Türkçe



İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
TT

İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)

İsrail Times gazetesine göre, İsrailli bir yetkili bugün, Hamas'ın üst düzey lideri Raid Saad'ın Gazze şehrinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü doğruladı. Bu da İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi anlamına geliyor.

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre görgü tanıkları ve sağlık kaynakları bugün, Gazze şehrinin güneybatısındaki Raşid Caddesi üzerindeki Nablusi kavşağı yakınlarında bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail uçağının Nablusi Meydanı yakınlarında bir araca birkaç füze ateşlediğini, aracı imha ettiğini ve can kayıplarına yol açtığını söyledi. Ambulans ekipleri, ölü ve yaralıları hastanelere taşımak için acilen olay yerine gitti.

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee ise yaptığı açıklamada, ordu ve Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Teşkilatı) Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas komutanını hedef alan bir saldırı düzenlediğini ve onu son zamanlarda hareket için silah üretimi ve yeniden yapılanma çalışmaları yapmakla suçladığını belirtti.

İsrail Ordu Radyosu, saldrırının hedefinin, İzzeddin el-Haddad'dan sonra "Hamas'ın ikinci adamı" ve askeri üretim dosyasından sorumlu kişi olarak tanımladığı Raid Saad olduğunu bildirdi. İsrail'in bugünkü operasyonu gerçekleştirmeden önce son haftalarda kendisine birkaç kez suikast girişiminde bulunduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Ynet internet sitesinden aktardığına göre Raid Saad Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın liderlerinden biri.

Hamas'tan hava saldırısının hedefinin kimliğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Axios haber sitesi, İsrail'in saldırıdan önce Amerika Birleşik Devletleri'ni önceden bilgilendirmediğini ifade etti.


Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Macid Kıyali

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından geçiş dönemi liderliği ile muhalifleri arasında yaşanan iç çatışma, siyasi sistemin niteliği, özellikle de merkeziyetçilik mi yoksa ademi merkeziyetçilik mi, merkezi bir devlet mi yoksa federal bir devlet mi tartışmaları üzerine yoğunlaşıyor.

Bu konu meşru olmasına rağmen, tartışmaya katkı sağlamak amacıyla bazı temel gözlemler aşağıda sunuyorum.

İlk gözleme göre ademi merkeziyetçilik ya da federalizm meselesini gündeme getirmek, bu konuda kutuplaşmanın temel nedeninin Suriye’deki iç çatışmada kimlik, etnik, mezhepsel ve bölgesel özelliklerin baskın olması olduğu gerçeğini görmeyi zorlaştırdı.

Çatışmanın önde gelen tarafları, siyasi veya sınıfsal güçleri ya da tarafları temsil etmekten ziyade kimlik temelli yahut mezhepsel, etnik ve bölgesel kimliği vurgulayan taraflar olduklarından, bu konunun siyasi niteliği göz ardı ediliyor.

Dikkati çeken ikinci gözleme göre ise federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet için mücadele eden güçler, bunu demokrasi meselesinden daha öncelikli tutuyorlar. Bunun nedeni, söz konusu güçlerin (SDG, Suveyda'daki Hicri Hareketi ve kıyı şeridinde Esed rejiminin çöküşünden etkilenen güçler) demokratik olmayan güçler olmaları. Prensipte pozisyonları, politikaları ve tercihleri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri gruplarla olan ilişkileri göz önüne alındığında bu güçlerin Esed rejimi altında kendilerini ifade etmedikleri ve bu konuyu bu kadar yoğun bir şekilde gündeme getirmedikleri unutulmamalı.

Üçüncü ve belki de en önemli gözleme göre federal bir devlette kimlik statüsü konusundaki çatışmaya öncelik verilmesi, devletin kurulması ve vatandaşlık taleplerini ya gölgeliyor ya da ön plana çıkarıyor. Bunların, 54 yıllık Esed döneminde eksik olan iki temel unsur olduğu ve özellikle mevcut koşullarda, yani devletin kurumlar ve hukuk devleti olarak yeniden kurulması ve vatandaşların güçlendirilmesi, böylece Suriyelilerin gerçek anlamda özgür ve eşit vatandaşlar olarak bir halk haline gelmeleri için ülke genelinde Suriyelilerin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlar olduğu unutulmamalı.

Bu yüzden iki temel sorunla karşı karşıyayız. Bunlardan birincisi, artık var olmayan Esed rejiminin Suriye'nin birliğini zayıflatıp bozmayı başarması, Suriyelileri mezhep, din, etnik köken, bölge ve aşiret aidiyetlerine göre sınıflandırması ve ‘böl ve yönet’ politikası uyarınca onları birbirlerine düşürmesinden kaynaklanıyor.

İkinci sorun, Suriyelilerin kendi koşullarını kontrol edememeleri. Bu durum, Suriye’nin geleceğinin, Suriye halkının aleyhine, uluslararası güçlerin, özellikle ABD ve bölgesel tarafların meselesi haline gelmesine neden oldu. Bu durum, kimlik çatışmaları, özellikle de silahlı çatışma veya silahlı milisler şeklinde ortaya çıkan çatışmalar için de geçerli.

Federalizm, bir ülkeyi bölmek değil, aksine ülkenin birliğini organize etmek ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevre bölgelere müdahale etmesini önlemek için daha uygun bir yöntem. Böylelikle karşılıklı güven temelinde hükümete daha geniş katılım sağlanır.

Suriye geçiş dönemi yönetimi ve Suriye muhalefetinin geri kalanı, gelecekteki siyasi sistemin nasıl olacağı ve otoriterliğin ve marjinalleşmenin geri dönüşünü önlemeye katkıda bulunanlar da dahil olmak üzere yeni konsensüsler oluşturmak için neyin uygun olduğu konusunda kafa karışıklığı ya da netlik sağlanamaması ortaya çıkan federalizm ve ademi merkeziyetçilik konusundaki tartışmalardan sorumlu.

Aslında, yeni yönetime bağlı olanlar ve geleneksel Suriye muhalefeti tarafından federalizmin reddedilmesinin sebebi, aceleci davranışlar, duygusal ve milliyetçi coşku ve önyargılar.

Söz konusu tartışmayı kapatmak yerine açmalı, tüm soruları sormalı. Çünkü Suriye’nin geleceği tartışmaya açık. Tüm Suriyeliler bu tartışmayla ilgileniyor ve bu konuda cevaplar bulmaya katkıda bulunuyor.

Daha spesifik olarak, federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet tartışmasıyla ilgili olarak, federalizmin herhangi bir ülkenin bölünmesi anlamına gelmediği, aksine birliğin daha uygun bir şekilde örgütlenmesi ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevreyi kötü yönde etkilemesini önlemek için, karşılıklı güvene dayalı yönetişime daha geniş katılımı garanti eden bir sistem olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlik çözümleri getirilemedi. Çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyaya, topluma, egemenliğe ve devlete sadece bölünmeler getirir.

Tüm bunlar bölünmek değil, federalizm gücün paylaşılması anlamına gelir. Dışişleri, savunma ve genel ekonomi yönetimi gibi devlet egemenliği ile ilgili konularda merkezileşme söz konusu. Bunların tümü birleşik parlamento ve merkezi hükümetin sorumluluğunda. Öte yandan iç güvenlik, eğitim, sağlık ve yerel kalkınma konularının yönetimi eyaletlerin veya yerel yönetimlerin yetki alanına girer.

Burada bazılarının endişelerini hafifletebilecek en önemli nokta, federalizmin etnik köken/milliyet veya din/mezhep yerine coğrafyaya dayalı olmasıdır. Çünkü herhangi bir kimlik meselesi, demokratik karakterini zayıflatır ve eşit vatandaşlık haklarının ve vatandaşların devletinin güçlenmesini engeller. Tıpkı Lübnan'da ve Irak'ta olduğu gibi.

Elbette, birçok alanda idari meselelerle ilgili olan ademi merkeziyetçi bir devleti, anayasaya göre yetkileri paylaşan federal bir devletle karıştırmak bir sorundur. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre federal devleti ayrılıkçı bir devlet olarak görmek de bir tür karışıklık veya yanılgı olarak adlandırılabilir, ancak bu doğru değil, çünkü merkezi devletler, yönetim, temsil ve kaynak dağıtımında esnekliğe sahip federal devletlere göre ayrılmaya çok daha yatkındır, zira günümüzün en büyük, en güçlü ve en zengin devletleri federal devletlerdir.

Bu yüzden herhangi bir kimlik grubuyla anlaşmazlık, kavramların karışmasına veya çarpıtılmasına yol açmamalı. Örneğin, İsrail'in siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemesi, demokrasiye karşı düşmanlığı teşvik etmemeli. Ayrıca, belirli bir önermeye elverişli olmayan koşullar olduğunu gözlemlememiz, bu kavramın tartışmaya açılmaması, geliştirilmemesi ve belirli bir ülkede devlet kurulması için ulusal birliği oluşturmaya hizmet eden bağlamlara yerleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Son olarak, bu alanda, özellikle Suriye bağlamında, dikkate alınması gereken iki konu var. Öncelikle ülkenin toprakları üzerinde devlet egemenliğinden söz edilmesi için bunun halkın birliği gerçeğine dayanması gerekiyor. İkinci olarak ise toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlikle ilgili bir çözüm bulunmuyor, çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyanın, toplumun, egemenliğin ve devletin bölünmesine yol açar.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir


Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye güvenlik kaynakları bugün, Suriye güvenlik güçleri ile ABD kuvvetlerinin, ülkenin orta kesimindeki Tedmür kentinde ortak devriye sırasında silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda Suriye güvenlik güçlerinden iki kişinin ve bazı ABD askerlerinin yaralandığını, saldırıyı gerçekleştiren kişinin ise öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynak, olayın ardından ABD’ye ait helikopterlerin yaralıları et-Tanf Üssü’ne tahliye ettiğini belirterek, saldırının nedenleri ve koşullarına ilişkin henüz bilgi bulunmadığını ifade etti.

Olay nedeniyle Deyrizor-Şam uluslararası kara yolunda trafiğin geçici olarak durdurulduğu, bölge semalarında ise yoğun hava hareketliliği yaşandığı kaydedildi.